Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/410 E. 2022/442 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/410 Esas – 2022/442
Türk Milleti
Adına Yargılama Yapmaya Ve Hüküm Vermeye Yetkili
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/410 Esas
KARAR NO : 2022/442

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2016
KARAR TARİHİ : 23/06/2022
KARAR Y.TARİHİ : 24/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, müvekkili şirketin Ankara, Kırıkkale, Çankırı, Kastamonu, Karabük, Bartın, Zonguldak illerinde dağıtım faaliyetini yürüttüğünü, davaya konu dönem itibariyle genel aydınlatmaya dair iş ve işlemlerin 4628 sayılı ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunları ile düzenlendiğini, 4628 sayılı yasa döneminde genel aydınlatma giderlerinin 01.01.2009 – 31.12.2015 tarihleri arasındaki dönem için Hazine tarafından karşılanacağının hüküm altına alındığını, 4628 sayılı yasanın geçici 17/4 maddesinde; aydınlatma yükümlülüğü, ödeme, uygulama ve denetime ilişkin esas ve usullerin Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığının görüşü alınmak suretiyle EPDK tarafından yönetmelikle düzenleneceğinin belirtildiğini, konuya ilişkin EPDK tarafından 10.07.2009 tarihinde Aydınlatma Yönetmeliğin yürürlüğe konulduğunu, yönetmeliğin “denetim” başlıklı 8. maddesinde; “kurum, dağıtım şirketinin kendisine ait ölçüm noktalarındaki ölçüm sistemleri veya aydınlatma değerlerini kontrol edebilir veya ettirebilir, bu kontroller sırasında, ölçüm noktasındaki sayaç değerleri tutanak altına alınır, tutanağa bağlanmış ölçüm değerleri ile dağıtım şirketi tarafından bildirilen ölçüm değerleri arasında fark olması halinde…..işlem yapılır” düzenlemesine yer verildiğini, yönetmeliğin 01.07.2013 tarihine kadar yürürlükte kaldığını, yönetmeliğin yürürlükte kaldığı dönem boyunca yapılan denetimlerde sayaç değerlerinin dikkate alınması gerektiğini, oysa ki … genel müdürlüğünün 13.02.2012 tarihli yazısı ekinde müvekkiline tebliğ edilen Genelge ile denetim yöntemi olarak her bir aydınlatma abonesi için bir saatte en yüksek tüketim (SEYT) ve fatura döneminde en yüksek tüketim (EYT) yöntemi ile yapılması yönteminin benimsendiğini, kullanılan yöntemin sayaç değeri yerine, fatura döneminde mümkün olan en yüksek tüketim değeri (EYT) ve bir saatte mümkün olabilecek en yüksek tüketim değerinin (SEYT) kullanıldığını sayaç ölçümleri yerine kullanılan bu metodun geriye dönük uygulanması sonucu toplam aydınlatma abonesinin %20 sinin 01.06.2009 – 31.05.2014 tarihleri arasında yapılan tahakkukların denetlendiği, 29.840 adet fatura için toplam 57.733.527,16 kwh karşılığı 28.236.347 TL fazla ödeme yapıldığının belirtilerek bu tutarın bir ay içinde ödenmesinin istendiğini, EYT ve SEYT’nin geçmişe dönük olarak uygulanmasının mevzuatın geriye yürümezliği ilkesine aykırı olduğunu, 4628 sayılı kanunun yürürlükte olduğu dönemde EPDK tarafından uygulamaya konulan Aydınlatma Yönetmeliğinin “denetim” başlıklı 8. maddesinde; sayaç değerlerinin dikkate alınacağının hüküm altına alındığını, yönetmeliğin yürürlükte kaldığı (10.07.2009 – 01.07.2013) dönemde başka bir yöntemin uygulanmasının mevzuata aykırı olduğunu, öte yandan EPDK’nın 08.10.2012 tarihli ve 87533 sayılı yazısında (Ek-4); aboneye ait doğru tüketim kaydeden sayaçtan kısa bir süre aralığında okunan tüketim değerleri kullanılarak dönem tüketiminin hesaplanması ve bulunan değerin faturalamaya esas alınmasının Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine uygun olmadığının belirtildiğini, başka bir anlatımla davalının yönteminin EPDK uygulamasına aykırı olduğunu, öte yandan alt geçitlerin genel aydınlatma kapsamına dahil edilmemesinin imar planlarına ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, … tarafından yapılan kontrolde alt geçit aydınlatmalarının tüketim bedelinin müvekkiline iade edilmediğini, öte yandan siteler ve konut yapı kooperatiflerince kamuya bırakılmış genel aydınlatma tesislerine ait giderlerin kapsam dışında bırakılmasının hatalı olduğun, direk tiplerinden hareketle projektörlerden tüketilen enerjinin kapsam dışı tutulmasının hatalı olduğunu, led pilot uygulamaları ve çıkmaz sokak için de mevzuata aykırı davranıldığını davalı … tarafından müvekkilinin elektrik dağıtım bölgesinde genel aydınlatma denetimi yaptığını, denetim raporunda; 3418 abonelik için 273.828.092 Kwh tüketim için ödenen bedelin geri ödenmesinin istendiğini, müvekkili tarafından yapılan itiraz üzerine sahada 27.07.2015-05.08.2015 tarihleri arasında tekrar denetim yapıldığını, düzenlenen raporda bu kez 57.733.527 Kwh fazla ve buna isabet eden 28.236.347 TL fazla ödeme yapıldığının ifade edilerek bu tutarın bir ar içinde iade edilmesinin istendiğini, 2009-2015 arasında genel aydınlatmadan elde edilen toplam gelirin yaklaşık 23 milyon TL olup davalının ise yaklaşık 29 milyon TL’nin iadesini talep ettiğini, belirterek 2009/1 – 2013/7 dönemleri için davalının talep ettiği 28.236.347 TL nin haksız ve hukuka aykırı olduğunun tespiti ve iptaline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde; ödemeleri Hazine Müsteşarlığı tarafından gerçekleşen dönemler için (10.07.2009 tarih Resmi Gazetede yayınlanan Aydınlatma Yönetmeliği dönemi) aydınlatma giderlerinin tespitine yönelik denetim yapma veya yaptırma yetkisinin Hazine Müsteşarlığında bulunduğunu, 02.08.2013 tarih ve 28726 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Genel Aydınlatma Tebliği’nin 7. Maddesinde “Dağıtım şirketine fazla ödeme yapıldığının tespit edilmesi halinde, fazla yapılan ödeme tutan, ödemenin yapıldığı tarih ile geri alındığı tarih arasında geçen süreye 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranı dikkate alınarak hesaplanan faiz ile birlikte, ilgili dağıtım şirketinin cari dönem alacaklarından mahsup edilir.” denildiğini, ister Hazine Müsteşarlığı genelgesi olsun, isterse son çıkan tebliğ olsun Müvekkili şirketin, dağıtım şirketleri tarafından gönderilen aylık faturalarda sadece fiyat, miktar, endeks ve tarih takip kontrolünü yapmakta olup faturanın gerçek değeri yansıtıp yansıtmadığı veya aydınlatılan bölgenin genel aydınlatma kapsamında olup olmadığı hususunun ancak saha denetimi sonucunda ortaya çıkacağını EYT ve SEYT kuralına ilişkin olarak; … Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından. 27.07.2013 tarih ve 28720 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Genel Aydınlatma Yönetmeliği’nin 14. Maddesinin 3. ve 4. Fıkralarının yürütülmesinin durdurulması ve iptali için Danıştay 13. Dairesi’nin 2015/2776 E. Sayılı dosyasında açılan davada, yürütmenin durdurulması talebinin reddine şeklinde karar verildiğini, yani Yönetmeliğin 14. Maddesinin 3. ve 4. Fıkralarında belirtilen “SEYT” (I saatlik en yüksek tüketim değeri) ve “EYT” (toplam mümkün olabilecek en yüksek tüketim miktarları) değerlerinin kullanılmasının uygun olduğunun belirtildiğini, Davacı 2009-2015 tarihleri arasındaki aydınlatmadan elde edilen kara istinaden talep edilen bedelin fazla olduğunu bildirmektedir, geçmiş yıllarda birçok dağıtım bölgesi kırsalında kullanılan 11 W. 22W gibi düşük güçlü ampullerin yerine 70W. I10W, I50W, 250W. 400W ampul kullanılmaya başlanmıştır, ölçümde sahadaki son duruma göre Şirket lehine olacak şekilde yapılarak işlem tesis edildiğini, şu anda ölçülen yada OSOS’tan alman SEYT değerinin, geçmiş yıllardaki SEYT değerlerine göre çok yüksek olacağının açık olduğunu, aydınlatma aboneleri için günlük çalışma saatlerinin belirlenmesinde 14.04.2009 tarihli ve 27200 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği uyarınca Kurum tarafından onaylanan “Aydınlatma Profillerinde belirtilen günlük çalışma saatlerinin esas alındığını. Davacının 30.03.2013 tarihinden sonra (6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu) İlbank aracılığıyla karşılanması gereken tutarın kendilerine ödenmediğini bildirmekte ise de, 30 Mart 2013 tarihinde yürürlüğe giren 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun geçici 6. maddesinin I. fıkrasında: 31.12.2015 tarihine kadar genel aydınlatma kapsamında aydınlatılan yerlerde gerçekleşen aydınlatma giderlerinin Eneıji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesine konulan ödenekten ve ilgili belediyeler ile il özel idarelerinin genel bütçe vergi gelirleri payından karşılanacağı hüküm altına alındığını, İlbank aracılığı ile karşılanması gereken tutarın davacıya ödenmediği hususunda müvekkilinin herhangi bir tasarrufu bulunmadığını, davacının fazla ödeme miktarı olarak tespit edilen 28.236.347.06 Tl/yi ödediğini, oysaki sorumluluklarını yerine getirerek kamu aydınlatması yaptığını ve bedelini …’a ödediğini bildirmekte ise de. davacı şirketin denetiminden sonra ortaya çıkan 57.733.526.37 kwh fazla ödeme miktarı ve bu miktara karşılık gelen 28.236,347.06 TL tutar şirket tarafından aboneye yazılan fazla tüketimden (olması gerekenden) kaynaklı geri ödeme olduğunu, ayrıca söz konusu tutarın ödemesi yapılmamış olup, bilakis cari dönem alacaklarından kesilmemesi için ödeme taleplerinin geri çekildiğini davacı denetim sürecinde, devir tarihinden denetim tarihine kadarki aldığı ödemeler istendiğini, gönderilen 2009/6 dönemi için içerisinde 6 adet çalışma sayfası bulunan bir excell dosyası olduğunu ancak ilk ve son endeksler olup ilk okuma ve son okuma tarihleri bulunmadığını, şirketin herhangi bir maddi zarara uğratılmaması için bu dönemdeki bütün kayıtlarda ilk okuma tarihi 01.01.2009 son okuma tarihi 30.06.2009 olarak kabul edilerek ve bu şekilde işlem yapıldığını, yapılan hesaplama sayfasında ara toplamların yer alması nedeniyle hesaplamalarda hata meydana geldiğini, ancak Bu hatanın oluşmasına yol açan … …’ın 2009-06 dönemi için gönderdiği excell sayfalarında her işletmenin sonunda yer alan toplam satırları silinerek, davacının verdiği hatalı patalar nihai raporda düzeltildiğini Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin, dağıtım sistemine bağlanmak isteyen veya bağlı olan tüketiciler ile bu tüketicilere bağlantı anlaşması, perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma kapsamında hizmet veren taraflara uygulanacak standart, usul ve esasları düzenlediğini, genel aydınlatma abonelerinde henüz bu şekilde iki tarafın olduğu ve perakende satış sözleşmelerinin imzalandığı bir durumun söz konusu olmadığını, bu nedenle genel aydınlatma aboneleri için; Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu. 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu. 10.07.2009 tarihli 27284 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Aydınlatma Yönetmeliği ve Hazine Müsteşarlığınca yayımlanan Aydınlatma Bedellerinin Dağıtım Şirketlerine ödenmesine ilişkin Usul ve Esaslar Genelgeleri gibi ilave kanun maddeleri ve mevzuatlara ihtiyaç hâsıl olduğunu. …’a denetim yetkisi verilmesi de bu sebepten kaynaklanmış olup. eğer bir itiraz yapılacaksa başta kanuna itiraz edilmesi gerektiğini. Denetim görevinin tam anlamıyla yerine getirilebilmesi için bir yöntem belirlenmesi ve tüketim değerlerinin, bu yöntemle elde edilen baz değerlerle karşılaştırılarak sonuca gidilmesi hukuki bir mecburiyet olduğunu, davacı şirketin denetiminde de anlık veriler değil osos* tan alınan verilere göre değerlendirme yapıldığını, 10 günlük OSOS verisi üzerinden ve Şirket lehine olacak şekilde en yüksek OSOS SEYT değeri kullanıldığını. Davacı şirketin denetiminden sonra ortaya çıkan 57.733.526.37 kvvh fazla ödeme miktarı ve bu miktara karşılık gelen 28.236.347.06 TL tutar da şirket tarafından aboneye yazılan fazla tüketimden (olması gerekenden) kaynaklı geri ödeme olduğunu, ayrıca söz konusu tutarın ödemesi yapılmamış olup. bilakis cari dönem alacaklarından kesilmemesi için ödeme talepleri geri çekildiğini, davacının nihai rapor sonucunda ortaya çıkan 78.028.412.29 kwh enerji bedelinden abonesiz olarak tüketilen 20.294.885.92 kwh tenzilin hangi dönemlerden tenzil edildiği ve hangi birim fiyatlar üzerinden yapıldığı hakkında bilgi verilmediğini beyan ettiğini ancak tenzil edilen 20.294.885,92 kwh enerji tutan, hangi aboneden, hangi dönemde ve hangi dönem fiyatlrı ile aldığı davacı tarafından bildiriImediğinden toplam değer üzerinden düşüldüğünü, yapılan işlemin mevzuata uygun olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Haziran 2009 – Haziran 2014 tarihleri arasındaki döneme ilişkin genel aydınlatma tüketimi nedeniyle dağıtım şirketine hazine bütçesinden yapılan ödemelerin geriye doğru olarak incelenmesi sonucu davacıya 57.733.527,16 Kwh’a karşılık ana para ve gecikme faizi dahil toplam 28.236.347,06 TL fazla ödeme yapılıp yapılmadığı konusundadır.
Mahkememizce 12/01/2022 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiş, bu karar davacı vekilinin 09/03/2022 tarihli İstinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi’nin 2022/539 E, 2022/687 K, sayılı ilamıyla kaldırılmıştır.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi’nin 2022/539 E, 2022/687 K, sayılı kararında özetle; Mahkemece 6100 sayılı HMK’nun 114/1-b maddesine göre dava şartı olan “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu, görevin kamu düzenine ilişkin olduğu, yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği ve görev konusunda kazanılmış hak olmayacağından, benzer olayda Dairelerinin 20.3.2019 gün ve 2019/74 E., 2019/367 K. sayılı kararına konu Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 29.5.2019 tarih ve E:2019/227 sayılı görevlilik kararının Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 28/05/2020 tarih, 2019/697 E. ve 2020/332 K. sayılı kararı ile kaldırıldığı anlaşıldığından, mahkemece, idari yargının görevli olması nedeniyle, yargı yolu yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmediğinden, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA karar verilmesi gerektiği bildirilmiştir.
Dava şartları HMK 114 maddede düzenlenmiştir. Yapılan düzenleme uyarınca açılan davada davaya devam edilebilmesi için öncelikle mahkemeye ilişkin dava şartları bulunmalıdır. Bunlar; yargı hakkı, yargı yolu, görev, kamu düzenine ilişkin yetki halledilir. Taraflara ilişkin dava şartları: Davada iki taraf bulunması, taraf ehliyeti, dava ehliyeti, davaya vekalet ehliyeti ve geçerli vekaletname, davaya takip yetkisi olmalıdır. Dava konusuna ilişkin dava şartları: kesin hüküm bulunmaması, aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması (derdestlik) ve hukuki yarar (menfaat) bulunmasıdır.
HMK m. 115 hükmünde yapılan düzenleme uyarınca; mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davayı usulden reddeder.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/b maddesi ile; “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davasının idari yargı yerinde açılacağı düzenlenmiştir.”
Somut olayda; Elektrik dağıtım faaliyeti yürütmek ile görevlendirilen davacı şirket tarafından, davalı …’ın gerçekleştirdiği denetim sonucunda genel aydınlatma ödemelerinden tenzil edilmesini kararlaştırarak davacının genel aydınlatma alacaklarından kesinti yapmak suretiyle tahsil ettiği tutarın haksız ve hukuka aykırı olduğunun tespiti ve kesilen tutarın 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un uyarınca gecikme zammı ile birlikte davacıya iade edilmesi istemiyle açılan davanın İdari Yargı Yerinde görülmesi gerektiği anlaşılmakla, uyuşmazlığın çözümünde idari yargı yeri görevli olduğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Yargı yolu caiz olmadığından, davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 482.206,22 TL harçtan düşümü ile arta kalan 482.125,52 TL’nin karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
5-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 23/06/2022