Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/41 E. 2022/274 K. 25.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/41 Esas – 2022/274
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/41 Esas
KARAR NO : 2022/274
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/01/2022
KARAR TARİHİ : 25/04/2022
KARAR Y.TARİHİ : 26/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30.07.2012 günü Kırşehir Kırıkkale Devlet Karayolunun 24. Km, … idaresindeki davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı … marka otobüs ile … idaresindeki … plakalı … marka otomobilin kaza yapması sonucu meydana gelen çift taraflı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasında davalı sigorta şirketine zorunlu karayolu taşımacılık mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı otobüste yolcu olarak seyahat eden müvekkilinin yaralandığını, müvekkilinin kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını ve %15 oranında sürekli engellik kaldığını, zararlarının giderilmesi için … Sigorta A.Ş.’ye başvuru yapıldığını ancak ödeme yapılmadığını, Sigorta Tahkim Komisyonu başvuru yapıldığını, … Sigorta A.Ş. 15.000,00 TL’lik ödeme yapıldığını, geri kalan kısmın için davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak ödeme yapılmadığını belirterek HMK. madde 107/2 uyarınca başlangıçta belirttikleri talebi attırım hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın ve tedavi süresince bakım ihtiyacı doğduğundan şimdilik 100,00 TL bakıcı gideri tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yan taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacı yanın taleplerinin taşımacılık sigortası kapsamında olduğunun tespit edilmesi gerektiğini, davacının maluliyetinin kaza ile illiyet bağının kurulması gerektiğini, kusur ve maluliyet oranın tespit edilmesi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun poliçede yazılı limit ile sınırlı olduğunu, hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini, savunmuş davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, 30.07.2012 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle oluşan maddi zararların zorunlu karayolu taşımacılık mali mesuliyet sigorta poliçesi kapsamında tazmini istemine ilişkindir.
Arabuluculuk son tutanağı, Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem Heyeti Kararı, Kırşehir C. Başsavcılığının 2012/3757 soruşturma dosyasının uyap evrakları, davacılara ait hastane evrakları, kaza tespit tutanağı ve diğer belgeler dosyada mevcuttur.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da yapılan düzenlemelere göre, Tüketici; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade eder. Tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan taşıma, eser, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder (TKHK.m.3/k,l).
6502 sayılı TKHK.m.2 hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, bu kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar. Tüketici işlemlerinde taraflardan birisi daima tüketici, sözleşmenin karşı tarafı ise gelir elde etme amacıyla bu işi yapan satıcı, sağlayıcı, imalatçı, ithalatçı hizmet veren, banka, yüklenici, taşıyıcı, sigortacı veya bunlar gibi gelir elde etme amacıyla bu işleri yapan gerçek veya tüzel kişilerdir. Tüketici işleminin karşı tarafı olan müteşebbisin (girişimcinin) gerçek kişi tacir, esnaf veya TTK anlamında ticaret şirketi olmasının herhangi bir önemi yoktur. Burada önemli olan gelir elde etme amacıyla bu işi yapan bir kişinin bulunmasıdır. Sözleşmenin yapıldığı veya olayın gerçekleştiği tarihin mülga 4077 sayılı TKHK döneminde gerçekleşmesinin de herhangi bir önemi yoktur. Mülga 4077 sayılı TKHK ‘nın yürürlükte olduğu dönemde, yüksek yargıtay tüketici işlemi ile ilgili olmak üzere bazı sözleşmelerin tüketici işlemi sayılamayacağını kabul etmiştir. Ancak 6502 sayılı TKHK 3/l, 83 madde hükmünde yapılan açık düzenleme ile bu sınırlamaların tamamı ortadan kaldırılmıştır.
Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK 4, 5. madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın mutlak ticari dava olması veya sözleşmenin TTK’da ya da başka kanunlarda düzenlenmesinin herhangi bir önemi yoktur (6502 sayılı TKHK m.83). Bu nedenle örneğin, taraflardan biri tüketici, karşı tarafı müteşebbis olan uyuşmazlık konusunun kambiyo senedi, sigorta sözleşmesi, taşıma sözleşmesi, eser sözleşmesi ya da başka bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur.
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla belirlenir (HMK m.1). Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkili olur (HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
Somut olayda, 30.07.2012 günü Kırşehir Kırıkkale Devlet Karayolunun 24. Km, … idaresindeki davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı … marka otobüs ile … idaresindeki … plakalı … marka otomobilin kaza yapması sonucu meydana gelen çift taraflı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasında, davalı sigorta şirketine zorunlu karayolu taşımacılık mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı otobüste yolcu olarak seyahat eden davacının yaralandığı, kaza nedeniyle davalı sigorta şirketine yapılan tazminat başvurusunun reddedildiği ileri sürülerek, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ile 100,00 TL bakıcı gideri tazminatının tahsiline karar verilmesi istemiştir. Davacı, kaza yapan araçta mesleki ve ticari amaçla taşınmakta olup, tüketici konumundadır. Taşıma sırasında meydana gelen kaza nedeni ile sigorta şirketine, dava açılmıştır. Bu durumda davacı ile dava dışı taşıma şirketi arasında yapılan sözleşme tüketici işlemi niteliğinde olup, uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan, mahkememizin görevsizliği nedeniyle, davanın usulden reddine, süresinde ve istek halinde dosyanın HMK 1, 20 maddeleri uyarınca, görevli ve yetkili Ankara Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın, mahkemenin görevli olması dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin Ankara Tüketici Mahkemesi olduğunun tespitine,
2-HMK 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde taraflarca müracaat edilmesi halinde dava dosyasının görevli Ankara Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca harç ve yargılama gideri hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/04/2022