Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/400 E. 2022/592 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/400 Esas – 2022/592
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/400 Esas
KARAR NO : 2022/592
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/06/2022
KARAR TARİHİ : 13/10/2022
KARAR Y.TARİHİ : 31/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, davacıya ait, davalı sigorta şirketi nezdinde Genişletilmiş Kasko Sigorta poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı aracın, 04/03/2020 tarihinde meydana gelen çift taraflı, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası sebebiyle hasarlandığını, aracın onarımının yapılması ile hasar bedelinin tazmini için davalı şirkete başvuruda bulunulduğunu, davalı şirket tarafından alınan eksper raporunda; aracın ağır hasarlı olduğu, rayiç bedelinin 120.000 T , sovtaj bedelinin 61.555 TL , ödenecek hasarın ise 58.445,00 TL olacağının tespit edildiği, davalı tarafından davacıya, 120.000 TL rayiç bedelini içeren Mutabakatname gönderildiğini ancak, davacı tarafından, rayiç bedel ile mutabık olunmadığının ve ayrıca kasa bedelinin de ödenmesi gerektiğini ihtaren bildirildiğini, davalı tarafından davacıya sovtaj bedeli düşülerek 58.445 ödeme yapıldığı belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; Kasko Poliçesinde 30.000 TL ile teminat altına alınan kasa bedeline ilişkin olarak, 30.000,00 TL hasar tazminat bedelinin temerrüt tarihi olan 28/04/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçelerinde, uyuşmazlığa konu hasarın 04/03/2020 tarihinde meydana geldiğini, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davalı şirketin adresi İstanbul’da olduğundan yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, … plaka sayılı aracın, davalı şirket nezdinde kaskolu olduğunu, davacı tarafın ihbarı üzerine hasar dosyası oluşturulduğunu ve aracın onarımı ekonomik olmadığından pert-total işlemine tabi tutulduğunu, aracın hasar tarihindeki rayiç değerinin 120.000,00 TL olduğunun tespit edildiğini, davacı sigortalının, imzalanan mutabakatname ile kasa dahil 120.000,00-TL olarak belirlenen rayiç bedel ile mutabık olduğunu kayıtsız şartsız beyan ettiğini, bu kapsamda davalı sigorta şirketinin, bu kazadan dolayı kayıtsız şartsız ibra edildiğini, avans faiz talebinin haksız olduğunu belirterek; davanın reddine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, kasko poliçesi kapsamında bakiye maddi hasar zararının tazmini istemine ilişkindir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu belirtmiş ise de; dava kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanmakta olup davalı yerleşim yerinde davanın açılması olanağı bulunmakta olup yerleşik yargı kararları uyarınca davalı şirketin bölge müdürlüğünün Ankara’da bulunduğu dikkate alındığında davalının yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Sigorta şirketi vekili tarafından, zamanaşımı def’inde bulunulmuş ise de, uyuşmazlıkta uygulanması gereken sigorta sözleşmesinden kaynaklanan davalarda TTK’nın 1420. maddesi uyarınca alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl olarak düzenlenmiştir dava konusu riziko 04/03/2020 tarihinde gerçekleşmiş olup zamanaşımını kesen arabuluculuk süreci dikkate alındığında sürecin 26/10/2020 tarihinde başladığı 13/11/2020 tarihinde sona erdiği, kesilen süre değerlendirildiğinde davanın açıldığı tarih olan 17.06.2022 tarihi itibariyle 2 yıllık zamanaşımının doluğu anlaşılmıştır.
Öte yandan; taraflar arasında yapılan 20/03/2020 tarihli mutabakatname içeriğinde, davacının aracının tam/ağır hasara uğradığını, hasar inceleme sürecinin tamamlanması ile birlikte; araç için belirlenen 120.000,00 TL rayiç ile mutabık olduklarını beyan ettiği, davalı tarafından davacıya 120.000,00 TL ödeme yapıldığı ve davacının davalıyı kayıtsız ve şartsız ibra ettiğini kabul ettiği, ibranamenin davacı tarafın ıslak imzasını taşıdığı, davacının herhangi bir çekince koymaksızın ibranameyi imzaladığı anlaşılmıştır
Türk Borçlar Kanunu’nun 132. maddesinde, borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borcun tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabileceği düzenlenmiştir. Bilindiği üzere ibra, alacaklı ile borçlunun anlaşarak borcun sona erdirilmesidir. Dolayısıyla ibra iki taraflı bir hukuki işlem niteliğinde olup, borçlu ibrayı kabul etmedikçe borç devam eder. Dosya kapsamındaki ibraname protokolü ve ödeme dekontları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; ibranamenin her iki tarafça imzalandığı, ibranamenin tek taraflı bir belge olmadığı, borcun varlığı, miktarı ve borcun sona erdiği konusunda tarafların anlaşma yaptığı, davacı tarafından çekince konulmadığı, ibra sözleşmesi ile davacının, aracının 61.555,00 TL bedelle satılması ve davalının 58.445,00 TL ödeme yapması halinde borcun sona ereceğini kabul ettiği, bu kabul üzerine davacının protokole uyarak aracın satışını bizzat noterde gerçekleştirdiği, davalının poliçeden kaynaklı mesuliyetlerini ve ibraname kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirdiği anlaşılmakla ibra nedeniyle davalının borcunun ve sorumluluğunun sona erdiği sonucuna varılmıştır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; zamanaşımına uğrayan ve ibra nedeniyle borçlunun sorumluluğu ortadan kalktığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın Reddine,
2-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3,13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
3-Masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
5-Alınması gerekli 80,70 TL harcın, peşin alınan 512,33 TL harçtan düşümü ile fazla alınan 431,63 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra istek halinde yatırana iadesine,
6-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekillerinin yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK 345. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Ankara Asliye 7. Ticaret Mahkemesine ya da buraya gönderilmek üzere istinaf edenin bulunduğu yer İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/10/2022