Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/325 E. 2022/742 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/325 Esas – 2022/742
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/325 Esas
KARAR NO : 2022/742

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2022
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
KARAR Y.TARİHİ : 13/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının davalı tarafından ihale edilen hizmet alım işini üstlendiğini, 5510 sayılı yasanın geçici 68. maddesi ile istihdamın teşviki açısından aylık prim ve hizmet belgelerini yasal süresinde veren işverenlere ödenmesi gereken miktarın, davalı tarafından davacının hakedişlerinden kesildiğini ancak, davacıya iade edilmediğini, davalı idarenin teşviki kesme hakkının olmadığını belirterek, prim borcu bulunmayan müvekkilinin 2020 ve 2021 yılı hakkedişlerinden kesilen asgari ücret destek tutarları sebebi ile şimdilik; 10.000,00 TL’nin her bir kesinti tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalıda tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ile; 10.000,00 TL olan talep miktarını 32.725,00 TL’ye yükselttiklerini bildirmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davalının, 6661 sayılı kanunun 17. Maddesi hükümlerine göre hareket ettiğini, davalı tarafın, Milli Savunma Bakanlığı ile ilgili sermayesinin tamamı hazineye ait olan anonim şirket vasfında bulunduğunu, 6661 sayılı yasanın atıfta bulunduğu 4734 sayılı yasa hükümleri çerçevesinde hakedişlerden kesinti yapan davalının işbu davada herhangi bir sorumluluğu olmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmesi uyarınca davacıya 5510 sayılı yasanın geçici maddesi uyarınca teşvik amacıyla verilen asgari ücret destek tutarının, davacının hakedişinden kesildiği iddiasına dayalı kesintinin ödenmesi istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklanmaktadır. TBK m. 146’ya göre, sözleşmeden doğan alacaklar 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Eldeki davada sözleşme ve kesinti tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımını dolmadığı anlaşıldığından, davalı tarafın zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafından 2019/475944 ihale kayıt numaralı Lokal Hizmetleri Alımı Hizmeti işinin, davacı tarafından yüklenildiği, ihaleye ilişkin olarak taraflar arasında 27/12/2019 tarihli sözleşmenin imzalandığı, sözleşme kapsamında 2020-2021 yıllarına ilişkin hakedişlerden asgari ücret destek tutarı kesildiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, uyuşmazlığın, davalı idarenin, davacı hakedişlerinden yaptığı bu kesintinin mevzuat ve SGK Genelgesine uygun olup olmadığı konularına ilişkindir.
Sözleşme, yapılan kesinti miktarı ve sözleşmeye uygunluğunun denetlenmesi için bilirkişi raporu alınmış, hesap uzmanı bilirkişi 10/11/2022 tarihli raporunda; 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 2. maddesinde sayılan idarelerin kullanımında bulunan her türlü kaynaktan karşılanan mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihalelerinin Kanun hükümlerine göre yürütüleceği hüküm altına alınmış olup, davalı idarenin işbu kanun kapsamında olduğu ve davaya konu ihalenin anılan yasa kapsamında olduğu, SGK tarafından davacının sözleşme kapsamında prim borcu bulunmadığının bildirildiği, yapılan hesaplama neticesinde; davacının asgari ücret desteğinden kaynaklanan alacağının 32.725,00 TL olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamına, sunulan ve toplanan delillere uygun olduğundan hükme esas alınmıştır.
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanuna eklenen Geçici 68. maddesinin 1.fıkrası ” Bu kanunun 4.maddesinin birinci fikrasının (a) bendi kapsamında haklarında uzun vadeli sigorta kolları hükümleri uygulanan – sigortalıları çalıştıran işverenlerce; a) 2015 yılının aynı ayma ilişkin Kuruma verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde prime esas günlük kazancı 85 TL ve altında bildirilen – sigortalıların toplam prim ödeme gün sayısını geçmemek üzere, 2016 yılında cari aya ilişkin verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısının, b) 2016 yılı içinde ilk defa bu Kanun kapsamına alınan işyerlerinden bildirlen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısının, 2016 yılı Ocak ila Aralık ayları/ dönemleri için günlük 3,33 TL ile çarpımı sonucu bulunacak tutar, bu işverenlerin Kuruma ödeyecekleri sigorta primlerinden mahsup edilir ve bu tutar Hazince karşılanır.” sekizinci fıkrasında ise ” 4734 sayılı Kanunun 2.maddesinin birinci fıkrasının (a), (b).(c) ve (d) bentlerinde sayılan idareler tarafından ilgili mevzuatı uyarınca yapılan ve sözleşmesinde fiyat farkı ödeneceği öngörülen hizmet alımlarında, ihale dökümanında personel sayısının belirlendiği ve haftalık çalışma saatinin tamamının idarede kullanılmasının öngörüldüğü işçilikler için birinci fikra uyarınca Hazine tarafından karşılanacak tutarlar bu idarelerce işverenlerin hak edişlerinden kesilir” şeklindedir.
Hazine tarafından 5510 SK.nun geçici 68.maddesine göre, işverene sağlanan Asgari Ücret Desteği, fiyat farkı olmadığı gibi yüklenicinin İdareden alacağı sözleşme bedeline ek bir talep de değildir. Sadece sigorta ödemelerinde, devletin sağladığı bir ek katkıdır. Sigorta primlerini ödemeyi üstelenen yüklenici, kendi sorumluğunu yerine getirirken ve bu arada devletin sağladığı bu katkıdan yararlanırken, bu katkının İdare tarafından kesilmesi yasal değildir. Dosya kapsamından davacı yüklenicinin hak ettiği dava konusu 2020-2021 yıllarına ait Asgari Ücret tutarlarının 32.725,00 TL olduğu ve bu tutarların davalı Bakanlık tarafından davacı şirketin hak edişlerinden kesildiği, yapılan kesintinin haksız olduğu anlaşılmıştır. Davacıların davaya konu dönem için talepleri haklı olduğundan açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
TBK.nun 117.maddesine göre; muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile temerrüde düşer. Dosya kapsamından, davaya konu alacak için davalının ihtar ile temerrüde düşürüldüğü kanıtlanamadığından davacı alacağına dava ve ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın Kabulüne, 10.000,00 TL’nin 18/05/2022, 22.725,00 TL’nin 18/11/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
3-Davacı tarafından yapılan; 92,20 TL başvuru ve vekalet harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 175,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.267,20 TL yargılama giderinin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
4-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
5-.Alınması gerekli 2.235,44 TL harçtan peşin ve ıslahla alınan 560,78 TL harcın düşümü ile arta kalan 1.674,66 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Peşin ve ıslahla alınan 560,78 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin, davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK 345. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Ankara Asliye 7. Ticaret Mahkemesine ya da buraya gönderilmek üzere istinaf edenin bulunduğu yer İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/12/2022