Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/315 E. 2022/533 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/315 Esas
KARAR NO : 2022/533

DAVA : 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (Alacak)
DAVA TARİHİ : 16/05/2022
KARAR TARİHİ : 22/09/2022
KARAR Y.TARİHİ : 26/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (Alacak) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, 14/03/2022 tarihinde, kendisini … Müşteri Temsilcisi olarak tanıtan bir şahsın, … numarası ile aradığını ve hesabında bulunan paraya sigorta yapıldığını beyan ederek sigorta işleminin iadesi işleminin yapılması gerektiğini bildirdiğini, arayan şahsın gerçekleştirilecek işlemler için bir telefona daha ihtiyacı olduğunu söylemesi üzerine o sırada yanında bulunan arkadaşı …’ın numarasını verdiğini, bunun üzerine dolandırıcı şahsın, …’ın telefonundan talimatlar vererek kendisini telefonundaki internet bankacılığı üzerinden yönlendirdiğini, işlemlerin uzaması üzerine davalı bankanın Keçiören şubesine gittiklerini, hesaplarının kontrol edilmesi üzerine 439.000 TL’lik kur korumalı hesabının bozularak, saat:14:08’de 43.000 TL bireysel kredi çekildiğini, 14:33 ‘de ise 205.000 TL havale yapıldığının öğrenildiğini, gizlilik dereceli kişisel bilgilerinin davalı bankanın dışında 3. Şahıslarda olmasının ağır hizmet kusuru olduğunu, arayan şüphelinin … internet bankacılığına mutlak derecede hakim olmasının, aldanmasının ve hizmet kusurunun ikinci ana sebebi olduğunu, … Bankasının Keçiören Şubesi’nde çalışan banka memuru …’ın müdahalede geç kalmasının dolandırılmasına sebebiyet verdiğini, … hesabındaki TL mevduatının “kur korumalı” hesapta olduğunu, hesaptaki parayı çekerken davalı bankanın onay vermesinin hizmet kusuru olarak değerlendireleceğini, bankanın, internet dolandırıcılığı konusunda kendisine gerekli bilgiyi vermediğini ve ek tedbirler alması konusunda kendisini yönlendirmediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; … Bankası Genel Müdürlüğünün 25.03.2022 tarihli, … konulu ve “248.022,28 TL’nin Enflasyon Farkı ile Birlikte Şüpheli Şahsa Rücu Edilmek Suretiyle Tarafıma Ödenmesi” talebinin ret işleminin iptal edilmesine, 14.03.2022 tarihinde meydana gelen internet dolandırıcılığından itibaren işletilecek enflasyon farkı ile birlikte 248,022,28 TL’nin tarafına ödenmesine, oluşacak munzam zararın belirlenerek taraflarına ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçelerinde, davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede açıldığını, davaya konu olan taleplerin zamanaşımına uğradığını, dava konusu olayda davalı bankanın bir kusuru bulunmadığını, bu nedenle davacının davasını kendisini dolandıran kişilere yönlendirmesi gerektiğini, davacının tüm işlemleri kendisinin gerçekleştirdiğini ikrar ettiğini ve işlemlere onay verdiğini, söz konusu her bir işlem gerçekleştirilirken davalı banka tarafından davacının banka nezdinde kayıtlı telefon numarasına onay kodu içeren SMS’ler gönderildiğini, her ne kadar davacı, işlemler tamamlanmadan bankaya yetiştiğini beyan etmiş ise de; işlemlerin davacının, banka şubesine varmadan önce çoktan tamamlandığını, davacının dolandırıcıların tüm talimatlarını takip ederek hesabından Kazım Kantar isimli kişinin hesabına ayrı ayrı 43.000-TL ve 205.000-TL para gönderdiğini, davalı bankanın gerek internet bankacılığı gerekse ilgili diğer hususlarda alınabilecek tüm önlemleri aldığını, davalı bankanın güven kurumu olması dolayısıyla göndermiş olduğu para çoktan hesabından çıkmış olan davacıya yardımcı olmak için yapabileceği tüm işlemleri yaptığını, davacının hesabının dondurulduğunu ve hesabında kalan bakiyenin korunması adına davacının onayıyla bloke konduğunu, davalı banka nezdinde herhangi bir veri ihlali tespitinin söz konusu olmadığını belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, davacının, davalı banka nezdinde bulunan kur korumalı hesabından, internet yolu ile yapılan hileli işlemler sonucu 3. şahıslarca çekilen para nedeniyle uğranılan maddi zararın, internet bankacılık hesap sözleşmesinin diğer tarafı olan davalı bankadan tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasındaki internet bankacılık hesap sözleşmesinde tüketici olarak yer alan davacının davalı banka nezdindeki hesabından hileli işlemlerle davacının bilgisi ve izni dışında internet yolu ile yapılan işlemler sonucu 3. kişilerce yapıldığı iddia olunan para çekilmesi sonucu davalı bankanın sözleşmeye aykırı şekilde kusurlu davranıp davranmadığı, kötüniyetli kişilerin işlemlerine karşı müşterisini koruyup koruyamadığı, bu kişilerin eylem ve işlemlerine karşı koruyacak etkili mekanizmayı, güvenlik önlemlerini geliştirip geliştirmediği, bu önlemleri kullanıp kullanmadığı, müşterileri için zorunlu hale getirip getirmediği ile uğranılan maddi zararın internet bankacılık hesap sözleşmesinin diğer tarafı olan davalı bankadan tahsili isteminin yerinde olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK.’nın 4/1 fıkrasında ticari davaların tanımı yapılarak “her iki tarafında ticari işletmesinden kaynaklanan davaların ticari dava olduğu” düzenlenmiş, devam eden fıkrasında, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılacak işler arasında “bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve diğer ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan kaynaklanan davalar” da sayılmıştır. Kanunun 5. maddesinde ise, ticari davalarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu düzenlenmiştir.
Ancak 28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-k maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-ı maddesinde ise; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçla hareket eden gerçek ve tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı biçimde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. fıkrasında da “tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. fıkrasında da; “taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemlerle ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması bu işlemin tüketici işlemi olmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, uyuşmazlığın taraflar arasındaki internet bankacılık hesap sözleşmesinde tüketici olarak yer alan davacının, uğradığı maddi zararın internet bankacılık hesap sözleşmesinin diğer tarafı olan davalı bankadan tahsili isteminin yerinde olup olmadığından kaynaklandığı, taraflar arasında temel bireysel hizmet sözleşmesinin, internet bankacılık hesap sözleşmesinin tüketici sözleşmesi olduğu, davacı hesaplarının ticari hesap olmadığı, davacının tüketici olduğu anlaşılmıştır.
Davanın konusunun 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren Tüketici Kanunu kapsamında tüketici sözleşmesinden kaynaklı olduğu, davanın, Tüketici Kanununun yürürlüğe girdiği tarih olan 28.05.2014 tarihinden sonra 16/05/2022 tarihinde açıldığı ve davanın bankacılık işleminden doğan zararın tahsiline yönelik olduğu nazara alınarak Mahkememizce, Mahkememizin görevsizliğine ve görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir.
Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olmakla resen dikkate alınırlar. İzah edilen nedenlerle, davanın, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle;
HÜKÜM :
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesi ve iki haftalık yasal sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli Ankara Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK.323 ve 331 maddeleri uyarınca görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, davacının ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/09/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı