Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/287 E. 2022/414 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/287 Esas – 2022/414
T.C.
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2022/287 Esas
KARAR NO : 2022/414

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/04/2022
KARAR TARİHİ : 16/06/2022
KARAR Y.TARİHİ : 17/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde; müvekkilinin iş sağlığı güvenliği uzmanlığında 22 yıl mesleki tecrübeye sahip olduğunu, … … Danışmanlık Eğitim Denetim adı altında danışmanlık hizmeti verdiğini, Botaş ve davalı tarafın talebi üzerinde Dünya Bankası işlerini yürütmek amacıyla danışman proje saha müdürlüğü sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme ile birlikte müvekkilinin görevine başladığını ve yüklenici olarak üstüne düşen yükümlülükleri eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, Botaş için davalı tarafın yapmış olduğu bütün işlerde müvekkilinin görev alarak bizzat işi yürüttüğünü ve sözleşme kapsamında olmayan hizmetleri de iyi niyet çerçevesinde bila bedel yaptığını, müvekkili ile davalının çalışma sisteminde müvekkilinin aylık 5.200 USD+KDV tutarında fatura tarihi kur üzerinden TL karşılığı olarak fatura kesip, davalı mühendislik şirketine gönderdiğini ve iş bu fatura bedellerinin de davalı tarafından ödendiğini, 02/04/2021 tarihli sözleşmeye istinaden müvekkili tarafından düzenlenmiş olan 31/12/2021 tarihli, 79.629,94 TL (Kdv dahil) tutarlı faturanın müvekkiline ödenmediğini, Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı tarafa icra takibi başlatıldığını, borcun tamamına itiraz nedeniyle takibin durduğunu, davalı tarafın 26/01/2022 tarihinde müvekkiline 40.893,37 TL kısmi ödeme yaptığını, davalının müvekkiline halen 38.736,57 TL bakiye fatura borcu bulunduğunu beyan ederek, Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçelerinde; davacının müvekkili şirketle olan ilişkisini adeta işçi işveren ilişkisi gibi anlattığını, ancak müvekkili şirketle 02.04.2021 tarihli Botaş Tuz Gölü Gaz Depolama Kapasite Artışı ÇSED ve YYEP İzlemesi Saha Müdürlüğü Danışmanlık Sözleşmesini, tüm şartları bilerek ve isteyerek “Danışman Saha Müdürü” sıfatı ile yüklenici olarak imzaladığını ve ticari nitelikteki hizmeti karşılığında da ticari nitelikte fatura düzenlediğini, müvekkili şirket tarafından 24 gün sahada fiili olarak (arazide ölçüm, kontrol, değerlendirme vb.) çalışmasına karşılık ödeme, BOTAŞ’ın rapor ve aylık hakediş onayından sonra yapıldığını, dolayısıyla davacı tarafın, idare (BOTAŞ) ile olan hakediş ödemesini bilmediği ve bunun kendileri ile müvekkili arasındaki ilişki bakımından bir öneminin olmadığı yönündeki iddiasının da gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkili tarafından davacıya gerçekte ödenmesi gereken bedel kadar ödeme yapıldığını ve icra takibinin usul ve yasaya aykırı olarak açıldığından takipte fazla talep edilen asıl alacağa, icra masraflarına, faiz ve fer’ilerine itiraz edildiğini, davacının itirazın iptali talebi ile icra takibi için masraf ve avukatlık ücreti talebinin ve inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin iptali istemine ilişkindir.
6102 s. TTK m. 5/1’de yapılan düzenlemede, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
A-Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartları aranmaz. Uyuşmazlık konusunun 6102 s. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
B-Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Kanunda yapılan bu düzenleme uyarınca bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
6102 s. TTK 19/2’de, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusundaki işin ticari iş niteliğinde olması bunun aynı zamanda ticari dava sayılmasını gerektirmez.
C-Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6102 s. TTK m. 5 uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülerek karara bağlanır. Aynı düzenleme uyarınca, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki, mülga 6762 s. TTK’dan farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 s. HMK m. 1 uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6102 s. TTK m. 5/4’de düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri’ne açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Bu nedenle yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesi’ne genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin esasının görülmesi gerekir. Buna karşılık, kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması açıkça bozmayı gerektiren bir usule aykırılık hali oluşturur.
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla (6100 s. HMK m.1) düzenlenir. Görev ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir Kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkilidir (HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, tarafların iddia ve savunmaları, sözleşme ve tacir araştırması hakkında yapılan belgelere göre, davacının tacir olmadığı, sadece davalı tarafın ticari işletmesi ile ilgili olan işin davacı için de ticari iş haline gelmeyeceği, dava konusunun mutlak ticari davalardan olmadığı, anlaşılmakla, mahkememizin görevsiz olduğu, görevli mahkemenin Ankara Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu görülerek, görevsizlik kararı verilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Anlatılan nedenlerle,
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20/1 md. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde talep halinde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-HMK 331/2 md. uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarında görevli mahkemece karar verilmesine, mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususunda da karar verilmesine,

Dair; tarafların yokluğunda hükmün tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.16/06/2022