Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/258 E. 2023/708 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Dosya No: 2022/258 Esas – 2023/708 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili

T.C.
ANKARA
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/258
KARAR NO : 2023/708

HÂKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …

VEKİLLERİ : Av. …
Av. ….
DAVALI : …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2022
KARAR TARİHİ : 17/10/2023
G.K. YAZIM TARİHİ : 19/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması neticesinde,
I) İDDİA :
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında tekstil ürünleri alım satımına dayalı ticari ilişki bulunduğunu, işbu ticari ilişkiye istinaden 21/10/2019 tarih ve 2.459,01 TL. bedelli irsaliye faturasının düzenlendiğini, davalı tarafa tebliğ edilmesine rağmen fatura bedelinin müvekkiline ödenmediğini; müvekkili şirket tarafından davalı tarafa yönelik … Esas sayılı dosyası ile 3.218,70 TL.’nin tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından yetkiye, borca, faize ve fer’ilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu; borçlu vekili tarafından yapılan yetki itirazının taraflarınca kabul edilerek dosyanın yetkili … Esas sayısına kaydı yapıldığını, davalı borçluya yeniden ödeme emri ve dayanak belgelerin tebliği üzerine davalı borçlu tarafından tekrar yasal süresi içerisinde borcun tamamına ve fer’ilerine itiraz edilerek takibin durdurulmasına karar verildiğini beyanla; davalarının kabulü ile, borçlunun takibe itirazının iptali ve şimdilik 3.218,70 TL’lik asıl alacağa temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
II) SAVUNMA :
Davalı tarafa gönderilen tebligatın usulüne uygun tebliğ edildiği anlaşılmakla birlikte, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmaktadır.
III) DELİLLER :
… Esas Sayılı Dosyası Sureti.
… Büro ve …. Arabuluculuk Sayılı Arabuluculuk Dosyası. (Dosyamız UYAP Sistemi Kayıtlarına eklenilmek suretiyle incelenmiştir.)
… Tarafından Gönderilen 27/04/2022 Tarihli Cevabi Yazı.
… Tarafından Gönderilen 27/04/2022 Tarihli Cevabi Yazı.
İtirazın İptali Tespiti Hususunda Düzenlenen Bilirkişi Raporu.
IV) DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
a) Dava Konusu Uyuşmazlığın Tespiti :
Mahkememizde açılan davanın; davacı … Ltd. Şti. (davacı şirket olarak anılacaktır) ile davalı … Ltd. Şti. (davalı şirket olarak anılacaktır) arasındaki “Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklı İtirazın İptali Davası” olduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın konusunun; … Esas sayılı dosyasında (İlgili … kapatılması akabinde dosya, … devredilerek, … Esas numarasını almıştır) mevcut alacak ile ilgili olarak; taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden davacı şirket tarafından düzenlendiği belirtilen 21/10/2019 tarih ve 2.459,01 TL. bedelli irsaliye faturası doğrultusunda 2.459,01 TL asıl alacağının mevcut bulunup bulunmadığı; takip tarihi öncesinde uygulanmış faizin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı, türü ve oranı ile takip sonrası uygulanacak faizin türü ve icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarından ibaret olduğu anlaşılmaktadır.
b) Dava Şartları ve İlk İtirazların Değerlendirilmesi :

Mahkememizce yürütülen yargılama kapsamında; öncelikle 6100 Sayılı HMK.’nın 114. maddesi uyarınca “dava şartlarının” mevcut bulunup bulunmadığı hususunda yapılan incelemede; dava şartlarında eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş; bunun yanı sıra, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı (ilk itiraz bulunmadığı) anlaşılmıştır.
c) Dava Konusu Uyuşmazlığın Hukuki Değerlendirmesi :
İtirazın İptali Davası; herhangi bir (ilamsız) icra takibinde, borçlu tarafından sunulmuş olan “itirazın geçersiz kılınması”, borçlu itirazı ile devam edilemeyen ilamsız takibe konu “alacağın varlığının tespiti” ile “icra takibinin devamına karar verilmesi” talebi ile ilgili olup; bu doğrultuda, takibe konu alacağın borçludan tahsilini temin amacı taşımaktadır.
İtirazın İptali Davasını düzenleyen, …’nun “İtirazın İptali” başlıklı 67. maddesi, aşağıda belirtildiği şekildedir:
“(1) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(2) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
(3) İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
(4) …
(5) Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
(6) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.”
Yukarıda belirtilen Kanun hükmünden de anlaşılmakta olduğu üzere, “İtirazın İptali Davası” açılabilmesi için:
a) İlamsız takip yapılmış olması,
b) Borçlunun bu takibe itiraz etmesi,
c) İtirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde Mahkemeye başvurmuş olması,
yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen madde hükmü kapsamında da açıkça belirtildiği üzere alacaklı; ilgili icra dosyasında, borçlu/borçlular tarafından sunulan “ödeme emrine itiraz beyanının” kendisine tebliğini müteakiben bir (1) sene içerisinde açabileceği “itirazın iptali” davası kapsamında; borçlu/borçlular tarafından ileri sürülmüş olan itirazın, (genel hükümler uyarınca “alacağının varlığını” ispat etmek suretiyle) iptalini talep edebilir.
İtirazın iptali davası ile ilgili olarak belirtilen bir (1) senelik süre, hak düşürücü nitelikte olup; anılan süre içerisinde “itirazın iptali davası” açılmaması halinde dahi alacaklı, genel hükümler çerçevesinde dava açmak suretiyle alacağını talep edebilecektir.
İtirazın iptali davası; yargılama usulü bakımından “genel hükümlere” tâbidir. Davalı/borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da, bu dava içinde kendisine tanınan yasal cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Yasal cevap süresi içinde davalı/borçlu tarafından ileri sürülmeyen itirazlar, Mahkeme tarafından re’sen dikkate alınamaz ve takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapılır.
Dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tâbi bulunduğundan; “ispat yükü” normal bir alacak davasında kabul edilecek “ispat yükü” ile aynıdır. Bu açıklamadan hareketle; 6100 sayılı HMK.’nın 190. maddesi uyarınca ispat yükü, kanunda özel düzenleme bulunmadıkça, “iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa” aittir. Bu genel kuralın dışında bazı istisnai hâllerde, ispat yükü yer değiştirerek davalı tarafa geçer.
Neticeten; davacı ya da davalı, iddiasını ya da savunmasını, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen hükümler uyarınca ispat külfeti altındadır. Buna göre yürütülecek yargılama sonucunda Mahkeme tarafından verilecek karar; “dava konusunun esası” hakkında, söz konusu uyuşmazlığı “kesin hükümle sonuçlandıran” bir nihai karar olup, “icra takibinin devamı” hususunda da takdir içermektedir.
d) Dava Konusu Uyuşmazlık İle İlgili Değerlendirme :
Mahkememiz nezdinden açılan itirazın iptali davasında; taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden, davacı şirket tarafından düzenlendiği belirtilen 21/10/2019 tarih ve 2.459,01 TL. bedelli irsaliye faturası doğrultusunda … Esas (…. Esas) sayılı dosyasında başlatılan icra takibinde, davalı şirket tarafından sunulan itirazın iptalinin talep edildiği görülmektedir.
Davacı tarafından sunulan dava dilekçesini ve tensip zaptını içeren “ön inceleme duruşma davetiyesi”; (6100 Sayılı HMK.’nın 317, 318, 140/5, 141, 147 ve 320. maddeleri uyarınca ihtarat içerir şekilde) davalı şirkete 30/04/2022 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup; davalı şirket tarafından yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
Mahkememizce, dava konusu icra takibi dosyası ile tarafların ticari defter ve kayıtları ile Beyan Alış ve Beyan Satış (…) kayıtları celp edilmiş olup; anılan şirket kayıtları doğrultusunda, icra takibine konu alacağın varlığı ve miktarı hususlarında ayrıntılı ve denetime elverişli rapor düzenlenmesi amacıyla dosya bilirkişiye tevdi edilmiş; anılan hususta düzenlenen bilirkişi raporunun dosyamıza 20/12/2022 tarihinde sunulması akabinde, davacı şirket vekiline ve davalı şirkete 27/12/2022 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş; davacı şirket vekili tarafından 26/12/2022 tarihinde bilirkişi raporuna yönelik beyan/itiraz dilekçesi sunulmuş; bununla birlikte davalı şirket tarafından herhangi bir beyan/itiraz dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce bankacı / mali müşavir bilirkişiden alınan bilirkişi raporu kapsamında; davacı şirket tarafından davalı şirkete yönelik …. seri sıra nolu, 21/10/2019 tarihli ve 2.459,01 TL bedelli irsaliyeli faturanın düzenlendiğinin, fatura ve fatura muhteviyatı malların kargo şirketi kanalıyla davalı şirkete teslim edildiğinin; davacı şirket tarafından başlatılan icra takibinde, takip öncesi işlemiş faiz olarak % 14,75 reeskont-iskonto faizinin talep edildiğinin tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Neticeten;
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu kapsamında da açıkça belirtilmekte olduğu üzere; davacı şirket tarafından düzenlenen faturanın, tarafların ticari defter ve kayıtları ile “Beyan Alış” ve “Beyan Satış” (BA/BS) kayıtlarında mevcut olduğunun görüldüğü; bunun yanı sıra faturanın ve faturaya konu malın teslim edilmiş olduğuna dair kargo evrakının dosya kapsamında mevcut bulunduğu ve ticari defter/kayıtların incelemesinde, davacı şirketin, takip tarihi itibariyle davalı şirketten 2.459,01 TL alacaklı olduğunun tespit edilmiş olması hususları birlikte dikkate alınarak; icra takibi konusu alacağın mevcut bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Bununla birlikte; söz konusu alacak ile ilgili olarak, her ne kadar 6102 Sayılı TTK.’nın 1530. maddesi uyarınca “avans faizi” uygulanması gerektiği kanaatine varılmış ise de; davacı şirket tarafından başlatılan icra takibi kapsamında talep edilmiş olan “reeskont/iskonto faizi” oranının, TTK.’nın 1530. maddesi uyarınca … tarafından belirlenen faiz oranlarından düşük olması ve Mahkememizin, davacı şirketin talebi ile bağlı olması nedeniyle, reeskont/iskonto faiz oranları uygulanarak hesaplama yapılmış ve takip tarihi öncesinde işlemiş faiz miktarının 726,49 TL olduğu tespit olunarak; … Esas (… Esas) sayılı icra takibinde belirtilen 759,69 TL. faiz miktarından mahsubu ile 33,20 TL. miktarındaki faiz talebinin reddine; yapılan itirazın 3.185,50 TL.’lik (2.459,01 TL asıl alacak + 726,49 TL işlemiş faiz) kısmının iptaline dair aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.

V) HÜKÜM : (Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle)
1) Davanın KISMEN KABULÜNE,
Bu doğrultuda;
… Esas (… devrolmuş ve … Esas numarasını almıştır) sayılı icra takibine yapılan itirazın 3.185,50 TL.’lik (asıl alacak + işlemiş faiz) kısmının iptaline;
2.459,01 TL. asıl alacak ve 726,49 TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.185,50 TL üzerinden, (asıl alacağa, takip tarihinden itibaren) işletilecek avans faizi ile takibin devamına;
2) Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE;
3) Hükmolunan alacağın %20’si olan 637,10 TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE;
4) Alınması gerekli 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın düşümü ile arta kalan 189,15 TL harcın davalı tarafdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5) Peşin alınan 80,70 harçla, 80,70 TL başvurma harcı ve 11,50 TL vekalet harcının davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ÖDENMESİNE,
6) Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 3.185,50 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ÖDENMESİNE,
7) Davacı tarafından yapılan 850,00 TL bilirkişi ücreti, 51,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 901,00 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 891,71 TL’nin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
8) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca …. bütçesinden karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinden, red ve kabul sorumluluk oranına göre hesaplanan 1.543,91 TL’nin davalıdan, 16,09‬ TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
9) Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara İADESİNE,

Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı’nın yokluğunda verilen karar, dava değeri itibariyle KESİN olmak üzere okunup, yapılan açık yargılamada karar verildi.17/10/2023

Katip …. Hâkim ….
¸ ¸