Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/202 E. 2022/222 K. 11.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/202 Esas – 2022/222
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/202 Esas
KARAR NO : 2022/222
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 28/03/2022
KARAR TARİHİ : 11/04/2022
KARAR Y.TARİHİ : 12/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Uluslararası Yapı ve Yatırım A.Ş.’nin asıl işveren olduğu, asıl işveren olduğu … İnşaat Malzemeleri İzolasyon Turz. Tic. Ltd. Şti. isimli şirketin alt işveren olduğu … parseldeki inşaa ettiği … isimli inşaat projesinde fayans ustası olarak çalıştığı esnada iş kazası sonucu yaralandığını ve malul kaldığını, iş kazası nedeniyle müvekkiline davalı işveren … Uluslararası Yapı ve Yatırım A.ş. Aleyhine Ankara …İş Mahkemesinde … sayılı dosyası ile maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, tazminat davasının tahsili için davalı iş veren aleyhine Ankara 14 İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu … Uluslararası Yapı ve Yatırım A.Ş. adresine gidilerek haciz mahallinde fiili haciz yapıldığını ancak haciz esnasında … Uluslararası Yapı ve Yatırım A.Ş. ile organik bağ içinde bulunan … Uluslararası Yapı ve Yatırım A.Ş. adlı şirket, haczedilen malların kendisine ait olduğunu, haczedilemeyeceğini beyan ederek istihkak iddiasında bulunduğunu, istihkak iddiasıyla Ankara 10. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılamada davalılar … ve … Uluslararası Yapı ve Yatırım A.Ş. aleyhlerine karar verildiğini, davalıların müvekkiline olan borçlarından kurtulmak için muvazaalı işlemler yaptığını, her iki şirketin müşterek ortağının … … … olduğunu, bu iki şirketin çoğunlukla aynı adresi kullandığını, her iki şirketin geçmiş dönem ortakları, faaliyet konuları, adreslerinin aynı olduğunu, … A.Ş.’nin borca batmasından sonra hisse devirleri ile adres değişiklikleri yaptığını, borçlardan kurtulmak amacıyla faaliyet yürüttüğünü, müvekkilinin iş kazası sonucu açtığı davada alt işveren olan diğer davalı … İnşaat … Ltd. Şti. isimli şirket ile … Yapı İnşaat Malz. …. Ltd. Şti. isimli şirketi kurduğunu, kesinleşen Ankara 10. İcra Hukuk Mahkemesinin ilamı, iki şirket arasındaki organik bağın varlığını açıkça ortaya koyduğunu, iki şirket arasındaki organik bağın tespiti ile tüzel kişilik perdesinin kaldırılması ve tüm dosya alacağı yönünden her iki şirketin de müştereken ve müteselsilen borçlu olduğunun tespiti gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davalılar arasında organik bağın tespitine ve tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasına, Ankara 14. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası ile takibe konulan ve kesinleşen tüm alacak miktarınca takip borçlusu şirket ile birlikte davalının da müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Dava dilekçesi davalılara tebliğe çıkmamıştır.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, tespit istemine ilişkindir.
Davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup, yargılamanın her aşamasında resen gözetilmelidir.
Mahkemeden istenilen hukuki korunmaya göre davalar; eda davaları, tespit davaları ve inşai davalar olarak ayrılmaktadır.
Eda davalarında; bir şeyin yapılması, bir şeyin verilmesi veya bir şey yapılmaması istenmekte iken; inşai (yenilik doğuran) davalar ile var olan bir hukuki durumun değiştirilmesi, kaldırılması veya yeni bir hukuki durumun yaratılması istenir. İnşai (yenilik doğurucu) davanın kabulü ile yeni bir hukuki durum yaratılır ve hukuksal sonuç genellikle bir yargı kararı ile doğar.
Tespit davaları ise, 6100 sayılı Kanun’un 106. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan madde uyarınca, tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir.
Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararının bulunması gerekir. Anılan dava türünde, eda davasından ve inşai davadan farklı olarak, davacının böyle bir menfaatinin bulunduğu varsayılmaz. Tespit davasında davacı, kendisi için söz konusu olan tehlikeli veya tereddütlü durumun ortaya çıkaracağı zararın, ancak tespit davası ile giderilebileceğini kanıtlamalıdır. Çünkü tespit davası, hukuki bir durum ya da hak, henüz inkar ya da ihlal edilmeden, yani herhangi bir zarar doğmadan açılabildiğinden, menfaatin doğmuş ve güncel olması gereğinin bir istisnası olarak ortaya çıkmıştır.
Davacının, hukuki ilişkinin derhal tespitinde menfaatinin (hukuki yararının) varlığı için öncelikle, davacının bir hakkı veya hukuki durumunun güncel (halihazır) ve ciddi bir tehditle karşı karşıya olması gerekir. Bu tehdit çoğunlukla davalının davranışları ile ortaya çıkar. Bu tehdidin davacı için bir tehlike oluşturabilmesi, bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumunun tereddüt içinde olmasına ve bu hususun, davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmasına bağlıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.02.2012 tarihli ve 2011/642 E., 2012/38 K. sayılı kararı).
Bu doğrultuda, davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel bir tehlike ile tehdit edilmiş olmalı; bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumu tereddüt içinde olmalı ve bu husus davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmalı; yalnız kesin hüküm etkisine sahip olup, cebri icraya yetki vermeyen tespit hükmü, bu tehlikeyi ortadan kaldırmaya elverişli olmalıdır. Davacının tespit davası ile istediği hukuki koruma, diğer dava çeşitlerinden birisi ile sağlanabiliyorsa, o zaman davacının tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur. Bu şartların bulunmaması halinde tespit davası dinlenmez, davanın usulden (dava şartı yokluğundan) reddi gerekir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22/05/2013 tarihli ve 2013/561 E., 2013/733 K. ile 12/06/2013 tarihli ve 2013/1013 E., 2013/816 K. sayılı ile Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 01/10/2020 tarihli ve 2017/27792 E., 2020/10258 K. sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
Somut olayda, davacı tarafından, dava dilekçesi ile, davalılar arasında organik bağ bulunduğunun tespiti ile tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak, Ankara 14. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası ile takibe konulan ve kesinleşen tüm alacak miktarınca takip borçlusu şirket ile birlikte davalının da müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun tespitine karar verilmesinin istendiği, bu hali ile davanın tespit davası niteliği taşıdığı, davacı tarafından, davalı şirketler arasındaki organik bağın tespiti ve tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak icra takibine konu olan borçtan sorumlu tutulmaları ve tahsili istemine yönelik eda davası açılabilecek ve elde etmek istediği sonuca bu dava ile ulaşabilecekken, tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle HMK’nın 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın, hukuki yarar yokluğu nedeniyle, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca, usulden reddine,
2-Masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Alınması gerekli 80,70 TL harç, peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/04/2022