Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/172 E. 2022/149 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/172 Esas – 2022/149
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/172 Esas
KARAR NO : 2022/149

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/03/2022
KARAR TARİHİ : 17/03/2022
KARAR Y.TARİHİ : 22/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13/01/2022 tarihinde müvekkiline ait ve … … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … plakalı aracın karıştığı trafik kazasında müvekkiline ait araçta hasar meydana geldiğini, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkiline ait … plakalı aracın kaza tarihinde davalı sigorta şirketine Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı olduğunu, davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak ödeme yapılmadığını, aracın hasar tespit için Ankara …Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, arabuluculuk görüşmelerinin de sonuçsuz kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 89.624,70 TL dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Dava dilekçesi tebliğe çıkmamıştır.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, hasar bedelinin genişletilmiş kasko poliçesi kapsamında davalı sigorta tahsili talebine ilişkindir.
Arabuluculuk son oturum tutanağı, kaza tespit tutanağı, kasko poliçesi örneği, ruhsat fotokopisi, Ankara …Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu ve diğer bilgi belgeler dosyada mevcuttur.
Mahkemelerin görevi kanunla belirlenir. Görev konusu dava şartı olup, mahkeme tarafından yargılamanın her aşamasında, talep halinde veya resen incelenebilir. Mahkememizde açılan bu davada öncelikle taraflar arasındaki uyuşmazlığın tüketici işlemi niteliğinde olup olmadığı ve ticaret mahkemesinin bu davada görevli olup olmadığının açıklığa kavuşturulması zorunludur.
Tüketici işlemi ile ticari iş kesişmesinin meydana geldiği hallerde, emredici şekilde tüketicinin korunması amaçlanmaktadır. Böylece tüketicinin bulunduğu işlemlerin, ticari iş sayılmasının yanında ayrıca tüketici işlemi olarak kabul edilmesi gerektiği, kanunların çatışma içerisinde bulunduğu hâllerde; 6502 sayılı TKHK’nın gerek özel, gerekse sonraki kanun olması nedeniyle tüketici mevzuatının önceliğinin kabulü, isabetli bir çözüm yöntemidir (Ayhan, Rıza/Çağlar, Hayrettin: Ticari İşletme Hukuku -Genel Esaslar-, Ankara 2018, s. 24).
28.11.2013 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde bu kanunun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsayacağı; 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler, “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler, “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanunu’nun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir.
Aynı Kanun’un 73/1. maddesinde; “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; davacı yan, kendisine ait … plaka sayılı araç için davalı sigorta şirketince genişletilmiş kasko poliçesi düzenlendiğini, aracının 13.01.202 tarihli kazada hasarlandığını, davalı sigorta şirketine başvurduğunu, ancak ödeme yapılmadığını ileri sürerek şimdilik 89.624,70 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Dosyaya kazandırılan poliçe ve trafik kazası tespit tutanağından dava konusu aracın hususi araç olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında kurulan kasko sigorta sözleşmesi tüketici işlemi niteliğinde olup, sigorta sözleşmesinin tarafı olan ve ticari amacı olmayan davacı, tüketici konumunda olduğuna göre, uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemeleri görevlidir. Bu nedenle, davanın, mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine, süresinde ve istek halinde dosyanın HMK 1 ve 20 maddeleri uyarınca, görevli Ankara Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :
1-Davanın, mahkemenin görevli olması dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli mahkemenin Ankara Tüketici Mahkemesi olduğunun TESPİTİNE,
2-HMK 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde taraflarca müracaat edilmesi halinde dava dosyasının görevli Ankara Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK 323 ve 331. maddeleri uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.17/03/2022