Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/144 E. 2022/302 K. 05.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/144 Esas – 2022/302
Türk Milleti
Adına Yargılama Yapmaya Ve Hüküm Vermeye Yetkili
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/144 Esas
KARAR NO : 2022/302

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/03/2022
KARAR TARİHİ : 05/05/2022
KARAR Y.TARİHİ : 05/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı şirketin müvekkili kurumun iletim sistemini kullandığını, müvekkili kurumun bir diğer görevinin ise arz ve sistem güvenliğini sağlamak olduğunu, müvekkili kurumun iletim sisteminin dava dışı şirket gibi şirketlerce kullanılması belirli kurallara ve bu kurallara uyulmaması halinde gündeme gelen bazı yaptırımlara tabi olduğunu, 4628 sayılı ve 6446 sayılı kanun ve mevzuatlar çerçevesinde dava dışı şirketle sistem kullanım anlaşması imzalanmadan önce bu yaptırımların EPDK’nun 09.12.2010 tarihli 2913 sayılı kararının eki olan İletim sistemi sistem kullanım ve sistem işletim tarifelerini hesaplama yöntem bildirimine tabi olduğunu, dava dışı şirketin dağıtım şirketi olarak alt yapı tesislerinin eksik olması ve hizmet verdiği bölgedeki kaçak elektrik kullanımının fazla olması nedeniyle bahsi geçen yönetmeliğe göre hazırlanan 31.01.2012 tarih, A579193 nolu 1.326.271,62 TL bedelli ceza faturasının 23.02.2012 tarihli yazı ile dava dışı şirkete gönderildiğini, dava dışı şirketin hem bu yazıya hem de söz konusu faturaya karşı Ankara 13. İdare Mahkemesi’nin 2012/421 sayılı dosyası ile müvekkili kuruma dava açtığını, anılan mahkemenin 15.10.2012 tarihinde davanın reddine karar verdiğini, kararın kesinleştiğini, kararın kesinleşmesine rağmen dava dışı şirket tarafından müvekkili kuruma halen ödeme yapılmadığını, sonradan dava dışı şirket ile borç nakil sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmede davalı şirketin dava dışı şirketin borcunu üstlendiğini, dava konusu faturanın borç nakil sözleşmesine dahil olmasına rağmen davalı şirket tarafından müvekkili kuruma ödeme yapılmadığını, sonuç olarak fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere Ocak 2012 dönemine ait 31.01.2012 tarih, A579193 nolu 1.326.271,62 TL bedelli faturanın son ödeme tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar işleyecek gecikme zammı ve gecikme zammının KDV’si ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, davaya konu fatura tarihinde davacı kurum ile dava dışı şirket arasında sistem kullanım anlaşması imzalandığını, davaya konu edilen sistem kullanım cezasının sözleşmeden kaynaklanan bir cezai şart niteliğinde olduğunu, sistem kullanım anlaşması imzalanmış olması halinde taraflar açısınhdan hüküm ifade ettiğini, taraflarca imzalanmamış bir sözleşmeye dayalı olarak davalı kurumca sistem kullanım ceza faturası düzenlenmesinin yok hükmünde olduğunu, davacı tarafça tek taraflı olarak kabul edilip uygulamaya konulan iletim sistemi sistem kullanım ve sistem işletim tarifelerini hesaplama yöntem bildirimi kapsamında sistem kullanım cezası uygulandığı ifade edilmekte ise de talebinin hukuka uyarlığı bulunmadığını, davacı tarafından gönderilen ceza tahakkukuna esas fider açma sayılarını içeren listelerde tutulan kayıtlarda belirtilen fider açma sayıları ile TEİAŞ indirici trafo merkezlerinde tutulan kayıtlar incelendiğinde birbiriyle örtüşmediğini, ceza faturasının tamamen eksik ve yanlış bilgilere dayalı olarak hazırlandığını, dava dilekçesinde belirtilen kesin hükümden bahsedilebilmesinin ilk koşulunun her iki davanın taraflarının aynı kişiler olması ve ikinci koşulu müddeabihinin aynı olmasının üçüncü koşulunun ise dava sebebinin aynı olması olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek üzere davacının 6183 sayılı kanun kapsamında gecikme ve gecikme zammına KDV talebinin yerinde olmadığını beyan ederek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmşitir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, Sistem Kullanım Anlaşmasına aykırılık nedeni ile davacı tarafça dava dışı şirkete düzenlenen 31.01.2012 tarih, A579193 nolu 1.326.271,62 TL bedelli ceza faturasının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşme suretleri ve diğer belgeler dosyada mevcuttur.
Dava şartları HMK 114 maddede düzenlenmiştir. Yapılan düzenleme uyarınca açılan davada davaya devam edilebilmesi için öncelikle mahkemeye ilişkin dava şartları bulunmalıdır. Bunlar; yargı hakkı, yargı yolu, görev, kamu düzenine ilişkin yetki halledilir. Taraflara ilişkin dava şartları: Davada iki taraf bulunması, taraf ehliyeti, dava ehliyeti, davaya vekalet ehliyeti ve geçerli vekaletname, davaya takip yetkisi olmalıdır. Dava konusuna ilişkin dava şartları: kesin hüküm bulunmaması, aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması (derdestlik) ve hukuki yarar (menfaat) bulunmasıdır.
HMK m. 115 hükmünde yapılan düzenleme uyarınca; mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davayı usulden reddeder.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/b maddesi ile; “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davasının idari yargı yerinde açılacağı düzenlenmiştir.”
Somut olayda; 02/12/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/11/2020 tarihli 7257 sayılı Kanunun 33. maddesi ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklendiği, buna göre “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” TEİAŞ’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildikten sonra 6446 sayılı Kanun’a ek madde 3 ile “8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” hükmü eklendiği, 46. madde ile de Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe gireceğinin düzenlendiği, 7257 sayılı kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihalelerine ilişkin cezai şartlara ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceğinin hükbe bağlandığı, yargı yoluna ilişkin bu değişikliğin usul hükmü niteliğinde olması nedeniyle derhal ve kesinleşmemiş tüm uyuşmazlıkları da kapsayacağı, sonuç olarak dava konusu uyuşmazlığın İdari yargının görev alanına girdiği anlaşılmakla, uyuşmazlığın çözümünde idari yargı yeri görevli olduğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Yargı yolu caiz olmadığından, davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan ve ilk kararla tamamlatılan 22.649,40 TL harçtan düşümü ile arta kalan 22.568,70 TL’nin karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
5-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/05/2022