Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/113 E. 2022/353 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/113 Esas – 2022/353
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/113 Esas
KARAR NO : 2022/353

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 16/02/2022
KARAR TARİHİ : 30/05/2022
KARAR Y.TARİHİ : 31/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe ilişkin ödeme emrinin tebliğ edildiğini, takibin itiraz edilmeksizin kesinleştiğini, takip kesinleştikten sonra 27/12/2022 tarihinde müvekkilinin evine hacze geldiklerini, bunun üzerine müvekkilinin icra dairesinden borcun tam olarak neden kaynaklandığını araştırdığında bankadan çekmiş olduğu kredi sonrasında ödenmeyen borçtan kaynaklı icra takibi başlatıldığının bildirildiğini, icra dosyasına konu borca konu sözleşmede bulunan imzaların müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin kardeşi …’un izni ve bilgisi dışında ehliyetini ele geçirdiğini ve müvekkilinin ehliyeti ile müvekkili adına kredi çektiğini, davalı bankanın müvekkilinin kimliğini istememiş olmaması nedeniyle gerekli özen ve yükümlülüğe aykırı davrandığını, icra takibindeki miktardan müvekkilinin sorumluğunun bulunmadığını, haksız takip nedeniyle müvekkilinin maaşından 708,33 TL kesinti yapıldığını, müvekkilinin imzası taklit edilerek oluşturulan kredi sözleşmesinden dolayı haksız takiple karşı karşıya kaldığını, icra takibi nedeniyle mağduriyetinin önlenmesi gerektiğini belirterek Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına dayanak kredi sözleşmesinde bulunan imzanın ve kredi sözleşmesinin müvekkiline ait olmaması nedeniyle söz konusu kredi sözleşmesi ve icra takibi nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, icra dairesince maaş haciz suretiyle tahsilatı yapılan maaş haczi kesintisi 708,33 TL’nin davalıdan istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı bankaya dava dilekçesi usulüne uygun tebligat yapılmış, süresi içeresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı takibine dayanak kredi sözleşmesi altındaki imzanın inkarına yönelik açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Arabuluculuk son tutanağı, Bireysel Bankacılık Hizmet Sözleşmesi ve ekleri, Ankara …İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasının uyap evrakları ve diğer bilgi belgeler dosyada mevcuttur.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da yapılan düzenlemelere göre, Tüketici; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade eder. Tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan taşıma, eser, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder (TKHK.m.3/k,l).
6502 sayılı TKHK.m.2 hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, bu kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar. Tüketici işlemlerinde taraflardan birisi daima tüketici, sözleşmenin karşı tarafı ise gelir elde etme amacıyla bu işi yapan satıcı, sağlayıcı, imalatçı, ithalatçı hizmet veren, banka, yüklenici, taşıyıcı, sigortacı veya bunlar gibi gelir elde etme amacıyla bu işleri yapan gerçek veya tüzel kişilerdir. Tüketici işleminin karşı tarafı olan müteşebbisin (girişimcinin) gerçek kişi tacir, esnaf veya TTK anlamında ticaret şirketi olmasının herhangi bir önemi yoktur. Burada önemli olan gelir elde etme amacıyla bu işi yapan bir kişinin bulunmasıdır. Sözleşmenin yapıldığı veya olayın gerçekleştiği tarihin mülga 4077 sayılı TKHK döneminde gerçekleşmesinin de herhangi bir önemi yoktur. Mülga 4077 sayılı TKHK ‘nın yürürlükte olduğu dönemde, yüksek yargıtay tüketici işlemi ile ilgili olmak üzere bazı sözleşmelerin tüketici işlemi sayılamayacağını kabul etmiştir. Ancak 6502 sayılı TKHK 3/l, 83 madde hükmünde yapılan açık düzenleme ile bu sınırlamaların tamamı ortadan kaldırılmıştır.
Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK 4, 5. madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın mutlak ticari dava olması veya sözleşmenin TTK’da ya da başka kanunlarda düzenlenmesinin herhangi bir önemi yoktur (6502 sayılı TKHK m.83). Bu nedenle örneğin, taraflardan biri tüketici, karşı tarafı müteşebbis olan uyuşmazlık konusunun kambiyo senedi, sigorta sözleşmesi, taşıma sözleşmesi, eser sözleşmesi ya da başka bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur.
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla belirlenir (HMK m.1). Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkili olur (HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
Somut olayda; davacı yan, Ankara …İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasına dayanak kredi sözleşmesinin altındaki imzanın eli ürünü olmadığından söz konusu icra takibi nedeniyle davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, takip kapsamından tahsil edilen 708,33 TL.’nin davalıdan istirdadına karar verilmesini istemiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bireysel bankacılık hizmet sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Her ne kadar davacı tarafından sözleşme altındaki imza inkar edilmiş ise de, sözleşme altındaki imzasının davacıya ait olup olmadığı, sözleşmenin geçerli kabul edilip edilmeyeceği hususlarının da, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k-j, 4/3, 73/1, 83/2 ve geçici 1. maddeleri uyarınca tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu halde uyuşmazlığı çözümünde tüketici mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından, HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın, mahkemenin görevli olması dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin Ankara Tüketici Mahkemesi olduğunun tespitine,
2-HMK 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde taraflarca müracaat edilmesi halinde dava dosyasının görevli Ankara Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca harç ve yargılama gideri hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.. 30/05/2022