Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/80 E. 2021/579 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/80 Esas – 2021/579
Türk Milleti
Adına Yargılama Yapmaya Ve Hüküm Vermeye Yetkili
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/80
KARAR NO : 2021/579

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/02/2021
KARAR TARİHİ : 22/09/2021
KARAR Y.TARİHİ : 06/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili; DSİ tarafından Kastamonu Araç Barajı yapım işinin ihale edildiğini ihalenin davalıda kaldığını, davalı ile müvekkili arasında 26.03.2019 tarihli Araç Barajı Alt Yüklenici Sözleşmesi imzalandığını, 26.03.2019 tarihli şantiye teslim tutanağı ile işe başladıklarını, ancak idarece tahsis edilmiş ödeneğin bitmesi nedeniyle davalı tarafından 08.10.2019 tarihinde şantiyedeki faaliyetin durdurulduğunu, faaliyetlerin durdurulduğuna dair hazırlanan 08.10.2019 tarihli tutanağın taraflarca imzalandığını, sonrasında tüm dünya ve Türkiye’yi etkisi altına alan Covid-19 salgını patlak verdiğini, Covid-19 salgınına bağlı süre uzatım talebinde bulunulması için davalı tarafından müvekkiline e-posta yollandığını, davalının bu talebine uygun olarak müvekkili tarafından 06.04.2020 tarihinde mücbir sebebe bağlı olarak süre uzatımı veya sözleşmenin feshinin talep edildiğini, müvekkilinin taleplerinin davalı tarafça 14.04.2020 tarihli yazı ile reddedildiğini, Türkiye genelinde 01.06.2020 tarihinde aşamalı olarak normalleşme sürecine geçildiğini, müvekkili tarafından 01.06.2020 tarihinde çalışmalara başlamak üzere davalı …’a yazılı başvuru yapıldığını, ancak davalının kötü niyetli olarak ifası müvekkile bırakılan işi başka alt yükleniciye verdiğini, sözleşme taraflar arasında henüz feshedilmemişken davalının işi başka bir alt yükleniciye vermesinin kötü niyetli olduğunu, son olarak 20.07.2020 tarihinde müvekkilinin ekip, ekipmanla şantiye alanında hazır beklediklerini davalı …’a bildirildiğini, … tarafından keşide edilen 20.07.2020 tarihli yazı ile 01.04.2020 tarihi itibariyle işe başlanmadığını gerekçe göstererek fesih bildirimi yapıldığını, fesih bildiriminin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, oysa ki davalı …’ın 30.03.2020 tarihli yazısında; şantiyedeki tüm çalışmaların durdurulduğu ve çalışmalara ara verildiğinin bildirildiğini, tüm bunlardan öte sözleşmenin 11.1.11 maddesi uyarınca alt yüklenicinin taahhüdünü yerine getirmemesi halinde fesihten önce alt yükleniciye en az 7 gün süreli ihtar keşide edilmesi gerektiğini, davalı tarafça Araç SHM 2020/5 D.İş sayılı dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporunda; şantiye alanında 21.07.2020 tarihi itibariyle şantiye alanında her hangi bir çalışma olmadığı, şantiye alanında tespit edilen araç gereç ve iş makinelerinin sözleşme gereği üstlenilen işin yapımı için yeterli olmadığı, yapılmış imalatlarda eksik ve kusurlar bulunduğu (kil ocağı yolu, kaya ocağı yolu ve baraj dolgusunda bozulmalar vs.) şeklinde tespit yapıldığı, bilirkişi raporuna müvekkili tarafından süresinde itiraz edildiğini, davalı … tarafından keşide edilen 22.07.2020 tarihli ihtarda; müvekkilin fesih talebinin kabul edildiği belirtilerek, eksik ve kusurlu işlerin üç gün içinde giderilerek şantiyenin teslim edilmesinin talep edildiğini, tanınan bu sürede müvekkili tarafından eksik ve kusurların giderildiğini, müvekkilinin her hangi bir şekilde fesih iradesi bulunmadığını, müvekkili tarafından Araç SHM 2020/6 d.iş sayılı dosyası ile yaptırılan tespitte alınan bilirkişi raporunda müvekkili tarafından yapılan imalatların tespit edildiğini, inşaat müh. bilirkişi tarafından 2.042.285 TL, elektrik müh. bilirkişi tarafından 13.458.774 TL, maden müh. bilirkişi tarafından 162.599 TL alacak tespit edildiğini belirterek, teminat mektuplarının ödenmesinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasını, şimdilik 501.000,00 TL alacaklarının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçelerinde, davacının taleplerini kabul etmediklerini, davacının talep ettiği alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, davacının iddialarının aksine sözleşme konusu işin üstesinden gelemeyen ve fesih isteyen yanın davacı şirket olduğunu, davacı yanın ödenek yetersizliğini bahane ederek işi yapma iradesi olmadığını ortaya koyduğunu, davacı yanın 06.04.2020 tarihli genelge kapsamındaki seçimlik hak başvurusu talebiyle yetinmediğini ve sözleşme şartlarının değişmesini ve sözleşmedeki birim fiyatlarında artış yapılmasını talep ettiğini, sonuç olarak hukuki yarar yolluğu nedeni ile davanın usulden reddini, aksi halde davanın esastan reddini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, sözleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davacı vekili 17.09.2021 tarihli dilekçesi ve 22/09/2021 tarihli duruşmada imzalı olarak; müvekkilinin talebi doğrultusunda davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı vekili 17.09.2021 tarihli dilekçesi ve 22/09/2021 tarihli duruşmada imzalı olarak; davacının yapmış olduğu feragat nedeniyle herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, davanın feragat nedeniyle reddini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde; vekilin feragate yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Feragat; davacı tarafın talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat davayı sona erdiren tek taraflı bir işlemdir. Feragat karşı tarafın kabulüne bağlı olmayıp kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Davacı vekili davayı açtıktan sonra mahkemeye verdiği dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirmiş olduğundan davanın feragat nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Davanın feragat nedeniyle reddine,
Alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan ve tamamlatılan toplam 14.925,83 TL harçtan düşümü ile arta kalan 14.866,53 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde yatırana iadesine,
Arabuluculuk Kanunu 18A/13 maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Asagari Ücret Tarifesi uyarınca 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Gider avansından artan miktarın kararın kesinleşmesinden sonra, talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Kendini vekille temsil ettiren davalı vekilinin talepleri doğrultusunda davalı yararına vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.. 22/09/2021