Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/745 E. 2022/244 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/745 Esas – 2022/244
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/745 Esas
KARAR NO : 2022/244

DAVA : Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 10/12/2021
KARAR TARİHİ : 07/04/2022
KARAR Y.TARİHİ : 19/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, müvekkili adına kayıtlı, …. adresinde bulunan taşınmazın teras bölümünün, 21/08/2021 tarihinde şiddetli rüzgar sebebiyle tamamen zarara uğradığını, … Sigorta Anonim Şirketi ile yapılan 001-0110-05127824 numaralı ve 16/08/2021 tarihli sigorta poliçesine göre; fırtına veya fırtına sırasında rüzgarın sürüklediği veya attığı şeylerin çarpması sonucu sigortalı şeylerden doğan zararların teminat kapsamında olduğunu ve sigorta şirketinin söz konusu zararı tazminle yükümlü olduğunu, zarara ilişkin oluşturulan 22.09.2021 tarihli ekspertiz raporunda hasar bedelinin 15.050 TL olarak tespit edildiğini, ancak davalı sigorta şirketi tarafından 21.08.2021 tarihinde, bir fırtına kaydı olmadığı gerekçesiyle söz konusu zararın teminat kapsamında olmadığının tespitinin yapıldığını ve müvekkilinin haklı talebinin reddedildiğini belirterek; 21.08.2021 tarihinde meydana gelen rizikonun, davalı … Sigorta Anonim Şirketince tazminine, 15.050 TL hasar bedelinin hasarın gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek kısa vadeli kredilere uygulanan en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçelerinde, müvekkili şirket ile davacı sigortalı arasında akdedilmiş olan yuvam sigorta poliçesi gereğince, davacı tarafın taleplerinin Tüketici Mahkemelerinin görev alanı kapsamında olduğunu, bu nedenle davanın Tüketici Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini, davacı adına kayıtlı bulunan taşınmazın, müvekkili şirket nezdinde16.08.2021 -16.08.2021 vade tarihli, Yuvam Sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğunu,21.08.2021 tarihinde, davacı tarafından müvekkili şirkete yapılan hasar ihbarı akabinde, müvekkili şirket tarafından eksper tayin edildiğini, eksper tarafından yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; konutun kapalı teras bölümünün şıngıl çatı kaplamaları ve yalıtım malzemelerinde yırtılma ve parçalanma oluştuğunun tespit edildiğini, ayrıca davacının hasarın meydana geldiğini iddia ettiği 21.08.2021 tarihinde Ankara’da fırtına kapsamına girecek kaydın olmadığının tespit edildiğini belirterek; davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, davacıya ait evde meydana gelen hasar bedelinin, kendi kasko sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
Sigorta poliçesi örneği, ekspertiz raporu, arabuluculuk tutanağı ve diğer belgeler dosyada mevcuttur.
Sigorta sözleşmesi konusunda, 6102 sayılı TTK m. 1401’de yapılan düzenlemede; sigorta sözleşmesi sigortacının bir prim karşılığında kişinin parayla ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun meydana gelmesi halinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya bir kaç kişinin hayat süreleri sebebi ile ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi ya da diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği bir sözleşmedir. Yapılan bu düzenlemeden açıkça anlaşıldığı üzere; tüketiciye ait olan evle ilgili yapılan sigorta poliçesi uyarınca, rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacı, gerçekleşen hasar bedelini ödemeyi taahhüt etmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda yapılan düzenlemerele göre, tüketici; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade eder. mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan taşıma, eser, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder(TKHK.m.3/l.; mülga 4077 TKHK 3/h).
6502 sayılı TKHK.m.2’de yapılan düzenleme uyarınca, Tüketici Kanunu her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar. Tüketici işlemlerinde taraflardan birisi daima tüketici sözleşmenin karşı tarafı gelir elde etme amacıyla bu işi yapan satıcı, sağlayıcı, imalatcı, italatcı, hizmet veren, banka, yüklenici, taşıyıcı, sigortacı veya bunlar gibi gelir elde etme amacıyal bu işleri yapan gerçek veya tüzel kişidir. Tüketici işleminin karşı tarafı olan müteşebbisin (girişimcinin) gerçek kişi tacir, esnaf veya TTK. anlamında ticaret şirketi olmasının herhangi bir önemi yoktur. Burada önemli olan gelir elde etme amacıyla bu işi yapan bir kişinin bulunmasıdır.
Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin 6102 sayılı TTK. 4, 5 maddelerinde ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanması, mutlak ticari dava olması, sözleşmenin TTK’da yada başka kanunlarda düzenlenmesinin herhangi bir önemi yoktur. (6502 sayılı TKHK m.83). Bu nedenle örneğin, taraflardan biri tüketici karşı tarafı müteşebbis olan uyuşmazlık konusunun kambiyo senedi, sigorta sözleşmesi (maliki tüketici olan hususi araçlar için yapılan kasko veya ZMMS poliçesinden kaynaklanan), taşıma sözleşmesi veya eser sözleşmesi ya da başka bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir örnemi yoktur.
6502 sayılı TKHK m. 73/1’de tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle tüketici işlemi niteliğinde olan kasko poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat talebi tüketici işlemi niteliğinde olduğundan bu tür uyuşmazlıklarda tüketici mahkemesi görevlidir ( Aynı görüşte HGK. 28.03.2018, 2017/11-42 E, 2018/562 K).
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla belirlenir (HMK m.1), kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu nedenle; yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). (HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
Dosya içerisinde toplanan deliler, taraflar arasında yapılan kasko sigorta poliçesi ve tüm dosya içeriğine göre, davacı tarafın tüketici, davalı tarafın sigorta şirketi olduğu; taraflar arasında yapılan kasko sigorta poliçesinin tüketici işlemi niteliğinde olduğu anlaşıldığından, davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle (HMK m. 114, 115), usulden reddine, süresinde ve istek halinde dosyanın HMK 1, 20 maddeleri uyarınca, görevli ve yetkili Ankara Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesi ve iki haftalık yasal sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli Ankara Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK.323 ve 331 maddeleri uyarınca görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/04/2022