Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/730 E. 2021/862 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/606 Esas
KARAR NO : 2022/61

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2020
KARAR TARİHİ : 27/01/2022
KARAR Y.TARİHİ : 28/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, müvekkilinin …. nolu parselde kayıtlı arsa sahibi olduğunu, müvekkili ile yüklenici … ve … arasında Ankara … Noterliğinin … yevmiye numarası ile Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yapıldığını, aynı davalılar tarafından …nolu parseldeki Mülk sahiplerinden inşaatta eksik kalan arsa bedelleri karşılığı inşaat tamamlanması sonrasında ödenecek şartı ile iş bu davaya konu senet alınmışsa da davalıların inşaata başlamadığını, bu yolla aldıkları iş bu bonoları başkaları vasıtası ile haksız tahsil yoluna gittiklerini, davalıların sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, inşaata henüz başlamadıklarını, iş bu arsaları üzerine bina yapılıp teslim edildiğinde ödenmek üzere ödeme tarihleri doldurulmadan ve düzenleme tarihi boş sadece miktar kısmı yazılı ve üzerinde müvekkilinin imzası bulunacak şekilde verdiklerini, davalı tarafın alacağın doğmadığını bile bile Ankara … Dairesinin … E. Sayılı takip dosyası ile başlatmış olduğu takipte davalının hiç bir alacağının bulunmadığını belirterek, müvekkilinin davalılara hiç bir borcunun bulunmadığının tespitine, icra takibine konu senedin ve icra takibinin iptaline, kötü niyetli davalılar aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA :
Davalılara usulüne uygun şekilde meşruhatlı tebligat çıkarılmış olup; dosyaya yazılı ve sözlü savunma bildirilmemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkememizce, 01/04/2021 tarihinde, “davanın kısmen kabulüne” karar verilmiş, bu karara karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi’nin 30/09/2021 tarih, 2021/712 E, 2021/896 K, sayılı kesin kararı ile mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi’nin 30/09/2021 tarih, 2021/712 E, 2021/896 K, sayılı kararında özetle; “…somut olayda; Davaya konu bono davacı tarafından ödeme aracı olarak davalı yüklenicilere verilmiştir. Uyuşmazlık taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Diğer yandan 6102 sayılı TTK’da eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle mutlak ticari dava söz konusu değildir. Şu durumda eldeki davanın asliye ticaret mahkemesi’nce görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. Davacı arsa sahibi olup, tacir olmadığı gibi, bir ticari işletme sahibi de değildir. Bu nedenle nispi ticari dava da söz konusu değildir. Mahkemece asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilmeden işin esasının incelenmesi doğru olmamıştır…” şeklinde bildirilmiştir.
6102 sayılı TTK m. 5/1. fıkra hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
A- Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
B- Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Kanunda yapılan bu düzenleme uyarınca bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
6102 sayılı TTK 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusundaki işin ticari iş niteliğinde olması bunun aynı zamanda ticari dava sayılmasını gerektirmez.
C- Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Mahkemelerin görevi, ancak Kanunla belirlenir (HMK m.1). kanunla düzenlenir. görev ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir Kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkilidir(HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
Somut olayda; davadaki uyuşmazlığın, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklandığı, tarafların, TTK 12, 16 madde kapsamında kalan tacir veya ticari işletme olmadığı, eldeki davanın asliye ticaret mahkemesinde görülüp karara bağlanabilmesi için, uyuşmazlığın her iki tarafının ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olmasının zorunlu olduğu, davanın mutlak ticari dava sayılmadığı anlaşılmış olup; HMK 2. Madde uyarınca; Asliye Hukuk Mahkemesi görevli ve yetkilidir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesi ve iki haftalık yasal sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK.323 ve 331 maddeleri uyarınca görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/01/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı