Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/714 E. 2022/591 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA …ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
…ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/621 Esas
KARAR NO : 2022/632

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2016
KARAR TARİHİ : 24/10/2022
KARAR Y.TARİHİ : 01/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde özetle; müvekkili şirketin kimyevi madde üretimi, iç-dış ticareti ve pazarlama işi yaptığını, müvekkili şirketin davalıya aralarındaki anlaşma ve davalının siparişlerine uygun olarak değişik tarihlerde ürün satışı ve teslimi yapıldığını, bu ürünler nedeniyle toplam 41.202,82 TL alacak doğduğunu, davalının müvekkiline olan borcunu ödememesi üzerine davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ile takip başlatıldığını, borçlu tarafın yetki itirazı doğrultusunda dosya Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası olduğunu, davalının itirazı sonucu takibin durduğunu, itirazın haklı nedenlere dayanmadığını belirterek itirazın iptaline, takibin devamı, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili beyan dilekçelerinde özetle; davacı şirket ile müvekkili arasında ticari ilişkinin bir süre devam ettikten sonra sona erdiğini, müvekkili şirketin en son 2014 yılında, davacı şirketten aldığı malları iade ettiğini ve iade faturası düzenlendiğini, iade edilen malların davacı şirket satış ve pazarlama müdürü tarafından alındığını ve iadeye ilişkin olarak kesilen fatura ile sevk irsaliyesinin aynı kişi tarafından imzalandığını, müvekkili şirketin davacı şirkete borçlu olmadığını savunmuş davanın reddine karar verilmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, satım sözleşmesini konu faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Fatura örnekleri, sevk irsaliyesi, Bakırköy …İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının uyap sisteminde bulunan evrakları, Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ve diğer belgeler dosyada mevcuttur.
Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesine, davacı … Kimya Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. tarafından davalı … İzolasyon İnşaat Yapı Malz. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. aleyhine cari hesaba ilişkin olarak 41.202,82 TL’nin tahsili için 31/10/2014 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının16/02/2016 tarihli dilekçesi ile icra takibine itiraz ettiği, müdürlükçe takibin durdurulduğu, davanın süresi içinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce, 17/04/2018 tarihinde, “davanın kabulüne, ….” kararı verilmiş, bu karar davalı tarafın istinafı üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 27.09.2021 tarih 2018/2971 Esas 2021/1445 sayılı ilamı ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kaldırma kararında özetle, “…Mahkemece iade faturasında isim ve imzası yer alan ve davalı yanında fiilen çalıştığı iddia edilen …’ın tanık olarak dinlenerek faturalarda yer alan imzanın kendisine ait olup olmadığı, davalı yanında çalışıp çalışmadığı hususlarında iade faturasına konu malların teslim olgusu üzerinde mahkemece yeterince durulmadığı gibi Bakırköy …İş Mahkemesi’nin ….E. Sayılı dosyası getirtilip, değerlendirilerek teslim olgusuna etkisi üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ile hüküm tesis edilmiştir. Açıklanan bu nedenlerle mahkemece; anılan yönlerden araştırma yapılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davalı yanın istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
” denilmiştir.
Kaldırma kararı üzerine dosya mahkememizin yukarıda yazılı esasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı doğrultusunda davacının tarafından işçilik alacaklarının tahsiline yönelik açılan Bakırköy …İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası uyap sistemi üzerinden getirtilmiş, dava dışı … talimat mahkemesi kanalı ile dinlenmiştir.
Talimat mahkemesi aracılığıyla dinlenen dava dışı … “Ben tarafları tanırım, davacıyı yanında çalıştığım için davalıyı da davacının müşterisi olması sebebiyle tanırım, davetiye ekinde göndermiş olduğunuz faturadaki imza bana ait değildir, ancak irsaliyedeki ismimin yanında bulunan imza bana aittir, fatura tarihi olan 25/04/2014 tarihinde ben davacı … Kimya San. ve Tic. Ltd. Şti’de müdür olarak çalışmaktaydım, davalı bizim müşterimizdi, söz konusu faturalar yedek parça alımına ilişkindir, ben davalı nezdinde ne fatura tarihinde ne de başka bir tarihte çalışmadım” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Somut olayda; taraflar arasında süre gelen ticari ilişkinin 2014 yılında davalının davacı yandan aldığı bir kısım malları iade etmesi ile sona erdiği görülmüştür.
Davacı eldeki dava ile; satım sözleşmesine konu olan faturalardan kaynaklanan cari hesap alacağın tahsili amacıyla giriştiği icra takibine davalının itiraz ederek takibi durduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalının %20 inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ise; müvekkili şirketin en son 2014 yılında, davacı şirketten aldığı malları iade ettiğini ve iade faturası düzenlendiğini, iade edilen malların davacı şirket satış ve pazarlama müdürü tarafından alındığını ve iadeye ilişkin olarak kesilen fatura ile sevk irsaliyesinin aynı kişi tarafından imzalandığını, müvekkili şirketin davacı şirkete borcu bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı taraf ticari defter kayıtları ile, davalı tarafın dosyaya ibraz ettiği cari hesap muavin kayıtlarına göre 2013 yılı sonu itibariyle davacının davalıdan 41.202,82 TL alacaklı olduğu, taraf kayıtlarının mutabık olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı tarafından davacı adına düzenlenen 25.04.2014 tarihli 036836 numaralı 60.811,07 TL tutarındaki iade faturasının davalı ticari defterlerine kayıt edildiği halde davacı ticari defterlerine kaydedilmemesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. İade edilen malların, davacı tarafından davalı adına düzenlenen fatura içeriklerine konu mal ve ürünlerle cins olarak sadece bir kısmının uyumlu olduğu, uyumlu olan ürünlerin toplam tutarının KDV dahil 23.287,08 TL olduğu, diğer ürünlerin davacı tarafından düzenlenen faturalardaki mallar arasında az miktarda bulunduğu tespit edilmiş olmakla birlikte, iade faturasındaki malların bedelinin 60.811,07 TL olduğu ve … isimli kişiye teslim edildiği görülmüştür. Davalı tarafından düzenlenen iade faturası konu malları teslim alan …’ın, davacı şirkette satış ve pazarlama müdürü olarak çalıştığı, 07.03.2014 tarihinde işten ayrıldığı, aynı gün hiç bir kesinti olmadan dava dışı … Poliüretan San. ve Tic. A.Ş.’de girişinin yapıldığı ve 28.02.2015 tarihine kadar bu şirkette çalışmaya devam ettiği görülmüştür. Davacı … Kimya San. ve Tic. A.Ş. ile dava dışı … Poliüretan San. ve Tic. A.Ş.’nin ortaklarının aynı (….) olduğu sicil kayıtlarından tespit edilmiştir. Bu halde, davacı şirket ile dava dışı … Poliüretan San. ve Tic. A.Ş. arasında iktisadi, organik ve yönetsel bütünlük bulunduğu, iade edilen malları teslim alan …’ın davacının da içinde bulunduğu grup şirketler bünyesinde satış ve pazarlama müdürü olarak çalıştığı, talimat yoluyla alınan beyanında da iadeye konu sevk irsaliyesi altındaki imzanın kendisine ait olduğunu ikrar ettiği anlaşılmıştır. İzah edilen bu gerekçelerle davalı yanın savunmasında geçen, iade edilen malları teslim alan …’ın teslim tarihinde davacı şirket yanında fiilen çalıştığı ve alınan beyanında iade konusu malları aldığını ikrar ettiği, böylece davacının davalıdan alacağının bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Anlatılan nedenlerle;
HÜKÜM :
1-Davanın reddine,
2-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3,13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
3-Masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Alınması gerekli 80,70 TL harcın, peşin alınan 497,65 TL harçtan düşümü ile fazla alınan 416,95 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra istek halinde yatırana iadesine,
6-İlk kararla davalıdan tahsili için 30/11/2018 tarih 2018/354 Harç numaralı Harç Tahsil Müzekkeresi ile yazılan 2.316,91 TL harcın ödenmiş olması halinde, kararın kesinleşmesinden sonra istek halinde yatıranlara iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/10/2022
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır