Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/702 E. 2023/5 K. 16.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/702 Esas – 2023/5
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/702 Esas
KARAR NO : 2023/5

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/11/2021
KARAR TARİHİ : 16/01/2023
KARAR Y.TARİHİ : 18/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketi ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkili şirketin davalı şirkete iş sağlığı ve güvenliği malzemeleri sattığını, satılan ürünler karşılığı faturalar kesinildiğini, cari hesap alacağından 12.506,59 TL tutarı fatura bedelinin 11.093,10 TL’lik kısmının ödendiğini ancak 1.413,58 TL ‘nin ödenmediğini, borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Ankara 6. İcra Müdürlüğünün 2021/5629 sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haklı nedenlere dayanmadığını belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usuli itirazlarının yanı sıra esasa ilişkin olarak davacının müvekkili aleyhine başlattığı icra takibine alacağın cari hesaba dayandığını ancak taraflar arasında bir cari hesap sözleşmesi veya hesap mutabakatı mevcut olduğunu, davacı tarafça tek yanıl olarak düzenlenen faturaların hizmetin malın verdiği anlaşman gelmediğini, faturaların müvekkiline tebliği tek başına alacağı muaccel hale getirmediğini, ihtarname gönderilmesi gerektiğini, dava konusu alacak limit ve muayyen bir alacak olmadığını, icra inkar tazminatı talebinin reddine hükmedilmesi gerektiğini savunmuş davanın reddine, haksız dava nedeniyle davacı tarafın aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, itirazın iptali, icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Arabuluculuk son tutanağı, cari hesap ekstresi, tarafların BA/BS formları, Ankara 6. İcra Müdürlüğünün 2021/5629 sayılı takip dosyasının uyap evrakları, bilirkişi raporu ve diğer bilgi belgeler dosyada mevcuttur.
Ankara 6. İcra Müdürlüğünün 2021/5629 sayılı takip dosyasında takip talebinin incelenmesinde; Alacaklının … Danışmanlık Eğitim Hiz. İş Güvenliği Malz. İç ve Dış Tic. San. Ltd.Şti. , borçlunun … Makine Sanayi A.Ş. Aleyhine 1.413,58 TL’nin tahsili için 21/04/2021 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun 12.05.2021 tarihli itiraz dilekçesi ile takibin durduğu, davanın yasal süresi içeresinde açılmış olduğu anlaşıldı.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 30/06/2022 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında özetle; Davacı firmanın incelenen ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikleri ile berat onaylarının süresi içerisinde
yapıldığı,
davalı taraf defterleri üzerinde inceleme gerçekleştirilemediğinden alacağa konu faturanın kayıtlarda olup olmadığı,
var ise ödeme bulunup bulunmadığı hususlarında bir değerlendirme yapılamadığı,
davacı taraf defter kayıtlarına göre davalı firmaya düzenlenen faturaların 2 ay vadeli olarak düzenlendiği, davalı
tarafından yapılan ödemelerin genel olarak vadelere uygun şekilde banka kanalı ile yapıldığı,
takibe ve davaya konu 1.413,58 TL tutarlı alacağın davacı tarafından 04.06.2018 tarihinde düzenlenen faturadan
kaynaklandığı, faturanın davacı taraf defter kayıtlarında yer aldığı, 1.413,58 TL Borç Bakiyesinin 2018 ve 2019 yılları ticari defterleri kapanış fişlerinde bakiye olarak bulunduğu, 2020
yılında bakiyenin kapatıldığı, bu işlemin hatalı olduğu tespiti sonrası 01.04.2022 tarihinde düzeltildiği, düzeltme kaydı için nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemenize ait olmak üzere davacı taraf defter kayıtlarına
göre davacının davalıdan 1.413,58 TL alacağı bulunduğu, takip öncesi davalının temerrüde düşürüldüğüne dair dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı,
faiz ve tazminat taleplerinin mahkemenin takdirinde olduğu görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Deliller değerlendirilmiştir.
Davacı, eldeki dava ile; satımından kaynaklanan bakiye alacağının ödenmediğini, tahsili için icra takibine giriştiğini, davalının takibe itirazlarının haksız olduğunu, itirazın iptali ile inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı yan ise tebliğ aldığı ödeme emrine karşı, vekili aracılığıyla süresi içinde, ” müvekkilinin dosyada belirtilen şekilde ve miktarda borcu bulunmamaktadır. Yetkiye, borca, ferilerine, işlemiş ve işleyecek faizine itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ediyoruz.” demiş, davaya cevap dilekçesinde davanın reddini istemiştir.
Davalı yanın, takibin yetkili icra müdürlüğünde yapılmadığı itirazı yönünden yapılan incelemede;
2004 sayılı İİK’nın 50 nci maddesinin birinci fıkrasına göre; para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HUMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir.
HMK’nın 6 ncı maddesine göre; genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.
Aynı Yasanın “Sözleşmelerden doğan davalarda yetki” başlıklı 10 uncu maddesinde ise; sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği hüküm altına alınmıştır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan TBK’nın 89 uncu maddesi uyarınca; takibin konusu para borcu olduğunda, para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödeneceğinden, ifa yeri de alacaklının yerleşim yeri olacaktır. Böyle bir durumda alacaklı kendi yerleşim yerinde bulunan icra dairesinde de takip yapabilecektir.”
Yukarıda açıklanan sebeplerle para borçları, alacaklının ikametgahında ödenmesi gerektiğinden, alacaklının faturadan doğan para alacağını kendi ikametgahının bulunduğu yerdeki icra dairesinde takibe koyması TBK’nın 89’uncu maddesi uyarınca mümkündür. Davacı şirket merkezinin Yenimahalle/Ankara olduğu anlaşıldığından davalının yetki itirazı yerinde görülmemiştir
Fatura konusu alacak yönünden yapılan incelemede; davacının defterlerini bilirkişi incelemesine hazır ettiği, davalı taraf defterleri üzerinde inceleme yapılamadığı, davacıya ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan incelemede, 2016-2018 dönemleri arası hesap hareketlerini
içerdiği, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2015 yılında da bulunduğu, 2016 yılında davalı firmaya 11 adet, 2017 yılında 8 adet
2018 yılında 3 adet fatura düzenlendiği, davacı yanın düzenlenen faturaların ödemelerinin 2 ay
vadeye bağlandığı, davalı tarafından ödemelerin genel olarak fatura vade tarihlerine uygun şekilde banka kanalı ile yapıldığı , 04.06.2018 tarihli 1.413,58 TL tutarlı faturanın davacı defter kayıtlarında bulunduğu,
1.413,58 TL borç bakiyesinin 2018 ve 2019 yılları ticari defterlerin kapanış fişlerinde bakiye olarak bulunduğu, 2020
yılında bakiyenin kapatıldığı, bu işlemin hatalı olduğu tespiti sonrası 01.04.2022 tarihinde düzeltildiği, davacı taraf defter kayıtlarına
göre davacının davalıdan 1.413,58 TL alacağı bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı yana ait ticari defterler, davalı yan ticari defterlerini ibrazdan kaçındığından, 6100 sayılı HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, davacı lehine delil olarak kabul edilmiştir. Böylece, davacının davalıdan 1.413,58 TL alacaklı olduğu, buna karşı davalının fatura bedelini ödediğini ispatlayamadığı anlaşıldığından, davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirmediği başka bir deyişle alacağın likit olduğu ve davalının itirazında haksız olduğu anlaşıldığından davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın kabulüne, davalının, Ankara 6. İcra Müdürlüğünün 2021/5629 esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen 1.413,58 TL’nin %20’si oranında hesaplanan 282,71 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3.Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 1.413,58 TL vekalet ücretinin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 96,56-TL harçtan peşin alınan 59,30.-TL harcın mahsubu ile bakiye 37,26 -TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan başvurma harcı, peşin harç, vekalet harcı ve ıslah harcı toplam 127,10 -TL yargılama harcının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere ve posta gideri olarak 50,00-TL, bilirkişi ücreti olarak 850,00.-TL yapılan toplam 900,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
8-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda miktar itibariyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.. 16/01/2023