Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/680 E. 2022/105 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2021/680 Esas
KARAR NO : 2022/105

DAVA : İtirazın İptali (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2021
KARAR TARİHİ : 15/02/2022
KARAR Y.TARİHİ : 17/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında sözlü olarak akdedilen antrepo kiralama sözleşmesi uyarınca davalının 2018 yılı Ekim ayından 2020 yılı Aralık ayı arasında müvekkilinin İskenderun antreposunu kullandığını, taraflar arasında yazılı bir kira sözleşmesi imzalanmadığını, tarafların antrepoda depolanacak mallar için birim 1 USD/TON birim fiyatı belirlendiğini, sözleşmenin yapıldığı tarihten bu yana tüm faturaların bu birim fiyat üzerinden hesaplanarak faturalandırıldığını ve ticari defterlere de kaydedildiğini, sözleşmenin akdedildiği günden itibaren davalının ödemelerini düzenli olarak yapmadığını, sözleşmenin yapıldığı 2018 yılı Ekim ayından 2020 yılı Haziran tarihleri arasında toplam faturalandırılan 554.089,96 -TL’den yalnızca 102.152,29 -TL’lik kısmın ödendiğini, davalı şirketin taraflarına gönderdiği ….yevmiye numaralı ihtarnamesi ile; “Pandemi ve Türk parasının kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı karar ilişkin tebliğ nedeniyle indirim ve uyarlama talep ettiğini, bu nedenle malların depoda tutulmaya devam ettiğinin” belirttiğini, bu ihtarnameye karşı …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile taraflarınca cevap verildiğini ve karşı tarafla anlaşma sağlanmaya çalışıldığını, ancak davalı şirketin …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile “taraflarınca sunulan anlaşama şartlarının kabul edilmeyeceğinin ” belirtildiğini, bunun üzerine davalı şirket aleyhine Ankara … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile (toplam 554.089,96 -TL’den takipten önce ödenen 102.152,29 -TL’lik kısım düşüldükten sonra kalan) 451.937,67 -TL’lik tutar üzerinden icra takibi başlatıldığını, ödeme emerinin davalı borçluya tebliğine müteakip davalının icra dosyasına 26/08/2020 tarihinde 268.036,26 -TL’lik ödeme yapıldığını ve “Takibe konu borcun 237.175,67 TL’lik kısmı dışında geriye kalan kısım olan 214.762 TL’ye ,faizine, fer’ilerine, icra harç ve masraflarına, vekalet ücretine v.s takibe konu tüm taleplere yasal süresi içerisinde kısmı olarak itiraz edildiğini, itiraz üzerine Ankara … Müdürlüğü’nün 26/08/2020 tarihli kararı ile itiraz edilen kısım yönünden takibin durdurulmasına karar verildiğini, söz konusu takibin 451.937,67 TL anapara alacağı üzerinden başlatıldığını, davalı borçlu tarafından ödenen 237.175,67 TL’nin anapara düşüldükten sonra geriye 214.762,00 TL’nin kaldığını, söz konusu takibe davalı borçlu tarafından yapılan itiraz üzerine Ankara … Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını ancak dava şartı olan arabuluculuk yoluna başvurulmadığından davanın usulden reddedildiğini, bu kararın kesinleştiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi gereğince ara buluculuk yoluna başvurulmuş ve … arabuluculuk dosya numarası ile karşı taraf şirket ile yapılan görüşmelerin olumsuz sonuçlandığını, Ankara İcra Daireleri nezdinde başlatılan takibe davalı tarafından herhangi bir yetki itirazı sunulmaması nedeni ile, yetkili ve görevli mahkemenin Ankara Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğunu, bu nedenlerle, davalı aleyhine Ankara … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe davalı borçlu tarafından yapılan kısmi itirazının şimdilik 125.000 TL’lik kısmının iptalini, takibin takip talebinde yazılı şartlarla devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurda görülmekte olan itirazın iptali davasının, müvekkili şirketin kiracı olduğu, davacı tarafın kiralayan olduğu, müvekkili şirkete ait ürünlerin depolandığı, yazılı olmayan antrepo kiralama sözleşmesine ilişkin olarak kiralayan tarafından uygulanan ardiye tarifesine dair kesilen faturalara dayalı icra takibine müvekkili şirketin kısmı itirazı nedeni ile açıldığını, açılan davanın öncelikle usul yönünden reddini, akabinde davacı tarafından 32 sayılı tebliğe (06/10/2018 tarihinde yürürlüğe giren Türk parasının kıymetini koruma hakkında 32 sayılı karar ilişkin tebliğ ve yasal mevzuata aykırı tanzim edilen faturaların hukuka aykırılığı sebebi ile var olduğu alacağın yasal dayanağı olmadığından ve müvekkili şirket taraflar arasındaki antrepo hizmet bedeli ilişkisinden doğmuş tüm kira bedelini ödemiş olduğundan davanın reddinin gerektiğini, dava konusu uyuşmazlığın taraflar arasındaki antrepo kira sözleşmesinden kaynaklanan faturanın hukuka uygun tanzim edilip edilmemesinden kaynaklı olması nedeniyle ve tarafların Anonim Şirket olması nedeni ile davanın ticari bir dava olduğunu ve HMK 4. Maddede sayılı kira ilişkisinden kaynaklanan alacak davası olmadığını, davanın sebebinin davalı tarafça tanzim edilen faturanın hukuka ve yasaya uygun olarak düzenlenip düzenlenmediğine ilişkin olduğunu, taraflar arasında kiracılık ilişkisini gösterir yazılı bir kira sözleşmesinin bulunmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin TTK’nun 4/1. Maddesinde yer alan “Antrepo” ilişkisine dayalı olduğu için mutlak ticari dava olduğunu, bu nedenle davada Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, yetkili Mahkemenin ise HMK’nun 6. Maddesi gereğince davalı gerçek ya da tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri Mahkemesi olduğunu, müvekkili şirketin yerleşim yerinin Ümraniye/ İstanbul adresi olduğundan İstanbul Anadolu Sulh Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğunu, her ne kadar davacı tarafın dava dilekçesinde dava itirazın iptaline ilişkin olup, davalı müvekkili şirket tarafından davaya konu Ankara … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında açılmış olan icra takibine yetki bakımından itiraz etmemesi nedeni ile Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirtmiş ise de, icra takibine yetki bakımından itiraz edilmemiş olmasının icra dosyasının başlatıldığı yerdeki mahkemeleri yetkili hale getirmeyeceğini, Yargıtay kararlarınında bu yönde olduğunu, müvekkili şirket ile davacı arasında davacının İskenderun’da bulunan deposuna ilişkin Kasım 2018’den bu yana antrepo kiralama ilişkisi mevcut olup, bu ilişkiye istinaden müvekkili şirketin Kükürt Ürünün depolanması hizmeti için davacıdan antrepo kiralama hizmeti aldığını, müvekkili şirket ile davacı arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, davacı ile müvekkili şirket arasındaki yazılı olmayan antrepo kira sözleşmesine göre müvekkili şirket aleyhine tarafların aralarında mutabık kalmadan ve yasaya aykırı bir şekilde faturalar düzenlendiğini, müvekkili şirket tarafından söz konusu faturalara konu hesaplama oranlarına öncelikle e-mail ile daha sonra noter ihtarnameleri ile itiraz edilerek ihtirazi kayıtlarda bulunulduğunu, ancak davacının, müvekkili şirket aleyhine Ankara … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirketin aleyhine başlatılmış olan bu takipte davacı ile uzlaşamadıkları için kendi hesaplamaları doğrultusunda tüm hakları saklı kalmak kaydıyla kabul ettiği hizmet faturası bedelini ödediğini, kalan kısmını da haklı olarak itiraz ettiğini, akabinde mevcut davanın açıldığını, müvekkili şirketin 2018 yılından bu yalana kiracılık ilişkisini yürüttüğü davacı taraf ile ilişkilerini sonlandırmamak için iyi niyetli bir şekilde davacı tarafından indirim talep ettiğini ve uyuşmazlığın yargıya taşımadan ön görüşmeler neticesinde iyi niyet kuralları çerçevesinde çözmek istediğini her görüşmede ödenecek tutarda anlaşma uzlaşma olması halinde müvekkili şirket tarafından ödemenin derhal yapılacağının sözünün de verildiğini, diğer yandan uzlaşma süreci devam ederken 2020 Mart, Nisan ve Mayıs aylarında Covid 19 virüsünden kaynaklı olarak piyasaların ve ticari kanallarda yaşanan aksaklıklar yüzünden satışların gerçekleştirilemediğini ve yüklemeler yapılamadığını, müvekkili şirketin söz konusu aylara ilişkin olarak da e-posta yolu ile indirim talebinde bulunulduğunu, indirim talebinin davacı tarafça kabul edilmemesi üzerine müvekkili şirklet tarafından davacı tarafa ihtarname gönderildiğini ve düzenlenen faturaların 32 sayılı tebliğe aykırılık teşkil etmesi nedeniyle yasaya aykırı olarak düzenlenen faturaların yeniden düzenlenmesini, ayrıca pandemi nedeniyle kira sözleşmesinde yeniden uyarlama yapılarak hakkaniyete uygun indirim yapılmasının talep edildiğini, yetki yönünden itirazlarının kabulü ile, yetkisizlik kararı verilerek dosyanın İstanbul Anadolu Mahkemelerine gönderilmesini, aksi halde davacı tarafın haksız itirazın iptali talebinin reddini, haksız ve kötü niyetli olan davacı taraf hakkında icra takibinin konusu olan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, sözlü olarak akdedilen antrepo kiralama sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosyanın Ankara … Hukuk Mahkemesinin 08/09/2021 tarih ve … Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilli süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde; genel yetki kuralları çerçevesinde davanın yetkili İstanbul Anadolu Mahkemelerinde açılması gerektiğini belirterek yetki ilk itirazında bulunmuştur.
İlk itirazlar HMK m. 116 hükmünde düzenlenmiştir. Yapılan bu düzenleme uyarınca; kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazı ve uyuşmazlığın tahkim yolu ile çözümlenmesi gerektiği itirazı ilk itiraz olarak kabul edilmiştir. İlk itirazların hepsinin cevap dilekçesinde ileri sürülmesi zorunludur. İlk itirazlar dava şartlarından sonra incelenir. İlk itirazlar, ön sorunlar gibi incelenerek karara bağlanır (HMK m. 117).
6100 sayılı HMK hükümlerine göre; genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir (HMK 6/1). Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir (HMK 10/1).
TBK’nın 89. maddesine göre borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde, bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde ifa edilir.
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, tüm dosya içeriğine göre; davanın itirazın iptali davası olduğu, 6100 Sayılı HMK’nın 6. Maddesi uyarınca”bir davada genel yetkili mahkeme davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.,” düzenlemesi gereğince ve davalının ikametgahının da İSTANBUL ili olduğu anlaşıldığından ve taraflar arasında yetkilendirme sözleşmesi de bulunmadığı, davalı tarafın ilk itiraz olarak yetki itirazında bulunduğu da göz önünde bulundurularak, davalı tarafın yetki itirazının kabulüne, davanın mahkememizin yetkisizliği nedeni ile usulden reddine, süresinde ve istek halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL ANADOLU Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Anlatılan nedenlerle,
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN YETKİSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20/1 md. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde talep halinde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-HMK 331/2 md. uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarında görevli mahkemece karar verilmesine, mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususunda da karar verilmesine,

Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda hükmün tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.
. 15/02/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır