Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/627 E. 2023/77 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/561 Esas
KARAR NO : 2023/10

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. ….
Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/09/2021
KARAR TARİHİ : 16/01/2023
KARAR Y.TARİHİ : 19/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin asansör kapısı ve kabin imalatı işi yaptığını, davalı şirketin müvekkilinden 2016 yılından davaya konu faturalarda anlaşılacağı üzere bir takım imalatların yapılmasını talep ettiğini ve bu imalatların davalı şirkete teslim edildiğini, imalatların bedeli olarak iki adet faturanın 2016 yılında davalı şirkete fatura edildiğini ancak davalı şirketin fatura bedellerini ödemediğini, fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Ankara 25. İcra Müdürlüğünün 2017/20803 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haklı nedenlere dayanmadığını belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkiline ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapmış olduğu inceleme neticesinde müvekkili şirketin herhangi bir borcunun bulunmadığının anlaşılacağını, başlatılan icra takibinin haksız olduğunu savunmuş haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsiline yönelik girişilen icra takibine vaki itirazın iptali, icra inkar tazminatı istemin ilişkindir.
Arabuluculuk son tutanağı, taraflara ait BA/BS formları, Ankara 25. İcra Müdürlüğünün 2017/20803 sayılı takip dosyası, bilirkişi raporu ve diğer bilgi belgeler dosyada mevcuttur.
Ankara 25. İcra Müdürlüğünün 2017/20803 sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafından … Market İth. İhr. Tic. San. Ltd. Şti. aleyhine 12.571,72 TL fatura alacağı, 1.896,90 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.468,62 TL’nin tahsili için 09.11.2017 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun 16.11.2017 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın yasal süresi içeresinde açılmış olduğu görülmüştür.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 16.06.2022 tarihli raporunun sonuç kısmında özetle; davacı tarafça davalı aleyhinde Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün 2017/20803 E. sayılı
dosyasıyla icra takibi başlatıldığı, 10.11.2017 tarihli takip talebinde alacağın,
12.571,72 TL asıl alacak, 1.896,90 TL % 9 işlemiş faiz olmak üzere toplam
14.468,02 TL şeklinde gösterildiği, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık % 9
ve değişen oranlarda adi kanuni faiz talep edildiği,
alacağın, 10.02.2016 tarihli 7.285,32 TL’lik ve 12.04.2016 tarihli
5.286,40 TL’lik iki faturaya dayandırıldığı,
davacının kendi defterlerine göre davalıdan alacağı bulunmadığı halde, 30.12.2016
tarihinde yapılan mahsup kaydıyla davalıdan 13.314,82 TL alacaklı gözükmesinin sağlandığı, bu
kaydın icra takibin de dayanağını oluşturduğu, davalının defter kayıtlarına göre de, davalının davacıya sadece 1,92 TL borcunun bulunduğu,
davalının defter kayıtlarının davacının defter kayıtlarına göre daha sağlıklı olduğu,
davacı tarafça takip talebinde gösterilen 12.571,72 TL’lik asıl alacağın iki adet fatura
bedelinden kaynaklandığı, ancak söz konusu fatura bedellerinin 2016 yılında davacıya ödenmiş
olduğu,
bu nedenle, davacı talebinin yerinde olmadığı, davalının takibe itirazında haklı olduğu görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Deliller değerlendirilmiştir.
Davacı tarafından 10.02.2016 tarih ve 7.285,32 TL ile 12.04.2016 tarih ve 5.286,40 TL bedelli iki adet fatura alacağının ödenmediği iddiası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının borca itirazları üzerine takibin durduğu, davacının eldeki dava ile itirazların iptali ile takibin devamına karar verilmesini istediği görülmüştür.
Davalı yan, tebliğ aldığı ödeme emrine karşı, süresi içinde, alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını, borcun asıl ve tüm ferilerine itiraz ettiğini bildirmiş, davaya cevaplarında ise davacı tarafa borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini karar verilmesini dilemiştir.
Davacı tarafın defterlerine göre; 10.05.2016 itibariyle davalıdan 3.351,92 TL alacaklı
olduğu, 30.12.2016 tarihinde yapılan 3.351,92 TL’lik mahsup ile davalıdan alacağının kalmadığı ancak 30.12.2016
tarihinde davalı hesabına yapılan 13.314,82 TL’lik borç kaydı ile
13.314,82 TL alacaklı duruma geldiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafın defterlerine göre ise; davalının davacıya 2015 yılından olan 2.493,00 TL’lik borcunun 2016
yılına devrettiği, davalı tarafça davacıdan toplamı
12.571,72 TL olan 2 adet fatura alındığı, davacıya 2.312,80 TL’lik 1 adet fatura verildiği, ayrıca
davacıya makbuz karşılığı toplam 12.750,00 TL ödeme yapıldığı, sonuç itibariyle davalının davacıya
sadece 1,92 TL borcunun kaldığı görülmüştür.
Somut olayda, taraflar arasında asansör kapısı ve kabin imalatı işi kapsamında davacı tarafından 2015 ve 2016 yıllarından bir takım imalatların yapıldığı, davacı tarafça 2016 yılında imalatı gerçekleştirilen 10.02.2016 tarihli 7.285,32 TL’lik ve 12.04.2016 tarihli
5.286,40 TL’lik iki fatura bedelinin tahsiline yönelik takibe başlandığı, kendi ticari kayıtlarına göre 10.05.2016 itibariyle davalıdan 3.351,92 TL alacaklı iken 30.12.2016 tarihinde yapılan 3.351,92 TL’lik mahsup ile davalıdan alacağı kalmadığı halde aynı tarihte davalı hesabına 13.314,82 TL’lik borç kaydı oluşturulduğu ancak oluşturulan bu kaydın dayanağına ilişkin herhangi bir belge bulunmadığı, nitekim, davalı defter kayıtlarına göre de, davalının davacıya 1,92 TL borcunun bulunduğu, ticari defterlerin 1,92 TL fark dışında birbirlerini teyit ettiği, 1,92 TL’lik farkın ise, davalı tarafça davacıya 06.05.2016 tarihinde makbuz karşılığında yapılan
3.350,00 TL’lik ödemenin, davacının defterine 30.12.2016 tarihinde 3.351,92 TL tahsilat olarak işlenmesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı defterlerinde, davacının 1,92 TL alacaklı olduğu anlaşılmış ise de, ispat yükü altında olan davacının, kendi defterlerinde alacağının bulunmadığı anlaşıldığından bu tutar yönünden de lehe değerlendirme yapılmamıştır. Nitekim, her iki taraf ticari defterlerinin de kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutultuğu, açılış ve kapanış onaylarının yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı görülmekle, öncelikle iddiasını ispat yükü altında olan davacı tarafın, defterlerindeki aleyhine kayıtlar delil olarak kabul edilmelidir. Yani ispat yükü altında olan taraf kendi defterindeki aleyhe kayıtları bertaraf edecek şekilde karşı tarafın aleyhine olan ticari defterlerlerdeki kayıtlarından yararlanmamalıdır. Bunun sonucu ise aleyhe kayıtların uyuşmayan kısmından ispat yükü altında olan tarafın yararlanamayacağı kabul edilmelidir. Çünkü ispat yükü, uyuşmazlık konusu hususlar için olup, karşı tarafın ileri sürmediği bir husus için ispat yükü de söz konusu olamayacağından bu sonuca varılması usul kurallarının da temel bir sonucudur.
Açıklan bu nedenlerle, davalının takibe itirazında haklı olduğu anlaşıldığından davanın reddine ve yine takipte haksız olan davacının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötüniyet tazminat isteminin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın reddine,
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin, takibe girişmekte haksız olan davacının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından, reddine,

3-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3,13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
4-Masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 174,76 TL harcın düşümü ile arta kalan 5,14 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olarak verilen karar olmak üzere verilen açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/01/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır