Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/620 E. 2022/378 K. 06.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/620 Esas
KARAR NO : 2022/378

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 31/05/2017
KARAR TARİHİ : 06/06/2022
KARAR Y.TARİHİ : 07/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, müvekkili şirket ile davalı arasında 01.05.2014 tarihinden geçerli olmak üzere, “Açık Satış Noktası Sözleşmesi” tanzim edildiğini, anılan sözleşme uyarınca, müvekkili şirketin ürettiği ürünleri distribütör vasıtasıyla tüketici taleplerine uygun, düzenli olarak satın almayı, barındırmayı ve satmayı; yıllık 17.000 Litre satış taahhüdünün bulunduğunu; sözleşmenin 10/b maddesi uyarınca faaliyetlerini kısmamayı; bu kapsamda kendisine 4.200-TL katkı sağlandığını; davalının 14.02.2015 tarihi itibariyle ticari faaliyetini sonlandırdığını; bu hususun müvekkil şirket, distribütör, davalı yan kayıtları ve … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası ile sabit bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 21. maddesinde belirtilen düzenlemelere bağlı olarak, katkı payının iadesi yanında sözleşme koşullarına uyulmamasına bağlı olarak 13.000-TL cezai şart öngörüldüğünü, sözleşmenin 20 ve 21. madde hükümlerinin ihlaline dayalı olarak, ihtarname ile sözleşmenin feshedilerek belirtilen taleplerin 3 gün içinde ödenmesinin talep edildiğini; ödeme yapılmaması üzerine Ankara …İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek; itirazın iptali ile itiraz konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı taraf cevap dilekçelerinde, açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, cezai şart bedelinin geçersiz olduğunu, işyerinin Belediye tarafından kapatıldığını ve kendi kusurunun bulunmadığını, katkı bedelinin de kusuru bulunmadığından yerinde bulunmadığını, cezai şart bedelinin fahiş olduğunu belirterek; davanın reddi ile davacının % 20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında kurulan sözleşme gereğince, cezai şart bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ankara …İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası, sözleşme örneği, ihtarname örnekleri, distribütör kayıtları, fatura örnekleri, bilirkişi raporu ve diğer belgeler dosyada mevcuttur.
Mahkememizce, 16/10/2018 tarihinde, “davanın kısmen kabulüne,….” karar verilmiş, bu karar davacı tarafın temyizi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk 27/09/2021 gün ve 2018/2969 Esas 2021/1450 Karar sayılı kaldırılmıştır.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin kaldırma kararında özetle, “… Bu itibarla, mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar nazara alınmak suretiyle davalının faaliyetinin esnaf faaliyeti olup olmadığı, işin hacmi itibariyle ticari muhasebeyi gerektirip gerektirmediği, ticari faaliyet boyutuna erişip erişmediği değerlendirilip, gerekirse bu hususta bilirkişi incelemesi yapılarak davalının tacir-esnaf olduğunun kesin bir şekilde belirlenmesinden sonra taraflar arasındaki sözleşme süresinin 17.000 litre ürün satın alınması ile sınırlı olduğu gözetilerek sözleşme süresinin devam edip etmediği, fesih koşullarının bulunup bulunmadığı, cezai şart alacağına davacı yanın hak kazanıp kazanmadığı, cezai şart tenkis şartlarının bulunup bulunmadığı üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi de yerinde değildir. Mahkemece hükme doğrudan etki edecek şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulamayacağından, mahkemece değinilen hususlarla ilgili inceleme ve değerlendirme yapılıp, gerekirse davalının tacir – esnaf olup olmadığı yönünde rapor alınması, davada tamamen farklı bir sonuca ulaşılabilecek ise delillerin ve taleplerin buna göre değerlendirilerek hüküm kurulması gerekmektedir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, istinaf nedeni olarak dayanılmasa dahi HMK’nın 355.maddesi gereğince re’sen istinaf incelemesi yapılması gereken bir husus olduğundan, istinaf başvurusunun bu gerekçelerle kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, mahkemenin görevli olup olmadığı hususunda gerekli araştırmayı yaparak bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.” denilmiştir.
Kaldırma kararı üzerine dosya mahkememizin yukarıda yazılı esasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
BAM kaldırma kararı doğrultusunda davalının bağlı bulunduğu Yenice Mal Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda; davalının 02.01.1996 tarihinde nakliye, lokanta faaliyetine başladığı, gerçek usul gelir vergisi mükellefi olduğu, 2008, 2009, 2010, 2011, 2012 yıllarında bilanço usulüne göre defter tuttuğu, 2013, 2014 ve 2015 yılları arasında ise işletme hasılatının düşmesi nedeniyle işletme usulü deftere geçtiği, 18.05.2000 tarihinde nakliye, 14.12.2015 tarihinde de lokanta faaliyetine son verdiği, 2015 yılı beyannamesinde bildirilen alış, satış ve iş hasılatının esnaflık sınırını aşmadığı bildirilmiştir.
Somut olayda; davacı yan ile davalı arasında 01.05.2014 tarihinde geçerli olmak zere “Açık Satış Noktası Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşme uyarınca davalı yana 4.200,00 TL mali yardım/katkı sağladığını, davalı yanın taraflar arasında imzalanan sözleşmeye uymadığını ve ürün almadığını, bu nedenle aldığı mali yardımı iade etmesi gerektiğini, sözleşme uyarınca cezai şart da ödemesi gerektiğini belirterek 13.000,00 TL cezai şartın tahsili için davalı aleyhine icra takibine giriştiğini, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, davalının itirazının iptaline ve inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Eldeki dava, TTK’nın 4’üncü maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan değildir. Davacı tüzel kişi tacir ise de; davalının, hali hazırda ticaret sicilinde kaydının olmadığı, Yenice Mal Müdürlüğünden gelen kayıtlardan 2013-2014-2015 yılları arasında işletme usulü deftere geçtiği, gelirinin esnaflık sınırını aşmadığı belirlenmiş olup, TTK’nın 12’nci maddesinde sayılan tacir kişilerden olmadığı, anlaşılmıştır. Bu halde, uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Açıklanan nedenlerle davanın, HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine, süresinde ve istek halinde dosyanın HMK’nın 1. ve 20. maddeleri uyarınca, görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :

1-Davanın, mahkemenin görevli olması dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine,

2-HMK 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde taraflarca müracaat edilmesi halinde dava dosyasının görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

3-HMK 331/2 maddesi uyarınca harç ve yargılama gideri hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır