Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/59 E. 2021/830 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2021/59 Esas
KARAR NO : 2021/830

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/03/2020
KARAR TARİHİ : 07/12/2021
KARAR Y.TARİHİ : 17/12/2021

Mahkememiz dosyasının davalısı tarafından, davacı sıfatı ile Ankara … Mahkemesinin … E, sayılı dosyasından, işçi alacaklarından kaynaklı tazminat talebinde bulunuduğu, cevap dilekçesinde mahkememiz davacısının karşı dava yolu ile rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, cezai şart talebinde bulunduğu, tefriken davanın mahkememize tevdi edildiği ve kaydı yapılan ve Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının, müvekkili şirket tarafından işe alındığını, 29/11/2019 tarihine dek Fitoterapi Uzmanı olarak çalıştığını, davacının son olarak brüt ücretinin aylık 4.680,00 TL iken davalının, Ankara… Noterliği’nin 28/11/2019 tarih ve .. yevmiye numaralı ihtarname ile ihbar sürelerine riayet etmeksizin müvekkili şirket ile arasındaki iş sözleşmesini feshettiğini, davalının feshe yönelik irade beyanının haklı nedenle fesih unsurları taşımadığını, davalının taleplerine, Beşiktaş …. Noterliği’nin 13/12/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile cevap verilerek taleplerinin kabul edilmediğinin ve ihbar sürelerine riayet edilmeksizin gerçekleştirilen fesih nedeniyle 4 haftalık ücretine karşılık 4.854,00 TL tutarındaki ihbar tazminatının müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğinin bildirildiğini, davalının SGK nezdindeki çıkış işlemlerinin yapıldığını ve hak etmiş olduğu bütün alacakların kendisine ödendiğini, iş sözleşmesini haklı neden olmaksızın fesheden davalının kıdem tazminatına hak kazanmadığını, davalının kendi imzaladığı iş sözleşmesini dahi müvekkili şirket ile akdedilmişken böyle bir iddiada bulunulmasına anlam verilemediğini, davalının raporlu olduğu dönemde çalıştırıldığı iddiasının gerçekleri yansıtmadığını, davalının fazla mesai iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve davalının ispat külfetini yerine getirmediğini, davalının yıllık izin ücreti ve harcırah alacağı bulunmadığını, davalının 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. Maddesi uyarınca iş akdinin istifa yolu ile feshi için müvekkili şirkete 4 hafta önceden ihbarda bulunması gerekirken bu ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini, iş akdinin feshi tarihi itibariyle, aylık ücretinin brüt 4.680,00 TL olduğu dikkate alındığında 4 haftalık ücretine tekabül eden brüt 4.836,00 TL tutarındaki ihbar tazminatının davalıdan alınarak müvekkili şirkete verilmesi gerektiğini, sonuç olarak asıl davanın reddini, karşı davalarının kabulünü, davacının iş akdinin feshinden sonra rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırı biçimde gerçekleştirdiği davranışları nedeniyle Belirsiz Süreli İş Sözleşmesinde kararlaştırılan ceza şart bedelinin HMK 109 uyarınca şimdilik 10,00 TL’lik kısmının işe başladığı tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte davacıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin, davacı şirketin Ankara bölgesinde 28/07/2019-29/11/2019 tarihleri arasında Satış Temsilcisi olarak çalıştığını, iş akdinin haklı nedenle feshedildiği tarihten itibaren en son maaşının 4.680,00 TL olduğunu, müvekkilinin fazla mesai ve hafta tatili alacaklarının ödenmemesi, ayrıca fiilen çalıştığı firmanın … İlaç Kozm. Gıd. A.Ş olmasına rağmen resmi çalışma kaydının, … Pazarlama ve Tic. A.Ş. Üzerinden gösterildiğini öğrenmesi ve raporlu olduğu dönemde çalıştırılması nedeniyle, 28/11/2019 tarihi itibariyle iş akdinin müvekkili tarafından haklı nedene dayalı olarak feshedildiğini, bu konuda davacı işverene Ankara …. Noterliği’nin 28/11/2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edildiğini, bu nedenle yasal şartları oluştuğundan davacı aleyhine 10,00 TL kıdem tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin, işinin niteliği gereği davacı şirkette çalıştığı süreler içerisinde doktor ve eczanelerle bağlantılı olarak çalıştığından, eczanelerin çalışma saatlerine uyumlu olarak haftanın 6 günü saat 08:00-19:00 arasında çalıştığını, Ankara’da ve değişik şehirlerde davacı firma tarafından eczacılara ve doktorlara hafta sonunu da kapsayacak şekilde verdirilen eğitim sırasında fiilen çalıştırıldığı halde, fazla mesai ve hafta tatili çalışmalarının karşılığının da ödenmediğini, müvekkilinin normal şartlarda Ankara’da çalıştığını, davacı firmanın İstanbul’da tanıtım ve toplantı yaptığı zamanlarda, müvekkilinin İstanbul’a çağırdıklarını ancak masraflarının karşılanmadığını belirtmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, davalının, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinde belirtilen rekabet yasağına aykırı davrandığı iddiasıyla, davalıdan sözleşmede belirlenen cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinde; davalının daha önce davacı iş yerinde işçi olarak çalıştığı, işçi alacaklarına ilişkin Ankara … Mahkemesinin … E, sayılı dosyasından, işçi alacaklarından kaynaklı tazminat talebinde bulunduğu, cevap dilekçesinde davalının karşı dava yolu ile rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, cezai şart talebinde bulunduğu, tefriken davanın mahkememize tevdi edildiği anlaşıldı.
Buna göre; Dava, rekabet yasağı sözleşmesine aykırılığa dayalı cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki rekabet yasağı hükmünü içeren iş akdi 02/01/2017 tarihli olup, 07/08/2018 tarihinde davalının emekliye ayrılması ile son bulmuştur. Bu halde somut uyuşmazlıkta 6098 sayılı TBK’nın rekabet yasağı sözleşmesine ilişkin 444 ve devamı maddelerinin tatbik edilmesi gerekmektedir. 6098 sayılı TBK’nın 444. maddesi uyarınca, fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir. Rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, işveren tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedilmiş olması veya ayrılan işçi tarafından haksız olarak feshedilmemiş olması, davalı işçinin iş akdinin devamı sırasında işyerinin önemli müşteri çevresi veya üretim yönünden ticari sırlarına vakıf olabilecek bir pozisyonda çalışmış ve ayrıldıktan sonra yasaklı süre içerisinde rakip bir işyerinde çalışmaya başlaması veya kendisinin bu tür bir faaliyeti icra etmesi, önceki işyerinde edindiği bilgileri yeni işyerinde kullanmasının önceki işverene önemli zarar verebilme ihtimalinin varlığı yeterlidir. Yani, rekabet yasağı kaydı karşısında, işverenin somut bir zarara uğraması gerekmemekte olup, işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri, çalışmaya başladığı başka bir rakip işletmede kullanarak davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunması aranmaktadır.
Somut olayda; davalının, 28.07.2018-29.11.2019 tarihleri arasında, brüt 4.680,00-TL ücretle, ürün danışmanı olarak davacı şirket bünyesinde çalıştığı, davacı tarafından, davalıca, iş akdinin bildirimsiz ve haksız feshedildiği iddia edilerek, cezai şart bedelinin tahsili istemiyle işbu davanın açıldığı, Ankara … Mahkemesinin … E, sayılı dosyasında, toplanan delillerde, davalının iş akdini haklı nedenle feshettiği kanaatine varıldığı ve davanın kabul edildiği, taraflar arasında akdedilen Belirsiz süreli iş sözleşmesinin 11.1 maddesinde; davalı işçi için 2 yıl süre ile Ankara, İstanbul ve İzmir illerinde aynı işi kendi adına veya başka bir şirket adına çalışamayacağının düzenlendiği, İş Kanunu’nda, işçiyi koruma amacı güden haklı fesih imkanını ortadan kaldırır mahiyette bir düzenleme yapılmasının kanunen mümkün olmadığı, davalının, Anayasal hakkı olan çalışma hakkının, böyle bir sözleşme ile kısıtlanmasının tarafları bağlamayacağının açık olduğu, ayrıca davalının iş akdini, İş Kanununun amir hükümlerince, kendisine tanınan yasal imkan doğrultusunda, haklı olarak feshettiği ve buna göre haksız rekabet şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Anlatılan nedenlerle,
1-Davanın reddine,

2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 10,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara iadesine,
7-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,

Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/12/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı