Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/539 E. 2022/434 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2021/539 Esas
KARAR NO : 2022/434

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/09/2021
KARAR TARİHİ : 21/06/2022
KARAR Y.TARİHİ : 05/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; işletme bakım ihalesi hizmet alımı yolu, 01/08/2015-31/07/2017 tarihleri arasında olmak üzere … Ltd. Şti. Firmasına verilmiş olduğu, özelleştirme kapsamına alınması nedeniyle hizmet alımı ihalesinin yenilenmediğini bu nedenle … firmasında işe başlayan 30 işçiden ikisinin istifa ettiği, 28 işçinin ise … firması tarafından işten çıkarıldığını ve … İş Mahkemesinin … Karar sayılı kararı ile hükme bağlandığını ve kesinleştiğini, anılan kararın ….’ın vekili tarafından … İcra Müdürlüğünün … sayılı icra dosyaları ile takibe konulmuş olduğunu, … İşletme Müdürlüğü tarafından icra dosyasına 19/06/2019 tarihinde 51.195,17 TL ödeme yapıldığını, davalılarla yapılan sözleşmede bu şirketlerin çalıştırdığı bütün işçilerin ücret ve her türlü alacaklarından kendilerinin sorumlu olacağı hükmü yazılı olduğundan idarenin ödemiş miktarı rücuan davalılardan tahsili amacıyla dava açıldığını, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 51.195,17 TL alacağa ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikle davalıdan tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin ödemiş olduğu tazminat sebebiyle müvekkil şirkete rücu hakkı bulunmadığını, görev ve yetki itirazında bulunulduğunu, davacının taleplerinin 2 yıllık zamanaşımına uğradığını, davanın davalıya ihbar edilmediğinden bu davadaki tespitlerin müvekkil aleyhine kesin hüküm etkisi doğurmayacağım, dolayısıyla asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kesinleşmiş mahkeme kararıyla mevcut olduğunun ileri sürülemeyeceğini, taraflar arasındaki asıl işveren -alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, dava dışı işçinin müvekkil şirket nezdinde çatışmasının sadece kağıt üzerinde olduğunu, davacı şirketin sadece alt yüklenicilere rücu edebileceği, alacakların yalnızca dava dışı işçiye ödenen işçilik alacakları olduğunu, işçilik alacakları dışında davacı idarenin kendi kusurundan kaynaklanan icra takip ve vekâlet ücreti masraflarının yüklenicilere rüeu imkanının bulunmadığını, davacı şirketin yüklenicilerle yaptığı sözleşme ve teknik şartnamelere genel işlem şartı hükmünde maddeler koyduğunu, bu genel işlem şartlarından birinin de davacı idarenin sözleşmelere koyduğu % 3 lük hakediş oranı olduğunu, bu tutarın ihale kapsamında davacının iş yerinde çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatı vb. işçilik alacaklarını karşılamaktan çok uzak bir rakam olduğunu, davacı idarenin % 3 oranında tutar olarak yüklenicilere dayattığı genel işlem şartının, TBK m.2l çerçevesinde yazılmamış sayılması gerektiğini, 4857 sayılı iş kanunu 112. Maddesinin 2.fikrası ile 6552 sayılı Kanunun 8. Maddesinin l.fikrası uyarınca kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan kıdem tazminatı ödemeleri için sözleşmesinde kıdem tazminatı ödemesinden ötürü ait işverene rücu edileceğine dair açık bir bükme yer verilmemişse alt işverenlere rücu edilemeyeceğini, davacıyla yapılan sözleşme ve şartnamelerin hiçbirisinde kıdem tazminatı ödemesinden ötürü alt işverene rücu edileceğine dair açık bir hükme yer verilmediğini, 4857 sayılı Kanun da yapılan değişiklikler uyarınca davacı idarenin müvekkil şirkete rücu hakkı bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER:
1-)… 1. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası,
2-)… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası,
3-)… Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 24/03/2022 tarihli yazısı,
4-) Hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk son tutanağı,
5-)Mahkememizden alınan bilirkişi raporu,
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, davacı asıl işveren tarafından … 1. İş Mahkemesi kararına dayalı olarak işçilik alacağına ilişkin yapılan ödemenin rücuen tahsiline yöneliktir.
Dava dışı İşçi ….’ın SGK Hizmet Dökümünün kurumdan istendiği, gönderilen SGK Hizmet dökümünün incelenmesinde, işçinin belirlenen dönemlerde (01.08.2013-31.07.2017), … Temizlik Tur. Teks. Kağ. San. ve Tic. Ltd. Şti., şirketinde çalıştığı, davacı tarafından, dava dışı işçinin açmış olduğu işçilik alacakları davası sonucunda işçinin başlattığı icra takip dosyası olan … İcra Dairesi 2019/889 ve 2019/1668 E. Sayılı dosyalarına, 29/03/2019 tarihinde 3.288,79-TL ve 94.952,89-TL ödeme yapıldığı tespit edilmiştir.
Dava dışı işçi tarafından açılan iş mahkemesi davasında (… 1. İş Mahkemesi 2017/570 E.) davalılar ….A.Ş. ve … Temizlik Tur. Teks. Kağ. San. ve Tic. Ltd. Şti.’dir.
Asıl işverenle, alt işverenin işçiye karşı müteselsilen sorumluluğunu düzenleyen yasa maddesi, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6 maddesidir. Bu dış ilişkideki (işçiye karşı) sorumluluğu düzenleyen yasa maddesidir. Ancak davacı ve davalı alt işverenlerin iç ilişkideki sorumlulukları, aralarındaki sözleşme hükümlerine göre tespit editmektedir. Sözleşmelerde hüküm bulunmayan hallerde Borçlar Kanunu ve Yargıtay kararları uyarınca sorumluluk belirlenmektedir.
Hizmet Atım Sözleşmelerine ilişkin davalarda son dönemlerde Yargıtay’ın iş bölümü uyarınca görevli dairesi olan Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin kararlarında rücu davalarına ilişkin şu ilkeler belirlenmiştir: Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
İşçiye ödenen kadem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından İşçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
Yıllık izinler kullanılmadığı takdirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatili ücreti, ücret alacağı, UBGT, fazla mesal ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır. İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.(Yargıtay 15.Hukuk Dairesi E:2021/611 K:2021/537 Karar tarihi:01.03.2021)
Yukarıda açıklanan kararlarda ifade edildiği üzere “İşverenin(idare/asıl işveren) işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede hüküm bulunmaması halinde, rücu konusu alacakların tamamından ve ferilerinden münhasıran alt işverenlerin sorumlu olduğu” kabul edilmektedir.
Her bir alt işverenin kendi döneminden sorumlu olduğu, İhbar tazminatı ve yıllık izin alacağı var ise bundan sadece son işyerenin sorumlu olacağı da anılan kararlarda yer almaktadır.
“Davaltıların, iş davalarının kendilerine ihbar edilmiş olmasına göre, davalarda hüküm altına alınan, faiz, yargılama giderleri ve vekalet ücretleri ile söz konusu alacakların tahsili amacıyla girişilen icra takip masraflarından da payları oranında sorumlu tutulmaları gerekirken, bu istemlerin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır” (Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin E:2017/837 , K:2020/1463, 03.03.2020 tarihli kararı.)
Yargıtay kararları uyarınıca rücu davalarında, rücuya konu iş mahkemesi dosyasının alt işverenlere ihbar edilip edilmemesi durumunda sorumluluk tutarlarının değiştiği görülmektedir. Buna göre iş mahkemesi dosyası alt işverene ihbar edilmişse, İş mahkemesi davasında hükmolunan alacaklar yanısıra yargılama gideri ve ferileri ile icra takip masraflarından alt işverenlerin payları oranında sorumlu olduğu kabul edilmekte, şayet İş mahkemesi davası ait işverene ihbar edilmemişse, alt işverenterin hükmolunan alacakların sadece asıl alacaklarından sorumlu olacağı değerlendirilmektedir

İşe iade davası hususunda kök raporda alıntılanan YARGITAY 23. HUKUK DAİRESİ
E:2019/1088 , K:2020/2054 , 15.06.2020 tarihli kararda “işe iade davası sonucunda işçiye ödenen
bedelden tarafların yarı yarıya sorumlu tutulmaları gerektiği” kabul edilmiştir. Ayrıca yine
YARGITAY 15.HUKUK DAİRESİNİN E:2021/486 ,K:2021/598 ,03.03.2021 tarihli kararında da
benzer hususlara vurgu yapılmıştır. Söz konusu Yargıtay kararında “İşçinin akdinin aktini yüklenici
ile imzalamasına rağmen, işyerinin işverene ait olması nedeniyle işçinin işe iadesinin işveren ve
yüklenici birlikte gerçekleştirmek zorundadır. İşverinin kabulü olmadan yüklenicinin
işçiyi iade etmesi mümkün değildir. Ayrıca İş Mahkemesince işveren ve yüklenici müteselsilen
sorumlu tutulmuşlardır. Taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinde bu hususu
düzenleyen bir hüküm de bulunmamaktadır. Bu durumda işçinin işe iade edilmemesi nedeniyle
işçiye ödenen bedelden tarafların yarı yarıya sorumlu tutulmaları gerekir.Uyuşmazlığın yukarıdaki
ilke çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru
görülmemiştir.” denilmektedir.
Bu bilgiler ışığında, buna göre tüm dosya kapsamı bir bütün olarak incelendiğinde ve birden fazla alınan kök ve ek raporlar da incelendiğinde, Davacı kurum işyerinde davalı ve dava dışı al işverenler bünyesinde hizmet alım sözleşmeleri uyarınca çalıştırılmış olan dava dışı işçi …’in açmış olduğu … İş Mahkemesi 2017/570 E. 2018/508 K.sayılı işe iade davası sonucunda verilen hüküm uyarınca, … İcra Dairesi’nin … E. sayılı icra dosyalarına davacı tarafından yapılan toplam 98.241,68-TL ödemeden kaynaklı rücu talebi hususunda, taraflar arasındaki sözleşmeler uyarınca iç ilişkideki sorumluluğun kıdem ve ihbar tazminatı yönünden tümüyle davalıya ait olduğu, işe iade davasından kaynaklı alacaklar yönünden ise yarı yarıya tarafların sorumlu olduğu anlaşılmış olmakla, dava konusunu oluşturan dava dışı …”e yapılan ödemeler ile ilgili kıdem tazminatından alt işverenlerin dönemsel sorumluluğu belirlenmiş, ihbar tazminatından son alt işverenin sorumlu olacağı şekilde hesaplama yapılmış olup; boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatı ve ferilerinden ise davacı ile davalının yarı yarıya sorumlu olacağı şekilde hesaplama yapılmıştır. Dava dışı işçiyi çalıştıran diğer alt işverenlere husumet yöneltilmediğinden, bu şirketler yönünden nihai hesaplama yapılmamış olup; davalı şirket yönünden yapılan rücu hesaplamasında davalı alt işveren yönünden rücu edilebilir toplam tutar 68.216,04 TL olarak hesaplanmış olmakla, bilirkişi raporu hesap kısmına itibar edilmiş ve İş Mahkemesi dosyasında alt işveren de davalı olarak yer aldığından ödeme tarihi olan 19.06.2019 tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Anlatılan nedenlerle;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile, 68.216,04 TL’nin 19/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 4.659,84 TL harçtan peşin alınan 1.677,73 TL harcın düşümü ile arta kalan 2.982,11 TL harcın davalı tarafdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Peşin alınan 1.677,73 TL harçla, 59,30 TL başvurma harcının davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 9.668,09 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Reddedilen kısım yönünden A.A.Ü.T. Maddesi uyarınca 5.100,00 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendini vekille temsil ettiren davalı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 850,00-TL bilirkişi ücreti, 107,00-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 957,00 -TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 664,51- TL ile vekalet harcı 8,50-TL’nin toplamı 673,01-TL’nin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden, red ve kabul sorumluluk oranına göre hesaplanan 916,57-TL’nin davalıdan,403,43-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/06/2022