Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/523 E. 2022/178 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/523 Esas – 2022/178
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/523 Esas
KARAR NO : 2022/178

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/09/2021
KARAR TARİHİ : 25/03/2022
KARAR Y.TARİHİ : …/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı işçi …’ün müvekkili kurum tarafından yapılan hizmet alımı ihaleleri kapsamında yüklenici firmalar bünyesinde şoför olarak çalışmakta iken 05/02/2020 tarihinde 1475 sayılı mülga İş kanununun yürürlükte bulunan 14.maddesi kapsamında emekli olduğunu, …’e 2044 günlük kıdem tazminatı süresine ilişkin olarak yasal kesintiler yapıldıktan sonra 30.138,23 TL kıdem tazminatı ödendiğini, dava dışı işçi …’e ödenmiş olan 30.138,23 TL’nin işçiyi çalıştıran şirketlerden müvekkili Kurum hesabına yatırmalarının istendiğini, ancak firmalar tarafından sorumlu oldukları tutarların yatırılmaması nedeniyle dava şartı zorunlu arabuluculuk kapsamında başvuru yapıldığını, başvurunun kısmi anlaşma ile neticelendiğini, anlaşma neticesinde … … Tur.Taş.Hiz.ve Tem.İnş.San.Dış.Tic. Ltd.Şti. tarafından 6.823,55 TL, … Öz.Eğt.Taş.Tem.Hiz.San.ve Tic.Ltd.Şti. Ve … … Turz.Taş.Hiz.ve Temz.İnş.San.Dış.Tic.Ltd.şti. tarafından 9.367,35 TL işçiyi çalıştırdıkları dönemlere ait sorumlu oldukları tutar ve faizlerinin ödenmesi konusunda taraflar arasında anlaşma sağlandığını ve söz konusu tutarların diğer Şirketler tarafından müvekkili Kurum hesabına ödendiğini, müvekkili İdare tarafından dava dışı işçi …’e ödemek zorunda kalınan ve firmalardan tahsil edilemeyen toplam 16.372,97 TL’nin işçiyi çalıştıran davalı firmadan mevzuat, emsal kararlar ve sözleşme hükümleri gereğince rücu edilmesi kapsamında eldeki davanın açıldığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin ilgili hükümleri gereği müvekkili Kurum’un herhangi bir ödeme yapmak zorunluluğunda kalması durumunda yapılan bu ödemeyi başkaca bir ihbar ve/veya ihtara gerek olmadan, tamamen, nakden ve defaten Kuruma ödeyeceğini kabul ve taahhüt edeceği, müvekkili Kurum tarafından herhangi bir ödeme yapılması halinde hisse oranlarına bakılmaksızın, tamamının yükleniciden tahsil edileceği şeklinde hükümlerin yer aldığını, dolayısıyla yüklenici şirketlerden tahsil edilemeyen toplam 16.372,97 TL’nin asıl muhatabının davalı şirket olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, davalı firma çalışanı olan …’e müvekkili Kurum’un ödemiş olduğu 16.372,97 TL’nin 29/04/2020 ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Usuli itirazlar yanında esas yönünden; müvekkili Şirket’in işçiye karşı dava konusu alacakları bakımından bir sorumluluğunun bulunmadığını, kıdem tazminatından yüklenici değil, 6552 sayılı ve 7166 sayılı Kanun ile 4857 sayılı Kanunun 112. Maddesine eklenen fıkra gereği asıl işverenin davlı Kurum olduğunu, işçinin değişik alt işverenler nezdinde aynı kamu kurum ve kuruluşuna ait işyerinde çalışması halinde işçinin kıdem tazminatının ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından ödeneceğinin belirildiğini, 7166 sayılı yasal düzenleme ile kurum tarafından işçiye yapılan kıdem tazminatı ödemeleri nedeniyle alt işverene rücu edilemeyeceğinin açıkça hüküm altına alındığını, bu suretle sorumluluğun net bir şekilde asıl işveren kurumlarda olduğunun bir kere daha vurgulandığını, taraflar arasındaki sözleşmede işçilik alacaklarının tamamından yüklenicinin sorumlu olacağına dair bir düzenlemenin bulunmadığını, bir an için alt işverene rücu imkanı bulunduğunun kabul edilmesi halinde dahi davcı asıl işverenin yarı yarıya sorumluluğunun devam ettiğini, taraflar arasındaki sözleşme veya teknik/genel şartnamelerde işçilik alacaklarının tamamından yüklenicinin sorumlu olduğuna dair bir düzenlemenin bulunmadığını, söz konusu alacak nedeniyle oluşabilecek ödemelere ilişkin olarak davacı tarafından, hizmet alım sözleşmesi kapsamında yükleniciye yapılmış bir ödeme bulunmadığını, her yüklenicinin işçilik alacaklarından kendi dönemi ve ücreti ile ve sınırlı sorumlu olduğunun Yargıtay yerleşik içtihatları ile sabit olduğunu, davacı İdare’nin ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesi ve faiz türünün yasal dayanağının bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarının taraflar arasında akdedilen hizmet alım sözleşmesi uyarınca davalı alt işverenlerden rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Sözleşme ve teknik şartname örnekleri, SGK kayıtları, ödeme dekotları, bilirkişi raporları ve diğer bilgi belgeler dosyada mevcuttur.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 30/01/2022 tarihli raporunun sonuç kısmında özetle; Davacı İdare’nin dönemler halinde yüklenici Şirketler bünyesinde işçi olarak çalışan dava dışı …’e 01/…/2014-05/02/2020 tarihleri arasındaki çalışma dönemine yönelik olarak 29/04/2020 tarihnide 30.138,23 TL kıdem tazminatı ödemesi yaptığını, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve ekleri ile kabul edilen hükümler gözetilerek, yüklenici Şirketin yapılan ödemeden dolayı sorumluluğunun, tam ve yarı yarıya sorumluluğa göre (2) alternatifli olarak yapıldığını, buna göre, davacı İdare’nin yaptığı 30.138,23 TL ödeme yönünden, davalı Şirketin tam sorumluluğunun 15.924,31 TL, yarı yarıya sorumluluğunun 7.962,15 TL olarak hesaplandığını, davacı talebinin 16.372,97 TL olduğunu, hükmedilecek rücuen alacağa 29/04/2020 ödeme tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesi isteminin takdirinin mahkemeye ait olduğu görüşü bildirilmiştir.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 21.12.2020 tarih ve 2019/2279 esas, 2020/4436 karar sayılı ilamı)
Yukarıda yazılı açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı yanın, dava dışı işçi …’ün 01/…/2014-05/02/2022 tarihleri arasındaki hizmet dönemi için 29/04/2020 tarihinde 30.138,23 TL kıdem tazminatı ödediği, eldeki dava ile de; ödemiş olduğu kıdem tazminatı alacağını alt işverenden rücuan tahsilini talep ettiği görülmüştür. Davacı İdare tarafından dava dışı işçi ….’ün, kıdem tazminatına esas alınan 01/…/2015-05/02/2020 tarihleri arasında toplam 2044 gün çalışma döneminin 01/…/2014-31/05/2017 tarihleri arasına denk gelen 1080 günlük çalışmasının davalı şirket bünyesinde gerçekleştiği, bu çalışma dönemi esas alınarak yapılan hesaplamada davalının sorumlu olduğu kıdem tazminatı toplamının 15.924,31 TL olduğu, belirlenmiştir.
Dosyaya kazandırılan delillerden davacı ile davalı arasında asıl ve alt işveren ilişkisinin bulunduğu, dava dışı işçinin, davalı şirketin çalışanı olduğu anlaşılmıştır. Ayrıntılı, açıklamalı ve denetime elverişli bulunarak hükme esas alınan 30/01/2022 tarihli bilirkişi raporu ile; davalı şirketin sorumluğuna ilişkin alternatifli olarak hesaplama yapılmış, davalı yanın sorumluluk miktarları dönemsel olarak tespit edilmiştir. Dosyada mevcut sözleşme ve şartnamelerde ödenen işçilik alacaklarından davacı asıl işverenin sorumlu olacağına dair hüküm bulunmamaktadır. İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; davalı yüklenicilerin işçisi olması, sözleşme ücretine; işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin, işçiyi çalıştıran yükleniciden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafından dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatı alacağından, işçinin çalışma dönmeleri ile sınırlı olmak üzere davalı yanın tam sorumlu olduğuna ve sorumluluk miktarlarına ilişkin bilirkişi raporunda belirlenen miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne, hüküm altına alınan tazminat kalemlerine ödeme tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın kısmen kabulüne, 15.924,31 TL ‘nin 29/04/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
3-Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 448,66 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından aşağıda dökümü yapılan 904,90 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 880,10 TL’nin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Alınması gerekli 1.087,79TL harçtan peşin alınan 279,61 TL harcın düşümü ile arta kalan 808,18 TL harcın davalı tarafdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Peşin alınan 279,61 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden, red ve kabul sorumluluk oranına göre hesaplanan 1.283,83-TL’nin davalılardan, 36,17-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.. 25/03/2022