Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/503 E. 2022/51 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/503 Esas
KARAR NO : 2022/51

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/09/2021
KARAR TARİHİ : 24/01/2022
KARAR Y.TARİHİ : 25/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine Ankara … Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, takip dayanağı 12/12/2018 düzenleme tarihli, 12/03/2019 vadeli ve 200.000,00 TL bedelli bono olduğunu, takip dayağın bononun davalı şirket yetkilisi … ile aynı soyada sahip diğer davalı … adına düzenlenmiş olduğu, ödeme taahhüdünde bulunan kişinin ise … olduğunu, takip konusu bonoda borçlu …’in TC kimlik numarası, adresi ve imzasının bulunmadığını, bonoda borçlunun adresi olarak … Çankaya/Ankara olarak belirtildiği, bu adrese ödeme emrinin gönderildiği ve ödeme emrine itiraz edilmemesi üzerine takibin kesinleştiği ve alacaklı vekilinin talebi üzerine haciz işlemleri başlatıldığını, söz konusu icra takibinin müvekkiline ödeme emri tebliğ edilmeden takip yapıldığını ve akabinde haciz işlemeleri için müvekkilinin kimlik bilgileri verilerek sonradan dahil edildiğini, müvekkiline haciz işlemleri yapıldığını, takip konusu bononun sahte olarak düzenlendiğini, bono üzerindeki adresin müvekkiline ait olmadığından hileli olarak bu adresin belirtildiğini, müvekkilinin itiraz hakkının elinden alındığını, alacaklı tarafı tanımadığını, ödeme emrini teslim alan Gürkan Güldağ isimli şahsı da tanımadığını, 200.000,00 TL bedelli bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, takip ve haciz işlemleri nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek 12/12/2018 düzenleme tarihli 12/03/2019 vadeli ve 200.000,00 TL bedelli bonodaki imza, borç ve ferilerinin nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine, telafisi güç ve imkansız zararların doğmasına engel olmak üzere dava sonuçlanıncaya kadar teminatsız olarak aksi halde uygun bir teminat karşılığında tedbiren takibin durdurulmasına, icar takibinin müvekkili yönünden iptaline, davalı aleyhine asıl alacağın %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Dava dilekçesi davalı taraflara tebliğ edilmiş, davalılar süresi içeresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Senet fotokopisi, Ankara … Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasının uyap evrakları, davacıya ait imza örneklerinin bulunduğu belge asılları ve diğer bilgi belgeler dosyada mevcuttur.
Ankara … Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı … … Medikal Cihazları İnşaat Emlak … Ltd. Şti. vekili tarafından borçlu … aleyhine 12/12/2018 tanzim, 12/03/2019 vade tarihli 200.000,00 TL bonoya dayalı olarak 200.000,00 TL bono kaynaklı alacak, 36.000,00 TL KDV alacağı olmak üzere toplam 236.000,00 TL’nin tahsili için 11/06/2021 tarihinde kambiyo senetlerine özgü yolla takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Takip dayanağı senedin incelenmesinde; alacaklısı …, borçlusu … olan, 12/12/2018 düzenleme tarihli, 12/03/2019 ödeme tarihli 200.000,00 TL bedelli bono olduğu anlaşılmıştır.
Davacının huzurda imza örnekleri aldırılmış, davacının imzasının bulunduğu kurumlara müzekkere yazılarak imza örnekleri celp edilmiştir.
Mahkememizin 22/11/2021 tarihli celsenin 4 nolu ara kararı ile; “tüm ara kararlar yerine getirildiğinde dava dosyasının Ankara Jandarma Kriminal Daire Başkanlığına gönderilerek Ankara … Müdürlüğünün … esas sayılı takibine dayanak bonoda davacı … adına atfen atılan keşideci imzasının, davacının eli ürünü olup olmadığının tespit edilerek bu hususta rapor düzenlenmesinin istenilmesine, bilirkişi incelemesi için 750,00 TL ücret takdirine, bilirkişi ücretini yatırmak üzere davalı yanlara iki haftalık kesin süre verilmesine, kesin süre içinde yatırılmadığı takdirde imza itirazının kabul edilmiş sayılacağının ihtarına(ihtar edilmedi) bu hususta davalı asile ihtarlı davetiye tebliğine,” karar verildiği, ihtarlı davetiyenin davalı … … Medikal Cihazları İnşaat Emlak Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye 26/11/2021 tarihinde, davalı …’a 27/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, verilen kesin süre içeresinde bilirkişi delil avansının yatırılmadığı anlaşılmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 190. maddesinin 1. fıkrasında yukarıdaki düzenlemeye paralel olarak ispat yükünün kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olacağı belirtilmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davalarında ispat yükü, davacının iddiasının dayandığı nedenlerin niteliğine göre değişkenlik gösterir. Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer; fakat davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır; davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı HMK m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6). Fakat, alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer (Kuru-El Kitabı, s.370 ilâ 372).
Somut olayda; davacı, davalı yanları tanımadığını, dava konusu senedi imzalamadığını, böyle bir borcu bulunmadığını ileri sürerek, senet altındaki imzayı inkar etmiş ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Bu halde, hukuki ilişkinin varlığını, senet üzerindeki borçlu imzasının davacıya ait olduğunu ispat etmek davalı alacaklılara düşmektedir. Mahkemece senet üzerindeki borçlu adına atfen atılı imzasının davacı borçluya ait olup olmadığına yönelik bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, 22/11/2021 tarihli celsenin 4 nolu ara kararı ile, davalı yanlara bilirkişi ücretini yatırmak üzere iki haftalık kesin süre verilmiş, kesin süre içinde yatırılmadığı takdirde imza inkarı itirazını kabul edilmiş sayılacaklarına karar verileceği ihtar edilmiştir. Davalı yanlar, ihtarlı kesin süre içinde bilirkişi ücreti yatırmamıştır. Şu durumda, takip dayanağı alacaklısı …, borçlusu … olan, 12/12/2018 düzenleme tarihli, 12/03/2019 ödeme tarihli 200.000,00 TL bedelli senet üzerinde borçlu … adına atılı imzanın …’e ait olduğu ispatlanamadığından, davacının davasının kabulüne, davacının Ankara … Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına konu senetten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiştir.
Davacının kötüniyet tazminatı istemi yönünden yapılan incelemede; takibe konu senette davalı … lehtar olup, davacı borçlu keşideci konumundadır. Lehtar …, senetteki imzaların huzurunda atılmasını sağlamadan veya senetteki keşideci imzasının davacı borçluya ait olduğunu kontrol etmeden senedi kabul edip, nüfus kayıtlarına göre kızı olan …’ın kurucusu ve tek ortağı olduğu davalı şirkete cirolaması ve davalı şirketinde senedi takibe koymasında, her iki davalının birlikte hareket ettiği, kötüniyetli ve ağır kusurlu oldukları anlaşıldığından davacı borçlunun tazminat isteminin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın kabulüne, davacının 12.12.2018 düzenleme tarihli, 12.03.2019 vadeli ve 200.000,00 TL bedelli bono nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine,
2-Ankara … Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasının davacı yönünden iptaline,
3-Davacının kötü niyet tazminat istemini kabulü ile takip çıkışı olan 281.132,22 TL’nin %20 si oranında kötüniyet tazminatının takip alacaklısı davalı …nden alınarak davacıya verilmesine,

4.Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 28.129,26 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan (59,30 TL başvuru harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 290,63 TL posta ) 358,43 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Alınması gerekli 19.204,14 TL harçtan peşin alınan 4.801,04 TL harcın düşümü ile arta kalan 14.403,10 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Peşin alınan 4.801,04 TL harcın davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,

Dair davacı …’in yüzüne karşı davalı tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/01/2022
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır