Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/485 E. 2021/662 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/485 Esas – 2021/662
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/485 Esas
KARAR NO : 2021/662

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/08/2021
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
KARAR Y.TARİHİ : 28/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili ile Davalı arasında bir asansör bakım sözleşmesi imzalanmış olduğunu, sözleşmeye ilişkin olarak Davalının borcunu ödemediğini, borcun ödenmemesi üzerine Davalı aleyhine … Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının başlatılan takibe, borca, faize ve ferilerine ilişkin itirazda bulunduğunu, Davalının itiraz dilekçesinde asansör bakım sözleşmesinin tarafı olmadığını, dosyaya sunulan içeriklerinde açıkça Davalının yer aldığını, yapılan işin (aylık bakım-onarım) eksiksiz bir şekilde ifa edildiğini belirterek, itirazın iptaline takibin davamına davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde; görev itirazlarının bulunduğunu, Davacı tarafın müvekkili aleyhine başlattığı Fatura konusu borç sebebi iş merkezi yönetimi ile bir ilgisi bulunmadığını, faturadaki imzalardan da görüleceği üzere … Gıda Paz. Enerji Tur. İnş. Teks. San. Tic. A.Ş.’yi ilgilendirdiğini, Ayrıca icra dosyası içerisine davacı tarafın sunmuş olduğu Asansör Bakım Sözleşmesi müvekkilinin İş Merkezi Yönetimi ile değil … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile yapıldığını, davacı yanın bahsettiği faturada bina yöneticisinin kesinlikle imzasının bulunmadığını, takibin ekine konulan ihtarname müvekkili iş merkezi yönetimine değil … Gıda Paz. Enerji Tur. İnş. Teks. San. Tic. A.Ş.’ ne tebliğ olunduğunu belirterek davanın usul ve esastan reddine, haksız olarak açılan dava nedeniyle davacı aleyhine kötüniyet tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini savunmuştur.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşme nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda yapılan düzenlemelere göre, tüketici; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade eder. Tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan taşıma, eser, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder (TKHK.m.3/l.; mülga TKHK 3/h).
6502 sayılı TKHK.m.2 hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, tüketici kanunun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar. Tüketici işlemlerinde taraflardan birisi daima tüketici, sözleşmenin karşı tarafı gelir elde etme amacıyla bu işi yapan satıcı, sağlayıcı, imalatçı, ithalatçı, hizmet veren, banka, yüklenici, taşıyıcı, sigortacı veya bunlar gibi gelir elde etme amacıyla bu işleri yapan gerçek veya tüzel kişidir. Tüketici işleminin karşı tarafı olan müteşebbisin (girişimcinin) gerçek kişi tacir, esnaf veya TTK anlamında ticaret şirketi olmasının herhangi bir önemi yoktur. Önemli olan gelir elde etme amacıyla bu işi yapan bir kişinin bulunmasıdır. Sözleşmenin yapıldığı veya olayın gerçekleştiği tarihin mülga 4077 sayılı TKHK döneminde gerçekleşmesinin herhangi bir önemi yoktur. Mülga TKHK ‘nın yürürlükte olduğu dönemde yüksek Yargıtay bazı sözleşmelerin tüketici işlemi sayılamayacağını kabul etmiştir. Ancak 6502 sayılı TKHK 3/k,l, 73, 83 madde hükmünde yapılan açık düzenleme ile bu sınırlamaların tamamı ortadan kaldırılmıştır.
Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK 4, 5 madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. Aynı şekilde tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın mutlak ticari dava olması veya sözleşmenin TTK’da ya da başka kanunlarda düzenlenmesi bu sonucu değiştirmez (6502 sayılı TKHK m.83). Bu nedenle örneğin, taraflardan biri tüketici karşı tarafı müteşebbis olan uyuşmazlık konusunun kambiyo senedi, sigorta sözleşmesi, taşıma sözleşmesi veya eser sözleşmesi ya da bankacılık hizmet sözleşmesi veya banka kredi sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir örnemi yoktur. Ancak; tüketici işleminden kaynaklanmayan uyuşmazlıklarda tüketici mahkemesi veya tüketici hakem heyetlerine dava açılması mümkün değildir.
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla belirlenir (HMK m.1). Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkilidir (HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
Dosya içerisinde bulunan tüm delillerden anlaşıldığı üzere; dava konusu uyuşmazlık davacının vermiş olduğu asansör bakım hizmeti nedeniyle davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, davacının sağlamış olduğu hizmetten dolayı davalının sorumlu olup olmadığına ilişkin olup, taraflar arasında yapılan sözleşme tüketici işlemi niteliğinde olduğundan ve bu tür uyuşmazlıklarda tüketici mahkemesi görevli olduğundan, HMK 114/c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın mahkememizin görevsizliği (dava şartı yokluğu) nedeniyle usulden reddine, süresinde ve istek halinde dosyanın tüketici mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir,(Yargıtay 15HD’nin 2018/3342 E, 2019/1069 K. Sayılı ilamı da bu yöndedir.)
HÜKÜM :
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesi ve iki haftalık yasal sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli ANKARA TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3- Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK.323 ve 331 maddeleri uyarınca görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/10/2021