Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/483 E. 2021/795 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/483 Esas
KARAR NO : 2021/795

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 23/08/2021
KARAR TARİHİ : 29/11/2021
KARAR Y.TARİHİ : 01/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde özetle; müvekkili şirketin İtalya’da finansman şirketi olduğunu, davalılardan …’un yönetim kurulu başkanı olduğu ve İtalyan hukukuna göre kurulan … şirketi ile 28.07.2016 tarihinde birinci derece ipotek karşılığı olarak 15 yıl vadeli 3.500.000 (üçmilyon beşyüzbinavro) EURO kredi sözleşmesi imzalandığını, kredinin borçlu şirkete kullanıldırıldığını, yine müvekkili şirket ile davalılardan …’un yönetim kurulu başkanı olduğu ve İtalyan hukukuna göre kurulan … şirketi ile ikinci kez 28.07.2016 tarihinde ikinci derece ipotek karşılığı olarak, farklı şartlarda 500.000 EURO kredi sözleşmesi imzalandığını, sözleşme hükümlerine göre kredinin borçlu şirket tarafından kullanıldığını, müvekkili şirket ile davalı … Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin ortak oldukları İtalya’da kurulu … şirketi ortaklar bünyesinde hiçbir değişiklik olmaksızın ünvanın … … olarak değiştiğini, 16 Nisan 2018 tarihinde müvekkil şirketin yönetim kurulu kararı ile kredilerin bu firmaya devredilmesine izin verildiğini, her iki davalının kredi borçlusu … şirketinin edimlerinin yerine getirmemesi halinde borcunu ödeme konusunda taahhütte bulunduğunu ancak edimlerini getirmediğini, davalılardan …’un yönetim kurulu başkanı olduğu …şirketinin müvekkili şirkete 4 milyon Euro, 1 milyon Euro’da satıcılar ve üçüncü kişilere borcunun bulunduğunu, bu nedenle şirketin iflasını Aosta Olağan Mahkemesinden talep ve dava ettiklerini, Mahkeme kararı ile şirketin iflasının ilan edilmesine karar verildiğini, müvekkili şirketin teminatlı ipotekli alacağı olarak 11. sırasında alacak kaydının yapıldığını, teminat olarak gösterilen ipoteklerin borcu karşılamadığını, bakiye borcun ödenmesi için müşterek borçlu müteselsil kefillere ihtar gönderildiğini, müvekkili şirket tarafından Roma Aosta Mahkemesinde davalılar aleyhine alacağın tahsili için dava açıldığını, davanın derdest olduğunu, davalılardan … Gıda Sanayi ve Tic A.Ş. müvekkili şirketin kefalet sözleşmesinde müteselsil borçlu ve kefil olan … Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.’yi devir alarak birleşme nedeniyle borçlu sıfatına kavuştuğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydı ile TTK.nun 153’ün maddesi gereğince … Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin devir alarak birleşen … Gıda Sanayi Ticaret A.Ş. ve diğer davalı …’dan 1.903.578,04 Euro alacağının şimdilik 1.000 Euro’nun faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalıların müvekkil şirketin Nisan 2019 tarihinde davalılara gönderdiği yazılı ihtarname sonrası temerrüde düştükleri 19/02/2019 tarihten itibaren İtalya’da imzalanan müteselsil kefalet sözleşmesine yer alan temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, davalılardan … Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin adına kayıtlı tüm taşınmazlarının tapu kaydı üzerine “davalı” şerhi düşülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı … Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili cevap dilekçelerinde özetle; davacı şirket ve davaya konu edilen alacak için dosyaya sunulan kredi sözleşmeleri ve kefalet taahhütlerinden de anlaşılacağı üzere davanın İtalya Aosta Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, Roma Aosta Mahkemesinde 891/2020 Esas numarası ile 1.903.765,79 Euro alacağın tahsili amacı ile davalılar aleyhine alacak davası açıldığını, açılan davanın Aosta Mahkemelerinde yargılamanın devam ettiğini, davanın açılmaması, derdestlik nedeni dava şartı olduğundan reddini gerektirdiğini, ayrıca davacının MÖHUK m. 48 uyarınca yabancılık teminatı göstermesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise; davacı şirket tarafından …’ya ipotek teminatlı iki adet kredi kullandırıldığını ve 28/07/2016 tarihinde 2.02B6.5502 sayılı kredi sözleşmeleri imzalandığını, kullanılan kredi miktarı toplam 4.000.000,00 Euro olduğunu, Kredi sözleşmeleri öncesi 11.07.2016 tarihinde, bu kredinin teminatı olmak üzere … yönetim kurulu başkanı …’un şahsı adına ve …nın o tarihte %70 hissedarı olan … Gıda A.Ş adına temsilen kefalet taahhütnamesi yani garanti mektubu imzaladığı ve bu sebeple müvekkil şirket … Gıda A.Ş nin borçtan sorumlu olduğu iddia edildiğini ancak bu garanti mektubu nedeni ile müvekkili şirketin borçlu olmasının mümkün olmadığını, 11.07.2016 tarihinde …’un … Gıda A.Ş’yi tek başına atacağı imza ile temsil yetkisi bulunmadığını, …’un … Gıda A.Ş. adına Garanti Mektubu”nu imzalama yetkisine ilişkin olarak uyuşmazlığın esası açısından önem arz eden bir husus da yönetim kurulunun önemli miktardaki şirket varlıklarının toptan satışı anlamına gelebilecek işlem yapma yetkisi bulunmadığını, bu nedenle genel kurul onayı olmadan yapılan işlemin geçerli bir işlem olmadığını, davacı tarafından gönderildiği iddia edilen ihtarnamelerin müvekkiline ulaşmadığını, müvekkilinin borçlandırma yeteneğine sahip olmayan garanti mektubu nedeni ile müvekkili şirketin sorumlu tutulmaması gerektiğini savunmuş öncelikle usule ilişkin itirazları değerlendirilerek derdestlik ve yetki itirazları doğrultusunda davanın reddine, aksi takdirde usule ve hukuka aykırı mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, davacı tarafından dava dışı İtalya’da mukim şirkete kullandırılan krediye davalılarca verilen garanti işleminden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Arabuluculuk son tutanağı, kredi sözleşmeleri örneği, kefalet sözleşmesi örneği, iflas kararı örneği, ihtarname örnekleri, ticaret sicil gazete örnekleri, İtalya Aosta Mahkemesi dava dilekçesi örneği ve diğer bilgi belgeler dosyada mevcuttur.
Davalı yan cevap dilekçesinde; taraflar arasında Roma Aosta Mahkemesinin 891/2020 sayılı dosyasında dava konusu, sebebi ve talep sonucu aynı olan dava olduğunu bildirerek, derdestlik dava şartı itirazında bulunmuştur.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 12.11.2012 tarih ve 2011/9084 Esas-2012/17943 Karar sayılı ilamına göre; Türk Hukuku bakımından, Türk Mahkemelerinde açılmış bir davada, yabancı mahkemede açılmış bir dava ileri sürülmek suretiyle derdestlik (yabancı derdestlik) itirazında bulunulamayacağı hususunda doktrin ittifak içerisinde olup Dairemizin uygulaması da aynı yöndedir (Dairemizin 6.3.1985 gün ve 123-1209 sayılı vb. kararları). Derdestlik itirazına konu davanın açıldığı Azerbaycan Cumhuriyeti ile ülkemiz arasında, bu nitelikteki itirazların akit taraf mahkemelerinde karşılıklı olarak ileri sürülebileceğine dair uluslararası bir antlaşma da bulunmamaktadır. Şu halde, mahkemece, derdestlik itirazının reddiyle işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Yüksek mahkemenin yukarıda alıntılan kararında işaret edildiği üzere, Türk Mahkemelerinde açılmış bir davada, yabancı mahkemede açılmış bir dava ileri sürülmek suretiyle derdestlik itirazında bulunulamayacağı anlaşılmakla, davalı yanın derdestlik dava şartı itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı yan, davacı şirket ve davaya konu edilen alacak için dosyaya sunulan kredi sözleşmeleri ve kefalet taahhütlerinden de anlaşılacağı üzere iş bu davanın Roma Aosta Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini bildirerek süresi içinde yetki itirazında bulunmuştur.
Davacı şirket ile dava dışı … arasında 28.07.2016 tarih-2.02.B6.0501 numaralı ve 28.07.2016 tarih-2.02.B6.0502 numaralı ipotekli kredi sözleşmelerin “Şikayetler ve ihtilafların yargı harici yollarla çözülmesi” başlıklı 13. maddesinde ve yine kredilerin davacı şirket yönetim kurulu kararı ile … ..’dan, … …s.rl.’ye devri sırasında imzalanan 10 Mayıs 2018 tarihli sözleşmenin 6. maddesinde; belirli hallerde Finansal Banka Hakemliğine (ABF) şikayet yoluna gidileceği, bildirilen belirli hallerde de ABF’ye gitmeden yetkili hakimin bulunduğu yerdeki bir arabuluculuk kurumuna başvurulacağı belirlenmiştir. Aynı maddenin 4 nolu bendinde de; olası yargı yolunun başlatılabilmesi için ATF ya da Arabuluculuğun ön koşul olduğu tespit edilmiştir. Dosyanın tarafları arasında akdedildiği ileri sürülen 11 Temmuz 2016 ve 17 Mart 2017 tarihli her iki kefalet taahhütnamesinde de “İş bu müteselsil borçluluk ve kefalet taahhütnamesinin akdedilmesini, yürütülmesini ve sonlandırılmasını düzenleyen İtalyan hukukuna tabi olup, aynı hukuk tahtında yorumlanacaktır. Meydana gelen olası ihtilafların çözüm mercii olarak Aosta Mahkemelerinin münhasır yetkisinin kabul edildiği ayrıca beyan ve taahhüt edilmiştir.” hükümlerine yer verilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 04.02.2019 tarih ve 2018/1549 Esas-2019/814 Karar sayılı ilamında;
“Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafın konişmentoda “işbu konişmento ile yapılan taşımalardan doğan uyuşmazlıkların çözümünde İngiliz Mahkemelerinin yetkili olduğuna” dair hüküm bulunduğu süresinde ve usulüne uygun olarak ileri sürdüğü, MÖHUK 47. maddesi gereğince yer itibari ile yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hallerde tarafların aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın çözümünde yabancı bir devletin mahkemesi konusunda anlaşılabileceklerinin düzenlendiği, davacının sigortalı alıcının halefi sıfatıyla bu davayı açtığı ve bu nedenle davacının da sigortalısı gibi konişmentonun şartları ile bağlı olduğu gerekçesiyle davalının milletlerarası yetki itirazının kabulüne ve mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.” demek suretiyle, yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hallerde, tarafların, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlıkların, yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşabileceklerine, işaret etmiştir.
Somut olayda, davacının, dava dışı Fınaosta S.P.A. şirketine kullandırmış olduğu krediye, davalılarca verilen taahhütname kapsamında, dava dışı asıl borçludan tahsil edilemeyen bakiye alacağın tahsiline yönelik eldeki alacak davasını açtığı, uyuşmazlığın İtalya ülkesinde kullandırılan krediden kaynaklandığı ve yabancılık unsuru taşıdığı anlaşılmaktadır. Öte yandan kredi sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsiline yönelik açılan iş bu davada Türk mahkemelerinin münhasır yetkisinin söz konusu olmadığı görülmekle, taraflar arasında akdedilen taahhütname ile uyuşmazlıkların çözümünde Aosta mahkemelerinin yetkili olacağına dair düzenleme, MÖHUK 47. maddesi uyarınca geçerli olup, tarafları bağlayıcı niteliktedir. Açıklanan nedenlerle, davalı yanların süresinde yapmış olduğu yetki itirazının kabulü ile davaya bakma yetkisi İtalya Roma’da bulunan Aosta Mahkemelerine ait olduğundan dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davalı yanın yetki ilk itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine,
2-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3,13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı tarafa ödenmesine,
3-Masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Alınması gerekli 59,30 TL harcın, peşin alınan 178,58 TL harçtan düşümü ile fazla alınan 111,28 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra istek halinde yatırana iadesine,
6-Arabuluculuk Kanunu 18A/13 maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Asagari Ücret Tarifesi uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/11/2021
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır