Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/47 E. 2021/548 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/47 Esas
KARAR NO : 2021/548

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/01/2021
KARAR TARİHİ : 14/09/2021
KARAR Y.TARİHİ : 17/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, taraflar arasında herhangi bir ilişki olmaması rağmen davalının müvekkil şirkete 05.06.2020 tarihli, 092462 sıra numaralı, 1.840-TL bedelli bir faturayı kestiğini, söz konusu faturada, müvekkil şirketin, davalıdan güya “araç bakım hizmeti” satın aldığının belirtildiğini, davalının, faturayı müvekkiline tebliğ etmediğini, ayrıca bu faturaya dayanarak müvekkil aleyhinde kötüniyetli bir şekilde … Müdürlüğü … E. Numaralı icra takibini başlattığını, davalı tarafından başlatılan icra takibi kapsamında müvekkile ödeme emri gönderildiğini ve söz konusu ödeme emrinin müvekkilinin daimi çalışanı … (TC:…) tarafından tebellüğ edilmiş olduğunu, müvekkilinin haberi olmaksızın takibin kesinleşmiş olduğunu, müvekkilinin, maddi hukuk anlamında borçlu olmadığı 3.050,00 TL’yi cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin cebr-i icra tehditinin etkisiyle davalıya haksız olarak ödemiş olduğu 3.050-TL’nin davalı tarafından müvekkile iade edilmesi gerektiğini belirterek; davanın kabulü ile müvekkilinin maddi hukuk bakımından borçlu olmadığı halde cebri İcra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı 3.050- TL’nin ödeme tarihi olan 15.12.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçelerinde, İvedik OSB Sanayi bölgesinde faaliyet gösteren her iki taraf arasında 2019-2020 dönemlerinde 13.09.2019 tarihli 672.60 TL, 28.09.2019 tarihli 2.351.00 TL, 19.01.2020 tarihli 826 TL, 05.06.2020 tarihli 1.840 TL tutarında 4 ayrı zamanda şirketin araçlarının tamir ve bakım işlerinin yapıldığını ve müvekkilinin yapmış olduğu bu tamir ve bakım işlemleri sebebiyle 4 ayrı fatura kesildiğini ve davacıdan tahsil ettiğini, müvekkilinin defalarca davacı şirketi arayarak son faturayı ödemesini talep ettiğini ancak aylarca ödenmediği İçin … Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından takibe koymak zorunda kalındığını, davacı şirketin işyerinde hiçbir haciz ve muhafaza işlemi yapılmadığını, davacı şirket yetkilisi ile yapılan görüşme neticesinde işyerindeki bütün personelin bilgisine başvurulduğunu, davacı şirketin işyerinde çalışan … ile davalı müvekkilinin işyerinde çalışan …’ın taraflar arasındaki ticari ilişkideki işlemlerde bilgi görgü sahibi olduklarını belirterek; haksız ve mesnetsiz iddiaaları ile borçlu olmadığına ilişkin olarak açmış olduğu haksız ve yersiz davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesinin talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, fatura bedeline istinaden başlatılan icra takibinin haksız olduğu ileri sürülerek icrada haksız olarak ödendiğinden bahisle istirdat istemine ilişkindir.
… Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında: alacaklının … Oto/…, borçlunun … Makina Mühendislik Danışmanlık Sanayi Ve Tic. Ltd.Şti olduğu; 05.06.2020 tarih ve 092462 sayılı -sağ akis kople, sanzuman yağı, motor yağı…kampana tornası işçilik açıklamalı- KDV dahil 1.840,00 TL bedelli faturaya bağlı asıl alacak ve 100,51 TL işlemiş faiz ve ferilerinin tahsili için 28.10.2020 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi raporunda; Davacı şirkete ait ticari defterlerin usulüne uygun tasdik ettirilip, işlendiğini, birbiri ile uyumlu olduğunu, HMK ve TTK’ya uygun olduğunu, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin dosyasında mevcut olmadığını, davacı şirkete ait muavin defter/cari hesap ekstresindeki kayıtlar ile fatura çıktılarının birlikte değerlendirmesinden, taraflar arasında düzenlenmiş 4 adet faturanın söz konusu olduğunu, 13.09.2019 tarihli 672,60 TL, 28.09.2019 tarihli 2.301.00 TL, 19.01.2020 tarihli 826 TL’lik faturaların davacı şirket tarafından davalı şirkete ödemesinin yapılmış olduğunu, ancak; işbu davaya konu 05.06.2020 tarih ve 092462 nolu -sağ akis kople, sanzuman yağı, motor yağı…kampana tornası işçilik- açıklamalı KDV dahil 1.840.00 TL bedelli faturanın, davacı şirkete ait muavin defter kaydına rastlanmadığını, davacı şirkete ait 320.01.H05 Satıcılar Hesabının bir sonraki aya/yıla devir bakiyesinin bulunmadığını bildirmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup hükme esas alınmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 21 inci maddesinin üçüncü fıkrasında; “Telefonla, telgrafla, herhangi bir iletişim veya bilişim aracıyla veya diğer bir teknik araçla ya da sözlü olarak kurulan sözleşmelerle yapılan açıklamaların içeriğini doğrulayan bir yazıyı alan kişi, bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itirazda bulunmamışsa, söz konusu teyit mektubunun yapılan sözleşmeye veya açıklamalara uygun olduğunu kabul etmiş sayılır.” ikinci fıkrasında; “Bir fatura atan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının e bendinde: (1) Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır c)Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Türk Hukukunda kural olarak her dava, dava tarihindeki durum ve koşullara göre karara bağlanır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan tarafların alacak borç durumu ve haklılık durumu icra takip tarihi itibariyle tespit edilir (Yargıtay 19. HD.11/11/2015 tarih, 2015/5365 Esas, 2015/14528 K.; 14.11.2019 tarih, 2017/4726 E, 2019/5144 K,).
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 26.09.2018 tarih, … karar sayılı ilamına göre Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır….” Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin … Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, bilirkişi raporu, fatura örnekleri ve tüm dosya içeriğine göre; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davaya konu fatura ve fatura içeriğine davacı şirketin 8 günlük yasal süresi içerisinde bir itirazının olduğunu gösterir herhangi bir belgeye dosyasında rastlanmadığı, … Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının … Oto/…, borçlunun … Makina Mühendislik Danışmanlık Sanayi Ve Tic. Ltd.Şti olduğu; 05.06.2020 tarih ve 092462 sayılı -sağ akis kople, sanzuman yağı, motor yağı…kampana tornası işçilik açıklamalı- KDV dahil 1.840,00 TL bedelli faturaya bağlı asıl alacak ve 100,51 TL işlemiş faiz ve ferilerinin tahsili için 28.10.2020 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, icra takibi sonucu davacı tarafın davalıya 3.050,00 TL ödeme ödeme yaptığından bahisle ödenen bedelin iadesi istemli işbu davayı açtığı, taraflar arasında 4 adet faturanın söz konusu olduğu, 13.09.2019 tarihli 672,60 TL, 28.09.2019 tarihli 2.301.00 TL, 19.01.2020 tarihli 826 TL’lik faturaların davacı şirket tarafından davalı şirkete ödemesinin yapılmış olduğu, ancak; işbu davaya konu 05.06.2020 tarih ve 092462 nolu -sağ akis kople, sanzuman yağı, motor yağı…kampana tornası işçilik- açıklamalı KDV dahil 1.840.00 TL bedelli faturanın muavin defter kaydına rastlanmadığı gibi 320.01 ,H05 Satıcılar Hesabının bir sonraki aya/yıla devir bakiyesinin bulunmadığı, davalının davacıya mübrez defter kayıtlarına göre 1.840,00 TL borçlu olmadığı keza davaya konu 28.10.2020 tarihinde başlatılan … Müdürlüğünün … sayılı dosyasında takip talebi ve ödeme emrinin 1.840,00 TL asıl alacak olarak gösterildiği ve söz konusu faturaya ilişkin takip yapıldığı, faturada tebellüğe ilişkin imza bulunmadığı gibi dosyada ve defterlerde takip miktarına ilişkin başkaca bilgi bulunmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne, … Müdürlüğünün … E. Sayılı istirdat davasında takip talebinde gösterilen 1.840,00 TL malzeme ve işçilik alacağı, 100,51 TL, işlemiş faiz, olmak üzere toplam 1.940,51 TL yönünden borçlu olmadığının tespiti ile davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
2-… Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına ilişkin istirdat davasının KISMEN KABULÜ İLE,
3-1.840,00 TL malzeme ve işçilik alacağı, 100,51 TL, işlemiş faiz, olmak üzere toplam 1.940,51 TL yönünden borçlu olmadığının tespiti ile davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
4-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 1.940,51 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 1.109,49 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 67,80 TL başvuru ve vekalet harcı, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 75,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 743,50 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 472,91 TL’nin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
9-Alınması gerekli 208,35 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın düşümü ile arta kalan 149,05 TL harcın davalı tarafdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
10-Peşin alınan 59,30 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
11-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, red ve kabul oranına göre 839,52 TL’sinin davalıdan tahsili ve 480,48 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.. 14/09/2021
Katip …

Hakim …