Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/419 E. 2022/117 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2021/419 Esas
KARAR NO : 2022/117

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2021
KARAR TARİHİ : 22/02/2022
KARAR Y.TARİHİ : 23/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin araç ekspertiz alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirket ile dava dışı … … … Ekspertiz ve Danışmanlık Hizmetleri Limited Şirketi arasında franchise ilişkisi bulunduğunu, davalının dava dışı şirkette ekspertiz uzmanı olarak çalıştığını, davalının kendi el yazısı ile yazıp imzaladığı beyanıyla istifa ettiğini, davalı ile dava dışı şirket ile 01.12.2015 tarihinde belirsiz süreli iş sözleşmesi imzalandığını, imzalanan işbu sözleşmenin -10. Çeşitli konular başlıklı 10.1 maddesinde rekabet yasağının düzenlendiğini, imzalanan sözleşme kapsamında davalı ile işveren şirket arasında iş sözleşmesinde rekabet yasağı adlı madde kapsamında işçinin iş sözleşmesinin bitiminden itibaren söz konusu maddede belirtilen hususlara aykırı davranması durumunda ihlalin tazmini için 6 aylık brüt ücret tutarında cezai şart belirlendiğini, davalının sözleşmede kararlaştırılan 6 aylık süre geçmeden, yine davacı müvekkil şirkette çalıştığını, istifa etmek suretiyle işten ayrılan … ile ortaklık kurarak işyeri açtığını, davalı ile davacı arasındaki hizmet ilişkisinin davalıya müşteri çevresi veya üretim sırları yada işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağladığını, Belirsiz Süreli İş sözleşmesinin 10.1 maddesinde düzenlenen Rekabet Yasağı maddesinde açıkca belirtilen maddeyi ihlal ettiğini ve sözleşmeye aykırı hareket ettiğini beyan ederek, sözleşmeye aykırılık oluşturan, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla sözleşmede kararlaştırılan, 6 aylık brüt ücret tutarı olan 41.986,20 TL cezai şartın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirkette 24/06/2020 tarihine kadar çalıştığını, bu çalışma neticesinde davacı şirkettin müvekkilini işten çıkardığını, huzurdaki davanın iş sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlıktan dolayı açılan bir dava olduğunu, öncelikle her ne kadar haksız ve hukuka aykırı şekilde açılmış bir dava ise de, işçi ile işveren arasında uyuşmazlıkların görülmesi gereken görevli mahkemenin İş Mahkemesi olduğunu, müvekkilinin çalıştığı şirketin, 01/04/2018 tarihinde, davacı şirkete devrolunduğunu, bu devir işleminden sonra müvekkilinin davacı şirket personeli olarak çalışmaya devam ettiğini ve fazla mesaileri, prim ücretleri ödenmemesi sebebiyle iş sözleşmesini 24/06/2020 tarihinde haklı nedenlerle fesih ettiğini, buna ilişkin olarak Ankara … İş Mahkemesi’nin …. Sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını ve halen derdest olduğunu, müvekkilinin iş akdinin 24/06/2020 tarihinde sona erdiğini ve davacının işbu davayı bir seneden sonra kötüniyetli açtığını, TBK.’nın 447.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak ya da işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması halinde rekabet yasağının sona ereceğinin düzenlendiğini, müvekkili ile davacı şirketin iş kolları ve müşteri çevresi sebepler neticesi ile ayrıldığını, bu sebeple hiçbir şekil ve surette davacı şirketin herhangi bir zarara uğratılmadığını, görev itirazının kabulü ile, haksız ve kanuna aykırı davanın reddi karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, rekabet yasağına aykırı davranılması nedeniyle cezai şart alacağı istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK m. 5/1. fıkra hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6102 sayılı m. TTK 19/2 fıkrası uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez.
Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekmektedir.

Dosya kapsamına göre uyuşmazlığın temelinin taraflar arasındaki iş sözleşmesinden kaynaklanmasına göre davanın iş mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.( T.C.İSTANBULBÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 37. HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/892 KARAR NO : 2020/1795KARAR TARİHİ : 07/10/2020)
tadır.
Şöyle ki, 25/10/2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesine göre:” 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılır. 7036 sayılı yasa, 6102 sayılı TTK’ dan sonra yürürlüğe girmiş ve TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemeyi değiştirmiştir. Özel nitelikte olan ve daha sonra yürürlüğe giren 7036 sayılı yasada, iş sözleşmesinin devamı veya sona ermesinden sonra açılan davalar ayırımı yapılmamış, aksine iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden doğan her türlü uyuşmazlığın iş mahkemelerinde görüleceği belirtilmiştir. Bu durumda, eldeki davanın 7036 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonraki tarihte açılmış olmasına ve 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesine göre, İş Mahkemesince görülmek üzere, mahkememizce görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Anlatılan nedenlerle,
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesi ve iki haftalık yasal sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli Ankara İş Mahkemesi GÖNDERİLMESİNE,
3- Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK.323 ve 331 maddeleri uyarınca görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,

Dair, davacı vekilin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca ANKAR BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 22/02/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır