Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/357 E. 2022/104 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/357 Esas – 2022/104
T.C.
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2021/357 Esas
KARAR NO : 2022/104

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/06/2021
KARAR TARİHİ : 15/02/2022
KARAR Y.TARİHİ : 17/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … A.Ş. ile davalı … Maden Ticaret A.Ş. arasında ticari ilişki sebebi ile ödenmemiş fatura alacaklarının bulunduğu, fatura karşılığı için davalı şirket tarafından ödeme yapılmadığı ve bu konuda yapılan girişimlerin sonuçsuz kaldığı, bunun üzerine borcun tahsili amacı ile davalı aleyhine Ankara … Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takip işlemlerine başlandığı, davalının 22.01.2021 tarihli dilekçesi ile icra dosya borcuna itirazda bulunduğu, yapılan itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, Ankara … Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasındaki itirazın iptaline, 92.091,44 TL asıl alacak ve ticari faizleri ile birlikte takibin devamına, en az %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine Ankara … Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, icra takibinin sebebi olarak 2.160,52 TL, 22.903.85 TL, 1.191,80 TL, 13.516,20 TL, 26.510,46 TL, 2.941,01 TL ve 20.295,76 TL bedelli faturaların gösterildiği, iş bu icra takibine karşı süresinde asıl alacak ve ferilerine karşı itiraz edildiğini, açılan bu davanın reddi gerektiğini, öncelikle açılan dava ve talep edilen alacak kalemleri için zamanaşımı itirazında bulunduğunu, davacı tarafın dayanak yaptığı faturalara karşılık, davalının herhangi bir mal veya hizmet almadığını, belirtilen faturalara ilişkin taraflar arsında herhangi bir ticari ilişki meydana gelmediğini, iki taraf arasında bir ticari ilişkinin varlığı kabul edilse dahi burada müvekkili şirket ile takip alacaklısı davacı arasında cari işleme dayalı bir ticari ilişkinin söz konusu olacağını, bu doğrultuda müvekkili ile davacı arasındaki ticari ilişkinin tekil olaylar üzerinden değil belli dönemlerde kesilen toplam rakamlar üzerinden yürüyeceğini, bir diğer deyişle belli bir dönem içerisinde kısım kısım mal alımı ve aynı şekilde kısım kısım ödemeler yapılacak ve dönem sonunda alacak/verecek kalemleri hesaplanıp ve bu doğrultuda bakiye kısım üzerinden ticari ilişkinin yürütülmesi gerekeceğini, davacının yaptığı gibi belli faturaların alacak kalemleri içerisinden çekilerek takibe konu edilmesinin mevcut ticari ilişkinin olağan akışına aykırı olduğunu, çünkü burada yapılması gereken dönem sonunda tüm alacak/borç kalemlerinin hesaplanıp mahsup edildikten sonra kalan bakiye miktar üzerinden hareket etmek olduğunu, cari hesap ekstresinin ileri sürülebilmesi için taraflar arasında cari hesap sözleşmesi olması gerektiğini, 6102 sayılı TTK’nun 89 ve devamı maddelerinde cari hesabın düzenlendiğini, buna göre; cari hesap sözleşmesinin tanımının yapıldığını, sözleşmenin şartları, cari hesaba kaydının nasıl olacağı ve alacak miktarlarının nasıl isteneceğini ve cari hesap sözleşmesinin yazılı olması gerektiğinden bahsedildiğini, cari işleme dayalı bir ticari ilişkiden bahsedebilmek için taraflar arasına cari hesap sözleşmesi olması gerektiğini, belirli dönemleri kapsayan ve devam eden ticari ilişkilerde cari işlem akışının incelenmesi ve alacak/borç miktarının tespit edilmesini, varsa bakiye miktarın tespiti yoluna gidilmesi gerektiğini, ortada bir ticari ilişki olduğunun net bir şekilde tespit edilebilmesi için fatura konusu malın ya da hizmetin usulüne uygun bir şekilde karşı tarafın uhdesine geçirilmiş olması gerektiğini, bu durumun ise daha önce belirtildiği gibi tüm ticari kayıtların ayrıntılı olarak incelenmesi ve bu konuya hakim taraf tanıklarının dinlenmesi yoluyla sübut bulacağını, nitekim Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere, salt faturanın varlığı ya da cari hesap ekstresinin varlığının bir ticari ilişkinin ve alacak hakkının göstergesi olmadığı, çünkü kanuni olarak malın tesliminden veya hizmetin tamamlanmasından önce fatura düzenlenebilmesi ve cari hesap ekstresi düzenlenebilmesinin mümkün olduğunu, dolayısı ile cari hesap ekstresine konu faturayı düzenleyen tarafın aradaki ilişkiyi ve malın teslimini ya da işin gerektiği gibi yerine getirildiğini kanıtlama yükümlülüğü olduğunu, davacı tarafından ticari alım–satım ilişkisinin olduğunun iddia edildiği, ürün satıldığından bahsedildiğini, ancak davacı tarafından faturaya yansıtılan ve cari hesap ekstresine işlenen mal ve hizmetin ne olduğu ve usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı hususunda tespit yapılmadığı ve davacı tarafça da buna ilişkin bir beyanda bulunulmadığını, nitekim davacının karşılıklı olarak yapıldığını belirttiği anlaşma neticesinde işin eksiksiz bir biçimde ve usulüne uygun olarak yerine getirildiğini yazılı delille ispatlaması gerektiği, salt fatura tanzimi ve cari hesap ekstresinin varlığının malın teslim edildiğini veya hizmetin yerine getirildiğini ortaya koymadığını, alacağa uygulanması talep edilen faiz ve faiz oranı yönünden açıkça hukuka aykırılık bulunduğunu, borçlunun temerrüdünden söz edebilmek için, öncelikle borcun muaccel hale gelmesi gerektiğini, davacı tarafından müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini, davacının talep etmiş olduğu temerrüt faizine, faiz oranına ve faizin başlamış olduğu tarihe itiraz ettiğini, davacının icra inkar tazminatı talep etmesinde hukuki yarar bulunmadığını belirterek, davanın reddine, davacı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.

YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, fatura alacağından kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminat talebinden ibarettir.
Arabuluculuk son tutanağı, Ankara … Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyası, dava konusu faturaların örnekleri, bilirkişi rapor ve ek raporu ve diğer belgeler dosyada mevcuttur.
Mahkememizce, Ankara … Müdürlüğü’nün … E.sayılı icra dosyasının celp edilip incelenmesinde, davacı tarafça davalı aleyhinde Ankara … Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığı, 30.12.2020 tarihli takip talebinde alacağın, 89.519,60 TL Asıl alacak, 2.571,84 TL İşlemiş faiz, 92.091,44 TL TOPLAM şeklinde gösterildiği, 92.091,44 TL tutarındaki alacağın icra gideri, vek. ücr. ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek (YILLIK %13,75 (TİCARİ) değişen oranlarda) faizi ile tahsilinin talep edildiği, Davalı tarafça borca ve ferilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu ve süresinde itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Alacak faturadan kaynaklı olmakla, taraflar arasında ticari ilişkinin ve tarafların borç ve alacak durumunun, faturaların taraf defterlerinde ne şekilde kayıtlı olduğunun tespiti açısından, taraf defterlerinin incelenmesi için dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş;
Bilirkişi raporu incelendiğinde,”…tarafların 2020 yılı ticari defterlerinin bilirkişi heyetince incelendiği, davacı şirketin 2020 yılı ticari/yasal defterlerinin elektronik ortamda tutulduğu, davacı şirketin 2020 yılı ticari/yasal defterlerinin e-defter beratlarının süresi içerisinde vergi idaresine onaya sunulduğu ve vergi idaresince onaylandığı, bu bağlamda söz konusu ticari defterlerin davacı lehine ve aleyhine delil olma niteliğine haiz oldukları, davacı şirketin ticari defterlerinde, davalı ile olan ticari münasebetin 120.15.54837 Alıcılar (Alt) hesabında izlendiği, davacı şirketin ticari defterlerinde, davalı ile olan ticari münasebete ilişkin kayıtların şu şekilde olduğu, -Davacı tarafça davalıya hitaben toplamı 277.523,20 TL olan 27 adet fatura düzenlendiği, bu faturalara karşılık olarak davalı taraftan 190,250,00 TL tahsil edildiği, ayrıca davalının hesabına 14.08.2020 tarihli ve kayıt ile “… MADEN TİCARET-VİRMAN(120.10.01628)” açıklamasıyla 2.246,40 TL?? borç kaydı yapıldığı, sonuç itibariyle davacının davalıdan 89.519,60 TL alacağının olduğu, yine davalı şirketin 2020 yılı ticari/yasal defterlerinin elektronik ortamda tutulduğu, davalı şirketin 2020 yılı ticari/yasal defterlerinin e-defter beratlarının süresi içerisinde vergi idaresine onaya sunulduğu ve vergi idaresince onaylandığı, bu bağlamda söz konusu ticari defterlerin davalı lehine ve aleyhine delil olma niteliğine haiz oldukları, davalı şirketin ticari defterlerinde, davacı ile olan ticari münasebetin 320.01.01.120346 Satıcılar (Alt) hesabında izlendiği, davalı şirketin ticari defterlerinde, davacı ile olan ticari münasebete ilişkin bu kayıtlara göre, -davacı tarafça davalıya hitaben toplamı 277.523,20 TL olan 27 adet fatura düzenlendiği, bu faturalara karşılık olarak davacı tarafa 190,250,00 TL ödendiği, sonuç itibariyle davalının davacıya 87.273,20 TL borcunun olduğu gözükmektedir.
Tarafların defter kayıtları karşılaştırıldığında, defter kayıtları arasında 2.246,40 TL fark bulunduğu, bu farkın, davacının defter kayıtlarında davalının hesabına 14.08.2020 tarihinde, “… MADEN TİCARET-VİRMAN(120.10.01628)” açıklamasıyla yapılan 2.246,40 TL borç kaydından kaynaklandığı belirlenmiştir. Tarafların 2020 yılında Vergi İdaresine sundukları BA-BS formlarında beyan ettikleri alım-satım tutarlarının da (244.321,00 TL – KDV hariç tutarlardır) birbirleriyle uyumlu oldukları görülmüştür. Bu tespitlere göre, her iki tarafın defter kayıtlarında; davacı tarafça davalıya hitaben toplamı 277.523,20 TL olan 27 adet fatura düzenlendiği, bu faturalara karşılık olarak davalı tarafça davacıya 190,250,00 TL ödeme yapıldığı, davalının davacıya düzenlenen faturalardan kaynaklanan borcunun 87.273,20 TL olduğu belirgindir.
Davacı şirketin defter kaydına yer alan ve davalının hesabına 14.08.2020 tarihinde, “… MADEN TİCARET-VİRMAN (120.10.01628)” açıklamasıyla yapılan 2.246,40 TL tutarındaki borç kaydının davalı şirketin defter kayıtlarında bulunmaması, bu kaydın başka bir hesaptan davalının hesabına aktarılmış olması nedenleriyle, söz konusu tutarın davalı şirketin borcu olduğuna dair kabul edilebilir kanıtlayıcı belgeler ibraz olunmadan, bu tutarın davalı taraftan talep edilmesinin mümkün olmadığı, bu duruma göre davacı şirketin davalı taraftan olan anapara alacağının 87.273,20 TL olduğunun kabulü gerektiği, söz konusu 87.273,20 TL’nin ise davacı tarafça düzenlenen en son faturalardan kaynaklandığı ve buna göre, 87.273,20 TL Asıl alacak , 1.009,08 TL İşlemiş faiz, 88.282,28 TL TOPLAM şeklinde olabileceği.. “şeklinde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre, dosya incelendiğinde, davacı tarafça davalı aleyhinde Ankara … Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığı, 30.12.2020 tarihli takip talebinde alacağın, 89.519,60 TL Asıl alacak, 2571,84 TL İşlemiş faiz, 92.091,44 TL TOPLAM şeklinde gösterildiği, 92.091,44 TL tutarındaki alacağın icra gideri, vek. ücr. ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek (YILLIK %13,75 (TİCARİ) değişen oranlarda) faizi ile tahsilinin talep edildiği, davalı tarafça borca ve ferilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, her iki tarafın defter kayıtları incelendiğinde, takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalıdan talep edebileceği tutarın; 87.273,20 TL Asıl alacak şeklinde tespit edildiği ve defter kayıtları ve ba/bs formalarının birbiri ile örtüşük olduğu, buna göre teslim olgusunun ispatlanmış sayılacağı, davacı ve davalı şirketin defter kayıtları arasında 2.246,40 TL fark bulunduğu, bu farkın, davacının defter kayıtlarında davalının hesabına 14.08.2020 tarihinde, “… MADEN TİCARET-VİRMAN(120.10.01628)” açıklamasıyla yapılan 2.246,40 TL borç kaydından kaynaklandığı, 2.246,40 TL tutarındaki borç kaydının davalı şirketin defter kayıtlarında bulunmadığı, bu kaydın başka bir hesaptan davalının hesabına aktarılmış olduğu, söz konusu tutarın davalı şirketin borcu olduğuna dair, kabul edilebilir kanıtlayıcı bir bilgi ve belge ibraz edilmediği, buna göre, fark yönünden davalının defterlerine itibar edilmesi gerektiği anlaşılmakla, davanın asıl alacak yönünden kabulüne karar verilmiş ancak işlemiş faiz yönünden, dava konusu edilen alacağa temerrüt faizi işletilebilmesi için alacağın kararlaştırılan kesin vadede ödenmemiş ya da kesin vade bulunmaması halinde 6098 sayılı TBK 117. Maddesi gereğince alacaklının usulüne uygun ihtarı ile borçlunun temerrüde düşürülmüş olması gerekmektedir. Bu durumda, davacı tarafça davalıya ihtar gönderilip temerrüde düşürüldüğüne ilişkin dosyada delil bulunmadığı ve salt fatura tarihinin kesin vade oluşturmadığı anlaşılmakla bu kısım yönünden davanın reddine, asıl alacak yönünden de, davalı itirazında haksız olup, alacak likit olmakla davacı lehine icra-inkar tazminatına karar verilerek, davanın kısmen kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Anlatılan nedenlerle,
1-Davanın Kısmen Kabulü ile, davalının Ankara … Müd. … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, takibin 87.273,20 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık 13,75 değişen oranlarda faiz işletilmesine, bakiye taleplerin reddine,
% 20 icra inkar tazminatının kabulü ile, 17.454,64 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 5.961,63 TL harçtan peşin alınan 1.112,24 TL harcın düşümü ile arta kalan 4.849,39 TL harcın davalı tarafdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Peşin alınan 1.112,24 TL harçla, 59,30 TL başvurma harcının davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 12.145,52 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Reddedilen kısım yönünden A.A.Ü.T. Maddesi uyarınca 4.818,24 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendini vekille temsil ettiren davalı tarafa ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 2.000,00-TL bilirkişi ücreti, 35,50-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.035,50 -TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.929,00- TL ile vekalet harcı 8,50 -TL’nin toplamı 1.937,50-TL’nin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden, red ve kabul sorumluluk oranına göre hesaplanan 1.250,93-TL’nin davalıdan, 69,07-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara iadesine,

Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/02/2022