Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/298 E. 2021/338 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYEYETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/298 Esas
KARAR NO : 2021/338

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/02/2021
KARAR TARİHİ : 18/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda, nahkememizin 2012/97 Esas sayılı dosyasının 18.05.2021 tarihli duruşmasında, 6 sayılı ara karar gereğince davalılar – … Ham Petrol Ve Doğal Gaz Arama Ve Üretim A.Ş ile … Petrol Gaz Ve Petrokimya Ürünleri İnşaat Sanayi Ve Ticaret A.Ş (karşı davacıların) davasına ilişkin olarak tefrik kararı verilmekle yukarıda yazılı (2021/298) esasa kaydı yapılmakla:
İDDİA :
Karşı Davacılar … Ham Petrol Ve Doğal Gaz Arama Ve Üretim A.Ş ile … Petrol Gaz Ve Petrokimya Ürünleri İnşaat Sanayi Ve Ticaret A.Ş vekili dava dilekçelerinde, taraflar arasında 3.07.2010 tarihinde hisse alım sözleşmesi ve 25/08/2010 tarihli Katılım Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme uyarınca net kar payını, katılım payına dönüştürme hakkını kullandığını, ancak bunun gerekliliği olan kuyu maliyetlerine ve yatırım bedellerine ilişkin müvekkili şirketlerin yapmış olduğu ödemelere, sözleşmenin 4.3 maddesi uyarınca %25 oranında katılması gerekirken katılmadığını, bu suretle sözleşmeye aykırı davrandığını, davalı tarafından borcun mahkeme dışı ikrarı niteliğinde, kendi borç hesabını kendisi çıkardığını, müvekkiline gönderdiğini, müvekkili şirketin borç hesabında mutabık olduğunu bildirdiğini ancak uzun süre boyunca borcunu ödemediğini, kendilerine gönderilen faturaları iade ettiğini, daha sonra asıl borcunu ödediğini ancak feri borçları ödemediğini, ayrıca davalı tarafın yapmış olduğunu anapara ödemelerinden 251.684,55 USD ödeme dekontuna ihtirazi kayıt koymasının hukuken geçerli olmadığını, davalının, sözleşmenin 4.3.b maddesi uyarınca, net kar payını, %25 katılım payına dönüştürme tercih hakkını kullandığını, müvekkili şirketlerden … …’ın ruhsat sahibi olduğunu …, …, …, … ve …’ın ruhsat sahibi olduğu … kuyularına ilişkin olarak müvekkili şirketin bu kuyular için yapmış olduğu USD ödemeleri, USD para birimi üzerinden USD faturası olarak, TL ödemeleri de, TL para birimi üzerinden TL faturası olarak, taraflar arasındaki katılım sözleşmesinin eki niteliğindeki kuyu operasyonları sözleşmesinin parçası niteliğindeki ek B Muhasebe Usulü Sözleşmesine uygun olarak davalı tarafa fatura edildiğini, davalı tarafın bizzat borcu kabul tarihi olan 10/04/2019 tarihinden itibaren müvekkili şirket tarafından ana para borcuna faiz işletildiğini, bu durumun hem yasa hem de taraflar arasında kurulan sözleşme gereği olduğunu, davalı tarafın, faiz faturalarına haksız ve hukuksuz yere itiraz ettiğini ve iade ettiğini belirterek; davalının borcu mahkeme dışı ikrar ettiği 10/04/2019 tarihinden itibaren 251.684,55 USD ve 57.209,15 TL asıl alacağa işlemiş ve işleyecek faizin tespiti ile davalıdan tahsiline ve müvekkili şirkete ödenmesine, alacakları bakımından 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının ABD doları ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının, TL alacakları bakımından ticari faizin uygulanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Karşı Davalı … Doğal Gaz İthalat İhracat Ve Toptan Ticaret A.Ş vekili vekili cevap dilekçelerinde, davacıların davasını ikame etmeden önce karşı dava konusu talebi hakkında zorunlu arabuluculuk yoluna başvurmadığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md.5/A uyarınca ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğunu, Buna göre dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmaması nedeniyle karşı davanın 6100 sayılı HMK md.114 ve md.115 uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini, davacılar tarafından müvekkiline gönderilen ekli 21.10.2019 tarih ve 94 nolu ile 95 nolu iki ayrı faturadan anlaşıldığı üzere, sözde kuyu maliyetlerine ilişkin gecikme faizi talebi 5.837,68 TL ve 42.548,62 TL olduğunu, buna göre davacı tarafından gecikme faizinin belirlenebilir ve kesin olduğunu, kuyu maliyetlerine ilişkin görüşmelerin davacıların yönlendirmesi ile sürdüğünü, buna rağmen faturaların bir yıldır ödenmediğinden bahisle gecikme faizi işletilmesinin hukuka uygun olmadığını, davacı tarafından istenen kuyu maliyetlerine ilişkin görüşmelerin davalı karşı davacının katılımı ile sürdüğü halde faturaların 1 yıldır ödenmediğinden bahisle gecikme faizinin işletilmesinin hukuka uygun olmadığını, Katılım Sözleşmesi’nin 10.3 maddesinde yer alan Temerrüt Bildiriminin gerçekleşmediğini, ayrıca, Katılım Sözleşmesi’nin 4.5 maddesinde, davacılar tarafından müvekkili şirketin seçim bildirimini aldıktan sonra derhal o tarihe kadar yapılmış ve kuyuya atfedilebilir olan maliyetlere ilişkin fatura düzenlemesi gerektiğinin belirtildiğini, taslak bir excel dosyası üzerinden hemen fatura gönderilmesinin Katılım Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu, makul ve basiretli bir tacirde bulunması gereken iyi niyet ve dürüstlük kuralları ile bağdaşmadığını belirterek; davanın reddine, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmadığından 6100 sayılı HMK md.114 ve md.115 uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine, aksi durumda 6100 sayılı HMK md.114 ve md.115 uyarınca hukuki yarar yokluğundan reddine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, davalının borcu mahkeme dışı ikrar ettiğinden bahisle 10/04/2019 tarihinden itibaren, asıl alacağın işlemiş ve işleyecek faiz alacağının tahsili istemine ilişkindir.
7155 sayılı kanunla 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesi uyarınca “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun;
Arabulucuya başvuru başlıklı 13 (1). maddesinde ”Taraflar dava açılmadan önce veya davanın görülmesi sırasında arabulucuya başvurma konusunda anlaşabilirler. Mahkeme de tarafları arabulucuya başvurmak konusunda aydınlatıp, teşvik edebilir.”
Arabuluculuk faaliyetinin yürütülmesine ilişkin 15 (5). maddesi ise somut olay dışındaki dava açılmasından sonraki arabuluculuk faaliyetine ilişkin olup ”Dava açıldıktan sonra tarafların birlikte arabulucuya başvuracaklarını beyan etmeleri hâlinde yargılama, mahkemece üç ayı geçmemek üzere ertelenir. Bu süre, tarafların birlikte başvurusu üzerine üç aya kadar uzatılabilir.”
Dava açılmadan önceki arabuluculuk sürecine ilişkin, 16 (1). maddesinde, ”Arabuluculuk süreci, dava açılmadan önce arabulucuya başvuru hâlinde, tarafların ilk toplantıya davet edilmeleri ve taraflarla arabulucu arasında sürecin devam ettirilmesi konusunda anlaşmaya varılıp bu durumun bir tutanakla belgelendirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.”
Aynı Kanun’un 17. maddesinde ise, a) Tarafların anlaşmaya varması, b) Taraflara danışıldıktan sonra arabuluculuk için daha fazla çaba sarf edilmesinin gereksiz olduğunun arabulucu tarafından tespit edilmesi, c) Taraflardan birinin karşı tarafa veya arabulucuya, arabuluculuk faaliyetinden çekildiğini bildirmesi, ç) Tarafların anlaşarak arabuluculuk faaliyetini sona erdirmesi, d) (Değişik: 12/10/2017-7036/23 md.) Uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olmadığının tespit edilmesi ve taraflara danışıldıktan sonra arabuluculuk için daha fazla çaba sarf edilmesinin gereksiz olduğunun arabulucu tarafından tespit edilmesi halinde arabuluculuk faaliyetinin sona ereceği belirtilmiştir.
6325 sayılı Kanun’un Dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 18/A-(2). maddesi, ”Davacı, arabuluculuk faaliyeti SONUNDA ANLAŞMAYA VARILAMADIĞINA İLİŞKİN SON TUTANAĞIN ASLINI VEYA ARABULUCU TARAFINDAN ONAYLANMIŞ ÖRNEĞİNİ DAVA DİLEKÇESİNE EKLEMEK ZORUNDADIR.’ şeklinde düzenlenmiştir.
Davacı tarafından dava şartı olan dava açılmadan önce zorunluluk nedeniyle arabulucuya başvurulduğu; ancak arabuluculuk faaliyeti devam ettiği sırada ve 6325 sayılı Kanun’un 18/A-(2). maddesine aykırı olarak ve ”zorunlu unsur olan son tutanak” henüz düzenlenmeden doğrudan mahkememize başvurmak suretiyle dava açtığı anlaşılmıştır.
Somut olayda dava asıl davaya yönelik karşı dava olduğu ancak uyuşmazlığın nitelik ve özü itibariyle bir miktar paranın alınmasına yönelik davalı talebi yanı sıra yeni bir talep olduğu; arabulucuya başvurulması zorunluluğu bulunduğu ancak arabuluculuk faaliyeti içerisinde ve henüz son tutanak dahi düzenlenmeden yani arabuluculuk faaliyeti sona ermeden dava açıldığı anlaşılmakla, herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. İş bu karşı dava ile ilgili olarak Anlatılan nedenlerle;
Davalılar (karşı davacılar) tarafın açtığı davanın Mahkememizin 2021/97 Esas sayılı davadan tefrik edilip 2021/298 Esasa kaydı ile Mahkememizin 18.05.2021 tarihli celsesinin usule ilişkin 6 sayılı ara kararı gereğince,
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın 7155 sayılı Kanunla eklenen 6102 sayılı TTK 5/A, 6326 sayılı Kanun’un 18/A-2, HMK’nun 115/2. maddeleri gereğince, DAVANIN DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2- (Karşı) Davalı … Doğal Gaz İthalat İhracat Ve Toptan Ticaret A.Ş kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3,13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 4.080,00 TL vekalet ücretinin (karşı) davacılar … Ham Petrol Ve Doğal Gaz Arama Ve Üretim A.Ş ile … Petrol Gaz Ve Petrokimya Ürünleri İnşaat Sanayi Ve Ticaret A.Ş alınarak (karşı) davalı tarafa ödenmesine,
3-Masrafların (karşı) davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
5-Alınması gerekli 59,30 TL peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcının davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair, tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 18.05.2021

Katip …

Hakim …