Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/27 E. 2021/871 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2021/27 Esas
KARAR NO : 2021/871

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 26/12/2019
KARAR TARİHİ : 28/12/2021
KARAR Y.TARİHİ : 30/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Rücuya konu dava konusu kazanın, Ankara ili, Bala ilçesinde meydana geldiğini, Bala icra dairesinin yetkili olduğunu, müvekkil sigorta şirketine sigortalı … plakalı aracın karıştığı kaza sonucunda, zarar gören dava dışı … …’ın yaralanmasından kaynaklı zararın tazmini için, sigorta tahkim komisyonuna başvurduğunu, sigorta tahkim komisyonu kararı gereğince, müvekkili şirket tarafından İstanbul Anadolu … dairesinin … esas sayılı dosyasına ödeme yapıldığını, tek taraflı kazanın meydana gelmesinde, kusurlu tarafın diğer borçlu … olduğunu, sürücü durumundaki borçlunun direksiyon başında uyuduğunu ve ağır kusuru ile kazanın meydana geldiğini, Bala Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …. soruşturma sayılı dosyasında soruşturma yapıldığını, Bala icra dairesinin … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek; itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davacı tarafın davasının, haksız ve hukuka aykırı olduğunu, trafik kazasında rücu hakkı doğmadığını, rücu için aranan şartın kasıt veya ağır kusur olduğunu, kaza tespit tutanaklarında geçen ağır kusurludur ibaresinin yeterli görülmediğini, kaygan zeminde ani fren yapma, hatalı sollama, mucurlu yolda hızını kesmeme, kavşaklara ve dönemeçlere hızla girme, geçme yasağına uymama, kırmızı ışıkta durmama, uykusuz ve yorgun uzun süre araç kullanma gibi durumlarda, kaza yapan sürücün tam kusurlu bulunsa da bunlar dikkatsiz ve tedbirsizce, kurallara ve yasaklara aykırı olarak araç kapsamında olduğunu, kasıtlı veya kasta yakın ağır kusur sayılamayacağını, sigortacının rücu hakkından söz edilemeyeceğini, kazaya sebebiyet veren sürücünün uyuduğuna ilişkin yüzde yüz tespitin mevcut olmadığını, kusur yönünden yeniden Bilirkişi Raporu aldırılmasını talep ettiklerini, sigorta şirketinin rücu hakkı doğmayacağından davanın reddini talep ettiklerini belirterek, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, 16/11/2017 tarihinde meydana gelen kaza da, dava dışı … …’ın yaralanmasından kaynaklı zararın tazminini için başlatılan icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya, Bala Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …K, sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilmiş olmakla yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Bala İcra Dairesi’nin … E, sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının … Sigorta Anonim Şirketi, borçluların …, … olduğu, 166.918,00 TL Asıl Alacak, 4.159,04 TL İşlemiş Faizi olmak üzere toplam 171.077,04 TL alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, borçluların itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi raporunda; davacı … şirketinin, trafik kazası nedeniyle sürekli sakatlığa maruz kalan dava dışı kişiye sürekli sakatlık tazminatına ilişkin olarak yaptığı ödemeyi, aracın sürücüsünün ağır kusuru nedeniyle rücu şartlarının oluştuğunu iddia ettiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalıya ait aracın sürücüsünün, trafik kazasında ağır kusurlu olup olmadığı ve davacı sigortacının kendi sigortalısına rücu şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplandığı, trafik kazası nedeniyle, sigorta şirketinin mağdura yaptığı ödemeyi rücuen talep edebilmesi için trafik kazasının meydana gelmesindeki gelişmelerin genel şartlarda tanımlanan hallere uygun olması gerektiği, dosyaya sunulan Bala Cumhuriyet Başsavcılığı Hazırlık Bürosu’na hitaben hazırlanan bilirkişi raporunda, trafik kazasının oluşumundaki gelişmeler ve kazazede ifadeleri dikkate alınarak yapılan değerlendirmede, dava dışı şoförün direksiyon başında uyuduğu kanaatinin oluştuğunun belirtildiği, sonraki cümlede ise araç kullanırken uyumuştur değerlendirmesinde bulunulduğu, trafik kazasının meydana gelmesinde, şoföre verilen kusur nedenleri ile sürücünün trafik kazasına karıştığı sırada uyuduğu kabul edilse dahi Emsal Yargıtay Kararları’nda tanımı yapılan “ağır kusur” koşullarıyla örtüşmediği sonucuna varıldığını bildirmiştir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun, Tazminatın azaltılması veya kaldırılması sonucunu doğuran haller başlıklı 95. maddesinde; “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller, zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” şeklinde düzenleme yapıldığı anlaşılmıştır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.4.’te; “Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Değişik:RG-2/2/2016-29612)(1) Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu edebilir. Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir: a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise, Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.” şeklinde düzenleme yapıldığı anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre; davacı vekili tarafından, işletenin sorumluğunu üstlendiği sürücünün ağır kusurlu olduğunu, ağır kusur hallerinde sigortacının rücu hakkı bulunduğunu iddia ettiği, sigortalı araç sürücüsünün kazada, %100 kusurlu olduğunun tespit edildiği, ancak %100 kusurlu olmanın “ağır kusur” olarak nitelendirilemeyeceği, kazanın, sürücünün dikkatsizlik ve tedbirsizliği sonucu gerçekleştiği, keza aracın ruhsatının ve tenkit özelliklerinin de yolcu taşımaya uygun olduğu, bu bakımdan davalı işletenin ve eyleminden sorumlu olduğu sürücünün, olayın gerçekleşmesinde ağır kusurlu sayılamayacağı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Anlatılan nedenlerle,
1-Davanın Reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30-TL harcın, peşin alınan 2.066,18 TL harçtan düşümü ile fazla alınan 2.066,08 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3,13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 20.202,32 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara iadesine,
7-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/12/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı