Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/251 E. 2023/174 K. 13.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/251 Esas – 2023/174
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
… GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/251 Esas
KARAR NO : 2023/174

HAKİM :….
KATİP : ….

DAVACILAR : 1- ….
2- ….
3- ….
4- …
VEKİLİ : Av. ….
DAVALILAR : 1- …
2-…
3-…
4-…
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : 5-….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : 6-….
VEKİLİ : Av. ….
İHBAR OLUNAN : …

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/04/2021
KARAR TARİHİ : 13/03/2023
KARAR Y.TARİHİ : 28/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan tazminat (ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;

İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08.09.2019 tarihinde davalı sürücü …’nın davalılar …, …, … ve …’in müştereken maliki oldukları davalı … şirketi nezdinde … poliçesi ile sigortalı … plakalı minibüs ile … ili … İlçesinde seyir esnasında müteveffa …’a çarpması neticesinde ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, müteveffanın müvekkili …’ın eşi olduğunu, diğerlerinin ise çocukları olduğunu, …’ın vefatı nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi destekten yoksun kaldıklarını, zararın giderilmesi için davalı … şirketine başvuru yapıldığını ancak ödeme yapılmadığını, arabulculuk görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları kalmak kaydıyla … için 100,00 TL, … yönünden 100,00 TL maddi tazminatın 08.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat yönünden … yönünden 60.000,00 TL, …, … ve …yönünden her bir müvekkili için ayrı ayrı 30.000 ar TL manevi tazminatın 08.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı … şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 22/09/2022 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini 189.170,51 TL’ye yükseltmiş noksan harcı tamamlamıştır.
Davacılar vekili 19/01/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini 242.608,06 TL’ye yükseltmiş noksan harcı tamamlamıştır.
SAVUNMA :
Davalılar …, …, … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın 01/06/2019 tarihli sözleşme ile dava dışı …’a kiralandığını, aracın davalı …’ya kullandırılmasının kendi sorumluğu ve kusuru olduğunu, müvekkillerini bu konuda bir sorumluğunun bulunmadığını, müvekkilleri yönünden davanın husumetten reddi gerektiğini, kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, ceza mahkemesince alınan kusur raporunu kabul etmediklerini, müteveffa’nın ölüm tarihinde 78 yaşında olduğunu, bu yaşta birinin çalışması ve gelir elde etmesi akti ekonomik hayatının olmasının mümkün olmadığını, davacı …’ın gelir kaybı bulunmadığını, davacı…’ın müteveffaya bağımlı olduğu ve desteğinden yoksun kaldığı iddiasının gerçeği aykırı olduğunu, kabul etmediklerini, davacılarca talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, müvekkillerinin talep edilen tazminat tutarlarını ödeyecek durumda olmadığını savunmuş öncelikle davanın yetki ve görev itirazlarının kabulüne, davacının usule ve esasa aykırı davasının usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirkete nezdinde … poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacı tarafça başvuru şartının eksiksiz olarak yerine getirmeksizin dava açtığını, davanın usulden reddi gerektiğini, kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere davacı…’ın 1975 doğumlu olduğundan destek yaşını çoktan aştığından destek tazminatına hak kazanamadığını, davacı yanca talep edilen cenaze gideri masraflarının poliçe teminatı dışında olduğunu, müteveffanın sürücü olduğu dikkate alınarak emniyet kemeri takıp takmadığı hususunda araştırma yapılması gerektiğini, dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini savunmuş haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle usulden reddine, kabul görmemesi halinde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu trafik kazası ile ilgili … … Mahkemesinin h2019/409 Esas 2020/204 Karar sayılı dosyası üzerinden verilen mahkumiyet kararının kesinleşmediğini, bekletici mesele yapılması gerektiğini, müvekkilinin … plaka sayılı kazaya karışan aracın sürücüsü olduğunu, kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, kazaya karışan … plakalı aracın malikleri dosyaya sunduğumuz hat ve minibüs kira sözleşmesinden de anlaşılacağı üzere…, …, … ve …, kiracı ise … olduğunu, bu kira sözleşmesi doğrultusun da müvekkili araç sürücüsü olarak karışacağı kazalardan dolayı sorumluluk kiracı …’a ait olacağının sözleşme ile kararlaştırıldığını, müvekkilin bu sözleşmeye göre de bir sorumluluğu bulunmadığını, murisin emekli olduğunu, eşi ile kendisinin geçimini ancak temin ettiğini, bu sebeple ek işte yapmayan murisin çocuklarına destek sağlaması mümkün olmadığını, tarafların maddi durumları manevi tazminat miktarının belirlenmesinde ödemli olduğunu, davacıların maddi durumlarının iyi olduğunu, müvekkilinin asgari ücretle çalıştığın savunmuş davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, trafik kazası nedeniyle açılan maddi (destekten yoksun kalma) ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
…son tutanağı, hasar dosyaları, kaza tespit tutanağı, … müzekkere cevabı, … 2020/245 Esas sayılı dosyasının uyap evrakları, tarafların sosyal ekonomik durum araştırma sonuçları, tanık beyanları, vergi kayıtları, …müzekkere cevabı, bilirkişi raporu ve diğer belgeler dosyada mevcuttur.
Kazaya karışan … plakalı aracın … … A.Ş. ait … Poliçesinin incelenmesinde; 09/05/2019-2020 tarihleri arasında … sigortası ile sigortalandığı ölüm ve sakatlık limitinin 360.000,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
Davalı yanların görev ve yetki itirazı 24.09.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında reddedilmiştir. Şöyle ki;
Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında görevli mahkeme genel hukuk mahkemesi olan asliye hukuk mahkemesi ise de, davanın, gerçek kişiler ile birlikte, …’nın kullanımında olan aracın … poliçesini düzenleyen … şirketine karşı da açıldığı, davalı … şirketinin … poliçesi nedeniyle sorumlu tutulduğu, zorunlu sigortaların TTK’nun 1483 ve devamı maddelerinde düzenlendiği, TTK’nun 4/1-a ve 5. maddeleri gereğince açılan eldeki davada Mahkememizin görevli olduğu anlaşıldığından davalıların görev itirazının reddine,
6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesininin 1. fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. “7. maddesinde de;” davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.” denilmektedir. Yine aynı Yasa’nın 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan 2918 Sayılı …Kanunu’nun 110. maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya … sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verilmiştir.
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
Somut olayda, dava trafik kazasından kaynaklanmakta olup, trafik kazası netice itibari ile bir haksız fiildir. Davaya konu trafik kazası …’de meydana gelmiş, davalı … şirketinin bölge müdürlüğü adresi …, davacıların adreslerinin …, …, …’dır.
Davacı taraf HMK 16. maddesi gereğince seçimlik hakkını kullanarak davalı … şirketinin bölge müdürlüğünün bulunduğu …İli’nde dava açmış olup, uyuşmazlığın çözümünde mahkememizin yetkili olduğu anlaşıldığından, davalıların yetki itirazının reddine, karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
2918 sayılı KTK’da … sigortası ile ilgili ayrıntılı düzenleme yapılmıştır. Yapılan düzenlemeler uyarınca; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar(2918 sayılı KTK m. 85/1). Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar. Meydana gelen kazada ölüm veya yaralanma meydana gelmesi halinde hak sahipleri ölüm halinde, destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilirler (TBK m. 53). Bedensel zarar meydana gelmesi durumunda daimi veya geçici iş göremezlik nedeni ile tazminat talep edilebilir (TBK m. 54, 55). Ayrıca yasal koşulların oluşması halinde kaza nedeniyle ölüm veya yaralanma halinde manevi tazminat talep edilebilir (TBK m. 56). Ayrıca yasal koşulların oluşması halinde kaza nedeniyle ölüm veya yaralanma halinde manevi tazminat talep edilebilir (TBK m. 56).
… Mahkemesince alınan adli tıp raporunda özetle; Sürücü …’nın asli ve tam kusurlu olduğu, sürücü …’ın kusursuz olduğu kanaati bildirilmiştir.
Davalı yanların kusur oranlarına itirazlarının karşılanması için mahkemece kusur oranlarının belirlenmesi için dosya adli trafik bilirkişisine tevdi edilerek, rapor alınmıştır.
Bilirkişi 01.01.2022 tarihli raporunun sonuç kısmında özetle; müteveffa bisikletli sürücü …’ın, dava konusu trafik kazasının oluşumunda tamamen kusursuz olduğu, davalıların müştereken maliki ve işletenleri olup, … plakalı ticari minibüs sürücüsü …’nın %100 oranında tam kusurlu olduğu görüşü bildirilmiştir.
Dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Uzman Aktüer bilirkişi 10/04/2022 tarihli raporunun sonuç kısmında özetle; 08.09.2019 tarihinde meydana gelen kazada …ın vefatı nedeniyle eşi …’ın destekten yoksurn kalma tazminatının 156.575,27-TL olarak hesaplandığı, … kararları doğrultusunda davacı …için destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmadığı, hesaplanan tazminatın poliçe teminat limiti dahilinde kaldığı görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi raporları taraf vekillerine tebliğ edilmiş, süresi içeresinde taraf vekilleri raporlara karşı beyan ve itirazlarını ayrı ayrı dosyaya sunmuşlardır.
İtirazlar karşılanmak üzere dosya Aktüer bilirkişisine tevdii edilmiştir.
Bilirkişi 01/09/2022 tarihli ek raporunun sonuç kısmında özetle; 08.09.2019 tarihinde meydana gelen kazada, …’ın 22.09.2019 tarihinde vefatı nedeniyle eşi …’ın destekten yoksun kalma tazminatının (….) 189.170,51-TL olarak hesaplandığı, … kararları doğrultusunda davacı …için destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmadığını, hesaplanan tazminatın poliçe teminat limiti dahilinde kaldığı görüşü bildirilmiştir.
Aktüer bilirkişi 02/01/2023 tarihli ek raporunun sonuç kısmında özetle; güncel asgari ücret verilerine göre hesaplama yapıldığında …’ın 22/09/2019 tarihinde vefatı nedeniyle eşi …’ın destekten yoksun kalma tazminatının 249.608,06 TL olarak hesaplandığı görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumu uygun olup hükme esas alınmıştır
Yukarıda yazılı açıklamalar, tanık beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; 08.09.2019 tarihinde davalı … şirketi nezdinde … poliçesi ile sigortalı, davalılar …, …, … ve …’in müşterek maliki olduğu ve diğer davalı …’nın sürücülüğünü yaptığı … plakalı minibüsün, … istikametine sol şeritte seyir halinde iken no: …. önlerine gelip yolun sağındaki durağa geçmek için sağ şeride doğrultu değiştirdiği esnada aracın açık olan kapısına, aynı istikamette sağ şeritte seyreden …’ın sevk ve idaresindeki bisikleti ile çarpması neticesinde, davacıların desteği ve murisi …’ın hayatını kaybettiği, davalı … şirketine … poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsünün, iki şeritli yolun sol şeridini takiben seyrine devamı sırasında, seyir yönüne göre yolun sağında bulunan yolcu indirme ve bindirme noktasına sağa manevra ile şerit değiştirmeden önce, aracının sağ yan dikiz aynasının olduğu yerden sağından akan araç trafiğini kontrol ederek geçeceği şeridin boşalmasını ve boş olduğunu gördükten sonra sağ sinyalini yakarak kontrollü olarak sağa şerit değiştirmesi gerekirken, aniden yolun solundan sağına yapmış olduğu manevrası sırasında açık olan kapısına normal seyrini sürdürmekte olan müteveffa bisikletli sürücü …’ın çarpması neticesinde oluşan kazada % 100 oranında kusurlu olduğu mevcut bilirkişi raporlarıyla sübuta ermiştir.
Hükme esas alınan 02.01.2023 tarihli aktüer bilirkişi ek raporu ile; davacı …’ın, müteveffa …’ın vefatından kaynaklı destekten yoksun kalma zararı, 242.608,06 TL olarak hesaplanmıştır. Desteğin ölümüne sebebiyet veren … plakalı araç, kaza tarihinde … poliçesi ile davalı … şirketine sigortalı olup, davalı … şirketi, kazaya karışan aracın sigortacısı olması nedeniyle poliçe limiti dahilinde, davalılar …, …, … ve … araç maliki, davalı sürücü … ise haksız fiil faili olarak hesaplanan tazminattan müteselsilen sorumlu kabul edilerek, davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminatı davasının kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm altına alınan destekten yoksun kalma tazminatına, davalı … şirketinin 24.06.2020 başvuru tarihinden itibaren 8 iş gününün sonu olan 07.07.2020 tarihinde temerrüte düştüğü belirlenerek bu tarihten, diğer davalılar yönünden ise 22.09.2019 ölüm tarihinden itibaren, kazaya karışan aracın ticari araç olduğu gözetilerek, avans faiz işletilmiştir.
Davacı…’ın destekten yoksun kalma tazminatı talebi yönünden yapılan değerlendirmede; davacı…, müteveffa …’ın oğlu olup, olay tarihinde 44 yaşındadır. Davacı, müteveffanın ölüm günündeki yaşına göre destek alabileceği yaş sınırını geçtiği gibi, destek alabileceği yaşı geçmesine rağmen destek almasını gerektirir bir özrünün bulunmadığı da anlaşılmakla, davacı…’ın destekten yoksun kalma tazminatı davasının reddine karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu trafik kazasında davalı sürücünün %100 oranında kusurlu olması, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli ile günün ekonomik koşulları ve hakkaniyet ilkesi nazara alınarak, davacı … lehine 30.000,00 TL, davacı… lehine 15.000,00 TL, davacı … lehine 15.000,00 TL, davacı …lehine 15.000,00 TL olmak üzere toplam 75.000,00 TL üzerinden kısmen kabulüne, 22.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılar …, …, …, … ve …’dan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
Davalı … şirketinin müterafik kusur itirazı yönünden yapılan değerlendirmede; müteveffanın genel beden travmasına bağlı klavikula kırığı ile birlikte kafa içi kanama beyin doku harabiyeti ve bunlara bağlı gelişen komplikasyonlar sonucu öldüğü belirlenmiş olduğundan, koruyucu kıyafet giymemesinin sonuca etkisi olmayacağı gibi, kaza tarihinde yürürlükte olan …Yönetmeliğine göre müteveffanın kask takma zorunluluğu da bulunmamaktadır. Olayda, başkaca müterafik kusur hali de tespit edilemediğinden, hüküm altına alınan tazminat kalemlerinden indirim yapılmamıştır.
Davalılar …, …, … ve …, müştereken malik oldukları … plakalı araçlarını dava dışı …’a kiraladıklarını ileri sürerek husumet itirazda bulunmuş ve davanın bu kişiye ihbarını istemişlerdir.
2918 sayılı KTK’nun hükümlerine göre trafik kaydı, “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenin 3. kişi olmasını engelleyen bir yasa hükmü de yoktur. Aynı Yasanın 3. maddesinde, “işleten; Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin olan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 85. maddesinde ise, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenlenme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (….) artık üzerinde fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının bulunmaması durumlarında, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan ekonomik yönden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse …’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Davalı kayıt malikleri tarafından adi şekilde düzenlenmiş kira sözleşmesi dışında hiç bir belge ibraz edilmemiştir. Dosyaya kazandırılan belediye, vergi, …, muayene ve oda kayıtlarından da dava dışı …’ın işleten olduğuna dair hiç bir delil bulunamamıştır. Dinlenen tanık beyanlarından da net bir sonuca ulaşmak mümkün olmamıştır. Öte yandan, dava dışı …, ihbara rağmen yargılamaya müdahil olmamış, beyanda bulunmamıştır. Yanı sıra sürücü … soruşturma aşamasındaki beyanında … plaka sayılı aracın sürücüsü olduğunu ve işletmeciliği yaptığını kabul etmiştir. Bu durumda, ibraz edilen adi yazılı kira sözleşmesinin her zaman düzenlenmesinin mümkün olması ve dosyaya kazandırılan deliller karşısında; araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanmanın kime ait olduğu belirlenmediğinden dava dışı …’ın işleten olarak kabulü mümkün değildir.
Her ne kadar davalı kayıt malikleri vekili tarafından davalı sürücü …’nın isticvabı talep edilmiş ise de; davalı sürücü, davaya cevaplarında; davalı kayıt malikleri ile dava dışı … arasında … plaka sayılı aracın kiralanmasına dair sözleşme olduğunu beyan ve kabul etmiş, davanın, dava dışı …’a ihbarını talep etmiştir. Böylece, isticvap ile istenilen hususlarda davalı sürücünün açıkça beyanda bulunduğu görülmüştür. Ancak, davalı …’nın, isticvap talep edilen vakıalar hakkında, dava dışı … aleyhine bağlayıcı beyanda bulunması mümkün görülmediğinden, isticvab talebinin reddine karar verilmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
Davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine;
1-Davacı … tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminatı davasının kabulüne; 242.608,06 TL’nin 22.09.2019 ölüm tarihinden (davalı … şirketi yönünden ise poliçe teminat limitiyle sınırlı olmak ve 07/07/2020 temerrüt tarihinden) itiaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı… tarafından açılan destekten yoksun kalma davasının reddine,
3-Davacıların manevi tazminata davasının kısmen kabulüne; davacı … lehine 30.000,00 TL, davacı… lehine 15.000,00 TL, davacı … lehine 15.000,00 TL, davacı …lehine 15.000,00 TL olmak üzere toplam 75.000,00 TL manevi tazminatın 22.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılar …, …, …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya dair istemlerin reddine,
4.Maddi tazminat yönünden davacı taraflar kendini vekille temsil ettirdiğinden …. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 36.965,13TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a ödenmesine,
5- Reddedilen maddi tazminat yönünden davalı taraflar kendini vekille temsil ettirdiğinden …. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 100,00TL vekalet ücretinin davacı…’tan tahsili ile kendisini vekil ile temsil ettiren davalılara ödenmesine,
6- Manevi tazminat yönünden davacı taraflar kendini vekille temsil ettirdiğinden …. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren davacı … lehine 9.200,00 TL, davacı… lehine 9.200,00 TL, davacı … lehine 9.200,00 TL, davacı …lehine 9.200,00 TL olmak üzere toplam 36.800,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, …, …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine,
7-Manevi tazminat yönünden reddedilen kısım üzerinden hesaplanan takdiren davacı … lehine 9.200,00 TL, davacı… lehine 9.200,00 TL, davacı … lehine 9.200,00 TL, davacı …lehine 9.200,00 TL olmak üzere toplam 36.800,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılara ödenmesine,
8-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 21.695,81-TL harçtan peşin alınan 516,09-TL, yargılamanın devamı aşamasında yatırılan 642,80.-TL ıslah harcı, 183,00 TL bedel attırım harcı olmak üzere toplam 1.341,89-TL harcın mahsubu ile bakiye 20.353,92.-TL harcın (davalı … şirketinin 12.574,29-TL ile sınırlı olmak kaydıyla) davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
9- Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan başvurma harcı, peşin harç, vekalet harcı, bedel attırım ve ıslah harcı toplam 1.409,69-TL yargılama harcının davalılardan (davalı … şirketinin 870,88-TL ile sınırlı olmak kaydıyla) müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
10- Davacı tarafından maddi ve manevi tazminat için yapılan tebligat, müzekkere ve posta gideri olarak 450,50 TL, bilirkişi ücreti olarak 2.000,00.-TL yapılan toplam 2.450,50-TL yargılama giderinin red/kabul oranına göre 1.981,88-TL’nin (davalı … şirketinin 1.513,87-TL ile sınırlı olmak kaydıyla) davalılardan müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
12-…faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, …Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca … bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL …ücretinin, red/kabul oranına göre 252,44 TL’sinin davacılardan, 1.067,56 TL’nin (davalı … şirketinin 815,47-TL ile sınırlı olmak kaydıyla) davalılardan müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin, bir kısım davalılar vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile …Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır