Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/250 E. 2021/331 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/250 Esas – 2021/331
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/250 Esas
KARAR NO : 2021/331

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/02/2021
KARAR TARİHİ : 29/04/2021
KARAR Y.TARİHİ : 17/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı Asıl Dava Dilekçesinde, 23.12.2020 tarihinde, Uğur Mumcu Parkında aracını çalıştırdığını, aracın çalışmaması üzerine, aracının sigortacısı olan davalı şirketin çağrı merkezini aradığını, araç için çekici yönlendirdiklerini, aracın çekiciye yüklenmesi sırasında aracın korunması için gerekli tedbirlerin usulen alınmadığını, daha sonra araçta bir kısım hasar ve zarar meydana geldiğini farkettiğini, bu konuda davalı şirkete yapılan girişimlerden sonuç alamadığını, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 25.000 TL miktarın, davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı tarafa tebligat çıkarılmamıştır.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, 23/12/2020 tarihinde davacı tarafın aracını ferdi kaza sigorta poliçesi ile sigortalayan davalı sigorta şirketinin çekici hizmeti esnasında davacının aracında meydana gelen zararın tazminine ilişkindir.
Davanın esasına ilişkin olarak değerlendirme yapılmadan önce taraflar arasındaki uyuşmazlığın tüketici işlemi niteliğinde olup olmadığı ve bu tür uyuşmazlıklarda hangi mahkemenin (Tüketici Mahkemesi veya Asliye Ticaret Mahkemesi) görevli olacağı konusunun belirlenmesi zorunludur.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da yapılan düzenlemelere göre, Tüketici; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade eder. Tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan taşıma, eser, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder (TKHK.m.3/k,l).
6502 sayılı TKHK.m.2 hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, bu kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar. Tüketici işlemlerinde taraflardan birisi daima tüketici, sözleşmenin karşı tarafı ise gelir elde etme amacıyla bu işi yapan satıcı, sağlayıcı, imalatçı, ithalatçı hizmet veren, banka, yüklenici, taşıyıcı, sigortacı veya bunlar gibi gelir elde etme amacıyla bu işleri yapan gerçek veya tüzel kişilerdir. Tüketici işleminin karşı tarafı olan müteşebbisin (girişimcinin) gerçek kişi tacir, esnaf veya TTK anlamında ticaret şirketi olmasının herhangi bir önemi yoktur. Burada önemli olan gelir elde etme amacıyla bu işi yapan bir kişinin bulunmasıdır. Sözleşmenin yapıldığı veya olayın gerçekleştiği tarihin mülga 4077 sayılı TKHK döneminde gerçekleşmesinin de herhangi bir önemi yoktur. Mülga 4077 sayılı TKHK ‘nın yürürlükte olduğu dönemde, yüksek yargıtay tüketici işlemi ile ilgili olmak üzere bazı sözleşmelerin tüketici işlemi sayılamayacağını kabul etmiştir. Ancak 6502 sayılı TKHK 3/l, 83 madde hükmünde yapılan açık düzenleme ile bu sınırlamaların tamamı ortadan kaldırılmıştır.
Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK 4, 5. madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın mutlak ticari dava olması veya sözleşmenin TTK’da ya da başka kanunlarda düzenlenmesinin herhangi bir önemi yoktur (6502 sayılı TKHK m.83). Bu nedenle örneğin, taraflardan biri tüketici, karşı tarafı müteşebbis olan uyuşmazlık konusunun kambiyo senedi, sigorta sözleşmesi, taşıma sözleşmesi, eser sözleşmesi ya da başka bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur.
Açılan bu davada tüketici konumunda olan davacının aracının taşınması sırasında meydana zarar nedeni ile kendi sigorta şirketine, hak sahibi olarak bu davayı açmıştır. Taraflar arasında yapılan taşıma sözleşmesi ve sigorta sözleşmesi tüketici işlemi niteliğinde olduğundan bu tür uyuşmazlıklarda Tüketici Mahkemesi görevli ve yetkilidir.
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla belirlenir (HMK m.1). Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkili olur (HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
Tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki uyuşmazlığın tüketici işlemi niteliğinde olan Ferdi Kaza Koltuk Sigortası’ndan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, tüketici işleminden kaynaklanan bu tür uyuşmazlıklarda Tüketici Mahkemesi görevli ve yetkili olduğundan mahkememizin görevsizliği nedeniyle, davanın usulden reddine, süresinde ve istek halinde dosyanın HMK 1, 20 maddeleri uyarınca, görevli ve yetkili Ankara Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ SEBEBİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Süresinde ve istek halinde dosyanın görevli Ankara Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK.323 ve 331 maddeleri uyarınca görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/05/2021