Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/245 E. 2022/367 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/245 Esas – 2022/367
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/245 Esas
KARAR NO : 2022/367

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/04/2021
KARAR TARİHİ : 02/06/2022
KARAR Y.TARİHİ : 08/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, müvekkili firma ile davalı firma arasında “İkinci El Kalıp Alım Satım Sözleşmesi” akdedildiğini, bu kapsamda müvekkili firma tarafından sözleşme ediminin eksiksiz yerine getirilerek, sözleşme konusu malların davalıya teslim edildiğini, müvekkili firma tarafından, davalı firmaya satılan malzemeler için 07.10.2019 tarihli, 1.308.617,64 TL bedelli fatura düzenlenerek davalı firmaya gönderildiğini ve davalı tarafından fatura kayıtlarına işlenmiş olduğunu, müvekkili firma tarafından fatura bedelinin bir kısmının tahsil edildiğini; ancak cari hesaptan kaynaklanan 9.617,64 TL bakiye alacağın davalı tarafından müvekkili firmaya ödenmemiş olduğunu, sözleşmedeki ödeme planına göre sözleşme bedelinin; %25’i nakit ödeme, peşinat harici kalan miktarın %50’si 2 ay vadeli çek, %50’si ise 3 ay vadeli çek ile ödenmesinin kararlaştırılmış olduğunu, peşinat harici kalan miktarın %50’si 3 ay vadeli çek, %50’si için ise 4 ay vadeli çek verilmiş olduğunu, davalı tarafından sözleşmede belirlenen ödeme koşullarına riayet edilmediğini, bu nedenle müvekkilinin çekler için faktoring firmalarına 39.250,00 TL vade farkı ödemek zorunda kaldığını, vade farkı için müvekkili firma tarafından 30/10/2019 tarihli, 39.250,00 TL bedelli “factoring vade farkı yansıtma faturası” düzenlenerek davalı firmaya gönderildiğini, ancak davalı tarafından vade farkından kaynaklanan fatura bedelinin müvekkili firmaya ödenmemiş olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; cari hesaptan kaynaklanan 900,00 TL bakiye alacak ile vade farkı faturasından kaynaklanan 100,00 TL alacak olmak üzere toplam 1.000,00 TL alacağın, temerrüt tarihi olan 16.11.2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı firmadan tahsili ile müvekkili firmaya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 05/05/2022 tarihli ıslah dilekçesinde; dava dilekçesinde 900,00-TL olarak belirttikleri “cari hesaptan kaynaklanan bakiye alacak” taleplerini 8.717,64-TL arttırarak 9.617,64-TL olarak ıslah ettiklerini bildirmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçelerinde, müvekkili şirketin, davacıya sözleşmeden veya vade farkından kaynaklanan bir borcunun bulunmadığını, davacı ile müvekkil şirket arasında imzalanan sözleşmenin tutarının KDV dahil 1.165.628-TL olup davacının bu tutardan alacağı kalmadığını, taraflar arasında imzalı bulunan sözleşmede vade farkı uygulanacağına dair bir hüküm bulunmadığını, Yargıtay İçtihatı Birleştirme Genel Kurulunun 27.06.2003 tarih ve E.2001/1,K.2003/1 sayılı kararında, taraflar arasında yazılı sözleşme yapılması veya vade farkı talep edilmesi yönünde teamül oluşmamış ise, vade farkı için ayrıca düzenlenen faturaya istinaden vade farkı istenemeyeceğinin belirtilmiş olduğunu, peşin ödenmesi gereken semenin belirlenen tarihte ödenmemiş olması nedeniyle, faiz ödeme borcunun dışındaki ek külfet ve nakdi ödemeye “vade farkı” adı verildiğini, davacının çek tutarlarını erken tahsil etmek maksadı ile çekte mündemiç alacağı devrettiği faktoring firmalarına ödediği 39.250,00 TL faktoring komisyonunu “vade farkı”adı altında talep etmekte olduğunu, davacının, müvekkil şirketi açık bir şekilde ibra etmiş olduğunu, davacının, sözleşme kapsamında bozuk teslim ettiği ve toplam tutarı 12.695-TL olan ürün bedelinin alacaklarından mahsup edilmesini kabul etmiş olduğunu belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, cari hesap ve vade farkı faturasından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Arabuluculuk son tutanağı, İkinci El Kalıp Alım Satım Sözleşmesi örneği, fatura örnekleri, bilirkişi raporları ve diğer bilgi ve belgeler dosya içerisinde mevcuttur.
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 29/11/2017 tarihli ticaret sicil gazetesi örneğinin incelenmesinde; … Yapı Mühendislik Mimarlık Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’nin sermayesinin, 1000,00 TL değerinde, 2000 paya ayrılmış toplam 2.000.000,00 TL olduğu ve şirketin tek yetkilisinin … olduğu anlaşılmıştır.
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 24/12/2019 tarihli ticaret sicil gazetesi örneğinin incelenmesinde; … İnşaat Malzemeleri Elektrik Üretim Nakliye İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin sermayesinin 2000 paya ayrılmış toplam 2.000.000,00 TL olduğu, şirketin yetkililerinin …, Abdul Kadir …, Ali İhsan … olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafın ticari defterleri üzerinde mahkememizce; davalı tarafın ticari defterleri üzerinde talimat yolu ile bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup; bilirkişi rapor ve ek raporları dosya içerisinde mevcuttur.
Somut olayda; taraflar arasında İkinci El Kalıp Satış Sözleşmesi imzalandığı, davacı tarafından, bu sözleşmeye istinaden, satışı yapılmış malzemelerin 15 adet sevk irsaliyesi ile davalıya teslim edildiği ve 07.09.2019 tarih ve 14142 nolu “çelik kalıp malzemeleri”ve “çelik kalıp iskele malzemeleri” açıklamalı 1.308.617,64 TL’lik fatura düzenlendiği, 09/08/2019-07.01.2020 tarihleri arasında 1.299.000,00 TL ödeme yapıldığı, ikinci el inşaat malzemeleri satışından kaynaklı 9.617,64 TL’nin ödenmediği ve belirlenen ödeme koşullarına riayet edilmemesi nedeniyle davacının aldığı çekler için faktoring firmalarına 39.250,00 TL vade farkı ödemek zorunda kaldığı iddiası ile 30.10.2019 tarihli, Seri A, 029266 sıra numaralı, 39.250,00 TL bedelli”factoring vade farkı yansıtma faturası” düzenlediği ve bu bedellerin davalı şirketten tahsili istemiyle işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde toplanan deliller, fatura örnekleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre; taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin mevcut olduğu, söz konusu hizmetin niteliği ve teslimi konusunda bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı tarafa ait ticari defterlerin incelenmesinde; taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca oluşan cari hesapta, davacı tarafından düzenlenen 1.308.617,64 TL bedelli fatura karşılığında 1.299.000,00 TL ödeme yapıldığı ve davalının bakiye 9.617,22 TL borcunun kaldığı, davacı tarafından davalı adına düzenlendiği iddia edilen 30.10.2019 tarihli, “factoring vade farkı yansıtma faturası” açıklamalı, 39.250,00 TL bedelli faturanın defterleri üzerinde kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafa ait ticari defterlerin incelenmesinde; davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş 07.10.2019 tarih ve 014142 nolu ve 1.308.617,64 TL tutarlı bir adet fatura bulunduğu, davacı kayıtlarında, davalı tarafından yapılan nakit ödemeler ve alınmış çeklerin kayıtlı olduğu, davacı tarafından davalı adına düzenlendiği iddia edilen 30.10.2019 tarihli, Seri A 029266 sıra numaralı “factoring vade farkı yansıtma faturası” açıklamalı, 39.250,00 TL bedelli faturanın ve buna ilişkin bir giderin defterler üzerinde kayıtlı olmadığı, davacının 31.12.2020 tarihi itibariyle, 120.1150107993 nolu Alıcılar Hesabı bakiyesinin 9.617,64 TL olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı ile ibralaştıklarını, davacının 41.000,00 TL ve 50.000,00 TL’lik çeklerle yapılan ödeme ile, davacı şirket adına … imzasıyla “… İnşaat ve … Yapı arasında alacak ve verecek kalmamıştır, hesap kapanmıştır.” notunun yazılı olduğuna atıfla borçlarının olmadığını iddia etmiş ise de; Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 29/11/2017 tarihli ticaret sicil gazetesine göre şirketin tek yetkilisinin … olduğu , …’… böyle bir yetkiye sahip olduğuna ilişkin bir belge bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin, ibra nedeniyle borçlarının olmadığı savunmasına itibar edilmemiştir.
Sonuç olarak; taraf defter ve kayıtlarına göre, taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden, davacı tarafından düzenlenmiş 1.308.617,64 TL faturaya dayalı olarak davalı tarafından 1.299.000,00 TL tutarında ödeme yapıldığı ve davacının 9.617,64 TL bakiye alacağı kaldığı anlaşılmakla, bakiye alacak yönünden ıslah dilekçesi doğrultusunda, davacı tarafın talebinin kabulüne; davacı tarafından düzenlendiği iddia edilen 30.10.2019 tarihli, Seri A 029266 sıra numaralı “factoring vade farkı yansıtma faturası” açıklamalı, 39.250,00 TL bedelli faturanın, davacı ve davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı anlaşılmakla, vade farkından kaynaklanan alacak talebinin reddine karar verilerek; aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle;
HÜKÜM :

1-Davanın Kısmen Kabulü ile; 9.617,64 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,

Fazlaya ilişkin istemin reddine,

2-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,

3-Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,

4-Davacı tarafından yapılan; 67,80 TL başvuru ve vekalet harcı, 1.750,00 TL bilirkişi ücreti, 199,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.016,80 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.996,05 TL’nin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,

5-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,

6-Alınması gerekli 656,98 TL harçtan peşin ve ıslahla alınan 208,18 TL harcın düşümü ile arta kalan 448,80 TL harcın davalı tarafdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,

7-Peşin ve ıslahla alınan 208,18 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,

8-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 13,58 TL’sinin davacıdan, 1.306,42 TL’sinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,

Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/06/2022