Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/238 E. 2021/400 K. 07.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/238 Esas
KARAR NO : 2021/400

DAVA : Alacak (Hisse senedi yatırım işlemlerinden kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/11/2020
KARAR TARİHİ : 07/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hisse Senedi Yatırım İşlemlerinden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, yurt dışında yaşayan müvekkili …’in biriktirdiği parayı nasıl değerlendireceği konusunda …Bankası … şubesinden bilgi aldığını, … ’ta bulunan …bankasına yönlendirildiğini, Kentpark …Yatırım Menkul Kıymetler Şubesine giden müvekkilinin … şubesinden tanıdığı… ile karşılaştığını ve onun da önerisiyle şube yetkilileri ile görüştüğünü, görüşmesinde 325.000 TL birikimi olduğunu bunu altın ve repoya yatırmak istediğini beyan ettiğini, ancak …Yatırım Menkul Kıymetler yetkililerinin müvekkilini altına yatırım yapma isteğinden vazgeçirip birikimini Borsada değerlendirmeye ikna ettiklerini, kendi bilgisinin çok olmadığı borsa konusunda bankacıların bilgisine güvendiğini, Yargıtay E. 201311-2426 K.2015/1540 sayılı kararında bu konu üzerinde durulduğunu, taahhüdü verenin bir banka olmasının söz konusu ise güven kurumu olarak basiretli bir tacir gibi davranması gerektiği ve objektif özen yükümlülüğünü yerine getirmek zorunda olduğunu, konu olayda müvekkilinin basiretli bir tacir gibi davranma zorunluluğu yokken bankanın ve çalışanlarının böyle bir zorunluluğu olduğunu, müvekkilinin de bu esasa güvenerek işlem yaptığını, 23 Aralık günü şube yetkilisinin müvekkilini arayarak…’nun bankadaki hesabı kapatıp yatırım hesabına aktarmadığı bilgisini verdiğini, müvekkilinin gün içinde …Bankası Etimesgut Şubesinde bulunan … hesabını kapatarak yatırım hesabına aktarmasını rica ettiğini, duygu hanım 250.000TL’yi yatırım hesabına aktardığını, böylece müvekkilinin 250.000.TLsinin artık borsada değerlendirilmeye alındığını, şube yetkililerinin verdiği söze göre müvekkilinin yurtdışında yaşaması nedeniyle bilgilendirmenin internet aracılığıyla …E-TRADER üzerinden olacağı ve müvekkilinin hesabına kolaylıkla bakabileceği fakat müvekkilinin birçok kez talepte bulunmasına rağmen internet bankacılığı açma taleplerinin ertelenmek suretiyle durumun saklanmasının sağlandığını, şüphelilerin ise borsanın iniş çıkışından bağımsız olarak müvekkilinin bilgilendirme işlerini sürekli ertelediklerini, durumun kötüye gitmesine rağmen uyarıda bulunmadıklarını, alternatif ve etkili bir çözüm yolu önermediklerini, hesap hareketlerinin hiçbir şekilde müvekkili ile resim yollardan paylaşılmadığını, internet bankacılığının hemen açılmadığını, müvekkilinin defalarca aramaları sonucunda nihayet mart ayında açıldığını, bu nedenle hesap hareketlerinin müvekkili tarafından görülmediğini ve takip edilemediğini, sadece yatırım danışmanlarıyla whatsapp üzerinden yapılan yazışmalarla müvekkilinin yatırım hesabının yönetildiğini, 05.01.2020 sabahı telefonla müvekkilini arayarak acil müvekkilinden para talep ettiklerini, borsanın kötü olduğunu, her şeyi kaybedeceklerini söylediğini, bunun üzerine müvekkilinin 122.000 TL borç para bularak hesabına gönderdiğini, bu miktarla birlikte müvekkilinin hesabının 445.000 TL olduğunu, sonrasında müvekkilinin yoğun ısrarla ile açılan internet hesabında 445.000 TL’den 306.000 TL kaldığını gördüğünü ve hemen Gökay Biçer’i aradığını, zararın neresinden dönerse kardır lütfen hesabımı kapatın diye müvekkilinin adeta yalvardığını, yatırım uzmanının parayı garantiye aldım kazandıracağım yine merak etmeyin diyerek müvekkilini iknaya çalıştığını, müvekkilinin hesabından 180.000.TL çekmek istediğini, 180.000.TL’nin bankaca müvekkiline ödendiğini, bakiye kalan 265.000.TL üzerinden VIOP işlemlerine yatırım danışmanı tarafından devam edildiğini, müvekkilinin yatırımını kaybetmeye başladıktan sonra şüphelilerden Gökay BİÇER’in ‘’borsa düşüyor, opsiyonların yarısını satıyorum, altın dolar hisse alarak zararı çıkartırım, siz bana bırakın” sözlerine son bir umut ile inanmış fakat yatırım uzmanı bu kişinin verdiği sözün de asılsız çıktığını, müvekkilinin para kaybetmeye devam ettiğini, müvekkilinin hesabında 260.000 TL olarak gözüken hesabın kısa sürede 179.000.TL ye düştüğünü, bunun üzerine müvekkilinin kendisini sürekli kandırarak iknaya çalışıldığını anladığını, ve hemen Türkiye’ye ilk uçakla geldiğini, …Yatırımlar Menkul Kıymetler şirketine giden müvekkilinin; Gökay Biçer’le yaptığı görüşme sonrası 120.000.TL kadar zararı olduğunu bunu kurtarabileceklerini söyleyerek müvekkilini yine kandırmaya çalıştıklarını, ertesi gün Dilek ARSLANER’in müvekkilini arayarak pozisyon açmamız lazım onay verin dediğini, müvekkilinin pozisyon açmanın ne olduğunu bilmeden işlemi gerçekleştiğini, ertesi gün hesabının 40.000.TL eksiye düştüğünü görünce artık isyan ettiğini, dünya genelindeki pandemi nedeniyle müvekkilinin apar topar Hollanda’ya geri döndüğünü, en son 23 Mart 2020 günü hesabının yazık ki sıfırlandığını, müvekkilinin yurtdışında zor şartlar altında yaptığı yüklü birikiminin şüpheliler tarafından önemsenmemesi, günden güne değer kaybetmesine rağmen müdahele edilmemesi veya yanlış müdahele edilmesi tüm yatırımını kaybeden müvekkilini maddi ve manevi olarak çok büyük zarara soktuğunu, yaptığı araştırmalar sonucu …Yatırımlarla ilgili internet şikayet var hattında pek çok şikayet olduğunun görüldüğünü ileri sürerek Menkul Kıymetlerde hisse senedi yatırımı nedeniyle Ayıplı banka hizmetinden doğan 265.000.TL nin yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, davalı banka ile yapılan Sermaye araçları alım satım aracılığı çerçeve sözleşmesinin iptalini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçelerinde, davacının, parasını sadece mevduatta değerlendirmek istemediğini, farklı yatırım araçlarına yönelmek istediğini beyan ederek, müvekkil şirkette yatırım yapma kararı aldığını ve müvekkil şirkette yatırım hesabı açıldığını, davacı ile yapılan 23.12.2019 tarihli görüşmede davacıya ne kadar paranın VİOP’a aktarılacağı sorulmuş ise de davacının “hepsini aktar” şeklinde talimat verdiğini, aynı gün yapılan görüşmede ise 250.000.-TL.nin kendisi tarafından internet bankacılığı ile kalanın da müşteri temsilcisine verdiği talimat ile yatırım hesabına aktarılması konusunda mutabık kalındığını, davacının, 19.12.2019 tarihli Sermaye Piyasası Araçları Alım Satım Aracılığı Çerçeve Sözleşmesi Genel Hükümler, 19.12.2019 tarihli Sermaye Piyasası Araçları Alım Satım Aracılığı Çerçeve Sözleşmesi Özel Hükümler, 19.12.2019 tarihli Pay Piyasası Araçları Alım Satım İşlem Aracılık Sözleşmesi, 19.12.2019 tarihli Pay ve Pay Benzeri Diğer Menkul Kıymetlere İlişkin Risk ve Fiyat Bilgilendirme Formu, 19.12.2019 tarihli Yatırım ve Hizmet Faaliyetleri Genel Risk Bildirim Formu, 08.01.2020 tarihli Vadeli İşlem ve İşlem Sonuç Formu Erişim tercih Talimatı, 09.01.2020 tarihli Sermaye Piyasası Araçları Özel Hükümler Türev Araçlar Alım Satım İşlem Aracılık Sözleşmesi, 09.01.2020 tarihli Vadeli İşlemler ve Opsiyon Piyasasına İlişkin Risk ve Fiyat Bilgilendirme Formu, 19.12.2019 tarihli uygunluk testi, 19.12.2019 tarihli Yerindelik Testi imzaladığını, davacının, işlemlerin risklerini ve boyutunu bildiğini, davacının, müşteri temsilcisi tarafından yönlendirildiği iddiasında ise, davacıya yönlendirme yapılmadığını, davacıya kesin bir kazanç veya getiri taahhüdünün ise hiç bir zaman verilmediğini, davacının hisse senedi işlemleri alım satım emirlerinin sözlü olarak verildiğini ve bu talimat veya işlemlere onayları mevzuata uygun olarak kayda alındığını belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, davacının hisse senedi yatırımı sebebiyle uğradığı zararın tazmini talebine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Dosya, Ankara 3. Tüketici Mahkemesi’nin 26/11/2020 tarih, 2020/407 E, 2020/413 K, sayılı görevsizlik kararı gereği mahkememize gönderilmiştir.
Mahkemelerin görevi kanunla belirlenir. Görev konusu dava şartı olup, mahkeme tarafından yargılamanın her aşamasında, talep halinde veya resen incelenebilir. Mahkememizde açılan bu davada öncelikle taraflar arasındaki uyuşmazlığın tüketici işlemi niteliğinde olup olmadığı ve ticaret mahkemesinin bu davada görevli olup olmadığının açıklığa kavuşturulması zorunludur.
Tüketici işlemi ile ticari iş kesişmesinin meydana geldiği hallerde, emredici şekilde tüketicinin korunması amaçlanmaktadır. Böylece tüketicinin bulunduğu işlemlerin, ticari iş sayılmasının yanında ayrıca tüketici işlemi olarak kabul edilmesi gerektiği, kanunların çatışma içerisinde bulunduğu hâllerde; 6502 sayılı TKHK’nın gerek özel, gerekse sonraki kanun olması nedeniyle tüketici mevzuatının önceliğinin kabulü, isabetli bir çözüm yöntemidir (Ayhan, Rıza/Çağlar, Hayrettin: Ticari İşletme Hukuku -Genel Esaslar-, Ankara 2018, s. 24).
6502 sayılı TKHK.m.2 hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, Tüketici Kanunu her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar. Tüketici işlemlerinde taraflardan birisi daima tüketici, sözleşmenin karşı tarafı gelir elde etme amacıyla bu işi yapan satıcı, sağlayıcı, imalatcı, italatcı, hizmet veren, banka, yüklenici, taşıyıcı, sigortacı veya bunlar gibi gelir elde etme amacıyla bu işleri yapan gerçek veya tüzel kişidir. Tüketici işleminin karşı tarafı olan müteşebbisin (girişimcinin) gerçek kişi tacir, esnaf veya TTK. anlamında ticaret şirketi olmasının herhangi bir önemi yoktur. Önemli olan gelir elde etme amacıyla bu işi yapan bir kişinin bulunmasıdır. Sözleşmenin yapıldığı veya olayın gerçekleştiği tarihin mülga 4077 sayılı TKHK döneminde gerçekleşmesinin de herhangi bir önemi yoktur (6502 sayılı TKHK 3/1-l; 83 ).
Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK 4, 5 madde hükümleri kapsamında kalan 6102 sayılı TTK ve diğer kanunlarda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur (6502 sayılı TKHK m.83). Bu nedenle örneğin, taraflardan biri tüketici karşı tarafı müteşebbis olan uyuşmazlık konusunun kambiyo senedi, sigorta sözleşmesi, taşıma sözleşmesi veya eser sözleşmesi ya da başka bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Ayrıca 6502 sayılı TKHK’nın 83. maddesinde yapılan açık düzenleme uyarınca, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlene olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Tüketici Kanunu’nun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73. maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” ifadesi ile tüketici mahkemelerinin görev alanı tüketici işlemleri ile sınırlandırılmıştır. Aynı Kanun’un 3/l. maddesinde ise, “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem, tüketici işlemi” olarak tanımlanmıştır.
Mahkemelerin görevi, ancak Kanunla belirlenir (HMK m.1). Kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir Kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkilidir(HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
07.11.2013 tarihinde kabul edilip, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde tüketici, “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler” olarak tarif edilmiş, 3/1-(l) maddesinde ise “Bankacılık” sözleşmeleri de “Tüketici işlemleri” arasında sayılmıştır. Kanunun 73/1. maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri”nin görevli olduğu belirtilmiş; 83/2. maddesinde ise “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, dosyanın tüketici mahkemesinin görevsizlik kararına istinaden mahkememizde görülmeye başlandığı ve mahkemenin görev koşulunun uyuşmazlık konusu olduğu; davacının gerçek kişi olduğu, davacı gerçek kişinin davalı bankada, hisse senedi yatırımı yaptığı ve zarara uğradığı, bu sebeple uğradığı zararın tazmini talebine ilişkin bu davayı açtığı, dava konusu işlemlerin ve uyuşmazlığın tüketici işlemine yönelik olduğu, keza Yargıtay … Hukuk Dairesinin 01.10.2020 tarih, 2019/638 Esas, 2020/3753 Karar ve 04/02/2021 tarih, 2020/1357 Esas, 2021/873 Karar sayılı menkul kıymetler yatırım kuruluşlarının menkul işlemlerine ilişkin Tüketici Mahkemelerinin kararlarına göre davaya bakma görevi, tüketici mahkemesine ait olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, görevli mahkemenin Ankara Tüketici Mahkemesi olduğunun tespitine karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle;
HÜKÜM :
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ SEBEBİYLE USULDEN REDDİNE, görevli mahkemenin Ankara Tüketici Mahkemesinin OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Mahkememiz tarafından karşı görevsizlik kararı verilmiş olduğundan,
a) Mahkememiz kararı aleyhine süresinde ve usulüne uygun şekilde istinaf yoluna başvuru yapılması durumunda dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
b) Mahkememiz kararının istinaf yoluna başvurulmadan kesinleşmesi durumunda HMK 22 madde hükmünde öngörüldüğü şekilde daha önce tarafları aynı ve dava konusu aynı dava hususunda Ankara … Tüketici Mahkemesi’nde görevsizlik kararı verilmekle işbu davaya ilişkin iki mahkeme arasındaki olumsuz görev uyuşmazlığını gidermek ve yargı yerininin (görevli mahkemenin) belirlenmesi için dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/06/2021
Katip …

Hakim …