Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/221 E. 2022/581 K. 10.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/221 Esas – 2022/581

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/221 Esas
KARAR NO : 2022/581
DAVA : Adi Ortaklığın Feshi
DAVA TARİHİ : 07/04/2021
KARAR TARİHİ : 10/10/2022
KARAR Y.TARİHİ : 14/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Adi Ortaklığın feshi (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili şirket arasında … Bankası A.Ş. tarafından 2013/139687 ihale kayıt numarası ile ihaleye çıkartılmış olan ve ortak girişim olarak ihalesi kazanılan … Atıksu ve Arıtma Tesisi İnşaatı Yapım İşi’ni yerine getirmek amacıyla 31/10/2013 tarihli Ortak Girişim Sözleşmesi akdedildiğini ve adi ortaklık kurulduğunu, taraflar arasında akdedilen ortak girişim sözleşmesine göre katılım paylarının %99 ‘u davalı … Yapı’ya %1’i ise müvekkili şirkete ait olduğunu, taraflar arasında kurulmuş adi şirketin kuruluş sözleşmesinin 10. maddesinde işveren İdare’nin ihalenin iptali veya işin sonlandırıldığının bildirilmesi ile ortaklığın sona ereceğinin düzenlendiğini, … sahibi idarenin 17/10/2019 tarihli yazısı ile … Atıksu Arıtma Tesisi İnşaatı İşinin Feshedildiğinin ortaklığa bildirildiğini, … sahibi idare tarafından işin fesih edildiğinin bildirilmesi gerekçesi ile adi ortaklığın sona erdiği ve tasfiye süresinin tamamlanması için davalı şirketten ihtarname ile talep edildiğini, ihtarnameye rağmen davalı şirketin tasfiye sürecinin yürütülmesine yanaşmadığını, herhangi bir işlem yapmadığını, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri sebebiyle 31/10/2013 tarihli Ortak Girişim Sözleşmesinin kuruluş amacı olan işin, feshedilmesi ve hatta imkansız hale gelmesi neticesinde adi ortaklığın sona erdiğini, taraflar arasında tasfiye sürecinin yürütülemediğini belirterek sözleşmenin 10. maddesi ve BK 639/1 gereğince sona eren adi ortaklığın sona erdiğinin tespiti ile tasfiye sürecinin yürütülmesi amacıyla tasfiye görevlisinin atanmasına, tasfiye sürecinin yürütülmesi ile sonlandırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA :
Davalı şirkete dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, süresi içerisinde davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki adi ortaklığın sona erip ermediğinin tespiti ile sona ermiş ise tasfiye istemine ilişkindir.
Ortak Girişim Sözleşmesi örneği, imza sirküleri, T…. Bankası müzekkere cevabı, Seğmenler Vergi Dairesi müzekkere cevabı, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü müzekkere cevabı, … Bankası Anonim Şirketi müzekkere cevabı, SGK müzekkere cevabı, bilirkişi raporu ve diğer bilgi belgeler dosyada mevcuttur.
Dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 17/03/2022 tarihli raporunun sonuç kısmında özetle; Davacı … İnşaat Turizm ve Rent A Car Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’nin; sona erme
sebebi gerçekleşmiş adi ortaklığın sona erdiğinin tespiti ile tasfiyesinin tamamlanması talebiyle işbu
davanın ikame olunduğu, bir önceki bölümde izah edildiği üzere;
Tarafların bir araya gelerek adi şirket kurmalarındaki amacın, … Bankası tarafından ihale
edilen … (Merkez) Atıksu Arıtma Tesisi İnşaatı işinin yapımı ile sınırlı olduğu,
… Bankası’nın, Adi ortaklık ile imzalanan sözleşmeyi feshettiği, bu nedenle adi ortaklığın
kuruluş amacının ortadan kalkmış olduğu,
davacı tarafın pilot ortağa, adi ortaklığın tasfiyesi için ihtarname gönderdiği, lakin bir sonuç
alamadığı,
Türk Borçlar Kanununun 639 ve 644. maddeleri göz önünde bulundurulduğunda, davacı
tarafın tasfiye işleminin Mahkeme tarafından çözüme kavuşturulmasını talep etme hakkına sahip
olduğu,
Adi ortaklığın tasfiyesinin Mahkeme eliyle çözüme bağlanmasında bir sakınca bulunmadığı görüşü bildirilmiştir.
Dava, “adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi” davasıdır.
Yargıtay HGK’nun 04.07.2018 gün ve 2018/3-16 E. 2018/1315 K. sayılı emsal içtihadına göre, “Adi ortaklıklar, belli bir amacı gerçekleştirmek isteyen kimselerin bir araya gelerek oluşturdukları, ayrı bir kişiliği bulunmayan, kuruluş ve işleyişlerinde sıkı şekil kurallarına tabi olmamaları ve basit bir yapıya sahip bulunmaları nedeniyle uygulamada sıkça karşılaşılan özel borç ilişkisi mahiyetindeki birlikteliklerdir.
Bu nedenledir ki adi ortaklığa ilişkin düzenlemelere mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) özel borç ilişkileri bölümünde yer verilmiştir.
BK’nın 520’nci maddesinde “Şirket, bir akittir ki, onunla iki veya daha ziyade kimseler, saylerini ve mallarını müşterek bir gayeye erişmek için birleştirmeyi iltizam ederler.” düzenlemesi ile tanım bulan adi ortaklıkların madde metninden de anlaşılacağı üzere beş ana unsuru vardır: Sözleşme, şahsıslar, ortakların katılma payları, ortak amaç ve bu ortak amacın gerçekleştirilmesi.
Bu sözleşmeler tarafları için borç doğurucu niteliği, şahıs birliği olma yönündeki kurucu unsurundan daha ağır bastığı için borç doğuran sözleşmelerden sayılmakla birlikte, “karşılıklı borç doğuran sözleşme” olarak değerlendirilemez. Zira bu sözleşmelerde sadece ortakların katılma payı borçları arasında bir edimler birleşimi ilişkisi vardır (Yalman, M./Taylan, E.: Adi Ortaklık, Ankara 1976, s. 19). Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.12.1963 gün ve 4/26 E., 96 K. sayılı kararında da benimsendiği üzere adi ortaklıklar karşılıklı borçları kapsayan bir sözleşme olmayıp, herkesin belli bir amaca ermek için birtakım borçlar altına girdiği ve fakat bu borçların birbirinin karşılığı olarak değerlendirilemeyeceği sözleşmelerdir. Bundan dolayı ortaklıkta bir tarafın sermaye koyma borcunu yerine getirmekten kaçınması diğer tarafa yalnızca ortaklığın feshini isteme yetkisi verir.
Hiçbir ortaklık sonsuza dek bir birleşme değildir. Nitekim adi ortaklıklar da ortak amacın kalmaması, ortaklardan birinin ölümü, kısıtlanması, iflası veya sözleşmede belirlenen sürenin dolması suretiyle kendiliğinden sona erebileceği gibi ortakların bu yöndeki iradeleri yahut haklı nedenlere dayanan ortağın ortaklığın sona erdiğine karar verilmesi isteminin yerinde görülmesi suretiyle mahkeme kararı ile de sonlanabilir (BK. m.535).
Adi ortaklık, sona ermesiyle birlikte tasfiye aşamasına girer. Tasfiye, ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik bir usuldür ve yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların katılımı ile yapılır. BK’nın 538 ve devamı (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 642 ve devamı) maddelerinde düzenlenen tasfiye; bütün hesapların görülüp, ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır.
TBK’nın yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki 6101 sayılı Kanun’un 1’inci maddesinde; TBK’nın yürürlüğe girmesinden sonra gerçekleşecek tasfiyenin, TBK hükümlerine tabi olacağı düzenlenmiştir.
Bu durumda, tasfiye işlemleri gerçekleştirilirken; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’nun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, tasfiye işlemi Türk Borçlar Kanunu’nun 642’nci madde ve devamı hükümlerine göre gerçekleştirilmelidir.
BK ve TBK’nın adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin düzenlemeleri arasında tasfiye memuru ile ilgili hükümler dışında önemli bir farklılık bulunmamaktadır. TBK’nın 642 ve devamı maddeleri hükümlerine göre adi ortaklığın tasfiyesindeki aşamalar şu şekilde gerçekleştirilecektir:
Birinci aşamada; (taraflarca veya anlaşamamaları hâlinde mahkemece atanacak) tasfiye memuru tarafından ortaklığın sona erdiği tarih itibariyle ortaklığın aktif ve pasifi ile birlikte tüm mal varlığı belirlenerek hazırlanan mal varlığı bilançosu taraflara tebliğ edilmeli, bu husustaki itirazlar toplanacak delillere göre değerlendirilmeli,
İkinci aşamada; tasfiye memuru tarafından ortaklığın malvarlığına ilişkin satış ve nakte çevirme işlemi gerçekleştirilmeli,
Üçüncü ve son aşamada ise; yukarıdaki işlemler sonucu oluşan değerden, tasfiye memurları tarafından öncelikle ortaklığın borçları ödenmeli ve ortaklardan her birinin, ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve katılım payı geri verilmeli, bundan sonra bir şey artarsa, bu kazanç veya zarar da belirlenerek ortaklara paylaştırılmak üzere son bilanço düzenlenmelidir.
Bu aşamalardan sonra ise; tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre hâkim, tarafların hak ve yükümlülüklerini saptayıp, tasfiye işlemini sonlandırmalı ve bu doğrultuda hüküm oluşturmalıdır.
Her ne kadar BK’nın adi ortaklığın tasfiyesi ile ilgili hükümlerinde tasfiyenin tarafların rıza ve anlaşmaları ile yapılması esas tutulmuş ve tasfiyenin mahkeme eliyle gerçekleştirilmesi gerektiği yönünde bir kural öngörülmemiş ise de; esasen aralarında bir defa uyuşmazlık çıktıktan sonra alacak-borç kalemlerinin belirlenmesinde yeniden mutakabata varmaları uzak ihtimal olan ortakların da tasfiyenin uzlaşamadıkları her safhası için ayrı ayrı davalar açıp mahkeme kararı eliyle üzerlerine düşen yükümlülüklerin ifasını sağlamaya çalışmak yerine, birçok davaya yer kalmadan tek bir dava ile ortaklık mallarının satışını ve taraflar arasındaki hesap durumunu tespit etmek üzere karar verilmesini sağlamak, kanunun ruhuna daha uygun olacaktır.”
Yukarıda yazılı açıklamalar ışığında dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında … Bankası A.Ş. tarafından 2013/139687 ihale kayıt numarası ile ihaleye çıkartılan … Atıksu ve Arıtma Tesisi İnşaatı Yapım İşi’ne ilişkin adi ortaklık kurulduğu ve 31/10/2013 tarihli sözleşmenin akdedildiği, sözleşmeye göre; davalı … Yapı’nın %99, davacının ise %1 ortaklık payının bulunduğu, sözleşmesinin 10. maddesinde işveren İdare’nin ihalenin iptali veya işin sonlandırıldığının bildirilmesi ile ortaklığın sona ereceğinin düzenlendiğini, dava dışı idarenin 17/10/2019 tarihli yazısı ile … Atıksu Arıtma Tesisi İnşaatı İşinin feshedildiğinin ortaklığa bildirildiği, sözleşmenin 10. maddesi uyarınca fesih bildirimi ile birlikte adi ortaklığın sona erdiği ve tasfiyenin başlaması gerektiği, anlaşılmıştır. Mahkemece adi ortaklığın alacak ve borçları da dahil bütün malvarlığı araştırılmış, adi ortaklığın mallarının bulunmadığı, 674,31 TL’lik vergi borcunun ise davacı tarafından ödendiği, belirlenmiş, böylece ortaklığın tasfiyenin tamamlanması sağlanmıştır. Tasfiye sonrasında ortada herhangi bir mal ve alacak kalmadığından bu konuda bir paylaştırma yapılmamıştır.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın kabulüne; davacı … İnş. Turz. ve Rent A Car San. Tic. AŞ. ile davalı … Yapı Turizm Nakliyat İnşaat Madencilik Sanayi İç ve Dış Ltd. Şti. tarafından … (Merkez) atık su ve arıtma tesisi inşaatı yapım işine ait kurulan 31/10/2013 tarihli ortaklık sözleşmesinin fesih ve tasfiyesine,
2.Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 9.100,00 TL vekalet ücretinin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
3-Davacı tarafından yapılan (1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 136,70 TL posta, 59,30 TL başvuru harcı, 8,50 TL vekalet harcı) toplam 1.204,50 TL yargılama giderinin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
4-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın düşümü ile arta kalan 21,40 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Peşin alınan 59,30 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/10/2022