Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/220 E. 2022/394 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti
Adına Yargılama Yapmaya Ve Hüküm Vermeye Yetkili
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/220 Esas
KARAR NO : 2022/394

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/06/2010
KARAR TARİHİ : 08/06/2022
KARAR Y.TARİHİ : 10/06/2022

Yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili, … Anonim Ortaklığı Personeli Vakfı … Anonim Ortaklığında (…) pay sahibi olduğunu, 18/06/1984 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile vakfın …’da bulunan payının devletleştirildiğini, bu işlemin hukuksuz olduğunu, Anayasanın teminatı altında bulunan özel mülkiyet hakkına rağmen devletleştirilen payların nemaları ile birlikte ödenmesi gerektiği halde ödeme yapılmadığını, müvekkilinin paylarına, bedeli ödenmeden el konulduğunu. Vakfın mülkiyet hakkının varlığının tespiti için ticaret mahkemesine açtıkları davada; Yargıtay’ın, KHK ile devletleştirme yapılması nedeni ile mülkiyet hakkının karşılığının ancak tazminat olarak talep edilebileceğine karar verdiğini, bu nedenle … Anonim Ortaklığının bu günkü reel değerinin ve ayrıca müvekkil hissesine isabet eden nemaların hesaplanarak ve bunların hisse oranına ilavesi ile davacının hissesinin güncel gerçek değerinin tespitine, belirsiz alacak davası olarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 100.000.-TL’nin tahakkuk ettiği tarihten İtibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 28/02/2017 tarihli dilekçesinde, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere belirsiz alacak davası olarak açılan bu davada, 31/10/2016 tarihli bilirkişi raporunda mevduat faizine göre hesaplanan 61.974.551,97 TL’ye ıslah ettiklerini, bu tutarın dava tarihinden itibaren en yüksek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir
SAVUNMA :
Davalı … A.O Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde, açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, öncelikle husumet ve zamanaşımı itirazında buluduklarını, kabul anlamına gelmemek üzere, kısmi dava ve belirsiz alacak davası açılamayacağını, mevduat faizi talep edilemeyeceğini, vakıfların parasını mevduatta tutma zorunluluğu bulunmadığını, açılan dava tazminat davası niteliğinde olduğundan ve kaldı ki davalıların temerrüdünden de bahsedilemeyeceğinden mevduat faizi veya avans faiz talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı vekili cevap dilekçesinde, … Ana Statüsünün değiştirilmesinin üstünden 26 yıl geçtikten sonra açılan bu davanın öncelikle süre yönünden reddi gerektiğini, 233 sayılı KHK m.2/2 fıkra uyarınca İktisadi Devlet Teşekkülünün, teşekkül sermayesinin tamamı devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulduğunu, bu hüküm uyarınca, …’nun tüm hisselerinin Hazineye ait olduğunu, tasfiye veya satış yapılması durumunda, 233 sayılı KHK m.38 hükmünde yapılan düzenleme uyarınca iade yapılabileceğini, davacının önceki ana sözleşmeye dayalı ortaklığa bağlı olan hakları kendisine ancak tazminat olarak ödenmesini talep edebileceğini, Yargıtay uygulamasının da bu yönde olduğunu, davacı talebinin fahiş olduğunu, Hazine Müsteşarlığına dava açılmasının hukuki dayanağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, davacı Vakfın, davalı …’da bulunan ortaklık paylarının 1984 yılında 233 sayılı KHK ile Devletleştirilmesi nedeniyle payların rayiç değeri ve nemalar ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce 03/05/2017 tarihinde; “Davanın kısmen kabulüne, dava konusu 3.347.726,48 TL ‘nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiş, davacı … Personeli Vakfı vekilinin 28/06/2017 tarihli İstinaf başvurusu üzerine dosya İstinaf incelemesi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’ne gönderilmiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 2017/656 E, 2018/737 K, sayılı ilamı ile taraf vekillerinin İstinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyiz başvurusu üzerine dosya Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ne gönderilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2018/4521 E, 2020/2938 K, sayılı ilamında özetle; davacının anonim ortaklıktaki payının güncel ve gerçek değerini talep ettiğini, Mahkemece 1984 tarihindeki hisse değerine ticari faiz oranları uygulanmak suretiyle faiz işletilmesi ve her dönem başında faizin anaparaya eklenerek faize faiz yürütülmesi sonucunu doğuracak şekilde güncelleme yapılmış ise de, 1984 tarihindeki hisse değerinin hesap için esas alınmasının doğru olduğunu, benimsenen hesap yönteminin 818 sayılı BK’nun 104/3 maddesi uyarınca ” Geçmiş günler faizinin tediyesinde temerrüt sebebi ile faiz yürütülemez” hükmünün ihlali niteliğinde olduğu ve işbu hesap modelinin esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı bildirilerek Mahkememiz kararı bozularak kaldırılmıştır.
Yeniden yapılan yargılamada Yargıtay ilamı doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi ek raporlarında; davacının davalı …’daki %0,001925 oranındaki ortaklık payının 18.06.1984 tarihindeki değerinin 248,47 TL olduğu, davacının mülkiyet hakkının sona erdiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin ilamına göre davacının önceki ana sözleşmeye dayalı ortaklığa bağlı haklarının kendisine ancak tazminat talep hakkı verebildiği, bu çerçevede 18.06.1984 tarihinde davacı vakfın davalı …’da bulunan %0,001925 oranındaki ve 248,47 TL değerindeki ortaklık payının 10.06.2010 itibariyle ulaştığı diğer bir ifadeyle davacının talep edebileceği, tazminat tutarının ticari-bileşik faiz uygulanarak 3.347.726,46 TL olarak hesaplandığı, Yargıtay’ın bozma ilamı doğrultusunda 18.06.1984 tarihinde davacı vakfın davalı …’da bulunan %0,001925 oranındaki ve 248,47 TL değerindeki ortaklık payının 10.06.2010 itibariyle ulaştığı diğer bir ifadeyle davacının talep edebileceği tazminat tutarının yasal-basit faiz uygulanarak 2.324,67 TL olarak hesaplandığı, 29/11/2021 tarihli ek raporda ise; davacının davalı …’daki %0,001925 oranındaki ortaklık payının 18.06.1984 tarihindeki değerinin 248,47 TL olduğu, huzurdaki davanın tarihinin 10.06.2010 olduğu, buna göre davacının 18.06.1984 tarihindeki 248,47 TL’lik hissesinin 6 parametre dikkate alındığında (Ticari faiz, Amerikan doları, Bankalarca TL’na uygulanan ortalama mevduat faizi, Asgari Ücret artışı, Enflasyon Artış endeksi, Spot altın fiyatı) 10.06.2010 tarihindeki değerinin 4.551.542,16 TL olabileceği bildirilmiştir.
Dosya içeriği, Yargıtay ilamı ve alınan bilirkişi raporlarının incelenmesinde; davacı tarafın sahip olduğu şirket hisselerinin 233 sayılı KHK ile 1984 yılında Devletleştirildiği, yetki yasası ve KHK’nın yürürlükte olduğu, davacı tarafın Devletleştirilen şirket hisseleri için mahkeme tarafından takdir edilecek uygun tazminat talep edebileceği, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda, davacı …’daki ortaklık payının 18/06/1984 tarihindeki değeri olan 248,47 TL’nin dava tarihine denkleştirici adalet ilkesi çerçevesinde (döviz kurları, altın, gümüş, faiz, enflasyon, menkul kıymet endeksleri ve maaş artışları vs) 29/11/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda uyarlanması sonucu davacı tarafın talep edebileceği miktarın 4.551.542,16 TL olduğu nazara alınarak aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabulü yoluna gidilmiş bu miktarın dava tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Davanın kısmen kabulü ile 4.551.542,16 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Karar ve İlam Harcı
Alınması gerekli 310.915,84 TL harçtan, 1.485,00 TL peşin harç ve 1.056.663,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.058.148,00 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 747.232,16 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Yargılama Giderleri ve Gider Avansı
Davacı tarafından yapılan 10.200,00 TL bilirkişi ücreti ve 591,30 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 10.791,30 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 792,54 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacının dava açarken ödediği 310.915,84 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
Vekalet Ücreti
Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 134.140,42 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müsetelsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 662.855,10 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
Dair davacı vekilinin ,yüzüne karşı diğer tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.08/06/2022
Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸