Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/207 E. 2022/90 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2021/207 Esas
KARAR NO : 2022/90

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/04/2021
KARAR TARİHİ : 08/02/2022
KARAR Y.TARİHİ :14/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin faturaya dayanan alacağı sebebi ile davalı Şirket aleyhinde, Ankara … Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu vekilince, borca ve yetkiye itirazlarını içerir dilekçenin sunulması ile takibin durdurulduğunu, davalı borçlu şirket yetkilisi ile müvekkili …’nun, müvekkilinin … Hafriyat isimli firması bünyesindeki 3 kepçe ve 2 … çalışması karşılığında, ücret ödeme konusunda anlaştıklarını, yapılan bu sözlü sözleşmeye istinaden müvekkilinin, anlaşma gereği kepçe ve … çalıştırma şeklindeki edimini yerine getirdiğini, ancak davalı-borçlu … Reklamcılık Ltd. Şti.’nce ödenmesi gereken ücretin ödenmediğini, müvekkilinin alacağını davalı-borçlu şirketten tahsil etmeye çalışsa da bu çabasının sonuçsuz kaldığını, davalı-borçlunun borcunun olmadığına dair beyanlarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, zira tarafların ticari defterleri ile ekte sunulu faturalar incelendiğinde, davalı-borçlunun, müvekkilinin yapmış olduğu işe karşılık bir borcu bulunmakla, bunu ödediğine dair hiçbir bilgi ve belgenin bulunmadığını, faturaların alındığı tarihten itibaren 8 gün içerisinde faturaya itiraz edilmemesi halinde faturanın içeriğinin kabul edilmiş sayıldığını, takibe konu faturalar ve e-faturaların da karşı tarafa gönderildiği ve karşı tarafın itiraz etmeyerek fatura içeriklerini kabul ettiğini, faturaya itiraz etmeyen karşı tarafın işin yapılmadığına ilişkin itirazlarının yersiz olduğunu, müvekkilinin … Hafriyat isimli firması bünyesindeki 3 kepçe ve 2 … çalışmasının şantiyede gerçekleştiğini, davalının Ankara … Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyasına yaptığı itirazının iptali ile takibin devamına, takip talebindeki gibi borçlu aleyhine alacağın icraya konulması tarihinden itibaren faiz işletilmesine, haksız ve kötü niyetli borçlu hakkında alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı tarafa hiçbir borcunun bulunmadığını taraflar arasında ticari ilişkinin bulunmadığını, davacının, iddia etmiş olduğu üzere eğer bir iş yapmışsa dahi müvekkili şirketin işini değil, TOKİ işini yapan … İnşaat Ltd. Şti.’nin işini yaptığını, müvekkili şirketin PVC üretim ve ticaretini yapmakta olup, davacı şirket ile hiçbir ticari ilişki içerisine girmediğini, davacı firma ile harfiyat işi hususunda hiçbir anlaşması olmadığını, zira müvekkilinin harfiyat gerektirecek bir işininde söz konusu olmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasında, davacının iddia etmiş olduğu gibi sözleşme ilişkisi bulunmadığını, somut olayda yapılmış bir kilitli taş ve çevre düzenlemesi işi varsa dahi işin asıl sahibinin müvekkili olmadığını, davacının dava dilekçesinde de belirtmiş olduğu gibi … İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olduğunu, İşin asıl sahibi olan … İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile müvekkili arasında davaya konu kepçe ve … Çalıştırma işi ile ilgili herhangi bir sözleşme bulunmadığını, müvekkili şirketin bu hususta alt yüklenici olması gibi bir durumun da söz konusu olmadığını, zira müvekkilinin, pvc imalatı yaptığı, müvekkilinin, asıl iş sahibi … İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile Ankara İli Mamak İlçesi TOKİ inşaatında başka bir iş için sözleşme yapmış olsa da davaya konu iş ile ilgili herhangi bir sözleşme ilişkileri bulunmadığını, faiz başlangıcının neye göre belirlendiğinin açık olmadığını, davacı tarafından her ne kadar davaya konu faturanın müvekkilinin ticari defterine işlendiği iddia edilmiş ise de söz konusu faturalarda müvekkili şirket yetkilisine ait imza mevcut olmadığından faturanın ispat açısından güvenilir olmadığı, dolayısıyla müvekkiline ait olmayan bir işe ait faturaların, zuhulen müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarına işlenmiş olsa dahi müvekkilinin borçlu olduğu anlamına gelmeyeceği ve işin yapıldığına da karine teşkil etmeyeceği, zira asıl iş sahibinin müvekkili olmadığından fatura dolayısıyla işin yapıldığı karinesi oluşsa bile ispat yükünün müvekkilinde olmadığını, davaya konu faturalar, müvekkil şirketin ticari defter ve kayıtlarında yer alsa dahi, iş bu faturalara konu işlerin, müvekkilince yapılmadığını, müvekkili şirket yetkilisinin beyanına göre davaya konu faturaların, müvekkili şirket kayıtlarında mevcut olmadığı, lakin bir an için yukarıda izah edildiği üzere, takip talebine konu edilmeyen lakin davaya konu edilen faturaların müvekkili kayıtlarında yer alsa dahi, faturalarda beyan edilen işin, müvekkili tarafından yapılmış/davacı tarafa yaptırılmış olmadığını, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere, faturalara konu işin, … İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait şantiyede yapıldıysa, borç sorumluluğunun bu şirkette olduğunu, takibe konu faturalara itiraz edilmemiş olsa dahi ve hatta müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarına zuhulen işlenmiş olsa dahi, faturalara konu işin müvekkili şirketçe yapılmadığından ve davacı taraf ile müvekkili arasında herhangi bir ticari ilişki söz konusu olmadığından, faturaların hata ile müvekkili şirketin ticari defterlerine işlenmesinin müvekkilinin davacıya borçlu olduğunu göstermediğini, ticari ilişkilerini de kanıtlamadığını, keza bu hususta Yargıtay 15. Hukuk Dairesi …Tarihli ilamında “Faturaya itiraz edilmemesi sözleşme ilişkisini kanıtlamaz.” şeklinde karar verildiğini, davacının, … İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yerine müvekkiline fatura tanzim ettiği ve bu faturaların da zuhulen müvekkil kayıtlarına işlenmiş ise de, yapılan (yapıldığı iddia edilen) işin müvekkilinin işi olmadığından, müvekkilinin borç sorumluluğunun olmadığını, faturalara konu edilen işin yapılıp yapılmadığının da belli olmadığını belirterek, davanın esastan reddine, davacının kötü niyetli olmasından dolayı %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce, Ankara … Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasının celp edilip incelenmesinde, davacı tarafından, davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, 26.11.2020 tarihli takip talebinde alacağın, 16.567,36 TL (Yıllık Reeskont Avans) 20.060,00 TL TL Fatura ( Yıllık Reeskont Avans)
3.832,64
TL Fatura (Yıllık Reeskont Avans)
3.540,00
TL Fatura ( Yıllık Reeskont Avans) 30/01/2020 – 25/11/2020
1.591,49
TL İşlemiş Faiz ,
29/02/2020 – 25/11/2020 1.700,29
TL , İşlemiş Faiz,
20/03/2020 – 25/11/2020 295,98 TL İşlemiş Faiz 24/03/2020 – 25/11/2020
268,05 TL İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 47.855,81 TL şeklinde gösterildiği, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %10,00 ve değişen oranlarda reeskont avans faizi talep edildiği, davalı tarafça, alacaklı gözüken tarafa borcun bulunmadığı belirtilerek; icra takibine yetkiye, borca, işlemiş ve işleyecek faize, ödeme emrine konu edilen belgelere, belge içeriklerine ve bedellerine ve ödeme emrinde belirtilen diğer tüm fer’ilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu ve süresinde itirazın iptali için mahkememize dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti ve borç alacak durumlarının tespiti açısından dosya bilirkişi ve talimat bilirkişiye tevdi edilmiş olmakla; bilirkişi tarafından dosyaya sunulan raporlar incelendiğinde, Davacı şirketin 2020 yılı Yevmiye defterinin açılış ve kapanış tasdiklerinin, 2020 yılı Kebir defterinin açılış tasdikinin TTK hükümlerine uygun şekilde yaptırıldığı, bu bağlamda söz konusu ticari defterlerin davacı lehine ve aleyhine delil olma niteliğine haiz oldukları görülmüştür. Davacı şirketin ticari defterlerinde, davalı ile olan ticari münasebetin 120.20.12 Alıcılar (Alt) Hesabında izlendiği görülmüş olup, davacı şirketin ticari defterlerinde, davalı ile olan ticari münasebete ilişkin kayıtlara göre, davacının davalıdan 2019 yılından devreden 19.725,66 TL alacağının bulunduğu, 2020 yılında davacı tarafça davalıya hitaben toplamı 46.908,64 TL olan 4 adet fatura düzenlendiği, bu faturalara karşılık olarak davalı taraftan 31.000,00 TL tahsil edildiği, sonuç itibariyle davacının davalıdan (19.725,66 TL + 46.908,64 TL – 31.000,00 TL =) 35.634,30 TL alacağının kaldığının gözükmekte olduğu anlaşılmış,
Davalı şirket tarafından usulünce yapılan ihtar ve sonuçlarının hatırlatılmış olması ve dosyaya bildirilen irtibat kişisine ulaşılmış olmasına rağmen, rapor yazım tarihine kadar bilirkişiye ve dosyaya herhangi bir bilgi, belge sunulmamış ve defterlerini karşılaştırma yapılabilmesi için incelemeye açık tutmadığı anlaşılmıştır.
Bu tespit ve açıklamalara göre; davalı tarafça inkar edilmiş olsa da, taraflar arasında 2019 yılından süregelen bir ticari münasebetin bulunduğu, davacının 2019 ve 2020 yıllarında davalı şirkete hitaben faturalar düzenlediği, bu faturalara karşılık olarak 2020 yılında davalıdan 31.000,00 TL tahsilat yaptığı anlaşılmaktadır. Davacının ticari defterlerine göre davalıdan olan alacağı 35.634,30 TL şeklinde gözükmektedir. Ancak 20.03.2020 tarihli ve KDV dahil 3.832,64 TL tutarlı faturanın davacı defterlerine, sehven KDV hariç tutarı üzerinden 3.248,64 TL şeklinde kaydedildiği görülmüş olup, bu durum göz önünde bulundurulduğunda davacının davalıdan alacağının 36.218,30 TL olduğu anlaşılmaktadır ve davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde de, faturaların kayıtlarına sehven kayıt edilmiş olabileceğinden bahsedildiği görülmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır.
Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır (Yargıtay Kapatılan 15.H.D. 2018/2696 Esas-2018/3431 Karar sayılı ilâmı).
Davacı tarafın defterlerini incelemeye sunduğu, fatura ve ödemelerin defterlerinde kayıtlı olduğu, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı ve buna göre davasını miktar itibari ile ispat ettiği, davacının ispatının aksine de bir delilin davalı tarafından ileri sürülmediği ve aksine bir ispat bulunmadığı, buna göre, davanın asıl alacak yönünden kabulüne karar verilmiş ancak işlemiş faiz yönünden, dava konusu edilen alacağa temerrüt faizi işletilebilmesi için alacağın kararlaştırılan kesin vadede ödenmemiş ya da kesin vade bulunmaması halinde 6098 sayılı TBK 117. Maddesi gereğince alacaklının usulüne uygun ihtarı ile borçlunun temerrüde düşürülmüş olması gerekmektedir. Bu durumda, davacı tarafça davalıya ihtar gönderilip temerrüde düşürüldüğüne ilişkin dosyada delil bulunmadığı ve salt fatura tarihinin kesin vade oluşturmadığı anlaşılmakla bu kısım yönünden davanın reddine, asıl alacak yönünden de, davalı itirazında haksız olup, alacak likit olmakla davacı lehine icra-inkar tazminatına karar verilerek, davanın kısmen kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Anlatılan nedenlerle,
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE
Davalının Ankara … Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 36.218,30 TL asıl alacak olmak üzere devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen avans faizi oranlarında faiz işletilmesine,
2-Asıl alacağın %20’si oranında olan 7.242,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-Alınması gerekli 2.474,07 TL harçtan peşin alınan 512,21 TL harcın düşümü ile arta kalan 1.961,86 TL harcın davalı tarafdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Peşin alınan 512,21 TL harçla, 59,30 TL başvurma harcının davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 5.432,75-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Reddedilen kısım yönünden A.A.Ü.T. 13 Maddeleri uyarınca 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 1.600,00-TL bilirkişi ücreti, 102,10-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.702,10-TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.288,19- TL ile vekalet harcı 8,50 -TL’nin toplamı 1.296,69-TL’nin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden, red ve kabul sorumluluk oranına göre hesaplanan 999,00-TL’nin davalıdan, 321,00-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzünü karşı ve davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/02/2022

Katip … Hakim …
¸e-imza ¸e-imza