Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/203 E. 2022/176 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/203 Esas – 2022/176
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/203 Esas
KARAR NO : 2022/176

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 31/03/2021
KARAR TARİHİ : 25/03/2022
KARAR Y.TARİHİ : 07/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24/06/2020 tarihinde plakası tespit edilemeyen aracın yaya olan müvekkiline çarpıp kaçması sonucu meydana gelen trafik kazasında ağır şekilde yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davalı güvence hesabına başvuru yapıldığını, başvuru sonucu davalı tarafından bilgisi ve rızası dışında ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin müvekkilinin zararına karşılamaktan uzak, eksik ve yetersiz olduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin de sonuçsuz kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 200,00 TL bakıcı gideri, 300,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 6.500,00 TL daimi iş göremezlik olmak üzere toplam 7.000,00 TL bakiye maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 19/01/2022 tarihli bedel attırım dilekçesi ile daimi iş göremezlik taleplerini 125.737,54 TL daimi, 5.886,00 TL bakıcı gideri, geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin 300,00 TL olduğunu bildirmiş, eksik harcı tamamlamıştır.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 24/06/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası ile ilgili davacı tarafından yapılan başvuru sonucunda müvekkili tarafından 24/03/2021 tarihinde 91.771,00 TL tazminat ödendiğini, yapılan ödeme ile davacının zararının karşılandığını, müvekkilinin sorumluğunun kalmadığını, mahkemece yapılan ödemenin yeterli görülmez ise kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, müvekkilinin sorumluğunun araç sürücüsünün kazanın oluşumundaki kusuru ile sınırlı olduğunu, geçici iş göremezlik, geçici bakıcı gideri, rapor bedeli, cenaze gideri, ulaşım yol ve yemek gibi tazminatların teminat kapsamı dışında olduğunu, ticari faiz talep edilemeyeceğini savunmuş davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, 24/06/2020 tarihli trafik kazasından kaynaklanan kalıcı iş göremezlik, geçici iş göremezlik, bakıcı gideri tazminatına ilişkidir.
Arabuluculuk son tutanağı, trafik kaza tutanağı, hasar dosyası, SGK müzekkere cevabı, sigorta poliçesi örneği, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının 202020198 soruşturma numaralı dosyasının uyap evrakları, hastane evrakları, sosyal ekonomik durumu araştırma müzekkere cevabı, bilirkişi raporları ve diğer bilgi belgeler dosyada mevcuttur.
Kusur oranlarının tespiti için dosyanın trafik bilirkişisine tevdii edilmiştir, bilirkişi 19/08/2021 tarihli raporunun sonuç kısmında özetle; plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün Karayolları Trafik Kanunun Madde 52-b kusurunu ihlal ettiği kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğu, yaya Barış Küyük’ün kusurunun olmadığı görüşü bildirilmiştir.
Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nın raporunun incelenmesinde; Barış Küyük’ün 24/06/2020 tarihinde gerçekleşen trafik kazasına bağlı kişinin bedensel engel oranının %8, sürekli olduğu ve sekel halini aldığı, kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun tedavi süresince bakıcı ihtiyacı süresinin 2 ay olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği kanaati bildirilmiştir.
Aktüer bilirkişiden alınan 04/01/2022 tarihli raporun sonuç kısmında özetle; Dava konusu olayın meydana gelmesinde, plakası tespit edilemeyen araç
sürücüsünün % 100 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya Barış Küyük’ün kusursuz
olduğu tespit edildiğinden, hesaplanan maddi zarardan TBK 52 inci maddesi
kapsamında kusur indirimi yapılmadığı,
davacı Barış Küyük’ün 24.06.2020 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası
sonucu yaralanması nedeniyle, engellilik oranının %8 olduğu, iyileşme süresinin 9 aya
kadar uzayabileceği ve tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin 2 ay
olduğunun tespit edildiği,
davalı şirket tarafından, 03.03.2021 tarihli aktüer raporu dikkate alınarak;
TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faiz kullanılarak % 8 maluliyet oranı göre, devre
başı ödemeli rant yöntemi kullanılarak yapılan hesaplama sonucu 24.03.2021 tarihinde,
91.771,00 TL ödeme yapıldığı,
09.10.2020 tarih ve 31269 sayılı Resmi Gazetede yer alan Anayasa
Mahkemesi Gerekçeli Kararı sonrasında, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin son dönem
emsal kararlarına göre, trafik kazası sonucu oluşan maluliyet tazminatı ve destekten
yoksun kalma tazminatı hesaplamalarının, TRH 2010 yaşam tablosu kullanılarak, teknik
faiz (iskonto) kullanılmadan progresif rant yöntemine göre, gelirin % 10 arttırılıp, % 10
iskonto edilmesi suretiyle yapılmakta olup, ödemeye esas alınan raporda 1,8 teknik faiz
kullanılmasından dolayı, yapılan ödeme ile davacının gerçek net maddi zararının
karşılanmadığı anlaşıldığından, ödeme tarihi itibariyle hesap yapılmadığı,
davacının 18 yaşından küçük olduğu, gelir getirici bir faaliyette
bulunmadığı tespit edilmiş olup, Yargıtay’ın güncel emsal kararlarına göre geçici iş
göremezlik zararı hesaplanmadığı, ancak olay tarihi itibariyle sürekli iş göremezlik zararı
hesaplandığı,
zarar gören Barış Küyük lehine 223.980,28 TL sürekli iş göremezlik
zararı hesaplanmış olup, davalı tarafından yapılan 91.771,00 TL ödemenin rapor tarihine
kadar yasal faiz oranı ile güncellenmesi sonucu bulunan 98.242,74 TL’nin mahsubu
sonrasında, davacının 125.737,54 TL bakiye sürekli iş göremezlik tazminatı alacağının
bulunduğunun hesaplandığı,
davacının 2 ay süre ile geçici bakıcı ihtiyacı bulunduğu tespit edilmiş olup,
davacı lehine 5.886,00 TL geçici bakıcı gideri zararı hesaplandığı,
davacı tarafça, davalıya yapılan başvurunun 15.02.2021 tarihinde tebliğ
edildiğinin, kargo gönderi takip belgesinden tespit edildiği, görüşü bildirilmiştir.
2918 sayılı KTK’da ZMMS sigortası ile ilgili ayrıntılı düzenleme yapılmıştır. Kanunu’nun tanımlarla ilgili 3. maddesi işleteni; “araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydı ile satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracı uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir.” şeklinde tanımlamıştır. Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar(2918 sayılı KTK m. 85/1). Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır (m. 93/1). Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir (m. 97). Sigortacılar, hak sahibinin mali sorumluluk sigortası genel şartları ile belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz (8 iş günü) iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar (m. 99). Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir (m. 109/1,2). Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir (2918 sayılı KTK m. 110/2). Meydana gelen kazada, hak sahipleri ölüm halinde, destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilirler (TBK m. 53). Bedensel zarar meydana gelmesi durumunda daimi veya geçici iş göremezlik nedeni ile tazminat talep edilebilir (TBK m. 54, 55). Ayrıca yasal koşulların oluşması halinde kaza nedeniyle ölüm veya yaralanma halinde manevi tazminat talep edilebilir (TBK m. 56).
2918 sayılı KTK’nın 111.maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Bu durumda, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme tarihi itibariyle davacının zararının ve hak kazanacağı tazminat hesabının ödeme tarihindeki verilere göre yapılması, hesaplanan bu bedel ile sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin KTK 111.maddede belirtildiği şekilde yeterli olup olmadığının değerlendirilmesi, yeterli olduğunun tespiti halinde davacının maddi tazminat istemi yönünden davanın reddine karar verilmesi, yetersiz olduğunun tespiti halinde bu kez hesap tarihindeki verilere göre tazminat hesabı yapılması, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davacıya dava tarihinden önce yapılan ödeme tutarının, ödeme tarihinden tazminatların hesaplandığı tarihe kadar geçen süredeki işlemiş yasal faiziyle birlikte güncellenmiş değerlerinin, davacı için hesaplanan tazminatlardan düşülmesi suretiyle davacının gerçek zararının belirlenmesi gerekir. Somut olayda davalı Güvence Hesabı tarafından 03.03.2021 tarihli aktüer raporu dikkate alınarak, TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faiz kullanılarak %8 maluliyet oranı göre, devre başı ödemeli rant yöntemi kullanılarak yapılan hesaplama sonucu 24.03.2021 tarihinde 91.771,00 TL ödeme yapıldığı, ancak Yüksek Mahkemenin, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra, oluşturmuş olduğu içtihatları uyarınca, davacının gerçek zararının, olay tarihi nazara alındığında, TRH 2010 yaşam tablosu kullanılarak, teknik faiz (iskonto) kullanılmadan progresif rant yöntemine göre, gelirin % 10 arttırılıp, % 10 iskonto edilmesi suretiyle bulunması gerektiğinden, yapılan ödemenin sonuca etkili olmadığı düşünülmüştür.
Yukarıda yazılı açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; 24/06/2020 tarihinde plakası tespit edilemeyen aracın yaya olan davacı yana çarpıp kaçması sonucu davacının yaralandığı, dosya kapsamında alınan kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde plakası tespit edilemeyen aracın %100 oranında kusurlu olduğu, davacı yayanın ise kusursuz olduğu belirlenmiş, Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Kurumu Başkanlığından alınan maluliyet raporu ile de; kaza nedeniyle davacının engellilik oranını %8, iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği, 2 ay süre ile bakıcı ihtiyacı bulunduğu tespit edilmiştir. TRH 2010 tablosu esas alınarak hazırlanan aktüer bilirkişi raporu ile; davacının 223.980,28 TL sürekli iş göremezlik zararı olduğu, davalı yan tarafından yapılan 91.771,00 TL ödemenin rapor tarihine
kadar yasal faiz oranı ile güncellenmesi sonucu bulunan 98.242,74 TL’nin mahsubu
sonrasında, davacının 125.737,54 TL bakiye sürekli iş göremezlik tazminatı alacağının, 5.886,00 TL geçici bakıcı gideri zararının oluştuğu anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut hasar dosyasından, davalı Güvence Hesabı tarafından 24.03.2021 tarihinde kısmi ödeme yapıldığı, buna göre davalı sigorta şirketinin bu tarihte temerrüte düştüğü anlaşıldığından, hüküm altına alınan tazminat kalemlerine 24.03.2021 tarihinden itibaren, yasal faiz işletilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Öte yandan davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin, kaza tarihide davacının 18 yaşından küçük olduğu, gelir getirici bir faaliyette bulunmadığını anlaşıldığından, reddine karar verilmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davacının sürekli iş göremezlik tazminatı davasının kabulü ile; 125.737,54 TL tazminatın, davalı tarafça kısmi ödeme yapılan 24.03.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının bakıcı gideri tazminatı davasının kabulü ile; 5.886,00 TL tazminatın, davalı tarafça kısmi ödeme yapılan 24.03.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının geçici iş göremezlik davasının reddine,
4-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 16.454,24 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından aşağıda dökümü yapılan 3.180,30TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 3.173,07 TL’nin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
8-Alınması gerekli 8.991,20 TL harçtan peşin ve ıslahla alınan 486,30 TL harcın düşümü ile arta kalan 8.504,90 TL harcın davalı tarafdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
9-Peşin ve ıslah alınan 486,30 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
10-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden, red ve kabul sorumluluk oranına göre hesaplanan 1.317,00-TL’nin davalılardan, 3,00-TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/03/2022