Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/199 E. 2022/293 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti
Adına Yargılama Yapmaya Ve Hüküm Vermeye Yetkili
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/199 Esas
KARAR NO : 2022/293

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/03/2021
KARAR TARİHİ : 27/04/2022
KARAR Y.TARİHİ : 13/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin dağıtım sistemine bağlantısı yapılmış olan ve bağlantı bilgisi verilen lisanssız güneş enerjisi üretim tesisinin, davacı tarafından kurulup işletildiğini, söz konusu tesisle ilgili olarak, davacı ile davalı arasında “Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşması”nın imzalandığını, tesisin işletildiği dönem boyunca haksız yere fazladan tahsil edilen sistem kullanım/dağıtım bedellerinin davacıya iadesinin gerektiğini, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce istikrarlı olarak lisanssız elektrik üreticisi ile dağıtım şirketi arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların adli yargı yerinde çözümlenmesinin gerekli olduğunun karar altına alındığını, 19/12/2015 tarihli ve 29567 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Dağıtım Sistemi Geliri’nin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ”in 25. maddesine göre “sistem kullanım bedeli”, elektrik dağıtım şirketlerinin gelirleri arasında sayılmış olup, elektrik üreticileri tarafından ödenen bedellerin kamu geliri olmadığı aksine anılan dağıtım şirketlerinin ticari gelirleri arasında olduğunu, işbu davanın ikame edildiği tarih itibarıyla davacının üreterek dağıtım sistemine verdiği her kWh elektrik enerjisine karşılık 21,1497 kuruş sistem kullanım/dağıtım bedeli alındığını, dağıtım hizmeti alan elektrik üreticileri arasında sistem kullanım/dağıtım bedelleri bakımından “üretici” ve “lisanssız üretici” şeklinde bir ayrım yapıldığını, bu bağlamda davacıdan 21,1497 kuruş sistem kullanım/dağıtım bedeli alınırken buna karşın aynı hizmeti alan diğer üreticilerden sadece 2,7220 kuruş alındığını, 2016 yılı (1 Ekim-31Aralık) sonuna kadar lisanslı-lisanssız ayrımı yapılmaksızın tüm üreticilerden 0,7596 kuruş aynı bedel alınmış olup üreticiler arasında herhangi bir ayrım yapılmadığını, 1 Ocak 2017 itibarıyla herhangi bir teknik veya hukuki sebep gösterilmeden üreticiler arasında ayrıma gidilerek lisanssız üreticilerden daha fazla sistem kullanım/dağıtım bedeli alınmaya başlandığını, aynı hizmeti alan ve aralarında herhangi bir ayrım yapılmasına 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 9, 14 ve 17 nci maddeleri gereğince imkan olmadığı halde, davacıdan ürettiği her bir kWh elektrik enerjisi başına neredeyse 10 kat oranında artırım yapılmak suretiyle sistem kullanım/dağıtım bedeli alındığını, bu yöntemle müvekkili şirketten haksız yere fazladan tahsil edilen tutarın 400.000,00 TL’nin üzerinde olduğunu, Uyuşmazlık konusu uygulamanın, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na aykırı olduğunu, Yönetmeliğin 5 inci maddesiyle lisanssız elektrik üretim tesisleri önlisans ve lisans alma ile şirket kurma yükümlülüğünden muaf tutulmuş ve bu surette anılan faaliyetin kolaylaştırıldığını teşvik edilmiş olduğunu, Kanuna göre kullanım/dağıtım bedelinin (lisanslı-lisanssız ayrımı yapılmaksızın) tüm üreticiler yönünden eşit şekilde uygulanmasının gerektiğini, davalının da içinde olduğu elektrik dağıtım faaliyeti gösteren şirketlerin, hizmet sundukları kişilere karşı eşit taraflar arasında ayrım yapmama yükümlülüğü altında olduklarını, uyuşmazlık konusu olayda sistem kullanım/dağıtım bedelinin belirlenmesinde ayrım yapılmak suretiyle müvekkil şirketten oldukça fazla ve fahiş miktarda sistem kullanım/dağıtım bedeli alınmış olduğunu, dava konusunun “birbirine komşu parsellerde kurulu olan” ve “her ikisi de aynı trafo üzerinden dağıtım sistemine bağlanan” iki farklı GES’in olduğu bir örnekte; her iki tesisin sistem üzerinde oluşturduğu maliyet tamamen aynı olduğu halde: müvekkil şirketten yıllık 400.568,35 TL sistem kullanım/dağıtım bedeli alınırken diğer üreticiden sadece yıllık 55.627,56 TL sistem kullanım/dağıtım bedeli alındığını, bu uygulamanın taraflar arasında imzalanan sözleşmeye de aykırı olduğunu, müvekkil şirketin dağıtım sistemini kullanmasının davalı şirkete ek maliyet oluştursa dahi (ki böyle bir durum kesinlikle yoktur) bundan dolayı müvekkilinden fazladan “sistem kullanım/dağıtım bedeli” alınmasına taraflar arasındaki anlaşmanın dahi imkan vermediğini, dava konusu olayın müvekkil şirketin sunduğu elektrik dağıtım hizmetinin tekel niteliğinde olduğunu, müvekkilinin “sistem kullanım/dağıtım bedelinin diğer üreticilerle eşit şekilde fatura edilmesi” yönünde davalı şirkete karşı alternatif bir sözleşme yapma imkân ve olanağının olmadığını, uyuşmazlık konusu bedelin, genel tarife üzerinden tahsil edilmesi gerektiğini, davalı şirketin verdiği hizmetin tekel niteliğinde olması karşısında TBK 20. ve 25. maddeleri de nazara alındığında sözleşme özgürlüğünde bulunması gerekli güç dengesinin müvekkili şirket aleyhine bozulduğundan anılan Kanun hükümleri gereği, uyuşmazlık konusu sözleşmeye müdahale edilerek sözleşme adaletinin sağlanmasının gerektiğini, uyuşmazlık konusu sözleşmenin 4/A/I maddesine göre müvekkil şirketten alınan sistem kullanım/dağıtım bedelinin, davalı şirketin onaylı “Üreticiler İçin Veriş Yönünde Tek Terimli Dağıtım Tarifesi”nde “Üretici” için belirlenen bedel üzerinden alınması gerektiğinden bugüne kadar yersiz yere fazladan alınan sistem kullanım/dağıtım bedellerinin müvekkil şirkete ferileriyle birlikte iadesinin gerektiğini, sonuç olarak davanın kabulünü, şimdilik 1.000,00 TL alacağın davalıdan tahsilini, alacağa konu bedellere her bir faturada fazla ödenen tutarlara ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek bankalarca mevduata uygulanan azami faiz veya her halükarda en yüksek ticari faiz değişen oranda avans faizi uygulanmasını,mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 10/02/2022 tarihli dilekçesi ile; 1.000,00 TL olan belirsiz alacaklarını 587.929,71 TL olarak arttırdığını beyan ederek davasını ıslah etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Elektrik Piyasası Kanunu’nun Geçici 20. maddesine göre, kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 inci madde hükümlerinin uygulanacağını, EPK’nun 17. maddesinin 4. fıkrasının “ilgili faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartları, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Bir gerçek veya tüzel kişinin tabi olduğu tarifede öngörülen ödemelerden herhangi birini yapmaması halinde, söz konusu hizmetin durdurulabilmesini de içeren usul ve esaslar kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.” şeklinde düzenlenmiş olduğunu, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler ve görevli tedarik şirketlerinin tarife uygulamalarına ilişkin usul ve esasların belirlendiği Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun 5999-3 sayılı kararının 2. maddesine göre, bu usul ve esaslarda sayılan abone grupları itibarıyla; dağıtım sistemi kullanıcısı tüketiciler ve üreticiler ile görevli tedarik şirketinden düzenlemeye tabi tarifeler üzerinden enerji alan tüketicilere bağlantı durumları da dikkate alınarak ait olduğu yıla ait tarife çizelgelerindeki ilgili bileşenler için kWh, kW, kVARh bazında veya abone, fatura ya da okuma başına Kurul onaylı tarifelerin uygulanacağını, davacı tarafın her ne kadar, davaya konu alacağının dayanağının Sistem Kullanım Anlaşması olduğunu ve bu anlaşmazlıklardan doğan uyuşmazlıkların çözümünde adli yargının görevli olduğunu belirtmiş olsa da, 26.06.2012 tarih 28335 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 06/06/2012 tarih ve 3860/43-(2) sayılı kararı ile kabul edilen Lisanssız Elektrik Üreticileri İçin Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşması’nın kabul edilmesine karar verilmiş olduğunu, Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşması, EPDK’nın regüle anlaşması olduğu gibi, iki özel hukuk kişisi arasında imzalanmış bir sözleşme gibi görülmekle beraber, sözleşmede, sözleşme konusu işin yürütülmesine ilişkin esasların yanında, mali hükümlerin, karşılıklı edimlerin de, EPDK tarafından belirlendiği sözleşmeler olduğunu, dolayısıyla bu sözleşmenin müvekkili şirket tarafından da değiştirilmesi mümkün olmadığı gibi uygulaması sırasında kullanılan tarifelerin de EPDK tarafından çeyrek dönemler için onaylanarak belirlenen ve dağıtım şirketlerince aynen uygulanması zorunlu tarifeler olduğunu, müvekkili şirketin de bahse konu sözleşmeye müdahale etmediğini, her türlü yükümlülüğün EPDK tarafından belirlendiği bir sözleşmenin bulunduğunu, davacı tarafın alacak talebinin EPDK’nın düzenleyici işlemi olan kararları ve bu kararların eki tarifeler olduğunu, bu alacak talebinin temelinin düzenleyici bir işlem olarak uygulanması zorunlu tarifeler olduğu dikkate alındığında açılan davanın görülme yerinin idari yargı olduğunu, davacı tarafın dağıtım tarifelerinin uygulanmasına esas Kurul Kararının hakkaniyete uygun düşmediğinden bahisle idari işlemlerin adli yargı denetiminde olduğunu iddia etmesinin mahkemece dikkate alınacak bir talep olmadığını, denetim yetkisinin Kanun gereği Danıştay’a ait olduğunu, davacı tarafın görevli olan yargı yoluna başvurmadığından huzurdaki davanın usulden reddinin gerektiğini, davaya konu alacağın zamanaşımına uğramış olduğunu, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, değişim seyrini ortaya koyan tablonun paylaşılarak hesaplamaya esas her türlü veriyi Mahkemeyle paylaşıp, karşılaştırma tablosunda ise yıllık dağıtım bedeli olarak 400,568,35 TL tahsil edildiğinin belirtildiğini, somut olayda olduğu gibi alacak miktarının belirlenebildiği, faturaya konu edilen ve tacir olan davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olması gereken dağıtım bedelleri için kısmi veya tam alacak davasının açılması gerektiğini, EPDK tarafından yayınlanan tarifeleri aynen uygulayan müvekkili şirketin eşitlik ilkesine aykırı hareket ettiği iddiasının kabul edilemez olduğunu, bahse konu tarifelerin uygulayıcısı olan müvekkili şirketin, aynen uygulamak zorunda olduğu tarifeler nedeniyle lisanslı üreticiler ile lisanssız üreticiler arasında fark yarattığı iddiasının somut gerçeklerle örtüşmediğini, bu farkın dayanağının Dağıtım Lisansı Sahibi Tüzel Kişiler ve Görevli Tedarik Şirketlerinin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esasların (EPDK’nın 5999-3 sayılı Kurul Kararı) 3. maddesinin 6. fıkrasına dayandığını, bu maddeye göre; Lisanslı üreticilerin kendi ihtiyaçlarına ilişkin elektrik enerjisi tüketimleri (deneme amaçlı üretimleri için ihtiyaç duyulan elektrik enerjisi tüketimleri dahil) bu abone grubu kapsamına girdiğini, bu üreticiler elektrik enerjisi ihtiyaçları için tüketici konumundaki üreticiler olup, tüketicilere ilişkin ilgili hükümler uygulandığını, lisanssız üreticilerin ise tüketimlerine ilişkin olarak kendi abone gruplarına dahil edildiğini, lisansız üreticilerin kendi ihtiyaçlarına ilişkin elektrik enerjisi tüketimleri (deneme amaçlı üretimleri için ihtiyaç duyulan elektrik enerjisi tüketimleri dahil) bu abone grubu kapsamına girdiğini, bu üreticilerin elektrik enerjisi ihtiyaçları için tüketici konumundaki üreticiler olup, tüketicilere ilişkin ilgili hükümlerin uygulandığını, lisanssız üreticilerin ise tüketimlerine ilişkin olarak kendi abone gruplarına dahil olduklarını, EPDK’nın lisanslı-lisanssız elektrik üreticilerinin farklı abone gruplarına dahil etmesinin nedeninin lisanssız elektrik üreticilerinin YEKDEM kapsamında almış oldukları bedel ve şebekenin yükünü artırmalarından kaynaklanmış olduğunu, lisanssız üretim yapan gerçek ve tüzel kişilerin kendi ihtiyaçlarını karşılamak için üretim yapmalarının esas olduğunu, ‘ilgili şebeke işletmecisi, her bir üretici için ikinci fıkra kapsamında elde edilen saatlik verileri kaynak bazında bir araya getirerek fatura dönemi bazında şebekeye verilen ihtiyaç fazlası elektrik enerjisi miktarını belirleyip her ayın altıncı gününe kadar ilgili görevli tedarik şirketine bildirdiğini,görevli tedarik şirketinin de YEKDEM kapsamında satın almakla yükümlü olduğu enerji miktarı için her bir üreticiye her bir fatura dönemi için yapacağı ödeme tutarını hesaplayarak ödeme yapmakta, ödeme tutarı hesaplanırken de 5346 sayılı Kanun’un 1 sayılı Cetvelinin dikkate alındığını, bu cetvele göre ise davacı tarafın, ihtiyacının üstünde ürettiği elektrik enerjisi için 13,3 ABD Doları (cent/kWh) baz alınarak hesaplanan meblağı ilgili tedarik şirketinden tahsil ettiğini, EPDK da lisanssız elektrik üreticilerinin bu tahsil ettiği bu bedeli nazara alarak lisanslı- lisanssız enerji üreticilerini farklı abone gruplarına dahil ederek üreticiler arasındaki dengeyi korumaya çalışmış olduğunu, İptal davasına konu edilmeyen tarifelerin, düzenleyici işlem olarak geçerliliklerini sürdürdüğü için bu tarifelere bağlı olarak belirlenen bedellerin hukuka aykırı olmadığını, EPDK tarafından onaylanan tarifelerin yasal bir uygulama olduğunu ve Danıştay tarafından iptal edilmediği sürece de uygulanacağını, müvekkili şirketin tahsil ettiği dağıtım bedellerinin iadesi için hukuki dayanaktan yoksun olmalarının gerektiğini, ancak dağıtım bedellerinin belirlendiği tarifelerin iptal davasına konu edilmediği gibi, güncel ve yürürlükte olduğunu, davacı tarafın tesisat numarasının dava dilekçesinde de belirtildiği üzere 4011537928′ olduğunu, ilgili mevzuata uygun olarak bu tesisatın geçici kabulünün 03.04.2019 tarihinde gerçekleştirilmiş olduğunu, geçici kabulden sonra Lisanssız Elektrik Üreticileri Lisans İçi Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşmasının imzalandığı tarihin 12.04.2019 olduğunu, bu sözleşme uyarınca davacı taraf adına ilk faturalarından kullanım/dağıtım bedellerinin tahakkuk ettirilmiş olduğunu, sonrasına ait faturaların ise, aylık kullanım bedellerinin tahakkuk ettirilmesi sonucu düzenlemiş ve davacı tarafla paylaşılmış olduğunu, davacı tarafın bu faturalara yasal süre olan 8 gün için itiraz etmeyerek fatura içeriğini kabul etmiş olduğunu, huzurdaki davayla 2017 yılından itibaren lisanslı lisanssız elektrik üreticisi ayırımı yapıldığını iddia eden davacı tarafın, 2019 döneminden beri düzenli şekilde gönderilen faturalara karşı herhangi bir itiraz ileri sürmediği gibi, bu faturaların içeriklerini kabul etmek suretiyle ödemiş olduğunu, yani 2019 tarihinden itibaren uygulanmakta olan sözleşmeye dayalı olarak düzenlenen faturalara karşı itiraz edilmemişken, huzurdaki davanın açılmasının, davacı tarafın kötü niyetli hareket ettiğini ortaya koymakta olduğunu, eşitlik ilkesinden kastın tüm üreticilerin aynı düzenlemeye tabi tutulmasının olmadığını, lisanslı elektrik üreticileri ile lisanssız elektrik üreticilerinin farklı kanun, yönetmelik ve abone gruplarına dahil olduklarını, durum ve konumları gereği farklı kurallara ve tarifelere tabi oldukları için alınan dağıtım bedelinin farklılık göstermesinin Anayasa ile korunan nispi eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmemekte olduğunu beyan ederek davanın reddini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında dağıtım sistemi kullanım anlaşması imzalandığı ve buna göre sistem kullanım/dağıtım bedelleri adı altında tahsil edilen bedelin haksız olduğu ileri sürülerek, fazladan ödenen bedelin istirdadına ilişkindir.
Arabuluculuk tutanağı, bilirkişi raporu, sözleşme suretleri, fatura suretleri ve diğer belgeler dosyada mevcuttur.
Davacı tarafın iddialarının, lisanssız elektrik üreticileri dağıtım sistemi kullanım anlaşmasından kaynaklı bir alacak bulunup bulunmadığı, tarifenin dağıtım mı, kullanım mı tarifesi olup olmadığı, lisanslı kullanıcılar ile lisanssız kullanıcılar arasında fark olup olmadığı, davacı tarafın hangi kullanıcılardan olduğu ve buna göre kullanıcılara nazaran fazla tahsilat yapılıp yapılmadığı, varsa bu hususun elektrik dağıtım sistemi üzerinde ek maliyet oluşturup oluşturmadığı, Dağıtım sistemi kullanım anlaşmasında genel işlem koşulları bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin, dosya bilirkişiye tevdi edilmekle;
Mahkemece alınan bilirkişi raporunun incelenmesinde; davacı şirket hakkında, 31.12.2017 tarihinden sonra geçici kabul alan tesisler için uygulanan “Üreticiler İçin Veriş Yönünde Tek Terimli Dağıtım Tarifesi”nin uygulandığı ve lisanslı elektrik üreticilerine göre 589.792.971 TL fazla dağıtım sistemi kullanım bedeli alındığı, dağıtım hattının kullanımı yönünden lisanslı kullanıcılar ile lisanssız kullanıcılar arasında herhangi bir maliyet gerektiren bir fark olmadığı, lisansız üreticilerin lisanlı üreticilere göre elektrik dağıtım sistemi üzerinde ek bir maliyet oluşturmadığı, maliyeti dağıtım sistemine verilen enerjinin azlığı yada çokluğunun belirlediği, ancak, davacı şirketin davalı …’a ait dağıtım sistemi kullanıcısı olup, …’a ait dağıtım sistemini kullandığından … tarafından EPDK tarafından belirlenen tarifelere göre dağıtım sistemi kullanım faturası düzenlendiği, düzenlenen faturaların ihtirazi kayıtsız ödenmiş olduğu, davacı şirketten aynı durumdaki dağıtım hattı kullanıcısı üreticilere ( 31.12.2017 tarihinden sonra geçici kabul alan lisanssız üreticiler) nazaran fazla tahsilat yapılmadığı, taraflar arasında imzalanan ” Lisanssız Elektrik Üreticileri İçin Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşması” içeriği EPDK tarafından belirlenen genel işlem şartı niteliğini taşımakta ise de, 6446 sayılı Kanunun 10/4, 17/1 ve 17/6-ç maddeleri uyarınca, dağıtım şirketlerinin maliyetleri de dikkate almak suretiyle belirlediği tarifeler, EPDK tarafından onaylandıktan sonra taraflar yönünden bağlayıcı bir idari işlem niteliği kazandığı, anılan tarifenin idari yargı yoluna başvurulmak suretiyle iptal edildiğine dair dosya kapsamında bir kayda rastlanılmadığı, bu nedenle davacı yanın alacak talebinin yerinde olmadığı bildirilmiştir.
Buna göre dosya bir bütün halinde incelendiğinde, Davacı …Ş’nin GES tesisi için izin aldığı, tesisi tamamladıktan sonra, lisanssız elektrik üreticisi olarak, ürettiği enerjiyi nakledeceği dağıtım hatlarının işleticisi … ile 12.04.2029 tarihli “Lisanssız Elektrik Üreticileri İçin Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşması”nı imzalayarak faaliyete geçtiği, davacı ve davalı şirketlerin, “Dağıtım Lisansı Sahibi Tüzel Kişiler ve Görevli Tedarik Şirketlerinin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar”a göre hareket etmek ve EPDK tarafından belirlenen tarifelere uynakla yükümlü olduğu izahtan vareste olup,
Elektrik Piyasası Kanunu’nun “Tarifeler ve tüketicilerin desteklenmesi” başlıklı 17.maddesinin;
(1) Fıkrasında ; ” (Değişik: 4/6/2016-6719/21 md.) Bu Kanun kapsamında düzenlenen ve bir sonraki dönem uygulanması önerilen tarifeler, ilgili tüzel kişi tarafından Kurulca belirlenen usul ve esaslara göre, tarife konusu faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içerecek şekilde hazırlanır ve onaylanmak üzere Kuruma sunulur. Kurul, mevzuat çerçevesinde uygun bulmadığı tarife tekliflerinin revize edilmesini ister veya gerekmesi hâlinde resen revize ederek onaylar. İlgili tüzel kişiler Kurul tarafından onaylanan tarifeleri uygulamakla yükümlüdür.”
(4) Fıkrasında; “(Değişik: 4/6/2016-6719/21 md.) İlgili faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren Kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartları, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Bir gerçek veya tüzel kişinin tabi olduğu tarifede öngörülen ödemelerden herhangi birini yapmaması hâlinde, söz konusu hizmetin durdurulabilmesini de içeren usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. Kurul tarafından tüketici özelliklerine göre abone grupları veya yenilenebilir enerji kaynaklarının desteklenmesi amacıyla ayrı tarifeler belirlenebilir. (Ek cümle:25/3/2020-7226/36 md.) Tüketiciler talep etmeleri halinde yenilenebilir enerji kaynaklarının desteklenmesi amacıyla belirlenen tarifelerden faydalanabilir. Kurulca düzenlemeye tabi tarifeler, doğrudan nihai tüketiciye veya nihai tüketiciye yansıtılmak üzere ilgili tüketiciye enerji tedarik eden lisans sahibi tüzel kişilere yansıtılır.”
Elektrik Piyasası Kanunu Geçici Madde: 20’de; ” (Ek: 4/6/2016-6719/26 md.) (1) Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükümleri,
“Dağıtım sisteminin kullanıma ilişkin bedeller” başlıklı 10.maddesinde;
“(1) Bu Bölüm kapsamındaki bedeller, dağıtım sistemine bağlı kullanıcılara uygulanır.
(2) Dağıtım sisteminin kullanımına ilişkin bedeller, dağıtım hizmetinin sunulması sırasında oluşan maliyetlerden mevzuat kapsamında uygun görülenler dikkate alınarak hesaplanan bedellerdir ve dağıtım sistemi kullanıcıları için en az birinin uygulandığı aşağıdaki bedellerden oluşur.
a) Dağıtım bedeli: Tek veya çift terimli tarife sınıfına tabi abonelerden dağıtım sisteminden çekilen elektrik enerjisi miktarı üzerinden ve üretim faaliyetleri kapsamında üreticilerin dağıtım sistemine verdiği enerji miktarı üzerinden alınan kWh birim bedelidir. …”
“Üretim faaliyetleri için tarifelerin uygulanması” başlıklı 16.maddesinde;
” (1) Dağıtım sistemine bağlı tüm üretim tesisleri veriş yönünde tercih etmeleri halinde çift terimli veya tek terimli tarifeden birini seçebilir.
(2) 21 inci maddede belirtilen bağlantı durumlarına göre, dağıtım sistemi kullanıcısı üreticilere üretim faaliyetleri için dağıtım bedeli, güç bedeli ve gerekmesi halinde güç aşım bedelinin yanısıra bu maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarında belirtilen koşullar çerçevesinde reaktif enerji bedeli de uygulanır.
(3) Dağıtım sistemine bağlı tüm üreticiler sisteme enerji verirken aynı zamanda reaktif enerji vermesi durumunda bu reaktif enerji faturalamada dikkate alınmaz.
(4) Üreticiler sisteme aktif enerji verirken aynı zamanda sistemden reaktif enerji çekiyorsa (kapasitif reaktif) reaktif enerji tarifesi uygulanır.” hükümleri amirdir.
Bütün elektrik enerjisi üreticileri (Lisanslı ve lisanssız üreticiler) için , 2016 yılı sonuna kadar tek bir dağıtım bedeli tarifesi uygulanmakta iken,dava dışı EPDK’nın , 29.12.2016 tarihli ve 6838 Sıra No.lu Kararının (c) bendi ile;” Elektrik Piyasası Kanununun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının b bendi kapsamındaki lisanssız üreticiler için sadece tek terimli dağıtım tarifesinin uygulanmasına ve 31/12/2017 tarihinden önce geçici kabul alan tesisler için 10/5/2005 tarihli ve 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına ilişkin Kanun kapsamında belirlenen fiyatlardan yararlanılan süre boyunca söz konusu tarife üzerinden %75 oranında indirim uygulanmasına,” kararı ile , 01.01.2017 tarihinden itibaren ayrı dağıtım tarifesi uygulanmasına başlandığı anlaşılmıştır.
Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesinin 4. Fıkrasında, ilgili faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren Kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartları, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı hüküm altına alınmıştır.Bu hükme göre davacı şirketin tabi olduğu tarifeye göre davalı … tarafından düzenlenmiş olan dağıtım sistemi kullanımı fatura bedellerini ödeme yükümlülüğü bulunduğu ve Elektrik tarifeleri, EPDK tarafından yılda 3’er aylık periyotlarla 4 defa yayınlanmakta ve EPDK Kanunu’na tabi tüm üretici ve tüketicilerin , EPDK tarafından onaylanan bu tarifeleri uygulama mecburiyeti bulunduğu ve davacı şirket için, 31.12.2017 tarihinden sonra geçici kabul alan tesisler için uygulanan “Üreticiler için veriş yönünde tek terimli dağıtım dağıtım tarifesi” uygulandığı görülmektedir.
Davacı Şirket, Lisanssız Elektrik Üreticileri İçin Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşması’na göre faaliyet göstermekte olup, EPDK tarafından “Lisanssız Elektrik Üreticileri” için belirlenen tarifelere göre hazırlanan dağıtım sistemi kullanım bedellerini davalı …’a ödemekle yükümlüdür.
Davalı …’ın davacı şirkete hizmet bedeli olarak, EPDK’nın tüm Lisanssız Elektrik Üreticileri için belirlediği tarife bedelini esas alarak fatura düzenlediği ve bu belirlenen tarife dışına çıkamayacağı ve davacının aslında sadece tarifenin uygulayıcısı olduğu ve EPDK tarafından yılda 3’er aylık periyotlarla 4 defa yayınlanan tarifeleri aynen uygulamakla mükellef olduğu, EPDK tarafından yürürlüğe konulan davaya konu tarifeleri uygulamakla sorumlu olan davalı …’ın, lisanslı üreticiler ile lisanssız üreticiler arasında iki farklı tarife uygulanmasına bir dahli bulunmadığı, Lisanslı ve lisanssız elektrik üreticilerinin, aynı iletim ve dağıtım hatlarını kullanmakta olduğu lisanslı yada lisanssız olmaları dağıtım ve iletim sistemine farklı bir maliyet getirmemekte ise de, Anılan tarifeye konu Kurul kararının idari davaya konu edilerek iptali yönünde verilmiş bir karar dosya kapsamında rastlanılmadığı ve açılan bir dava olmadığı, tarifenin, taraflar yönünden bağlayıcı olduğu, davacının maliyet yönünden iddiası doğru olsa bile, bu dava yönünden önem arz etmediği ve düzenlenen faturalar yönünden bir usulsüzlük bulunmadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Anlatılan nedenlerle,
Davanın reddine
Alınması gerekli 80,70 TL harçtan, peşin ve ıslah ile alınan 10.082,60 TL harcın düşümü ile arta kalan 10.001,90 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra istek halinde yatırana iadesine,
Arabuluculuk Kanunu 18A/13 maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Asagari Ücret Tarifesi uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3,13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 46.446,49 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,

Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.. 27/04/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …