Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/171 E. 2021/230 K. 22.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/171 Esas – 2021/230
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/171 Esas
KARAR NO : 2021/230

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ : 19/03/2021
KARAR TARİHİ : 22/03/2021
KARAR Y.TARİHİ : 25/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı taraf dava dilekçelerinde özetle; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak Osmangazi köprüden 2019 yılı Eylül ayında gece vakti geçiş yapmak mecburiyetinde kaldığını, gişelerde HGS otomatik ödeme sisteminin çalışmadığının söylendiğini, ödeme fişinin düzenlenip kendisine verildiğini, verilen fişi kaybetti için ödeme yapılamadığını, HGS sistemi çalıştırılmayarak ödeme fişi yöntemiyle vatandaşlara tuzak kurulduğunu, köprü geçiş ücretinin 119,75 TL olduğunu, 15 günde ödenmediği için 4 katı miktarından 479 TL ceza uygulandığını, aleyhine … Yatırımlar A.Ş tarafından … Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibi dosyasına 119,75 TL geçiş ücretini yatırdığını, 4 katı olan 479 TL ceza miktarına itiraz ettiğini, davalılardan 3 nolu konsorsiyum firması tarafından hakkımda … Mahkemesi … Esas sayılı dosya ile itirazın iptali davası açıldığını, davada vatandaşlara yapılan haksız ve kötüniyetli uygulamanın, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına aykırılığından bahisle somut norm denetimi itirazında bulunduğunu, Mahkemede daha önceden aynı konuda Anayasa Mahkemesinde somut norm denetimi yapıldığından ve üzerinden 10 yıl geçmediğinden yeniden Anayasaya aykırılık yöntemine başvurulamayacağı için davanın aleyhine sonuçlandığını, tüm davalar sonunda icra dosyasına 2.819,49 TL ödeme yaptığını, bu miktarın geçiş ücretinin ortalama 24 katı tutarında olduğunu, köprü geçiş ücretinin ortalama 24 katı miktarında köprü için ödeme yapıldığını, bu nedenle haklı olarak köprünün 3 santimetre çapına tekabül edecek alanında mülkiyet hakkı sağlanması gerektiğini belirterek davanın kabulü ile geçiş ücretinin ortalama 24 katı tutarında köprü için ödeme yapılması nedeniyle Osmangazi isimli köprünün 3 santimetre çapına tekabül edecek alanının tapusunun iptali ile tapuda tescilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Dava dilekçesi tebliğe çıkmamıştır.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, tapu iptali tescil istemine ilişkindir.
Ödeme belgesi, icra dosyasına yapılan itiraz dilekçesi, … Mahkemesi … Esas … Karar sayılı karar örneği, Anayasaya aykırılık başvurusu örneği ve diğer bilgi belgeler dosyada mevcuttur.
6102 s. TTK m. 5/1’de yapılan düzenlemede, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
A- Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartları aranmaz. Uyuşmazlık konusunun 6102 s. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
B- Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Kanunda yapılan bu düzenleme uyarınca bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
6102 s. TTK 19/2’de, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusundaki işin ticari iş niteliğinde olması bunun aynı zamanda ticari dava sayılmasını gerektirmez.
C- Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6102 s. TTK m. 5 uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülerek karara bağlanır. Aynı düzenleme uyarınca, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki, mülga 6762 s. TTK’dan farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 s. HMK m. 1 uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6102 s. TTK m. 5/4’de düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri’ne açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Bu nedenle yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesi’ne genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin esasının görülmesi gerekir. Buna karşılık, kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması açıkça bozmayı gerektiren bir usule aykırılık hali oluşturur.
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla (6100 s. HMK m.1) düzenlenir. Görev ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir Kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkilidir (HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller ve diğer belgelerin incelenmesinde; davacı, 2019 yılı Eylül ayında gece vakti Osmangazi köprüsünden geçiş yaptığını, geçiş ücretinin 119,75 TL olduğunu, 15 gün içinde geçiş ücretini ödemediği için 4 katı tutarı olan 479,00 TL ceza uygulandığını, akabinde … Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında aleyhine başlatılan icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu, itirazın iptali için … Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında görülen davanın aleyhine neticelenmesi sonrasında icra dosyasına toplam 2.819,49 TL ödeme yaptığını, bu miktarın geçiş ücretinin ortalama 24 katı olduğunu, kamu hizmetinin son kullanıcı olduğunu, alacaklı hizmet sunucusu ile taahhüt sahibi konsorsiyum arasındaki sözleşmeye taraf olmadığını, kamu hizmetinin sunulması, taahhüdü, yapımı, teslim edilmesi, eksik işler, cezai şartlar ve ilgili köprünün maliyet bedelinin bir an evvel ödenmesini teminen kendisinden tahsil edilen ceza miktarının ilgilisi ve muhatabı olmadığından bahisle ödediği ücrete isabet eden köprünün 3 santimetrelik alanın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. HMK’nın 12. maddesi uyarınca, taşınmazın üzerindeki aynı hakka ilişkin davalarda taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkili olup, kesin yetkinin de HMK’nın 114/1-ç maddesi uyarınca dava şartı olarak düzenlendiği, bu halde uyuşmazlığın çözümünde Mahkememizin yetkili olmadığı anlaşılmış ise de, eldeki dava ayrıca davacı taraf, TTK 12, 16 maddeleri kapsamında sayılan tacir kişilerden olmayıp, dava da mutlak ve nispi ticari dava niteliğinde bulunmadığından uyuşmazlığın çözümünde Mahkememizin görevli de olmadığı anlaşılmıştır. Bu halde uyuşmazlığın çözümünde Mahkememiz görevli ve yetkili olmadığından öncelikle mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, süresinde ve istek halinde dosyanın HMK 1, 20 maddeleri uyarınca, görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın, mahkemenin görevli olması dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli mahkemenin Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun TESPİTİNE,
2-HMK 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde taraflarca müracaat edilmesi halinde dava dosyasının görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca harç ve yargılama gideri hususunun yetkili ve görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/03/2021