Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/122 E. 2021/845 K. 13.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/122 Esas
KARAR NO : 2021/845

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/02/2021
KARAR TARİHİ : 13/12/2021
KARAR Y.TARİHİ : 16/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında bir kısım fatura alacaklarından kaynaklı ihtilaf oluştuğunu, müvekkili tarafından 12.08.2019 tarih ve 081302 sıra numaralı fatura ile 293.112,00 TL muhtelif inşaat malzemeleri, 13.09.2019 tarih ve 081306 sıra numaralı fatura ile 241.959,00 TL muhtelif inşaat malzemeleri, muhtelif hırdavat malzemeleri, muhtelif elektrik malzemeleri, 23.10.2019 tarih ve 081311 sıra numaralı fatura ile 999.436,40 TL muhtelif inşaat malzemeleri, muhtelif hırdavat malzemeleri, muhtelif elektrik malzemeleri ve muhtelif boya malzemeleri, 25.11.2019 tarih ve 081314 sıra numaralı fatura ile 722.514,00 TL muhtelif inşaat malzemeleri, muhtelif hırdavat malzemeleri, muhtelif elektrik malzemelerinin davalı tarafa satıldığını, müvekkili şirketin söz konusu bedelin ödenmesi için davalı şirket ile şifahen görüşmeler yaptığını ancak yanıt alamadığını, davalı tarafa ihtarname gönderildiğini, çıkarılan ihtarnamenin iade edildiğini, davalı şirketin fatura bedellerinin ödememesi nedeniyle müvekkilinin mağduriyetine sebep olduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin 06.04.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiz ile iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, kısmi dava açılamayacağını, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, usuli itirazlarının yanı sıra esasa ilişkin olarak ise; davacı şirket tarafından düzenlenen faturaların kapalı bir şekilde düzenlendiği ve mutabakat mektubu ile müvekkili şirkete ibra edildiğini, davacı şirketin tüm muhasebe işlemlerini yürüten, faturalar düzenleyip, tahsilat yapan … tarafından, söz konusu tahsil şerhli faturalar düzenlenmiş ve yine söz konusu faturalar karşılığında tahsil kayıtlı senetlerle fatura bedellerinin ödendiğini ve mutabakat sağlanarak müvekkili şirketin borcu olmadığından da müvekkiline ibraz edildiğini, her bir fatura bedelini içeren senetlerle ödenmiş olup, senet asılları ödeme sebebiyle müvekkiline iade edildiğini, müvekkiline ihtar edilmeyen alacaklarla ilgili faiz başlangıcının ihtarın düzenlenme tarihinde itibaren talep edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu müvekkilinin temerrüte düşmediğini savunmuş haksız ve mesnetsiz açılan davanın öncelikle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddedilmesi ile davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava; taraflar arasındaki ticari satımdan kaynaklanan dava konusu faturalar nedeniyle alacak istemine ilişkindir.
Arabuluculuk son tutanağı örneği, fatura suretleri, 31/12/2019 tarihli mutabakat mektubu, senet suretleri, Yahya Galip Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden gelen BA/BS formları, Turhal Vergi Dairesi Müdürlüğün’den gelen BA/BS formları, bilirkişi raporları ve diğer bilgi belgeler dosyada mevcuttur.
Davalı ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere Turhal Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmıştır.
Talimat mahkemesince mali müşavir bilirkişiden alınan 14/07/2021 tarihli raporunun sonuç kısmında özetle; davalı tarafın 2019 ve 2020 yılı yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı HMK 222. maddesine yasal defterlerin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalı tarafın yasal defter kayıtlarına göre davacı şirketten 4 adet fatura karşılığında 2019 yılında toplam 2.257.021,40 TL mal alışı yaptığı faturaların davacı adına kayıtlı 321.01… İnşaat A.Ş Borç Senetleri hesabına senetli borç olarak kayıt edildiği, davacı tarafından dava dosyasına sunulan tüm faturaların davalının yasal defterlerinde yer aldığı, davalı tarafın yasal defter kayıtlarına göre davacı tarafa senet karşılığında 2.257.021,40 TL ödeme yaptığı, davalı tarafın davacıdan almış olduğu her fatura için ayrı ayrı senetler düzenlemiş, senetlerin davacı tarafından fatura karşılığında teslim alındığı ve ödeme sonrasında davalıya iade edildiğine dair davacının kaşe imzası bulunan evraklar aldığı, davalının yasal defter kayıtlarına göre davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı, görüşü bildirilmiştir.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi kurulu 25/10/2021 tarihli raporlarının sonuç kısmında özetle; Davacı … İnş. Mob. Tic. A.Ş. Firmasının 2019 ve 2020 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı ancak 2019 yılı kapanış fişi kaydının ticari deftere eksik yazdırıldığını, davacı tarafından 2019 yılında düzenlenen 4 adet satış faturasının taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, BA-BS Form Beyannamesi ile beyan edildiği, davaya konu uyuşmazlık sebebi senetlere ait kayıtların davalı ticari defterlerinde bulunduğu, davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu nedenle taraf defter bakiyelerinin uyumlu olmadığı, davacı taraf ticari defter bakiyesine göre davacının davalıdan 2.257.021,40 TL alacağı olduğu, senet ödemelerinin yapılıp yapılmadığı hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, davacı tarafından Ankara Baro Başkanlığı kanalıyla 07.04.2020 tarihinde davalı şirketin ticaret sicilde kayıtlı adresine ihtarname gönderildiği, ihtamamenin tebliğ edildiğine dair bir kaydın bulunmuyor olması nedeniyle, davalının temerrüde düşürülmediği görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi raporları dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Davalı yanın, yetki itirazı, 28/05/2021 tarihli ön inceleme celsesinde gerekçeli olarak reddedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Somut olayda;
Davacı yan, davalıya, davaya konu fatura içeriklerinde yazılı muhtelif inşaat, elektrik ve hırdavat malzemesi satışı yaptığını, davalının fatura bedellerini ödemediğini ileri sürerek şimdilik 10.000,00 TL’nin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ise, davaya konu her bir faturanın bedelini içerir senetlerle ödendiğini, senet asıllarının ödeme nedeniyle iade edildiğini, davacı yan ile 31.12.2019 tarihi itibariyle borçlarının kalmadığında dair mutabık kaldıklarını, açılan davanın haksız olduğunu savunarak reddine karar verilmesini dilemiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, davaya konu muhtelif inşaat, elektrik ve hırdavat malzemelerin davalıya satışının yapıldığı, bu satıma ilişkin davacı tarafça düzenlenen faturaların davalı defterlerine işlendiği ve alım satımın taraflarca ilgili vergi dairelerine beyan edildiği açık olup, bu hususta taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmalık, fatura bedellerinin ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır.
Davacı
tarafın ticari defter kayıtlarına göre davaya konu edilen satış faturalarının yevmiye defterine kayıtlı olduğu, herhangi bir tahsilat kaydı bulunmadığı ancak
2019 yılı kapanış fişinin “120-320 kodlu muhasebe hesapları” yönünden eksik yazdırıldığı ve bu şekilde
kapanış tasdiki yapıldığı bu nedenle 2019 yılı kapanış fişinde davalıya ait devir bakiye kaydı
bulunmadığı, devri bakiyesinin 2020 yılı ticari defterlerinde düzeltme yapılarak giderildiği, tespit edilmiştir.

Davalı tarafın yasal defter kayıtlarına göre, davalının, davacı şirketten dava dilekçesinde belirtilen 4 adet fatura karşılığında 2019 yılında toplam 2.257.021,40 TL mal alışı yaptığı, faturaları davacı adına kayıtlı 321.01… İnşaat A.Ş Borç Senetleri hesabına kaydettiği ve her fatura için ayrı ayrı senetler düzenleyerek davacı tarafa senet karşılığında 2.257.021,40 TL ödeme yaptığı, senetlerin davacı tarafından fatura karşılığında teslim alındığı ve ödeme sonrasında davalıya iade edildiği tespit edilmiştir.
Öte yandan davalı tarafın, ödemelerin bono ile yapıldığı savunması dışında 31.12.2019 tarihi itibariyle davacının davalıdan herhangi bir alacağının olmadığında dair mutabakat mektubunu ibraz ettiği ve delil olarak dayandığı görülmüştür.
Davacı yan, gerek fatura bedellerinin ödemesi olarak gösterilen bonoları teslim alan ve iade eden kişinin ve gerekse mutabakat mektubu üzerinde imzası bulunan kişinin grup firmalarında muhasebeci olarak çalışan
…’e ait olduğu’nu, bu kişinin fatura düzenleme yetkisi dışında, şirketle ilgili bono kabul ve iade, mutabakat metni imzalama ve ibra yetkisinin bulunmadığını, ödemelerin …’in işten çıkış tarihinden önce olmasına rağmen kayıtlarda görünmediğini ileri sürerek fatura bedellerinin ödenmediğini savunmuştur.
SGK kayıtlarına göre, …’in grup firmalardan dava dışı … A.Ş. firmasında sigortalı muhasebeci olarak 04.01.2017-
31.01.2020 tarihleri arasında çalıştığı anlaşılmıştır. Davacı yanın da, …’in muhasebeci olarak çalıştığına dair kabulü bulunmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 104 üncü maddesi uyarınca borç senedi borçluya geri verilmişse, borç sona ermiş sayılır. Burada senedin geri verilmesi borcun tamamen ifa edildiği konusunda kanunî bir karine oluşturur. Ancak, burada olağan (adi) bir karine sözkonusu olup, bunun aksi alacaklı tarafından herzaman ispat edilebilir. Alacaklı, senedi borç ifa edilmeden geri verdiğini, borçlunun eline iradesi dışında geçmiş olduğunu veya borçlu tarafından düzenlenmiş bulunduğunu ispat ederse, karine çürütülmüş, senedin borçlunun eline borç ifa edilmeden geçmiş olduğu ispatlanmış olur (Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 18. Baskı, Ankara 2015, s:1008).
Öte yandan faturanın altının faturayı tanzim eden tarafından kaşe vurularak imzalanması o faturanın kapalı fatura olduğuna ve fatura bedelinin ödendiğine karine teşkil eder. Bu durumda ispat yükü yer değiştirir, diğer bir ifadeyle ödeme savunması yönünden mevcut karine karşısında alacaklının fatura bedelini tahsil etmediğini kanıtlaması gerekir.
Somut olayda, davacı tarafından davalıya inşaat, hırdavat ve elektrik malzemelerinin satışının yapıldığı, bu satış nedeniyle tanzim edilen faturaların kapalı olarak düzenlendiği açık olup, bu durum davacı tarafından dava dilekçesi ekinde delil olarak sunulan fatura suretlerinden de anlaşılmaktadır. Davacı yan, fatura bedellerinin ödenmesine dair gösterilen bonoları teslim alan ve iade eden kişinin şirket muhasebecisi olduğunu ve bu işlemleri yapmaya yetkili olmadığını ileri sürmüş ancak, muhasebecenin faturayı düzenleme yetkisinin olduğunu da 27.05.2021 tarihli beyan dilekçesinde kabul etmiştir. Buradan, davacı yanın şirket muhasebecisi tarafından, faturaların altının kaşelenip, imzalamak suretiyle kapalı olarak düzenlenmesine, herhangi bir itirazının olmadığı anlaşılmaktadır. Davacının alacak talebine dayanak faturalar, kapalı olarak düzenlendiğine göre, bedellerinin ödendiğine karine teşkil eder. Kapalı olarak düzenlenen dava konusu fatura bedellerinin ödenmediğini ispat etmek zorunda olan davacı, aksini, yani fatura bedellerinin ödenmediğini yazılı olarak kanıtlayamamıştır. Diğer yandan, davacının fatura düzenleme yetkisi olduğunu kabul ettiği şirket muhasebecisinin, fatura bedellerine karşılık gösterilen bonoları teslim alma ve iade etme yetkisinin bulunmadığını savunması, basiretli tacir ilkesine uygun düşmediği gibi, alacaklı olduğunu ileri sürdüğü miktar nazara alındığında, tahsilat yapılmadığı halde davalı ile anlaşarak hileli bir şekilde tahsilat yapmış gibi hareket ettiği iddia edilen şirket muhasebecisi hakkında hukuki veya cezai bir işlem başlatılmaması da hayatın olağan akışına da uygun düşmektedir. Davacının, şirket muhasebecisinin kapalı olarak düzenlenmiş faturalara itiraz etmemesi, fatura bedellerinin dosyada kambiyo vasfını haiz senetlerle ödendiğini göstermekte olup, davacı tarafından senetlerin davalıya geri verilmesiyle ödemenin yapıldığının kabulü gerekir. Açıklanan gerekçelerle davacının davasını ispat edemediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM
1-Davanın reddine,
2-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3,13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
3-Masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,

5-Alınması gerekli 59,30 TL harcın, peşin alınan 170,78 TL harçtan düşümü ile fazla alınan 111,48 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra istek halinde yatırana iadesine,
6-
Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,

Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/12/2021
Katip …

Hakim …

e-imzalıdır
e-imzalıdır