Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/121 E. 2021/376 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/121 Esas
KARAR NO : 2021/376

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 06/08/2020
KARAR TARİHİ : 28/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde özetle; Müvekkili şirketin ”…” markasını ve ibaresini 2010-07345 Hizmet Marka Nolu işlem ile 44 nolu sınıfta Tıbbi Hizmetler, Diş hekimliği Hizmetleri, Güzellik Bakımı şekil ibareleriyle birlikte adına tescil ettirerek 05/02/2010 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle koruma altına aldığını, müvekkili şirketin uzun yıllardır ağız ve diş sağlığı sektöründe yer aldığını, son yıllarda yaptığı yatırımlar ile ”…” markasını tüm ülkedeki tanınmışlık düzeyini arttırdığını, davalı şirketin ”…” ibare ve şekillerini kullanarak hizmet vermesinin verilen hizmetin haklı bir üne kavuşmuş müvekkili şirketin hizmeti olduğu intibası uyandırdığını, davalı şirkete ait kliniğin açılış gününden itibaren müvekkili şirkete ait markanın kullanılmaya başlandığını, müvekkili şirketin şubesi/franchise olduğununun alenen ilan edildiğini, dolayısıyla şekle tabi olmayan franchising sözleşmesinin müvekkiline ait ”…” markasının “… …” adıyla kullanımının davalı taraflara çeşitli hak ve yükümlülükler yükleyen sözleşmenin uygulamayla yürürlüğe konulduğunun tartışmasız olduğunu, anlaşmanın yaklaşık bir yıldır sürdüğünü ve müvekkili şirketin marka değerini kullanarak iş hacmini genişletmesine karşın davalı şirketin franchising sözleşmesinin yazılı hale getirilerek imzalamasından kaçındığını, franchising sözleşmesi uygulama ile yürürlükte olmasına rağmen davalı şirketin sözleşmeden kaynaklanan herhangi bir ödeme yapmayarak, müvekkil şirkete ait marka hakkını kullanmaya devam ettiğini, kendilerine tebliğ edilen ihtarnameye rağmen sözleşmeden doğan borçlarını ifadadan kaçınan davalı şirketin sözleşmeye aykırılık sonucu müvekkili şirketi zarara uğrattığını, Ankara … Noterliği’nin 24/12/2019 tarihli ve 40268 yevmiye numaralı ihtarmane ile temerrüde düşürülmesine rağmen verilen süre içerisinde borcunu ifa etmediğini, davalılardan sözleşme bedelinin ifasının ve gecikmeden kaynaklanan gecikme tazminatının ödenmesine karar verilmesini talep ettiklerini, mahkeme tarafından müvekkili şirket ile davalı şirket arasında franchising sözleşmesi kurulmadığı kanaatine varılması halinde; bu kez müvekkili adına tescilli markanın haksız ve hukuksuz olarak kullanılmasının gündeme geleceğini, … … Noterliği’nin 27/12/2019 tarih ve 25556 yevmiye numaralı ihtarnamede davalı şirketçe açıkça ikrar edildiği üzere davalının müvekkiline ait “…” ibareli markayı kullandığını, franchise sözleşmesi kurulmamışsa bile bu kez davalının söz konusu eyleminin müvekkilinin marka haklarını ihlal eder nitelikte olduğunu belirterek; öncelikle TBK 125.maddesi gereğince verilen süre içinde borcunu ifa etmemiş davalıdan sözleşme bedelinin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin ifası ile temerrüt tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizinin davalıdan tahsiline, mahkeme aksi kanaatte ise; müvekkil şirket adına tescilli “…” markası üzerindeki sınai hakkını ihlâl eden davalı şirket aleyhine marka hakkının ihlali neticesinde elde ettiği net kazanç nispetinde maddi tazminattan fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Franchise ilişkisi iddiasına ilişkin görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğu, taraflar arasında zımni bir sözleşmenin varlığı kabul edilse bile HMK m.10 kapsamında sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin yetkili olduğu, müvekkilinin ikamet yerinin ve dava konusu uyuşmazlık yerinin Antalya olduğu, mahkemece görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilerek dosyanın… Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi gerektiği belirtilmiştir. Dosya esası bakımından ise; karşı yanca müvekkili ile … isimli işyerinin açılması öncesinde farklı şartlarda anlaşılmış olduğunu ancak; müvekkiline işyerine yüklü bedeller harcanarak masraf yapılması ve kurulması akabinde, yazılı sözleşme imzalanması aşamasında yüklü miktarda franchise bedeli istendiğini, karşı yanın tescil ettirdiği markasını kötüniyetli olarak müvekkilinden menfaat temin etmek için kullanıldığını, müvekkilinden sürekli olarak haksız ve fahiş bedeller elde etme çabası içerisine girildiğini, müvekkili şirket yetkilisi ve aynı zamanda doktorları Dr. Dt…. ve eşi Dr. Dt. …, 2018 yılının Ekim ayında kendilerine ait bir poliklinik açmaya karar verdiklerini ve o zamanlarda bir arkadaşları vasıtasıyla davalı şirket yetkilisi Dt. …ile tanıştırıldıklarını, davalı şirket yetkilisinin müvekkil şirket yetkilisine “sağlık turizmi için büyük yatırımlar yaptırdıklarını ve bu nedenle hastalarını yönlendirebilmek adına…’da franchise verecekleri yeni bir şirket arayışında olduklarını” söylediklerini, karşı yan yetkilisinin ve müvekkili şirket yetkililerinin karşı yanın… ilinde tanınırlığının artacağı hususunda hemfikir kalarak anlaştıklarını, ancak taraflar arasında yazılı sözleşme imzalanmadığını, karşı tarafça sözleşmenin müvekkiline bir türlü gönderilemediğini, müvekkili şirket yetkililerinin karşı yan ile yapmış oldukları sözlü anlaşmaya güvenerek…’nın en lüks semtlerinden birinde lüks bir dükkan kiralayarak, tasarımı hususunda karşı yanın şirket mimarları olduğu belirtilen… ile görüşüldüğünü ancak Dent Mimarlık tarafından müvekkiline iç mimari tasarım bedeli olara 30.000,00-TL bedel fiyat teklifi yapıldığı için müvekkilinin Picco Mimarlık şirketi ile anlaşarak iç mimari tasarım projesi ve klinik tadilatı 15.000,00-TL bedelle müvekkili tarafından yaptırıldığını, karşı yanın bir mimari projesi bulunmadığını; müvekkilinin … şirketine tasarlattığı mimari proje sonrasında karşı yan yetkilileri tarafından Picco şirket mimarları ile görüşülmek sureti ile kendi adlarına tescil ettirilmeye çalışıldığını, karşı tarafın müvekkiline karşı kendi tasarlattığı projeye dahi aleyhe haksız delil yaratma girişiminde bulunduğunu, karşı tarafça sözlü anlaşma görüşmeleri sırasında müvekkil şirkete “franchisor hediyesi” olarak bir adet dental ünit sözü verildiğini; ancak sonrasında dental ünitin müvekkiline satılmaya çalışıldığını, müvekkiline hediye edileceği iddia edilen dental ünit için karşı yanca 23.000,00-TL satış bedeli istendiğini; müvekkil tarafından aynı dental ünitin piyasadan 17.000,00-TL’ye satın alındığını, karşı yanca müvekkiline başkaca dental malzeme temini konusunda yardım edileceği belirtilmesine rağmen, müvekkilinden sürekli fahiş bedeller talep edilerek haksız kazanç sağlanmaya çalışıldığını, müvekkili şirketin yetkililerinin 2019 yılının Mart ayında tadilat ve ruhsatlandırma işlemleri tamamlayarak hasta kabulüne başlamış olduklarını, 2019 yılının Nisan ayında; karşı yan şirket yetkilileri ve şube doktorlarının da katılımı ile … ismi ile müvekkil şirketin işyerinin açılışı yapıldığını, karşı yan tarafından müvekkilinin bilgisi dahilinde dahi olmaksızın farklı şubelerde bulunan doktorların Antalya’ya açılışa davet edilmiş olduklarını ve konaklama ücretlerin de müvekkiline yansıtılmaya çalışıldığını, müvekkili tarafından bu hususun kabul edilmemesi üzerine doktorların konaklama ücretlerinin karşı yanca karşılandığını, müvekkili tarafından şirketin açılışının yapılması ile karşı yan tarafından bir türlü müvekkiline sunulamayan yazılı sözleşmenin müvekkiline gönderildiğini, ancak sözleşmenin taraflar arasında yapılan konuşmalardan çok daha farklı ve müvekkilinin aleyhine ağır maddeler içermesi nedeniyle müvekkilince sözleşmede değişiklikler yapılması ve sözlü mutabakata varılan hususların sözleşmeye eklenmesi talebinde bulunulduğunu, müvekkiline gönderilen yazılı sözleşmede cayma bedelinin çok yüksek tutulduğunu, müvekkiline vaad edilmiş olan yabancı hasta getirme şartı/yükümlülüğüne ise hiç değinilmediğini, bu sebeple müvekkili şirket yetkilileri tarafından sözlü mutabakatta kararlaştırılan maddelerin eklendiği sözleşmenin karşı tarafa gönderildiğini ancak karşı tarafça da bu sözleşmenin imzalanmasından imtina edildiğini, sözleşme tasarısının karşı yanca, sözlü mutabakat şartlarına aykırı olarak düzenlenerek müvekkili şirkete sunulduğunu ancak müvekkili yanca kabul edilmediğini ve müvekkili tarafından sözlü mutabakat şartlarına uygun olarak düzenlemiş olduğu sözleşme tasarısının da karşı yanca imzalanmadığını, karşı yanca 24.12.2019 tarihli 40268 yevmiye numaralı Ankara 53. Noterliği’nin ihtarnamesi ile müvekkil şirketten 150.000,00-TL sözleşme bedeli talebinde bulunulduğunu, aksi takdirde 500.000,00-TL maddi-manevi tazminat bedelinin hesaplarına yatırılmasının ihtar edildiğini, bedellerin neye göre belirlendiği anlaşılamayan kötüniyetli taleplerin bulunduğu ihtarnameye 27/12/2019 tarihli … .. . Noterliği’nin 25556 yevmiye no’lu ihtarnamesi ile cevap verildiğini; karşı yanın haksız taleplerinin kabul edilmediğinin karşı tarafa bildirildiğini, taraflar arasında yapılmış olan sözlü görüşmeler ile müvekkilinin işyerini … ismi ile açmaya karar verdiğini ancak karşı yanca verilmiş hiçbir vaadin yerine getirilmediğini, karşı yanın müvekkili işyerine müvekkilinden malzeme temini, iç mimari proje bedeli, konaklama ücreti vs gibi çeşitli sebeplerle para talebinde bulunduğunu, müvekkili tarafından franchise işine karşı yanca yüksek miktarda yabancı hasta yönlendireceği vaadiyle ve şartıyla girildiğini, karşı yanca müvekkiline hiçbir menfaat sağlanmadığını, karşı yanca sözlü mutabakatta verilen vaadler dışında; franchise ilişkisi içerisinde olması gereken hiçbir yükümlülüğün yerine getirilmediğini; dolayısıyla miktarı neye göre belirlendiği hiç anlaşılamayan sözleşme bedelinin talebinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, karşı yanın tescil ettirdiği markanın…’da tanınırlığı olmayan, müvekkile maddi anlamda da hiçbir olumlu etkisi bulunmayan bir marka olduğunu, karşı yanın müvekkilini yabancı hastaları getirteceğine dair ikna ettiğini, taraflar bu ilişkiye bu vaad üzerine girildiğini, ancak müvekkiline gelen hastaların sadece iki tanesi karşı yanın yönlendirmesi neticesinde geldiğini, geri kalan tüm hasta portföyünün müvekkillerin kendi çabası ile oluştuğunu, karşı yanın bahsini ettiğinin aksine, … markası tanınır bir marka olmadığını, toplamda; … , … , … , … ve … olmak üzere; toplamda tüm Türkiye çapında beş bayiliği olan bir şirket olduğunu, gerçek anlamda bir franchise ilişkisi kuramamış olması sebebiyle…’da bulunan daha önceki franchise girişimlerinin de olumsuz sonuçlandığını, karşı yanın…’daki bu intibası aksine müvekkiline zarar verdiğini, müvekkilinin karşı yanın tutmayacağı vaadleri neticesinde açtırdığı şubenin franchise sözleşmesine de dayanarak birçok masraf yapılmasına karşın müvekkilini batağın eşiğine getirerek sürekli zarar ettirdiğini, bu nedenle karşı yanın haksız feshi ve hareketleri nedeniyle müvekkilinin kar kaybını talep etmesi gerektiğini, müvekkiline ait sağlık turizmi yetki belgesi başvurusunda da yazdığı üzere; müvekkilinin tedavisini yapmış olduğu yabancı hastaların tümünün 2018 yılının Kasım ayında kurulan “www.dentalexcellenceturkey.com” web sitesi, facebook ve instagram hesapları üzerinden müvekkil şirket yetkililerinin kendi bütçeleri ile verdikleri reklamlar sayesinde olduğunu, karşı yan şirketin bu hususa hiçbir katkısı ve emeği bulunmadığını, sistem olarak müvekkiline hiçbir kolaylık sağlamayan bir sistemin franchise sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesinin hakkaniyete aykırı olacağını, karşı yanca müvekkilinden “sözleşme bedeli” adı altında talep edilen bedelin de bir karşılığı bulunmadığını, ortada ne imzalanmış bir sözleşme ne de belirlenmiş bir sözleşme bedeli bulunmadığını, sözleşmenin feshi noktasında haksız olan, yükümlülüklerini yerine getirmeyerek müvekkilini zarara uğratan karşı yanın sözleşme bedeli talebinin reddi gerektiğini, müvekkilinin sadece karşı yanın yönlendirmesi ve izni ile altı ay süre ile karşı yanın ismi ile işletme faaliyeti sürdürdüğünü ancak karşı yan ile ihtilafa düştüğü anda ismini değiştirdiğini, karşı yanın izni olmaksızın kesinlikle markasını ihlal etmediğini, karşı yan ile müvekkil arasında sözlü anlaşma ile kurulan sözleşme sonrasında şartlarının karşı yanca haksız değiştirilmek istenmesi akabinde son bulduğunu, tüm bu sebeplerle marka hakkının ihlalinden söz edilmesinin mümkün olmadığını, karşı yanın terditli davasının marka hakkının ihlaline ilişkin kısmının da bu yönüyle reddi gerektiğini, davanın yetkisiz mahkemede açılmış olması ve yetkili mahkemelerin… Mahkemeleri olması nedeniyle davanın yetki yönünden reddine ve karşı yanın haksız ve mesnetsiz davasının reddi ile avukatlık ücreti ile yargılama giderlerinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.

YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, franchise sözleşmesine aykırılıktan kaynaklı alacak, marka hakkı ihlâlinden kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Ankara…ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesinin 16/12/2020 gün ve 2020/195 Esas 2020/363 karar sayılı görevsizlik kararı sonucu dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
İddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı yan terditli olarak açmış olduğu eldeki davada birincil talep olarak; franchise sözleşmesine aykırılıktan kaynaklanan alacak, aksi takdirde ikincil talep olarak; marka hakkı ihlâlinden kaynaklı maddi tazminat isteminde bulunmaktadır. Davacının terditli taleplerinin ayrılması imkanı bulunmamasına göre taleplerin bir bütün olarak değerlendirilmesi ve uyuşmazlığın ihtisas mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. İhtisas mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, görev ilişkisidir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların, anılan kanunun 156’nci maddesine göre ihtisas mahkemesi olan fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesinde çözümü gerekir. Bu itibarla, davacının terditli olarak açmış olduğu huzurdaki davada marka hakkına da dayandığı görülmekle, bu konudaki delillerin takdirinin ihtisas mahkemesine ait olacağı kuşkusuzdur.
Açıklanan nedenlerle; mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, süresinde ve istek halinde dosyanın HMK 1, 20 maddeleri uyarınca, görevli Ankara…Sinai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, mahkememizce karşı görevsizlik verildiğinden süresi içerisinde istinaf edilmeden kesinleşmesi halinde olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın… Bölge Adliye Mahkemesi … Dairesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın, mahkemenin görevli olması dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli mahkemenin….ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğunun TESPİTİNE,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde taraflarca müracaat edilmesi halinde dava dosyasının görevli….ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Mahkememiz ile….ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan kararın istinaf edilmeden kesinleşmesi halinde uyuşmazlığın halli için dosyanın… Bölge Adliye Mahkemesi … Dairesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Harç ve yargılama gideri hususunun yetkili ve görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,

Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile… Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/05/2021
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır