Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/9 E. 2021/206 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti
Adına Yargılama Yapmaya Ve Hüküm Vermeye Yetkili
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/9
KARAR NO : 2021/206
:2-… – …
3-… -…
:4-… – …

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/01/2020
KARAR TARİHİ : 10/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı borçlular…. Ltd. Şti., … A.Ş., … İnş. Ltd. Şti. ile müvekkili banka arasında 27.11.2015 tarihli genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye davalı borçlular …, …, … ve … Petrol Ltd. Şti.’nin müteselsil kefil olduklarını, kredi borçlarının vadesinde ödenmemesi nedeniyle hesabın 31.08.2018 tarihli noter ihtarı ile kat edildiğini ve alacağın tahsili için 19.09.2019 tarihinde asıl borçlu şirketler hariç olmak üzere davalı kefiller hakkında Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2019/12415 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı kefillerin takibe itirazları nedeniyle takibin durduğunu, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek itirazın iptalini, takibin 310.076,05 TL üzerinden devamına ve %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davacı … Ltd. Şti. vekili davaya cevap dilekçesinde; şirket hisselerinin 18.08.2015 tarihinde davalı şirket yetkilisi Ömer İlhan tarafından satın alındığını, bu suretle şirketin el değiştirdiğini, el değiştirme tarihinden sonra davacı banka ile herhangi bir kredi sözleşmesi akdedilmediğini veya kefil olunmadığını, hisse devrinden önce yapılmış sözleşmeler var ise sorumluluğun şirkete ait olmayıp şirketin eski hissedarlarına ait olduğunu, çünkü hisse devir sözleşmesinde resmi kayıtlarda ve bilançoda gözükmeyen borçlara ilişkin sorumluluğun hissesini devreden ortaklara ait olduğunun düzenlendiğini, dava konusu alacağın hisse devri sırasında gizlendiğini, bu nedenle hisse devrinin iptali için dava açıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir
SAVUNMA :
Davalılar …, … ve … vekili davaya cevap dilekçesinde; asıl borçlu şirket hakkında 09.08.2018 tarihli Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/581 Esas sayılı dosya üzerinden konkordato geçici mühlet kararı verildiği, geçici mühletin 01.11.2018 tarihinden itibaren 2 ay süre ile uzatıldığını, 09.01.2018 tarihinden itibaren 1 yıllık kesin mühlet kararı verildiğini, geçici mühlet kararının bankaya tebliği üzerine bankanın hukuka aykırı olarak hesabı kat ettiğini, davacının bu eyleminin İİK’nın 296 md. hükmüne aykırı olduğunu, yasa hükmü uyarınca konkordato sürecinin sözleşmeyi sonlandırma gerekçesi yapılamayacağını, konkordato süreci nedeniyle asıl borçlu şirkete başvurulamayan hallerde alacağın kefillerden tahsili için takip ve dava yoluna başvurulmasının iyi niyetten uzak olduğunu, davacı bankanın henüz muaccel hale gelmemiş bir alacağının bulunmadığını, zira alacağın kefillerden tahsili yoluna gidilmesi için asıl borçlunun temerrüde düşmesinin gerektiğinin, borcu kabul anlamına gelmemek kaydı ile kefaletin kanunda belirtilen şekle uygun yapılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı banka ile dava dışı asıl borçlular (… Ltd., … A.Ş., … Ltd.) arasında 27.10.2015 tarihli 30.000.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesi imzalandığı taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. İş bu sözleşmenin eki olarak düzenlenen “müteselsil kefalet ve hesap rehini sözleşmesi”’nde davalılar …, … ve …’in müteselsil kefil sıfatı ile sorumlu olduklarına dair imzalar bulunmakta olup, davalı … Ltd. Şti.’nin kefilliğine dair herhangi bir imza ya da beyan bulunmamaktadır. Gerçek kişi kefillerin asıl borçlu…. Ltd. Şti.’nin ortakları olduğunun, … ve …’in eş rızalarının alındığı, kefalet sözleşmesinin imzalandığı tarihte ortaklık ilişkisinin devam ettiği anlaşılmıştır. Öte yandan kefalet tarihi tutarı ve türünün el yazısı ile yazılıp imzalandığı da görülmüştür.
Davacı banka tarafından asıl borçlu şirketler ve kefillere yönelik 31.08.2018 tarihinde keşide ettiği hesap kat ihtarında, asıl borçlu şirketler ile imzalanan kredi sözleşmesine istinaden bu şirketlere kredi kullandırıldığı, sözleşme hükümlerine istinaden kredi borçlarının muaccel hale geldiği belirtilerek (83.658,71 TL nakit kredi + 1.792,16 TL teminat mektubu komisyonu)= 85.450,87 TL nakit alacağın ihtarın tebliğinden itibaren 2 gün içerisinde ödenmesi, teminat mektubu ve çek yapraklarından kaynaklanan 1.359.565,52 TL gayri nakit alacağın aynı sürede depo edilmesini ihtar etmiştir. İhtarnamenin asıl borçlu…. Ltd. Şti.’ne ve davalı kefillere 03.09.2018 tarihinde tebliğ edildiği tespit olunmuştur.
Davacı banka tarafından davalı kefillere yönelik 17.09.2019 tarihinde Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2019/12415 sayılı dosyası ile (286.791,77 TL asıl alacak + 24.076,05 TL %19,68 kar payı) = 310.867,82 TL’nin takip tarihinden itibaren işleyecek %19,68 kar payı ile borçlulardan tahsili, ayrıca 832.481,00 TL gayri nakit alacağın depo edilmesini istemiştir.
Davacı bankanın alacağının nakde dönüşen 05.02.2016 tarihli …3855 nolu 135.000,00 TL bedelli ve 26.08.2015 tarihli …3858 nolu 160.000,00 TL bedelli teminat mektuplarından kaynaklandığı, 05.02.2016 tarihli mektubun 19.04.2019 tarihinde 135.000,00 TL üzerinden nakde dönüştüğü, 26.08.2015 tarihindeki mektubun ise 30.04.2019 tarihinde nakde dönüştüğü anlaşılmıştır. Şu durumda takip konusu yapılan nakit alacağın 31.08.2018 tarihli kat ihtarında belirtilen nakit alacakla ilgisi olmadığı anlaşılmıştır. Nitekim davacı vekili 24.02.2020 tarihli dilekçede takip konusu borcun belirtilen 2 adet teminat mektubundan kaynaklandığını bildirmiş olup, bu mektupların hesap kat ihtarından sonra nakde dönüştükleri görülmüştür.
Davacı vekili 06.07.2020 tarihli dilekçede nakde dönüşen teminat mektuplarından kaynaklı (135.000,00 TL + 166.000,00 TL)= 301.000,00 TL mektup bedelinin mektubun nakde çevrilmesi sırasında borçlu hesabında bulunan miktarın tazmin bedelinden düşülmesi ile kalan 286.791,77 TL alacak üzerinden icra takibine geçtiklerini bildirmiştir. Davacı vekili tarafından beyan edilen 14.208,23 TL bilirkişi marifetiyle yapılan incelemede tazmin tarihinde borçlu şirket hesabında tespit edilememekle birlikte taleple bağlılık ilkesi gereği bu tutarın mektup bedelinden düşülerek hesaplanması gerekecektir.
Taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin “kar payı” başlıklı bölümünde; gayri nakdi krediler nakde dönüşmesi halinde nakde dönüşen borca bu tarihten itibaren bankanın ortalama 1 yıl vadeli kurumsal finansman desteği şeklinde kullandırılan kredilere uyguladığı kar payı oranı üzerinden kar tahakkuk ettirileceği düzenlenmiştir. Davacı banka tarafından alacağa uygulanan kar payı %19,68 olup, davacı bankanın teminat mektuplarının nakde dönüştüğü dönemde kredilere uyguladığı en yüksek faiz oranlarının listesi dava dosyasına sunulmuş olup, 0-12 ay vadeli krediye uygulanan en yüksek kar payı oranının %32,40 olduğu tespit edilmiş olup, taleple bağlılık ilkesi gereği alacağa uygulanması gereken kar payı oranının %19,68 olduğu benimsenmiştir.
05.02.2016 tarihli …3855 nolu 135.000,00 TL bedelli teminat mektubu 19.04.2019 tarihinde tazmin olmuştur. Davacı vekilinin 06.07.2020 tarihli beyan dilekçesi dikkate alınarak (135.000,00 TL -14.208,23 TL)=120.791,77 TL’ye tazmin tarihinden 17.09.2019 takip tarihine kadar (146 gün) için %19,68 kar payı uygulanacak olup, takip tarihi itibariyle mahrum kalınan kar payı 9.640,79 TL olarak hesaplanmıştır.
26.08.2015 tarihli …3858 nolu 166.000,00 TL bedelli teminat mektubu 30.04.2019 tarihinde tazmin olmuştur. Bu tutara tazmin tarihinden 17.09.2019 takip tarihine kadar (140 gün) için %19,68 kar payı uygulanacak olup, takip tarihi itibariyle mahrum kalınan kar payı 12.704,53 TL olarak hesaplanmıştır.
Davacı bankanın nakde dönüşen teminat mektuplarından kaynaklı alacağa takip tarihinden itibaren 286.791,77 TL asıl alacak, 22.345,32 TL mahrum kalınan kar payı olmak üzere toplam 309.137,09 TL olarak hesaplanmış olup, bu tutar üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi gerekmiştir.
Davalılar Macit Petrol İnş. Ltd. Şti.’nin alacağın dayanağı olarak gösterilen genel kredi sözleşmesi ve eki olan kefalet taahhütnamesinde imzası olmadığı ve bu nedenle bu davalı hakkındaki davanın reddi gerektiği, diğer davalıların kefalet taahhütlerinin yasada belirtilen koşullarının uygun olduğu, kefil konumundaki davalıların asıl borçlu şirketin ortağı olduğu ve ayrıca eş rızalarının alındığı, nakde dönüşen teminat mektupları yönünden davalı kefillere müracaat edilebileceği, teminat mektuplarının nakde dönüşmesiyle alacağın muaccel hale geldiği, muaccel hale gelen alacağa tazmin tarihinden takip tarihine kadar sözleşmenin “kar payı” başlıklı maddesinde belirtilen şekilde %19,68 kar payı uygulanması gerektiği anlaşılmış olup, gerçek kişi kefiller yönünden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :
Davalı …hakkında açılan davanın reddine,
Davalı …kendini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 30.155,32 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …ne ödenmesine,

Diğer davalılar (…, …, …) hakkında açılna davanın kısmen kabulüne,
Ankara 16. İcra Müdürlüğü 2019/12415 sayılı takip dosyasında davalıların itirazının 286.791,77 TL asıl alacak + 22.345,32 TL mahrum kalınan kar payı olmak üzere toplam 309.137,09 TL üzerinden iptaline,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren %19,68 kar payı uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
İtirazın iptaline karar verilen 309.137,09 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı …, … ve …’den tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davanın reddedilen bölümü ile yine Macit Petrol Ltd. Şti hakkında açılan davanın reddi ile ilgili olarak davacı takipte haksız ise de açıkça kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından, davalılar vekillerinin kötü niyet tazminat taleplerinin reddine,
Karar ve İlam Harcı
Alınması gerekli 21.117,15 TL harçtan peşin alınan 3.740,99 TL harcın düşümü ile arta kalan 17.376,16 TL harcın davalılar …, … ve …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Kanunu 18A/13 maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Asagari Ücret Tarifesi uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılar …, … ve …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
Yargılama Giderleri ve Gider Avansı
Davacı tarafından yapılan 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 213,50 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 1.713,50 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre (0,99) hesaplanan 1.708,31 TL’nin davalılar …, … ve …’den alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacının dava açarken ödediği 3.740,99 TL peşin harcın davalılar …, … ve …’den alınarak davacıya ödenmesine,
Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
Vekalet Ücreti
Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 30.089,60 TL vekalet ücretinin davalılar …, … ve …’den alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 938,96 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …, … ve …’e ödenmesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/03/2021
Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …