Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/74 E. 2021/758 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/74 Esas
KARAR NO : 2021/758

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/02/2020
KARAR TARİHİ : 11/11/2021
KARAR Y.TARİHİ : 02/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde; 01.11.2019 tarihinde davalı taşıyıcının Ankara/Esat şubesinden Sakarya’ya 278313786866 takip numarası ile gönderilen kargonun alıcıya teslim edilmediğini, davalı taşıyıcı ile anlaşmalı olarak bir çok kargonun sevkiyatında görev verdiklerini, söz konusu kargoyu da davalı taşıyıcının gözetiminde ve yasal olarak ticari bir zorunluluk olan sevk irsaliyesi ile birlikte şube çalışanlarına teslim edildiğini, sevkiyatı başlatan taşıyıcının teslim edeceği kişinin kargonun süresi içinde teslim edilmemesi üzerine 04.11.2019 tarihi itibarıyla TTK 889/4 hükmünde öngörülen bildirim şekillerine uyarak süresi içinde sözlü ve yazılı olarak bildirimde bulunduğunu, davalı taşıyıcının ise bu bildirimlere açık bir cevap veremediğini ancak bu talebin incelenmekte olduğunu ifade ettiklerini, diğer yandan kargonun teslim edilmemiş olmasına karşın kargonun teslim edildiği şeklinde kısa mesaj ile alıcıya teslim edildiği öne sürülmüş ve giderek İnternet sitesinde kargonun durumunu sorguladığında kargonun teslim edildiği şeklinde bir bilgiye ulaştıklarını, teslim tarihinde ki saatin 18.51 olarak belirtildiğini, oysa alıcının mesai saatinin dışında teslim zamanının belirtildiğini, bu teslimatın taşıyıcı tarafından ispatlanmak zorunda olduğunu, Kargonun teslim edilmemesi yüzünden zararlarının karşılanması gerektiğini, bu zararın kargonun değerine göre hesaplanarak TTK 880 – 882 maddeleri hükümlerinde yer alan taşıyıcının sorumluluğunun sınırlandığı hükümlerine göre değil TTK 886 maddesinde yer alan zarar kasten ve pervazsızca hareketten dolayı doğması halindeki sorumluluk sınırlarını kaldıran hüküm kapsamında 10.940,00 TL’nin ihtar ve tebliğ tarihi olan 22/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçelerinde, TTK’nın 858 maddesine atıf yapılarak taraflarca imzalanmış taşıma senedinin taşınacak eşyaya ait bilgilerin kap ve paket durumunun, işaret ve numaraların uygun olduğu karine oluşturacağını, eşyanın niteliğinin iki tarafça imzalanmış ve denetlenmiş taşıma senedinde belgeye göre eşyanın niteliğini ve değerini ispat etmek görevi davacı göndericiye ait olduğunu, mahkemeye sunulan ve teslim edilmediği iddia edilen paket üzerinde var olan eşyaya ait irsaliyenin taraflarca imzalanmış ve kabul edilmiş bir belge olmadığını, bu belgenin (sevk irsaliyesinin) Vergi Usul Kanunu uyarınca düzenlendiğini, irsaliyenin düzenleme tarihi ile sevk tarihinin aynı gün olması ve irsaliye numarası ve ambar tesellüm fişinin taşıma faturasında yer alması gerektiğini, sevk irsaliyesinin tarihi 01.11.2019 olması gerekirken 04.11.2019 tarihli olduğunu, bu neden ile kargo içeriğini ispat etmesinin mümkün olmadığını, kargo içeriğinin değerinin bilinmeden ve gönderici tarafından beyan edilmeyen durumda davacı göndericinin kargo içeriğinin 10.940.- TL olduğunu iddia etmesi hakkın kötüye kullanılması olduğunu, kayıp ve hasar halinde taşıyıcının sorumluluğunu sınırlayan TTK madde 882 ye göre değerlendirilerek tazminat söz konusu olur ise bu hükümde ki hesaplamaya göre yapılması gerektiğini, davacı göndericinin öne sürdüğü kasten ve pervasızca bir fiilden dolayı kayıp olduğuna dair görüşünü ispat edemediğini belirterek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, davacı tarafından davalı … şirketine verilen malın ilgilisi olan … Isı adlı şahsa teslim edilip edilmediği ve davacı tarafından verilen kargonun içeriği konularına ilişkin olduğu anlaşıldı.
Taşıma, genel anlamda, yolcu veya eşyanın bir yerden başka bir yere götürülmesidir. Eşya taşıması ise yükleme ve boşaltmayı da kapsamına alan ve bir nakil vasıtası (araç) ile yapılan taşıma biçimidir. Taşıma konusu eşya ise, taşınması mümkün olan bütün maddi şeylerdir. Taşıma sözleşmesinin varlığı, bir taşıma taahhüdünün bulunmasına bağlıdır. Taşıma taahhüdü, taşıyıcının eşyayı kendi gözetim ve sorumluluğu altında bir yerden başka bir yere götürmesidir. Taşıma ücretinin de, taşıma sözleşmesi bakımından zorunlu bir unsur olduğu kabul edilmektedir. Eşya taşıma ilişkisinde, gönderen, taşıyıcı ile kendi adına taşıma sözleşmesi kuran; taşıyıcı, ücret karşılığında eşya taşıma işlerini üzerine alan; gönderilen ise eşyayı teslim almaya yetkili kişidir.
Taşıma hukuku bakımından hasar, eşyada meydana gelen ve onun değerinin düşmesine neden olan her türlü maddî kötüleşmedir. Zıya ise eşyanın gönderilene teslim edilememesi veya teslim edilecek durumda olmamasıdır. Zıya ve hasardan doğan sorumluluk, eşyaya özen borcunun ihlâlinden kaynaklandığı için, taşıyıcının eşyaya özen borcu devam ettiği sürece, yani eşyayı teslim aldığı andan, onu gönderilene teslim edinceye kadar olan sürede söz konusu olmaktadır. Zıya, tam veya kısmi olabilir. Eşya, gönderilene hiç teslim edilemiyorsa ya da değerini tamamen kaybetmiş şekilde teslim edilmiş ise tam zıya; eksilmiş ve/veya değeri azalmış bir şekilde teslim edilmiş ise kısmi zıya söz konusudur. Kısmi zıya durumunda, eşyanın zayi olmayan kısmının, değersiz hâle gelmemiş olması gerekmektedir. Aksi hâlde, mevcut zıya, tam zıya olarak nitelendirilir.
Somut olayda, taraflar arasındaki ilişkinin karayoluyla yurt içi eşya taşıma ilişkisi olduğu anlaşılmaktadır. Bu sözleşme, kural olarak, TTK m.850 ve devammda düzenlenen, “Taşıma İşleri” hükümlerine tâbidir.
Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın ziyamdan, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. (TTK m.875/I). TTK m.874/1 uyarınca ise eşya, taşıma süresini izleyen yirmi gün içinde teslim edilmezse, hak sahibi ona zayi olmuş gözüyle bakabilir.
İspat yüküne ilişkin Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin E. … sayılı kararında, “6102 Sayılı TTK 875. madde hükmü uyarınca, davalı taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın ziyamdan, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumlu olup, taşınmak üzere kendisine teslim edildiği uyuşmazlık dışı olan malı gönderilene teslim ettiğini de usulüne uygun biçimde ispat etmekle yükümlüdür.” Biçiminde hüküm tesis edilmiştir.
Taşıyıcının sorumluluktan kurtulmasında genel sebepler ve özel sebepler ayrımı yapılmış olup taşıyıcı ancak TTK’nın 875/2, 876 ve 878. maddesinde gösterilen hallerin mevcudiyetini ispat etmek suretiyle mesuliyetten kurtulabilir. TTK m.875/2’ye göre, zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır. Taşıyıcının, sorumluluktan kurtulmasını düzenleyen genel kural olarak, TTK m.876 uyarınca, “Zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur.”. Taşıyıcının sorumluluktan kurtulmasını sağlayan özel sebepler ise TTK m.878/1’de şu biçimde sayılmıştır: “a) Sözleşme veya teamüle uygun olarak üstü açık bir aracın kullanılmış olması yahut güverteye yükleme yapılması, b) Gönderen tarafından yapılan yetersiz ambalajlama, c) Eşyanın gönderen veya gönderilen tarafından işleme tabi tutulması, yüklenmesi veya boşaltılması, d) Eşyanın; özellikle kırılma, paslanma, bozulma, kuruma, sızma, olağan fire yoluyla kolayca zarar görmesine yol açan doğal niteliği, e) Taşınacak paketlerin gönderen tarafından yetersiz etiketlenmesi, f) Canlı hayvan taşıması, g) 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu ile diğer kanun ve düzenlemelerde yer alan hükümlerin taşıyıcının sorumluluktan kurtulmasını haklı gösterdiği hâller.”. Herhangi bir zararın hâl ve şartlara göre birinci fıkrada öngörülen bir sebebe bağlanmasının muhtemel bulunduğu durumlarda, o zararın bu sebepten ileri geldiği varsayılır. Birinci fıkranın (a) bendinde öngörülen olağanüstü zıya veya hasar hâlinde bu karine geçerli olmaz. (TTK m.878/2). Bu kabul, hukukî niteliği bakımından adi bir karinedir ve aksinin ispatı mümkündür. Neticeten, karinenin aksi veya taşıyıcının en yüksek özeni göstermediği ispatlandığı takdirde, sorumluluktan kurtulan taşıyıcının, sorumsuzluk hâli ortadan kalkacak; sorumluluğu devam edecektir.
Taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen ziyamdan dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır (TTK m.880/1). Eşyanın hasara uğraması hâlinde, onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki fark tazmin edilir. Zararı azaltmak ve gidermek için yapılacak harcamaların birinci cümleye göre saptanacak değer farkını karşıladığı karine olarak kabul edilir (TTK m.880/2). Eşyanın değeri piyasa fiyatına göre, bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cari değerine göre tayin edilir. Eşya, taşımak üzere teslimden hemen önce satılmışsa, satıcının faturasında taşıma giderleri mahsup edilerek gösterilen satış bedelinin piyasa fiyatı olduğu varsayılır (TTK m.880/3).
Gönderinin tamamının zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 ve 881 inci maddeler uyannca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır (TTK m.882/1). Gönderinin münferit parçalannın zıyaı veya haşan hâlinde taşıyıcının sorumluluğu; a) Gönderinin tamamı değerini kaybetmişse tamamının, b) Gönderinin bir kısmı değerini kaybetmişse, değerini kaybeden kısmının, net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır (TTK m.882/2). Özel Çekme Hakkı, eşyanın taşıma amacıyla taşıyıcıya teslim edildiği tarihteki veya taraflarca kararlaştırılan diğer bir tarihteki, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca belirlenen değerine göre Türk Lirasına çevrilir (TTK m.882/4).
Zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle İşlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879 uncu maddede belirtilen kişiler, bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz (TTK m.886/1).
Dosya kapsamındaki deliller dikkate alındığında, taşımaya konu eşyanın tam zıyaa uğradığı değerlendirilmiştir. Taşıyıcının sorumluluğuna ilişkin hükümler esas alındığında, davalı taşıyıcının sorumluluktan kurtulmasını sağlayan sebepler bulunmadığı ve davalı taşıyıcının eşyanın ziyanından tam sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı taşıyıcının, taşıma konusu eşyanın kaybolmak suretiyle zayi olmasına herhangi bir izah getirilememesi sebebiyle sınırlı sorumluluk hükümlerinden yararlanamayacağı değerlendirilmiştir. Davaya konu edilen kargonun değerinin 10.940,00 TL olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin faiz yönünden karar celsesindeki beyanı nazara alınarak aşağıdaki şekilde davanın kabulüne yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM :
1-DAVANIN KABULÜ İLE
-10.940,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2.Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
3-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda ayrıntılı olarak açıklanan 651,70 TL yargılama giderinin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
4-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
5-.Alınması gerekli 747,31 TL harçtan peşin alınan 186,83 TL harcın düşümü ile arta kalan 560,48 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Peşin alınan 186,83 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/11/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

DAVACI YARGILAMA GİDERLERİ
Vekalet Harcı 7,80 TL
Posta masrafı 89,50 TL
Başvurma harcı 54,40 TL
Bilirkişi ücreti 500,00 TL
TOPLAM 651,70 TL