Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/658 E. 2021/307 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/658 Esas – 2021/307
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/658 Esas
KARAR NO : 2021/307

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 29/12/2020
KARAR TARİHİ : 20/04/2021
KARAR Y.TARİHİ : 21/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, Müvekkili şirketin 03.07.2012 tarihinde … Bankası A.Ş.’den 5.000.000TL limitli kredi çektiğini ve bu kredi için Genel Kredi Sözleşmesi yapıldığını, Söz konusu kredi için 13.000.000TL değerinde olan … Ankara adresindeki akaryakıt istasyonu ipotek olarak verildiğini, bu kredinin 2016 yılında kapatıldığını ve ipoteğin kaldırıldığını, kredinin kapatılmasından sonra şirketin tüm hesapları ilgili bankanın Natoyolu şubesine aktarıldığını, 2018 yılında banka tarafından; uygun faiz koşulları, BCH kredisinden komisyon alınmaması, çek/senet ve hesap işletim ücreti, pos kullanımı ücreti gibi faaliyetlerinde masrafsızlık tanımlanacağı vaatleriyle BCH kredi teklifi yapıldığını, müvekkil şirketin ticari kredi limiti 3.000.000,00- TL rotatif ve 5.000.000,00- TL taksitli krediyi ….Ankara adresindeki 13.000.000,00-TL eksper değerli şubesini ipotek göstererek aldığını ve o dönemde …A.Ş.’de kullanmakta olduğu BCH kredisini kapatıp … Bankası A.Ş. ile çalışmaya başladığını, Söz konusu kredi için Müvekkil şirket ile davalı banka arasında herhangi bir sözleşme imzalanmadığını, müvekkili şirketin, sözleşmenin kendisine verilmesini istemiş ancak banka böyle bir sözleşmenin ellerinde olmadığını söylediğini ve Müvekkilin rızası olmadan açtığı birçok hesaptan komisyon ücreti adı altında haksız ve hukuka aykırı tahsilatlar yapmaya devam ettiğini belirterek; taraflarından haksız ve hukuka aykırı olarak yapılan tahsilatların tam olarak tespit edilememesi sebebiyle belirsiz olan alacakları için şimdilik 5.000TL’nin davalı bankanın hesabına girdiği andan işleyecek reeskont faiziyle birlikte tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçelerinde, davacı tarafların her birisinin ayrı bir tüzel kişiliği haiz şirket olduğunu, Bu nedenle de yapmış oldukları ve davaya konu iş ve işlemlerin her birisinin ticari ve mesleki amaçla olduğunu, davacı ile müvekkil Banka arasında akdedilen sözleşmeler uyarınca, davacı ile müvekkil Banka arasında çıkabilecek ihtilaflarda görevli ve yetkili İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili kılınmış olduğunu, davacı ile müvekkil Banka arasında imzalanan Genel Kredi sözleşmesinin “Diğer Hükümler” kenar başlıklı 3. maddesindeki “yetki” ile ilgili düzenleme gereğince, İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunun kabul edildiğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, daha önce kapatılan hesaba ilişkin açılan hesaplar üzerinde aynı krediye yönelik işlemler yürütüldüğü ve yüksek faiz hesapları ile komisyon ücretleri alındığı ve buna ilişkin tahsilatlar yapıldığı ileri sürülerek iadesi istemine ilişkindir.
Davalı vekili süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde; taraflar arasında yapılan sözleşmede uyuşmazlık halinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğuna ilişkin yetki şartı bulunduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuştur.
Taraflar arasında imzalanan Genel Kredi sözleşmesinin “Diğer Hükümler” kenar başlıklı 3. maddesindeki “yetki” ile ilgili düzenleme gereğince, İSTANBUL mahkemelerinin yetkili olduğu kabul edilmiştir.
HMK’nın 17’nci maddesinde yapılan düzenleme uyarınca; tacirler ve kamu tüzel kişileri arasında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. Yapılan bu düzenleme uyarınca; tacirler veya kamu tüzel kişilerinin yetki sözleşmesi yapması veya sözleşmeye yetki şartı koymaları durumunda anlaşmazlık halinde davanın kararlaştırılan yetkili mahkemede açılması zorunludur.
İlk itirazlar, HMK’nın 116’ncı maddesinde düzenlenmiştir. Yapılan bu düzenleme uyarınca; kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazı ve uyuşmazlığın tahkim yolu ile çözümlenmesi gerektiği itirazı ilk itiraz olarak kabul edilmiştir. İlk itirazların hepsinin cevap dilekçesinde ileri sürülmesi zorunludur. İlk itirazlar dava şartlarından sonra incelenir. İlk itirazlar, ön sorunlar gibi incelenerek karara bağlanır (HMK m. 117).
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 03.10.2011 tarih, 2010/2082 Esas, 2011/11645 Karar sayılı kararında da açıklandığı üzere, HUMK’nun 22. maddesi hükmü gereği taraflar kamu düzenine ilişkin olmadığı hallerde yetkisiz olan bir mahkemeyi yetki sözleşmesi ile yetkili kılabilirler.
HMK 17 madde hükmünde yapılan düzenleme uyarınca tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemelerde açılabilir. Kanunda yapılan bu düzenlemedeki yetki kamu düzenine ilişkin kesin yetki olmadığından mahkeme tarafından re’sen nazara alınamaz. Taraflar arasında usulüne uygun şekilde yapılmış yetki sözleşmesi veya sözleşmeye konulan yetki şartının bulunması halinde yetkili mahkeme veya icra dairesi sözleşmede kararlaştırılan yerdir. Bu halde taraflar yaptıkları yetki sözleşmesi ile icra dairesi veya mahkemenin yetkisini münhasır hale getirmiş olurlar. İcra takibinin veya açılacak davanın kanunda yapılan açık düzenleme uyarınca sadece kararlaştırılan yerde yapılması zorunludur. Yetki sözleşmesi ile münhasır yetkili mahkeme veya icra dairesi kararlaştırılmış olsa bile yapılan itirazın usulsüz yani geçerli bir itiraz olmaması durumunda yetkisiz icra dairesi veya mahkeme yetkili hale gelir (Yargıtay 15 HD 16/04/2013, 2013/1552 E, 2013/2639 K.).
Somut olayda, davacı, daha önce kapatılan hesaba ilişkin açılan hesaplar üzerinde aynı krediye yönelik işlemler yürütüldüğü ve yüksek faiz hesapları ile komisyon ücretleri alındığı ve buna ilişkin tahsilatlar yapıldığını ileri sürerek bu bedellerin tahsili için işbu davanın açıldığı davalının sunduğu cevap dilekçesinde uyuşmazlığın çözümünde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetki ilk itirazında bulunduğu, taraflar arasında yapılan Genel Kredi sözleşmesinin “Diğer Hükümler” kenar başlıklı 3. maddesindeki “yetki” ile ilgili düzenleme gereğince yetki şartı maddesinde genel bir yetkili mahkeme belirlenmesi HMK 17 maddesine göre birden fazla yetkili yer kararlaştırılabilirsede bu yerlerin açıkça belirli olması gerektiği, İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunun kabul edildiği anlaşıldığından, davalının yetki ilk itirazının kabulüne, mahkememizin yetkisizliği nedeni ile davanın usulden reddine, HMK’nın 20. maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde mahkememize başvurulması halinde dosyanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN YETKİSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesi ve iki haftalık yasal sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK.323 ve 331 maddeleri uyarınca görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.20/04/2021