Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/648 E. 2021/621 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/648 Esas
KARAR NO : 2021/621

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2020
KARAR TARİHİ : 05/10/2021
KARAR Y.TARİHİ : 08/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, müvekkil şirket ile davalı şirket arasında muhtelif tarih ve miktarlarda malzeme satışı olduğunu, davalıların kurmuş olduğu iş ortaklığının müvekkil şirkete borcu bulunmaktayken … Ticaret Mahkemesi’ne başvurarak 3 ay süre ile geçici mühlet, kesin mühlet kararı ile konkordatonun tasdiki talebinde bulunduğunu, 2018/706 esas sayılı dosya üzerinden önce geçici mühlet kararı ardından 1 yıllık kesin mühlet kararı verildiğini, davalı iş ortaklığının müvekkil şirkete 10 adet fatura karşılığı olan 14.082,18 TL tutarındaki borç ile davalı şirketin müvekkil şirkete keşide ettiği 30.000,00 TL ve 20.000,00 TL bedelli iki adet çekin banka sorumluluğu hariç ödenmediğini, müvekkil şirketin alacakları için değinilen dosyaya müdahale talebinde bulunulduğunu, konkordato komiserlerine alacakların bildirildiğini, yargılama neticesinde 30.01.2020 tarih ve … sayılı karar ile konkordato kararının her iki davalı için reddine karar verildiğini, davalıların müvekkil şirkete bedeli ödenmeyen 10 adet fatura ve ödenmeyen çeklerin icra takibine konu edildiğini, açıklanan iki çek için … Müdürlüğü’nün … sayılı dosya ve ödenmeyen faturalar için … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının çeklerin konu edildiği … esas sayılı takip dosyasına itiraz etmediğini, ancak her iki davalının da faturaların takip konusu olduğu … esas sayılı takip dosyasına ayrı ayrı itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu belirterek; itirazın iptaline, takibin devamına, davalı borçlunun %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçelerinde, müvekkillerinin davacıya herhangi bir borcu olmadığını, cari hesaplarında bu faturaların mevcut olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte iş bu davanın süresinde açılmadığını, davacının takibe itiraz edildiğinden haberdar olduğunu, ancak süresinden sonra huzurdaki davayı açtığını, bu sebeple davanın süre yönünden reddi gerektiğini, davanın yetkili ve görevli mahkemede açılmadığını, iş bu alacak için zamanaşımı itirazında bulunulduğunu, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının faiz taleplerini kabul etmediklerini, açıklanan nedenlerle; haksız davanın reddine, bunun mümkün olmaması durumunda yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili mahkemesine gönderilmesine, bunun da kabul edilmemesi durumunda, süresinde açılmayan davanın süre yönünden reddine, bunun da kabul olmaması durumunda haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile davacının %20 den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin de davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, 10 adet fatura ve 2 adet çek bedelinin tahsilinden bahisle başlatılan icra takibine itirazın iptali, icra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminatı istemlerine ilişkindir.
… Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında: alacaklının …, borçluların … ile … Proje Havalandırma Mühendislik Müşavirlik İnş. San. Tic. Ltd. Şti olduğu, muhtelif malzeme satışından kaynaklanan 10 adet faturaya bağlı 14.082,18 asıl alacak, 5.017,62 TL işlemiş faiz ve sair ferilerinin tahsili için tahsili için 22.07.2020 tarihinde icra takibi başlatıldığı, anılan ödeme emrine borçlunun itiraz ettiği ve takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Davacı şirketin, davalı şirket adına 06.07.2018 – 06.09.2018 tarihleri arasında, toplam 14.082,18 TL’lik 10 adet fatura ve faturanın içeriğinde yazılı satışı gerçekleştirilmiş olan veya satılmak üzere olan malın bir adresten başka bir adrese taşınmasını sağlayan irsaliyeli fatura düzenlediği, faturaların açık fatura olduğu, faturaların bir kısmında teslim eden ile teslim alanın isim ve imzalarının mevcut olmadığı anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi raporunda; davacı şirkete ait ticari defterlerin usulüne uygun tasdik ettirilip, işlendiği HMK ve TTK ya uygun olduğu, Form/Ba beyannamelerinin; davacı şirkete ait Form/Bs beyannameleri ile uyumlu olduğu, bir başka ifadeyle tarafların alım ve satımlarının çapraz kontrolünün sağlanmış olduğunu, davaya konu 10 adet irsaliyeli fatura ve fatura içeriğine davalı şirketin 8 günlük yasal süresi içerisinde bir itirazının olduğunu gösterir herhangi bir belgeye dosyasında rastlanmadığı, ilgili vergi dairesine mal ve hizmetin alınmış olduğunun beyan edildiği, davacı şirketin yevmiye defteri ile uyumlu olan ve muavin defter cari hesap borç bakiyesinin; … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında kayıtlı muhtelif malzeme satışından kaynaklanan on adet irsaliyeli faturaya bağlı 14.082,18 TL’lik asıl alacak tutarı ile uyumlu olduğunu belirtmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Türk Hukukunda kural olarak her dava, dava tarihindeki durum ve koşullara göre karara bağlanır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan tarafların alacak borç durumu ve haklılık durumu icra takip tarihi itibariyle tespit edilir (Yargıtay 19. HD.11/11/2015 tarih, 2015/5365 Esas, 2015/14528 K.; 14.11.2019 tarih, 2017/4726 E, 2019/5144 K,).
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 26.09.2018 tarih, 2018/2696 Esas ve 2018/3431 karar sayılı ilamına göre Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır….” Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 27.06.2016 tarih, 2015/6424 Esas ve 2016/3931 Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, fatura örnekleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre;
Somut olayda; Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, bu ticari iş gereği davacı tarafından davalılara faturalar tanzim edildiği, faturaların ödenmediğinden bahisle … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde takip alacaklısının davacı …, takip borçlularının … ile … Proje Havalandırma Mühendislik Müşavirlik İnş. San. Tic. Ltd. Şti olduğu, muhtelif malzeme satışından kaynaklanan 10 adet faturaya bağlı 14.082,18 asıl alacak, 5.017,62 TL işlemiş faiz ve sair ferilerinin tahsili için tahsili için 22.07.2020 tarihinde icra takibi başlatıldığı, anılan ödeme emrine borçlunun itiraz ettiği ve takibin durdurulduğu, davanın yasal sürede açıldığı, davalı şirketin ilgili vergi dairesine vermiş olduğu Form/Ba beyannamelerinin; davacı şirkete ait Form/Bs beyannameleri ile uyumlu olduğu davaya konu 10 adet irsaliyeli fatura ve fatura içeriğine davalı şirketin 8 günlük yasal süresi içerisinde bir itirazının olduğunu gösterir herhangi bir belgeye dosyasında rastlanmadığı gibi ilgili vergi dairesine mal ve hizmetin alınmış olduğunun beyan edildiği, davacı şirketin yevmiye defteri ile uyumlu olan muavin defter cari hesap borç bakiyesinin; … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında kayıtlı muhtelif malzeme satışından kaynaklanan on adet irsaliyeli faturaya bağlı 14.082,18 TL’lik asıl alacak tutarı ile uyumlu olduğu ve alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne; davalıların … Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın iptali ile takibin 14.082,18 TL asıl alacak ve 5.017,62 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.099,80 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren talep gibi %13,75’ten fazla olmamak üzere ticari temerrüt faizi uygulanmasına, alacak likit olmakla asıl alacağın %20’si oranında olan 2.816,43 icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle;
HÜKÜM :
1-Davanın Kabulüne;
2-Davalının … Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın iptali ile takibin 14.082,18 TL asıl alacak ve 5.017,62 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.099,80 TL üzerinden devamına,
3-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren talep gibi %13,75’ten fazla olmamak üzere ticari temerrüt faizi uygulanmasına,
4-Asıl alacağın %20’si oranında olan 2.816,43 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5.Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 62,20 TL başvuru ve vekalet harcı, 800,00 TL bilirkişi ücreti, 84,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 946,20 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
8-Alınması gerekli 1.304,71 TL harçtan peşin alınan 230,68 TL harcın düşümü ile arta kalan 1.074,03 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
9-Peşin alınan 230,68 TL harcın davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
10-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.05/10/2021
Katip …

Hakim …