Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/631 E. 2021/774 K. 15.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/631 Esas
KARAR NO : 2021/774

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 17/12/2020
KARAR TARİHİ : 15/11/2021
KARAR Y.TARİHİ : 19/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin iş sağlığı ve güvenliği sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı şirket arasında iş
ilişkisinin olduğunu, müvekkili şirket üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz ve usulüne uygun
olarak yerine getirdiğini, ancak davalı şirketin, müvekkili şirkete ödenme yapmadığını, muavin defter
ve kayıtları ile bunlara konu fatura içeriklerinden de açıkça görüleceği üzere müvekkili şirketin
davalı şirketten 17.889,50 TL asıl alacağının bulunduğunu, alacağın tahsili amacıyla Ankara
… Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının
haksız ve yersiz olarak itirazda bulunarak takibi durdurduğunu, dava şartı arabuluculuk
görüşmelerinin anlaşmama ile sonuçlandığını belirterek itirazın iptaline, takibin
devamına, davalı borçlunun takip miktarının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar
tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin yeme-içme sektöründe faaliyet gösterdiğini, davacı şirketin müvekkili aleyhine
Ankara … Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkil
şirketin söz konusu borç ve ferilerine “borcu olmaması” sebebiyle itiraz ettiğini, müvekkili
şirketin davacı şirketten Haziran 2017’de iş sağlığı ve güvenliği hizmeti almaya başladığını,
aldığı hizmet ve kesilen faturalar uyarınca hizmet bedellerini ödediğini, Covid-19 salgını
sebebiyle iş yerinin kapandığını, pandemi dönemi boyunca müvekkil şirkete ait iş yerinin
kapalı olup faaliyet göstermediğini, bu dönem boyunca davacı şirketten de herhangi bir
hizmet alınmadığını, davacı şirketin de anılan hizmeti sunduğuna dair hiçbir belge ve delil
sunmadığını, müvekkilinin pandemi sebebiyle, idari makamların tasarrufu uyarınca iş yerinde
faaliyetlerini durdurmak zorunda kaldığını, dolayısıyla davacı şirketin sunduğu hizmeti
almadığını, icra takibine konu borcun doğmadığını, dava şartı arabuluculuk görüşmelerinin
anlaşmama ile sonuçlandığını savunmuş davanın reddin istemiştir.

YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsiline yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Arabuluculuk son tutanağı, fatura cari hesap örneği, Ankara … Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası, bilirkişi raporu ve diğer bilgi belgeler dosyada mevcuttur.
Ankara … Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı … İş Sağlığı ve Güvenliği Mühendislik Eğitim Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından borçlu … Gıda Restoran Yayıncılık …Ltd. Şti. aleyhine cari hesap alacağına dayalı olarak 17.889,50 TL cari hesap alacağı, 419,06 TL cari hesap işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.308,56 TL ‘nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu şirketin 13/11/2020 tarihli dilekçesi ile takibe, ödeme emrine, borca, faiz oranına, işlemiş faize ve takibin tüm ferilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın yasal süresi içeresinde açıldığı görülmüştür.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 02/09/2021 tarihli raporunun sonuç kısmında özetle; davacı şirkete ait 2019 ve 2020 yılları ticari
defterlerin, noter tasdiklerinin yapıldığını gösterir belgelerin tarafımıza sunulmadığından ticari
defterlerin usulüne uygun tasdik ettirilip, işlendiğinin, HMK ve TTK ya uygun olup
olmadığının tespitinin yapılamadığını,
taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin dosyasında mevcut olmadığını,
davacı vekili tarafından dosyaya kazandırılan ve yukarıda 7 inci maddede ayrıntılı
olarak arz ve izah edilen fatura ve fatura içeriklerine davalı şirketin 8 günlük yasal süresi
içerisinde bir itirazının olduğunu gösterir herhangi bir belgeye dosyasında rastlanmadığını,
yine yukarıda 7 inci maddede ayrıntılı olarak arz ve izah edilen 31.01.2018 –
31.08.2020 tarihleri arasında davacı şirketin, davalı şirket adına düzenlemiş olduğu faturaların; iş yeri hekimi hizmet bedeli, İSG uzmanı hizmet bedeli açıklamalı olduğunu,
toplam 32 adet faturanın, üst kısmı maliye bakanlığı logosu altına, kaşe vurulduğunu
ve sağ alt kısmında teslim alan ve teslim eden şeklinde herhangi bir yazı ya da işarete rastlanmadığını, faturaların; 17 adedinin KDV dahil 675,50 TL/ay, 12 adedinin KDV dahil 742,30
TL/ay şeklinde düzenlenmiş olduğunu, 2018 yılında 8.106,00 TL, 2019 yılında 8.573,60 TL ve 2020 yılı 5.934,40 TL olmak
üzere toplam KDV dahil 22.618,00 TL bedelli olduğunu, Ankara … Dairesinin … esas sayılı dosyasında kayıtlı cari hesap
bakiyesine bağlı 17.889,50 TL’lik asıl alacak miktarı ile davacı vekili tarafından dosyaya
kazandırılan ve yukarıda 7 nci maddede ayrıntılı olarak arz ve izah edilen muavin defter cari
hesap bakiyesinin uyumlu olduğunu, anılan bakiye miktarın bir kısmının ya da tamamının
ödendiğini gösterir herhangi bir belgeye dosyasında rastlanmadığını, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, fatura örnekleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre; davacının, iş sağlığı ve güvenliği hizmet alacağından kaynaklanan fatura alacağının tahsiline yönelik davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğu, davacının eldeki dava ile itirazın iptaline karar verilmesini istediği görülmüştür.
Davalı yan ise tebliğ aldığı ödeme emrine karşı; takibe, ödeme emrine, borca, faiz oranına, faize, işlemiş faiz ve tüm ferilerine itiraz etmiş, davaya cevaplarında ise; yeme içme sektöründe çalıştığından bahisle pandemi döneminde iş yerinin kapalı olduğunu ve hizmet almadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, incelenen taraf ticari defterleri, takip dosyası ile hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında iş sağlığı ve güvenliği hizmeti verilmesi işine ait cari hesap ilişkisinin bulunduğu, davacı yan ticari kayıtlarına göre davacının davalı yandan 17.889,50 TL cari hesap alacağının olduğu belirlenmiştir. Davalı yan, yeme içme sektöründe çalıştığını, pandemi nedeniyle 2020 yılında iş yerini kapattığını, bu dönem içerisinde hizmet almadığını savunmuştur. Buradan hareketle davalı yanın pandemi başlangıcından önceki döneme yönelik bir itirazının olmadığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamından, takip dayanağı cari hesap alacağının, 2017-2020(Ağustos) yılları arası dönemi kapsadığı, pandemi dönemine denk gelen (Nisan 2020-Ağusto 2020) ödenmediği ileri sürülen fatura alacağı toplamının 3.711,50 TL’ye tekabül ettiği görülmüştür. Bu durumda davalı yanın, pandemi başlangıcından önceki dönem ait 14.178,00 TL cari hesap alacağını kapsayan faturalara açık bir itirazı bulunmamaktadır. Zaten cevap dilekçesinde bu döneme ilişkin alınan hizmet bedelinin ödendiği savunulmuştur. Ancak davalı yan, ödeme savunmasını usulüne uygun yazılı delillerle ispatlayamamış olup, ödeme savunmasına itibar edilmemiştir. Az yukarıda ifade edildiği üzere, cevap dilekçesinin anlatımından; davalı yanın itirazının, pandemi (Nisan 2020-Ağustos 2020) dönemine isabet eden 3.711,50 TL alacağa konu 5 adet faturaya ilişkin olduğu değerlendirilmiştir. Davalı tebliğ aldığı fatura içeriklerine süresi içinde itiraz etmemiş, davacı tarafından iş yerinin kapalı olduğu bir dönemde fatura düzenlenerek tebliğ ettirilmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğunu savunmuştur. Davalı, TTK’nın 18/2. maddesi gereği ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü altındadır. Koronavirüs salgını tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de etkili olmuş, can kayıpları yanında ciddi ekonomik sorunların doğmasında neden olmuştur. İçişleri Bakanlığınca “Koronaviris Tedbirleri” genelgesi kapsamında ve genelgede yazılı iş yerlerinin faaliyetlerine, ilk defa 16 Mart 2020 tarihinden sonra süreli olarak ara verilmiş ancak yeme içme sektörü genelge kapsamı dışında bırakılmıştır. Bu sektörde çalışan şirketler kısmi kısıtlamalar dışında faaliyetlerine devam etmiştir. Yeme içme sektöründe çalışan ve kısıtlı olsa da faaliyetlerine devam etmesi gereken davalı şirket, faaliyetini durdurduğuna dair sözleşmenin tarafı olan davacıya bildirimde bulunmamış, dosya kapsamına buna ilişkin delil ibraz etmemiştir. Kaldı ki, sicil kayıtlarından da davalı şirketin aktif durumda olduğu anlaşılmıştır. Bö1ylece davalı şirketin pandemi süresi içinde faaliyetlerini durdurduğuna ve iş yerini kapattığına dair savunmasına itibar edilmemiştir. Bu nedenlerle davalının 17.889,50 TL asıl alacağa yönelik itirazı yerinde olmadığından iptaline, davalının takipten önce temerrüte düşürüldüğü iddia ve ispat olunmadığından ve olayda TTK’nın 1530 maddesinin uygulama yeri bulunmadığından takip öncesi işletilen faize yönelik talebin reddine karar verilmiştir. Takip konusu alacağın faturaya dayandığı ve belirlenebilir olduğu anlaşıldığından hüküm altına alınan 17.889,50 TL alacağın %20’si oranında inkar tazminatının takibe haksız itiraz eden davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın kısmen kabulüne, davalının Ankara … Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 17.889,50 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin 17.889,50 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilerek devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2- Davacının inkar tazminatı isteminin kabulüne, itirazın iptaline karar verilen 17.889,50 TL’nin %20 ‘si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3
-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
4-Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 419,06 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından aşağıda dökümü yapılan 1.170,70 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.143,90 TL’nin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Alınması gerekli 1.222,03 TL harçtan peşin alınan ve tamamlatılan 273,27 TL harcın düşümü ile arta kalan 948,76 TL harcın davalı tarafdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Peşin alınan ve tamamlatılan 273,27 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,

9-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, red ve kabul oranına göre 1.289,79 TL’sinin davalıdan, 30,21 davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/11/2021
Katip … Hakim …
e-imzalıdır
e-imzalıdır