Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/619 E. 2023/331 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2020/619 Esas
KARAR NO : 2023/331

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – TCKN: … …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : … -TCKN: … …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2020
KARAR TARİHİ : 05/05/2023
KARAR Y.TARİHİ : 09/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin daha önceki tarihlerde… ilinde emlakçılık yapmakta iken tanışmış olduğu birtakım şahıslar ile karşılıklı güven ve arkadaşlık ilişkisinden dolayı çeşitli açık ve üzeri yazılı senetler verdiğini, yine bu şahıslardan olan … isimli şahısa da iki açık senet ve bir adet 80.000,00 TL’lik senedi güvence ve teminat maksatlı verdiğini, müvekkilinin bir kolu olmadığı için senedin alt kısmının … tarafından doldurulduğunu ve üst kısmının açık olacak şekilde müvekkili tarafından imzalandığını, …Mahkemesinde görülmekte olan taraflarından açılan …Esas sayılı dosyanın bir tapu iptal tescil davası olduğunu, müvekkilinin bu şahıslara güvenerek kendisine ait olan… ilindeki evini başka borçlarından mütevellit bu şahsa tapuda devrettiğini, bu senetlerin de bu davanın konusu olan tarafların arasında ki iş ilişkiye istinaden müvekkili tarafından borç ödenene ve ipotek kaldırılana kadar davalı tarafa güvence ve teminat senedi olarak durması gereken bir senet olmasına rağmen bahsedilen kişilerce davalıya tevdi edildiğini tamamen bu iç ilişkiye ve anlaşmaya aykırı olarak senedi doldurduğunu ve icraya verdiğini, müvekkili ile davalı arasında bahsedilen olayın dışında hiçbir hukuki, ticari ve insani ilişki olmadığını, hayatı boyunca davalıyı bir kere bile görmediğini, müvekkilinin durup dururken hiç tanımadığı davalıdan böyle bir borç almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu beyan ederek, müvekkili açısından geri alınamaz maddi zararlar oluşturabileceği için …Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına ihtiyati tedbir konulmasına, müvekkilinin davalı tarafa borçsuzluğunun tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacının davasını hak düşürücü sürede açmadığı gibi alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının daha önce aynı konuda dava açtığını, davanın reddine dair kararın kesinleştiğini, davacının imzasını inkar etmediğini, davacının menfi tespit talep ettiği alacağın kambiyo senedi olduğunu, HMK. 200 maddesi gereği senede karşı senetle ispat zorunluluğu olduğunu, senedin teminat senedi olduğu iddiasının da yersiz olduğunu, senedin başka kişilerden müvekkiline geçtiği ve kötü niyetli şekilde takibe konu edildiği iddiasının ispat edilmesi gerektiğini, davanın müvekkili ile irtibatlanmasının mümkün olmadığını, kıymetli evraka konu borcun illetten mücerret olduğunu beyan ederek, davacının davasının reddine, müvekkilinin kötü niyetli olarak alacağına kavuşmasının engellemesi karşısında %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-)… Başsavcılığının …Soruşturma sayılı dosyası,
2-)… Mahkemesinin… esas sayılı dosyası, …Dairesinin … Esas sayılı dosyası,
3-)…Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası. … Mahkemesinin …Talimat sayılı dosyası,
4-)… Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası,
5-)… yazılan müzekkere cevabı,
6-)Hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk son tutanağı,
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, kıymetli evraktan kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
Borçlunun, temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek açtığı menfi tespit davası, öğreti ve uygulamada bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası olarak adlandırılmaktadır. Bedelsizlik ise, bir kambiyo senedinin ihdasına neden olan temel alacağın herhangi bir nedenle mevcut olmamasıdır (…). Başka bir ifadeyle bir kambiyo taahhüdünün temel alacağı geçersizse ya da sona ermişse, o kambiyo taahhüdü bedelsiz demektir. Bu anlamda senedin bedelsiz sayılmasında esas alınan husus, temel borç ilişkisinin kendisi değil, bu temel borç ilişkisinden doğan temel alacaktır. Bu itibarla bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası ile maddi hukuk bakımından borcun mevcut olup olmadığının tespiti amaçlanmakta; borçlu olmadığını iddia eden borçluya, genel hükümlere göre bu durumu tespit imkânı verilmektedir. Dava neticesinde borçlu olunmadığının tespiti hâlinde ise davacı (borçlu) hakkında bir icra takibi başlatılması engellenmiş olacak veya başlatılan ve devam eden icra takibi iptal edilerek, davacının mevcut olmayan bir borcu ödemesi engellenmiş olacaktır. Bedelsizlik iddiası, TTK’nın 687. maddesi anlamında bir kişisel def’îdir. Bedelsizlik bir kişisel def’î olduğundan düzenleyen tarafından kural olarak ancak senet lehtarına karşı ileri sürülebilir. Ancak borçlu, hamilin senedi bilerek kendi zararına devraldığını kanıtlamak şartıyla hamile karşı da bedelsizlik def’îni ileri sürebilir. Bedelsizliğe dayalı menfi tespit davasının yasal dayanağı TBK’nın 77 ve devamındaki maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmedir.
Davaya konu senet kıymetli evrak niteliğinde olduğundan ve kural olarak, bono bir ödeme aracı olup mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerekeceğinden sebepten bağımsız olarak soyut bir hukuki işlem şeklinde olan bonodan dolayı borç altına giren kişilerin bu senedin bedelsiz olduğu konusundaki iddiasında ispat külfetinin borçluya ait olduğu, diğer menfi tespit davalarından farklı olarak kıymetli evrak ilişkisinden kaynaklanan menfi tespit davalarında borç ikrar anlamı taşıyan bonodan dolayı alacaklının alacağını ispat etmesi zorunluluğu bulunmadığı, İncelenen bono metninde bir ihdas nedeni olarak nakden ibaresine yer verildiği anlaşılmktadır.
6100 sayılı HMK’nın 201. Maddesinde; “Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.” düzenlemesi uyarınca senede karşı senetle ispat kuralı uyarınca davaya konu bono nedeniyle borçlu olmadığını ileri süren davacının bu hususu senet düzeyinde bir kesin delille ispat etmesi gerekmektedir.
Buna bilgiler ışığında;
Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak davalı alacaklı da ise de, alacaklının alacağı imzası inkar edilmemiş senede dayanması durumunda borçlu olunmadığını ispat yükünün davacı borçluya düştüğü, davacının, üzerinde bedeli nakten alınmıştır ibaresi bulunan senedin teminat amacıyla verildiğini/ anlaşmaya aykırı doldurulduğu/ senedin araç alım satımına dair tek verildiği daha sonra ikinci bir senet olarak ortaya çıkarıldığı iddia ederek (iddialar da çelişkili olmakla) senedin veriliş amacı olarak görülen nakden ibaresinin talil ettiği ve bu iddiasını ispat ile yükümlü olduğu, kural olarak bononun “kayıtsız ve şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadini” içerdiği, bunun aksini iddia eden tarafın bononun teminat amacıyla verildiğini HMK’nun 200’üncü maddesi uyarınca senetle ispat etmesi gerektiği (… sayılı emsal kararı), yine TTK hükümlerine göre açığa bono düzenlenmesi mümkün olup, bononun boş kısımlarının anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia eden borçlunun bu iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerektiği (…. sayılı emsal kararı), bu konuda tanık dinlenmesinin mümkün olmadığı, yapılan tüm açıklamalar ve dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davacı yanın senedin teminat amacıyla verildiğini ve taraflar arasında ki sözleşmeye aykırı olarak doldurulduğunu yazılı belge ile ispat etmesi gerektiği, davacılar tarafından nakden kaydı bulunan bononun teminat amacıyla verildiği ve sözleşmeye aykırı olarak doldurulduğunun yazılı belge ile ispat edilemediği anlaşılmakla, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Anlatılan nedenlerle,
1-Davanın REDDİNE,

2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL harcın, peşin alınan 269,83 TL harçtan düşümü ile fazla alınan 89,93 TL harcın kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde yatırana iadesine,
3-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3,13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,

4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,

5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca yatırana iadesine,
7-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca … bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,

Dair davacı asil ve vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır