Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/598 E. 2021/335 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
… GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/598 Esas
KARAR NO : 2021/335

Av. … -…

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/07/2014
KARAR TARİHİ : 18/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, dava dışı işçi …vekili tarafından Ankara … Mahkemesi’ne işe iade ve diğer işçilik alacaklarının tahsili talebiyle açılan davada mahkemenin 30/03/2012 tarih ve 2011/926 esas 2012/289 karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verildiğini, temyiz incelemesi sonucu kararın onandığını, ilamın müvekkili aleyhine icraya konulması sonucu müvekkili tarafından Ankara…İcra Müdürlüğü’nün 2013/4995 sayılı dosyasında 15/04/2013 tarihinde 596,61 TL, Ankara…İcra Müdürlüğünün 2013/8693 sayılı dosyasında 28/05/2013 tarihinde 9.304,32 TL ödemede bulunulduğunu, dava dışı işçi Medeni Batur vekili tarafından işe iade ve işçilik haklarının tahsili talebiyle açılan davada Ankara … Mahkemesi’nin 30/03/2012 tarih 2011/924 esas 2012/287 karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verildiği, temyiz incelemesi sonucu kararın onandığını, ilamın müvekkili aleyhine icraya konulması sonucu, müvekkili tarafından Ankara…İcra Müdürlüğü’nün 2013/4993 sayılı dosyasında 15/04/2013 tarihinde 596,61 TL, Ankara … İcra Müdürlüğünün 2013/8697 sayılı dosyasında 28/05/2013 tarihinde 9.332,00 TL ödemede bulunulduğunu, dava dışı işçi Eyüp Düzdar vekili tarafından işe iade ve işçilik haklarının tahsili talebiyle açılan davada Ankara … Mahkemesi’nin 30/03/2012 tarih 2011/925 esas 2012/288 karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verildiği, temyiz incelemesi sonucu kararın onandığını, ilamın müvekkili aleyhine icraya konulması sonucu, müvekkili tarafından Ankara…İcra Müdürlüğü’nün 2013/4994 sayılı dosyasında 15/04/2013 tarihinde 596,31 TL, Ankara…İcra Müdürlüğünün 2013/8698 sayılı dosyasında 9.303,67 TL ödemede bulunularak dosya borcunun kapatıldığını, müvekkili idare tarafından toplam 29.704,84 TL ödeme yapıldığını, davalı şirket ile müvekkili arasında yapılan sözleşme, sözleşmenin eki idari ve teknik şartname hükümlerine göre söz konusu işçi alacaklarından alt işveren olan davalı yüklenicinin sorumlu olduğunu belirterek 29.704,84 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek reskont faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsilini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçelerinde, davaya bakmaya Ankara Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğunu, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, alacağın zamanaşımına uğradığını savunmuş, esasa ilişkin olarak da, ilama göre adı geçen işçilerin süresi içinde işverene başvurması halinde kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aylık ücretinin müştereken ve müteselsilen tahsilinin tespitine karar verildiğini, dava dışı …, … ve … ‘ın müvekkiline işe başlama konusunda yazılı başvurularının bulunmadığını, müvekkilinin başlatılan icra takiplerine itirazı sonucu takibin durduğunu, takiplerin kesinleşmediğini, işe başlatma ile ilgili tazminatların kesinleşmediğini, davacı yönünden ise takibin kesinleştiğini, davacı şirketin yaptığı ödemelerden müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, sözleşme hükümlerine göre de davacı kuruluşun müvekkiline işçi alacakları konusunda herhangi bir ödeme yapmadığından, söz konusu işçi alacaklarının rücüen tahsilini talep edemeyeceğini, davacı kuruluşta çalışan işçilerin hiç değişmediğini, ancak çalıştıran yüklenici firmaların değiştiğini, esasen işçilerin davacının işçileri olduğunu, istenilen tutarın fahiş olduğunu savunmuş, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, rücuen alacak istemine ilişkindir.
Mahkememizce, 19/07/2016 tarihinde, “davanın kabulüne” karar verilmiş, bu karar davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 26/02/2020 tarihli kararıyla bozulmuştur.
Yargıtay kararında özetle, “…Yüklenici işçisinin hizmet aktinin feshi sonrasında işveren ve yüklenici aleyhine açtığı işe iade davasında davanın işçi lehine sonuçlandığı, işe iade edilmeme halinde de bir bedel ödenmesine karar verildiği ve işçinin işe iade edilmemesi nedeniyle işverenin işçiye bu bedeli ödediği anlaşılmaktadır. İşçinin hizmet aktini yüklenici ile imzalamasına rağmen, işyerinin işverene ait olması nedeniyle işçinin işe iadesinin işveren ve yüklenici birlikte gerçekleştirmek zorundadır. İşverinin kabulü olmadan yüklenicinin işçiyi iade etmesi mümkün değildir. Ayrıca İş Mahkemesince işveren ve yüklenici müteselsilen sorumlu tutulmuşlardır. Taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinde bu hususu düzenleyen bir hüküm de bulunmamaktadır. Bu durumda işçinin işe iade edilmemesi nedeniyle işçiye ödenen bedelden tarafların yarı yarıya sorumlu tutulmaları gerekir. Uyuşmazlığın yukarıdaki ilke çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir… ” şeklinde bildirilmiştir.
Yeniden yapılan yargılamada Yargıtay kararına uyulmuştur.
Ankara … Mahkemesi’nin 2011/926 ve 2011/924 esas sayılı dosyaları, Ankara … Mahkemesi’nin 2011/925 sayılı dosyasının gerekçeli kararı ile Ankara…İcra Dairesi’nin 2013/8699, 2013/4994, 2013/4993, 2013/8697, 2013/8698 ve 2013/8691 sayılı dosyaları getirtilmiş, Ankara … Mahkemelerinin kararlarında özetle, davalı işverence yapılan feshin geçersizliğine, davacının davalı …Organizasyon … Tic. Ltd. Şti.’de işe iadesine, süresi içinde işverene başvurması halinde kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aylık ücret ve diğer hakların davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin gerektiğinin tespitine, davacıya ödenen kıdem ve ihbar tazminatlarının işe başlatılması halinde bu alacaktan mahsubuna … karar verilmiş olduğu, mahkeme kararlarının davacı işçilerin vekili tarafından Ankara…İcra Müdürlüğünün takip dosyalarında borçlu olarak davacı PTT Genel Müdürlüğü ve davalı İlkim … Ltd. Şti. gösterilmek suretiyle işçi alacağının tahsili için takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
4857 sayılı İş Kanununun 2/6. maddesinde, “Asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. ” hükmü bulunmaktadır.
İşverenlerin sorumluluğuna ilişkin Yargıtay .. . Hukuk Dairesinin 25.06.2020 tarih ve 2019/1035 Esas, 2020/2289 Karar sayılı kararında ”… İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir. İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekirHizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır. İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir. Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir. ….Davalı işçisinin sosyal hakları davalı tarafından ödenmemesi sebebiyle iş mevzuatı uyarınca sorumlu olan davacı aleyhine dava açılmış olması ve ödemenin davacı tarafından yapılması halinde işveren davalı sözleşme hükümleri çerçevesinde malvarlığında meydana gelen azalmanın tamamını davalılardan talep edebilecektir bu gerekçeyle icra masraflarının da davalılardan sorumlu oldukları dönemle sınırlı olarak tamamının hüküm altına alınması gerekir…”. şeklinde belirtilmiştir.
Dava tarihi olan 09/07/2014 tarihinden sonra yargılama sırasında, 22.02.2019 tarih, 30694 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7166 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 11 maddesi ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112. maddesine eklenen 6. fıkrada, 4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilere, 11/9/2014 tarihinden sonra imzalanan ihale sözleşmeleri kapsamında, kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde 11/9/2014 tarihinden sonra geçen süreye ilişkin olarak kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan kıdem tazminatı ödemeleri için sözleşmesinde kıdem tazminatı ödemesinden ötürü alt işverene rücu edileceğine dair açık bir hükme yer verilmemişse alt işverenlere rücu edilmez. hükmü ile aynı Kanun’un 12. maddesi ile 4857 sayılı Kanuna eklenen geçici 9. maddede Bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla kamu kurum veya kuruluşları tarafından alt işverene rücu edilmek üzere yürütülen davalarda, 112 nci maddenin altıncı fıkrası kapsamında rücu edilmeyecek kısmı için ihtilafın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilir, yargılama gideri ve vekâlet ücreti taraflar üzerinde bırakılır. İcra takiplerinde rücu edilmeyecek kısma ilişkin olarak harç alınmaksızın düşme kararı verilir, takip giderleri ile vekâlet ücreti taraflar üzerinde bırakılır. Ancak, bu kapsamda alt işverene rücu edilerek takip ve tahsil edilmiş olan tutarlar, alt işverenler lehine hiçbir şekilde alacak hakkı doğurmaz ve tahsil edilmiş tutarlar iade edilmez. hükmü eklenmiş; 4857 sayılı İş Kanunu geçici 9. maddesinde belirtilen ve Anayasa Mahkemesince iptal olunan “bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından alt işverene rücu edilmek üzere yürütülen davalarda, 112/6. maddesi kapsamında rücu edilmeyecek kısmı bakımından yargılama gideri ve vekalet ücreti taraflar üzerinde bırakılır.” hükmünde, “yürütülen davalara” yapılan atıf olduğu ancak; Anayasa Mahkemesinin 15.10.2019 tarihli ve 30919 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İş Kanunu’nun 112/6 ve geçici 9. maddesinin ilk cümlesi, 2019/42 Esas, 2019/73 Karar sayılı kararı ile iptal edilmekle söz konusu hükümlerin uygulanmayacağı ve vekalet ücreti ve yargılama giderinin hüküm tarihine göre belirlenmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Talep ve iddia, savunma, yargıtay ilamı, SGK kayıtları ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğu, yüklenici işçinin hizmet aktinin feshi sonrasında işveren ve yüklenici aleyhine açtığı işe iade davasında davanın işçi lehine sonuçlandığı, işe iade edilmeme halinde de bir bedel ödenmesine karar verildiği ve işçinin işe iade edilmemesi nedeniyle işverenin işçiye bu bedeli ödediği, İşçinin hizmet aktini yüklenici ile imzalamasına rağmen, işyerinin işverene ait olması nedeniyle işçinin işe iadesinin işveren ve yüklenici birlikte gerçekleştirmek zorunda olduğu, işverinin kabulü olmadan yüklenicinin işçiyi iade etmesinin mümkün olmadığı, ayrıca İş Mahkemesince işveren ve yüklenicinin müteselsilen sorumlu tutulduğu, taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinde bu hususu düzenleyen bir hüküm bulunmadığı, bu durumda işçinin işe iade edilmemesi nedeniyle işçiye ödenen bedelden tarafların yarı yarıya sorumlu tutulmaları gerektiği anlaşılmakla; işçiye ödenen bedel olarak Yargıtay bozma ilamı öncesi dava dışı işçilere Ankara…İcra Müdürlüğünün 2013/8697, 2013/8698 2013/8699, 2013/4993, 2013/4994, 2013/4995 sayılı dosyalarında ödendiği belirlenen 29.704,84 TL’nin yarısı olan 14.852,42 TL’den davalının sorumlu olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-14.852,42 TL’nin dava tarihi olan 11/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
3-Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından bozmadan önce ve sonra yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti, 119,00 TL posta ve tebligat gideri, 143,50 TL temyiz yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 862,50 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 431,25 TL’nin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Alınması gerekli 1.014,57 TL harcın peşin alının ve ilk karar ile tamamlatılan 2.029,14 TL’den düşümü ile arta kalan 1.014,57 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
7-Peşin alınan 507,30 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren on beş günlük sürede verilecek dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/05/2021
Katip …

Hakim …