Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/547 E. 2022/103 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2020/547 Esas
KARAR NO : 2022/103

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/11/2020
KARAR TARİHİ : 15/02/2022
KARAR Y.TARİHİ : 17/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı … (… Elektrik Elektronik Güvenlik Sistemleri) arasında 21/06/2016 tarihinde Sincan 1. OSB’de yapımı devam eden fabrikalar için kamera sistemi imalatı, nakliyesi, montajı ve sonrası için teknik destek konularına dair satınalma sözleşmesi adı altında sözleşme imzalandığını, sözleşme süresi, sözleşmenin 3. maddesi uyarınca imza tarihinden itibaren iki yıl olduğu, yine sözleşmenin 6. maddesi uyarınca işin başlangıcında 5.182,50 USD davalı tarafa ödendiğini, anılan sözleşmenin 3. maddesi uyarınca sözleşme süresi iki yıl olmasına rağmen, davalı tarafça sözleşme yükümlülükleri yerine getirilmediğini ve işin çok düşük bir kısmı yapıldığını, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından defalarca şifahi olarak işin tamamlanmasının talep edildiğini, davalının şifahi taleplere cevap vermemesi üzerine bu kez 16/01/2019 ve 15/02/2019 tarihlerinde mail ile işin bitirilmesinin istendiğini ve cevap verilmediğini, müvekkili şirket tarafından bu kez …. yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, müvekkili şirket tarafından sözleşme haklı nedenle feshedilerek başka bir firmaya işin tamamlattırıldığını, anılan ihtarnameye cevap verilmeyince, Ankara … Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını ve davalı tarafından takibe itiraz edildiğini belirterek, Ankara … Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, itiraz nedeniyle davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilmiş, süresi içeresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
6102 s. TTK m. 5/1’de yapılan düzenlemede, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ancak, Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
A-Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartları aranmaz. Uyuşmazlık konusunun 6102 s. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
B- Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Kanunda yapılan bu düzenleme uyarınca bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 s. TTK 19/2’de, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusundaki işin ticari iş niteliğinde olması bunun aynı zamanda ticari dava sayılmasını gerektirmez.
C-Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 s. HMK m. 1 uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6102 s. TTK m. 5/4’de düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri’ne açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Bu nedenle yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesi’ne genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin esasının görülmesi gerekir. Buna karşılık, kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması açıkça bozmayı gerektiren bir usule aykırılık hali oluşturur.
Bu bilgiler ışığında, dosya içerisinde toplanan tüm deliller, tarafların iddia ve savunmaları, sözleşme ve diğer belgeler incelendiğinde, davalı gerçek kişi hakkında yapılan araştırmaya göre, davalının işletme esasına göre defter tuttuğu ve tacir olmadığı, sadece davacı tarafın ticari işletmesi ile ilgili olan işin davalı için de ticari iş haline gelmeyeceği, dava konusunun mutlak ticari davalardan da olmadığı, anlaşılmakla, mahkememizin görevsiz olduğu, görevli mahkemenin Ankara Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu görülerek, görevsizlik kararı verilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Anlatılan nedenlerle,
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20/1 md. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli ANKARA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine, aksi takdirde talep halinde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-HMK 331/2 md. uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarında görevli mahkemece karar verilmesine, mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususunda da karar verilmesine,

Dair davacı taraf vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/02/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır